Yemen’den kadın aktivistlerin kurtarılması için dünyaya çağrı

Yemen, kaçırılan kadınların serbest bırakılması için Husilere uluslararası baskı çağrısında bulundu

Husi militanlar, Amran Valiliği'ndeki mezhepsel seferberlik etkinliğine katılıyor (Şarku’l Avsat)
Husi militanlar, Amran Valiliği'ndeki mezhepsel seferberlik etkinliğine katılıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen’den kadın aktivistlerin kurtarılması için dünyaya çağrı

Husi militanlar, Amran Valiliği'ndeki mezhepsel seferberlik etkinliğine katılıyor (Şarku’l Avsat)
Husi militanlar, Amran Valiliği'ndeki mezhepsel seferberlik etkinliğine katılıyor (Şarku’l Avsat)

Yemenliler önümüzdeki dönemde hükümet ile Husiler arasında "hepimiz hepimiz için" ilkesi ışığında tutsaklar ve tutuklular konusunda yeni bir sayfa açılmasını umuyor. Hükümet, uluslararası toplumu kaçırılan ve kaybolan yaklaşık bin 700 kadının serbest bırakılması için Husilere baskı yapmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, Husilerin, devlete karşı giriştikleri darbeden bu yana yüzlerce Yemenli kadını evlerinden, işyerlerinden, halka açık sokaklardan ve kontrol noktalarından kaçırdığını söyledi. İryani, “Onları gözaltı merkezlerine ve gizli hapishanelere götürdüler, haklarında kötü niyetli suçlamalar uydurdular ve onlara karşı şantaj, psikolojik ve fiziksel işkence ve cinsel taciz biçimlerini uyguladılar” dedi.

Yemenli bakan, Husi milisler tarafından kadınlara karşı işlenen bir dizi adam kaçırma ve kaybetme suçunu inceledi. Sanatçı ve model İntisar el-Hamadi'nin Şubat 2021'de başkent Sana'da halka açık bir yerde kaçırılmasına atıfta bulunduğu açıklamasında İryani, Hammadi’nin fuhuş çetesinde çalışmak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ve tek kişilik hücrede tecrit altına alındığını söyledi. Bakanın açıklamasına göre Hammadi tek kişilik hücresinde birden fazla kez intihara teşebbüs etti.

fdg

İryani, Husi grubunun sözde Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatına yönelik insan hakları uzmanı ve Arap Devletleri Ligi Kadın Liderler Birliği'nin Yemen ofisi başkanı olan feminist lider Fatıma Salih el-Aruli'yi Temmuz 2022'de bir kontrol noktasından kaçırmak suçlamasını yöneltti. Aruli çocukları askere alma suçunu ve milis kontrolündeki bölgelerde kadınların durumunu eleştirmesinin ardından kaçırıldı. O zamandan beri ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmedi.

Yemen Enformasyon Bakanı, iki çocuk annesi Esma Matir el-Umeysi'nin (32 yaşında) Husi milislerinin suç eylemlerine kurban gidenlerden biri olduğunu söyledi. İryani, “Ümeysi 7 Ekim 2016'da bir noktadan kaçırılarak zorla alıkonuldu ve hakkında idam cezası verildi, sonra bu ceza hapis cezasına çevrildi. Tıbbi ihmal nedeniyle sağlığı kötüleşti.”

İryani sözlerini şöyle sürdürdü, “Husi grup, Temkin Örgütü Başkanı ve insan hakları aktivisti Zaferan Zayid'e ve Hanan eş-Şahezi ve Eltaf el-Matri'ye meşru hükümetle iletişim kurmak ve işbirliği yapmak suçlamasıyla idam mangası eliyle ta'zirle idam cezaları verdi” dedi.

Belgelenmiş istatistikler

Yemenli Bakan, insan hakları örgütleri tarafından belgelenen istatistiklerin, darbeden bu yana Husi milislerin gözaltı merkezlerinde tutulan kadın sayısını ortaya koyduğunu açıkladı. Belgeler insan hakları aktivistleri, medya figürleri, gazeteciler ve aktivistler de dahil olmak üzere yaklaşık bin 700 kadının gözaltı merkezlerinde tutulduğu sonucunu gün yüzüne çıkardı. Yemenli bakanın açıklamasına göre kadınlardan yüzlercesi hâlâ demir parmaklıklar ardında çürürken yüzlerce kişi ailelerine yapılan baskı sonucu milis karşıtı protestolara katılmama ya da medya ve sosyal medya platformlarında paylaşım yapmama sözü alınarak serbest bırakıldı.

İryani, "Yemen Barış Koalisyonu" tarafından yayınlanan insan hakları raporuna atıfta bulunarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Husi milisleri, Aralık 2017'den Ekim 2022'ye kadar kadınlara karşı bin 893'ten fazla adam kaçırma, işkence ve tecavüz vakası gerçekleştirdi. Sana'daki Merkez Hapishanesine 504 kadının ve 204 reşit olmayan kız çocuğunun kaçırılması ve gizli hapishanelerde zorla tutmaya ilişkin 283 vaka belgelendi. Casusluk, vatana ihanet, fuhuş ağları kurma ve yumuşak savaş suçlamalarına ilişkin 193 yasa dışı ceza kayda geçti."

Husiler, İran'daki Kadın Güvenlik Birimi'ne (Feraca) benzer şekilde, kadın üyelerinden özel bir güvenlik grubu oluşturdu ve bu gruba "Zeynebiyyat" ismini verdi.

Muammer el-İryani
Muammer el-İryani

İryani, “Husiler, İran'daki Kadın Güvenlik Birimi'ne (Feraca) benzer şekilde, kadın üyelerinden özel bir güvenlik grubu oluşturdu ve bu gruba "Zeynebiyyat" ismini verdi. Bu grup, kadın protestolarını bastırmak, ev baskınları yapmak, siyaset, medya ve sