Dördüncü Tümen, Hizbullah’ın talebi üzerine Suriye-Lübnan sınırına askeri takviye yaptı

Lübnanlı ve İranlı liderler Deyr-i Zor’da bir araya geldi

Suriye-Lübnan sınırına yakın bir bölgede bulunan Suriye askerleri (SOHR)
Suriye-Lübnan sınırına yakın bir bölgede bulunan Suriye askerleri (SOHR)
TT

Dördüncü Tümen, Hizbullah’ın talebi üzerine Suriye-Lübnan sınırına askeri takviye yaptı

Suriye-Lübnan sınırına yakın bir bölgede bulunan Suriye askerleri (SOHR)
Suriye-Lübnan sınırına yakın bir bölgede bulunan Suriye askerleri (SOHR)

Suriye rejim ordusuna bağlı Dördüncü Tümen, Hizbullah’ın talebi üzerine Suriye-Lübnan sınırına askeri takviye getirdi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) sitesinden aktardığı habere göre, Dördüncü Tümen, Suriye içindeki çeşitli askeri istihbarat servisleri arasındaki rekabet ve sınırlara yakın bölgelerde nüfuzlarını genişletme rekabeti çerçevesinde sınır bölgesini kontrol etme çabalarını yoğunlaştırdı.

SOHR, 1 Mayıs’ta Humus’un batı kırsalında, Suriye-Lübnan sınırına bitişik Naura köyü ve çevresinde, birkaç köylü ile Dördüncü Tümen’e bağlı kontrol noktalarındaki unsurlar arasında silahlı çatışma çıktığını ve taraflar arasında yaralanmalar olduğunu gözlemledi.

SOHR’a konuşan yerel kaynaklara göre çatışmalar, Dördüncü Tümen’in, Suriye-Lübnan sınırlarına bitişik olan ve sakinleri iki ülke arasında mal ve gıda kaçakçılığının yanı sıra yasadışı insan kaçakçılığı yapan Naura ve Muşerifa köyünde yaşayanlara yönelik sürekli baskısının ardından patlak verdi.

Öte yandan, yerel kaynaklar, Suriye’nin doğusundaki Deyr-i Zor’da geçtiğimiz Cumartesi akşamı İran’a bağlı milislerin, İran ve Lübnan uyruklu birinci kademe liderleri arasında üst düzey bir görüşme gerçekleştirildiğini bildirdi.

SOHR’a göre, toplantıda özellikle Fırat’ın batısında bulunan İran’a ait noktaların Uluslararası Koalisyon tarafından tekrar tekrar hedef alınması ışığında, bölgedeki gelişmeler, yeniden konumlandırma operasyonları ve milislerin konuşlandırılması konuları ele alındı.

Görüşmelere aşina olan kaynaklar, toplantıya gerginliğin hakim olduğunu söyledi.



Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
TT

Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)

Beş kişilik bir ailenin reisi olan Ebu Yusuf bu bayramı da buruk geçirdi. Yokluk ve yoksulluk onu da diğer tüm Suriyeliler gibi derinden etkiledi. “Bayramda mutlu olmak istedik ama olamadık. Bayramlaşmak için birçok akrabaya gidemedim. Sadece erkek ve kız kardeşime gittim. Çoğu insan benim gibi, yokluktan dolayı psikolojik olarak yorgun” diyen 40 yaşındaki Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç çocuğunun bayram ihtiyaçlarının az bir kısmını dahi karşılayamadığını belirterek şunları söyledi:

 Artık bayramlarda sevinme imkanımız yok. Mutluluk çok paranın olmasını gerektiriyor ancak çoğu kişide bulunmuyor. Allah şartları düzeltsin, eski günlerdeki gibi bayramlarda neşeyi geri getirsin...

Ebu Yusuf, yüzünde üzüntü ile ‘lanetli savaştan’ önceki yıllardaki bayramların sevincini hatırlayarak, aile fertlerinin bayram namazından hemen sonra en büyüğün evinde toplandıklarını ve ardından diğer akrabalarıyla bayramlaşmak için yola çıktıklarını, Şam sokaklarının bayramlaşmak için dışarı çıkan insanlarla dolduğunu anlattı. “Şimdi sokaklara bakın, çocuklar dışında neredeyse boş” dedi. Halkın büyük çoğunluğu, Suriye hükümetinin, yoksulluk sınırının altında olan bölgelerinde yaşıyor. Devlet sektörü çalışanlarının aylık maaşı 150 bin lirayı geçmiyor. Beş kişilik bir aile, özellikle gıda maddelerindeki fiyatlardaki çılgın artış nedeniyle ayda dört milyon liradan fazlasına ihtiyacı duyuyor.

sdgf
Şam’da şeker satan bir dükkan. (AFP)

Şam sakinlerinin Kurban Bayramı kutlamaları için yaptıkları hazırlıklar, orta sınıfın yok olmasının ardından sınıf farklılıklarının ve geçim eşitsizliklerinin artan boyutunu gösterdi. Şarku’l Avsat, bayramdan önceki birkaç gün boyunca, bayram ihtiyaçlarını satın alındığı Şam pazarlarının kalabalık hali yerinde gözlemledi. Hazırlıklar vatandaşların maddi imkanlarına göre değişiklik gösteriyordu. Ebu Muhammed’in anlattıklarını, Şam’ın güneyinde tek oğluyla birlikte yaşayan yaşlı kadın Ümmü Samir de doğruladı. Gözyaşlarını tutmaya çalışan kadın, Şarku’l Avsat’a bayramın ilk üç gününde kapısını sadece üç kızının çaldığını belirterek şunları söyledi:

Bayramlar, maddi durumdan dolayı sıkıcı hale geldi. Komşular sessiz, kapılar çalınmıyor ve kimse kimsenin bayramını kutlamıyor. Bina girişinde veya asansörde birbirlerini görürlerse selam verirler ama ziyafet hazırlıkları çok az olduğu için nadiren biri diğerini davet eder.

Yaşlı kadın, yoksulluğun birçok aile reisi için psikolojik bir baskı oluşturduğunu vurgulayarak pek çok kişinin artık bir fincan kahve ya da bir bardak meyve suyu ikram edemediğini kaydetti. “Böyleyken, bayramdan nasıl mutlu olacaksınız?” diye sordu.

sde
Şam’da bayramın ilk gününde çocukların sevinci. (AFP)

Bu zor şartların gölgesinde bazıları, lise öğretmeni Mahmud’un da yaptığı gibi sosyal medya aracılığıyla akraba ve komşularının bayramını kutlamakla yetindi. Mahmud, Şarku’l Avsat’a şunları aktardı:

Bu daha iyi, çünkü durum çok zor. Birine giderseniz ve onun mali gücünün olmadığını biliyorsanız, utanmasına neden olabilirsiniz.

Ancak tüm bunlar yine de Şam sakinlerinin hepsinde bayram sevincinin tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Zira sayıca çok az da olsa varlıklı kişiler ve zenginler, bayram geleneklerini yeniden canlandırmak için çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir toplum araştırmacısı, Şarku’l Avsat’a, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun her geçen gün daha da kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle yorgun hissettiğini ve sürekli endişe içerisinde yaşadığını belirtti. Bunun her geçen gün daha da kötüleşen psikolojik durumlarını etkilediğini, sadece ziyafetlerle değil, ruhları neşelendirecek her şeyden mahrum kalmalarına neden olduğunu vurgulayan araştırmacı, bu dayanılmaz durum nedeniyle birçok Suriyelinin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Hükümete bu duruma acilen bir çözüm bulma çağrısında bulundu.