Suudi-Umman arabuluculuğu Yemen'deki siyasi şiddeti azalttı
Husilerin batı Yemen şehri Taiz'deki konutları hedef almasının sonuçları (Yemen Ulusal Soruşturma Komisyonu)
Dünyadaki çatışmaları izleyen uluslararası The Armed Conflict Location & Event Data Project (ACLED) adlı kuruluş, Nisan ayında Yemen'deki siyasi şiddetin en düşük seviyelerine gerilediğini gözlemledi. Kuruluş, siyasi şiddetin azalmasının bu ay boyunca devam etmesini bekliyor. Şiddetin azalmasını Suudi-Umman arabuluculuk çabalarına ve arabulucuların, Husilerin liderliğinde gerçekleştirdikleri görüşmeye bağlayan ACLED'e göre Yemen'de geçen ay siyasi şiddet bir önceki aya göre yüzde 30 azalarak savaşın başından bu yana en düşük seviyesine ulaştı.
ACLED, siyasi şiddetteki bu keskin düşüşün Suudi Arabistan’ın Yemen büyükelçisi Muhammed el-Cabir liderliğindeki Suudi ve Umman heyetlerinin barışı sağlamak için müzakereler yapmak adına Yemen'in başkenti Sana'ya yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini belirtti.
Ziyaretin ardından herhangi bir anlaşma açıklanmasa da sonraki günlerde çatışmanın tarafları arasındaki en büyük esir takasının tamamlanmasıyla birlikte kalıcı barışa dair işaretlerin geldiğini ifade etti.
ACLED, müzakerelerin Yemen limanlarını ve havaalanlarını yeniden açmaya, Husi kontrolündeki bölgelerdeki memur maaşlarının ödenmesine, Husiler ile uluslararası düzeyde tanınan hükümet arasında doğrudan görüşmelere ve iki yıllık bir siyasi geçişe odaklandığını belirtti.
Dünya çapında 50'den fazla ülkedeki silahlı çatışmaları izleyen ACLED, barış müzakerelerine bağlı şiddet olaylarındaki düşüşün muhtemelen mayıs ayı boyunca devam edeceğini söyledi.
Bu arada Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), şiddetli yağışlar nedeniyle önümüzdeki hafta Yemen'in 9 vilayetini vuracak yeni seller konusunda uyarıda bulundu.
Örgüt, beklenen sellerin özellikle Vadi Zabid’ de (Hudeyde, Dhamar ve İb) 5 binden fazla insanı ve Vadi Siham’da (Sana, Riyme ve Hudeyde) 2 binden fazla insanı etkilemesinin muhtemel olduğunu belirtti. Vadi Mur’da (Hacca ve Hudeyde), Vadi Tibn’ de (Lahc, ed Dali ve İb) ve Vadi Harad’ın kuzey kesiminde (Saada'nın batısı) binden fazla insan ve Vadi Rama'a'da (Rayima ve Dhamar) ve Vadi Benna’da (Abyan, Lahc ve ed-Dali) 800’den fazla insanın, Vadi Sardud’da (el-Mahvit ve Sana) yaklaşık 700 kişinin selden etkilenebileceğini ifade etti. Örgüt, tehlikelere maruz kalmaktan kaçınılmasını ve acil durum planlarının uygulanmasını önemle tavsiye etti.
Hava tahmini erken uyarı bültenine göre, şiddetli yağışlar Yemen'deki sel alanlarının çoğunu etkilemeye devam etti. Sel, el-Mahvit’te 4 kişinin ölümüne, barajlarda büyük bir çöküş olmasına neden oldu. Şiddetli yağışların sokakları ve evleri sular altında bırakarak yıkıma uğrattığı bir diğer bölge de İbb’in merkezi ile yaylaların büyük bir bölümü oldu.
Yemen'in batı kesimlerinin şiddetli yağışlara tanık olacağı teyit edilirken, öte yandan ülkenin doğu yarısında art arda kurak günlerin görünmesi bekleniyor. Bu durumun, insanları ve çiftlik hayvanlarını etkileyecek ve ciddi sağlık sorunlarına yol açacak toz dalgalarına yol açması muhtemel.
Ayrıca, Kızıldeniz kıyısı ve Aden Körfezi'ndeki gözlemlerin doğrulanmasıyla birlikte, ülke çapında dağınık, olgunlaşmamış çöl çekirgelerinin ortaya çıkmaya devam ettiği konusunda uyarıda bulunuldu. Tahminler, yağışların devam etmesiyle birlikte çöl çekirgelerinin özellikle Kızıldeniz kıyısı ve Aden Körfezi'nde önümüzdeki hafta da görüleceğini gösteriyor.
İklim değişikliği Yemen’deki insani durumu kötüleştiriyor
Yemen’i vuran seller, yerinden edilenlerin evlerini ve çadırlarını sular altında bıraktı (Reuters)
Yemen’de son aylarda meydana gelen seller ve yayılan ateşli hastalık salgınları sonucunda halkın büyük sıkıntı çektiğini bir dönemde, ülkedeki iklim değişikliği sebebiyle insani şartlar ve yaşam koşullarında dalgalanma tehlikesine karşı uluslararası uyarılar yapıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) birkaç gün önce, genellikle Ağustos ayının sonuna kadar süren yılın son yağışlı mevsiminin gelmesiyle birlikte, bu ay bazı Yemen vilayetlerinde sel yaşanabileceğini belirterek bir kez daha uyarıda bulundu.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Zamar, İbb, ed-Dali, Lahic ve Taiz vilayetlerini, şiddetli yağış olasılığı nedeniyle sellere tanık olması beklenen bölgeler olarak belirledi. Bu sellerden etkilenecek insan sayısının bin 500 olduğunu tahmin ederken, dikkat ve tedbir çağrısında bulundu.
Yemen’de yardım alanında çalışan uluslararası kuruluşların yer aldığı grup, Mart ayının başından 24 Haziran’a kadar Yemen’i vuran şiddetli yağış ve sellerden etkilenenlerin sayısının 300 bini aştığını belirtti. Son verilere göre, 9 ilde 100’den fazla ilçede 308 bin kişi olmak üzere 44 binden fazla aile etkilendi.
Hudeyde, selden en çok etkilenen vilayetler sıralamasında ilk sırada yer aldı zira bölgede 27 bin 700 aile selden etkilendi. Aden, 12 bin 300 aile ile etkilenen aile sayısında ikinci sırada yer aldı. Ardından İbb valiliği bin 600 aile ile üçüncü sırada yer alırken, Sana’da bin 500 aile ve Saada’da bin 200 aile etkilendi.
Yardım grubuna göre, bu sellerden etkilenenlere yönelik insani müdahale açısından yüzde 60 ila 96 arasında değişen önemli uçurumlar öne çıkıyor. Selden etkilenenlerin insani ihtiyaçları, gıda dışı ihtiyaçları ve acil barınma ihtiyaçlarından ortalama olarak yüzde 72’si karşılandı.
Topografik çeşitlilik
Hudeyde Ünversitesi’nden Ekolog Prof. Dr. Abdulkadir el-Haraz Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Yemen’in küresel iklim değişikliğine katkıda bulunan ağır sanayiye sahip ülkelerden biri olmamasına rağmen, dünyadaki iklim değişikliklerinden izole kalmayarak küresel iklim değişikliklerinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Haraz Yemen’in topografik çeşitlilik ile öne çıktığını bu durumunun, son yıllarda iklim değişikliğinden etkilenen çeşitli yağış miktarları gibi çeşitli iklim olaylarına yol açtığını belirtti. Bu nedenle de bilinmeyen miktarlarda yağan ve fırtınaya dönüşen yağışların, bilinen mevsimlerin dışında mevsimlerde meydana geldiğini ve buna rağmen bölgelerin büyük çoğunluğunun kuraklık ve çölleşmeden muzdarip olduğunu vurguladı.
Haraz, iklim değişikliğinin olumlu yönlerinden faydalanma çağrısında bulundu zira şu anda sadece olumsuzluklara ve zararlara bakıldığını ancak örneğin şiddetli yağışlardan, ülkenin su rezervlerinin artması, kuraklık ve çölleşme ile mücadele için deniz suyunun sızması engellenerek yararlanılabileceğini belirtti. Ayrıca çiftçilerin, kayıplardan ve çabalarını boşa harcamaktan kaçınmak için değişen yağış mevsimlerinden yararlanmaları ve bunlara uyum sağlamaları için de eğitim verilebileceğini sözlerine ekledi.
Haraz, iklim tahribatıyla mücadele projelerinin yanı sıra kalkınma projeleri oluşturmak için, iklim değişikliği ile mücadele projelerine yönelik destek programlarının, nüfusu korumak ve kayıplarını telafi etmelerine yardımcı olmak ve onları iklim değişiklikleri ve bunlarla nasıl başa çıkılacağı konusunda eğitmek gibi adımları içermesi gerektiğini belirtti. Çevre uzmanı, iklim değişikliğinin durdurulamayacağını ancak zararlarının azaltılabileceğini ve bazı yönlerinden yararlanılabileceğini vurguladı.
Bir nimetten lanete
Yemenliler, her türlü tahıl dahil olmak üzere birçok mevsimlik mahsulü yetiştirmek için yağmur suları konusunda iyimserken, ziraat mühendisi Samir Abdulcabbar, özellikle son yıllarda ve önümüzdeki yıllarda yağan yağmur miktarını ve sağanak yağışları emmek için yeterli altyapının olmaması göz önüne alındığında, son yıllardaki yağmurların Yemenliler için bir lanete dönüştüğüne inanıyor.
Abdulcabbar, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, bu yağmurların çiftçilerin tarım arazilerinin çoğunu, hatta tarım arazilerinin dışında ağaçların ve yabani otların büyüdüğü toprakların çoğunu yerle bir etmesine yol açacağını, bunun da beklendiği gibi şiddetli bir iklim değişikliğini tehdit ederek kuraklığa ve sıcaklıkta artışa yol açacağını belirtti.
Bitki örtüsü yağışa önemli ölçüde katkıda bulunduğundan bunu mutlaka gelecekte yağmur kıtlığının ve kuraklığın izleyeceğini söyledi. Bununla birlikte yağmurlar bu bitki örtüsünü ve üzerinde yetiştiği toprağı alıp silip süpürmeye devam ederse, bu durumun diğer faktörlerle birlikte, yağış miktarının önemli ölçüde azalmasına katkıda bulunacağını belirtti.
İklim değişikliği ve nüfusun sağlığı
Öte yandan tıp camiası, iklim değişikliğini ve onun feci etkilerini, özellikle alçak bölgelerde olmak üzere Yemenlilerin sağlığı üzerinde tehlikeli salgınlara neden olduğunu belirtti.
Geçen ayın başlarında, Marib’teki sağlık yetkilileri kamplarda yerinden edilmiş kişiler arasında binden fazla enfeksiyon olduğunu duyurdu. Hadramut’taki yetkililer ise Haziran ortasında, ülkenin doğusunda bulunan şehirde Yemen’in en az nüfuslu vilayetlerinden biri olmasına rağmen, Vadi Seiyun bölgelerindeki yağışların sivrisineklerin üremesine yol açması nedeniyle enfeksiyon sayısının bin 600’den fazla vakaya ulaştığı açıklandı.
Taiz sağlık yetkilerine göre, kalabalık ve yoğunluk açısından ikinci olan Taiz’de, bu yılın başından Mayıs başına kadar dang humması, sıtma ve chikungunya da dahil olmak üzere 9 binden fazla çeşitli ateş vakası kaydedildi.
Yemen tıp çevreleri, Yemen’e tıbbi yardım sağlayan uluslararası kuruluşların, genellikle çok sayıda ölüme neden olmasına rağmen, yağışlı mevsimlerde yayılan ateşli hastalıklara yeterince önem vermediği bir dönemde, ülkedeki sağlık sektörünün yağmurlu mevsimlerdeki vakalarla başa çıkamadığına yönelik şikayetlerde bulunuyor.
Çevre uzmanı Abdulkadir el-Haraz’a dönersek, şiddetli yağışlar, seller ve çevre kirliliği, ateşli hastalıklar dahil tehlikeli hastalıkların yayılmasının en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Yağışlı dönemlerde ortaya çıkan bataklıklar hastalık taşıyan sivrisinekler için en önemli üreme merkezleri arasında yer alıyor. Ayrıca sel suları ile çöplerin yerleşim yerlerine doğru sürüklenmesi ve nemin artması, bakteri ve virüslerin çoğalmasına neden olarak, şiddetli yağışların tekrarlaması hastalıkların yayılmasının uzun süre devam etmesine neden oluyor.
Bunun yanı sıra birçok kanalizasyon istasyonunun akarsu ve vadilerde yer alması, atık su içeriğinin bataklıklara ve tarım arazilerine taşınmasına yol açıyor.
Yemen’de havanın özelliklerini ve bileşenlerini değiştiren elektrik santralleri ve petrol sahalarının yola açtığı hava kirliliği, solunum sistemi ve ciltte alerjik hastalıklara ve hatta bazı kanser türlerine de neden oluyor.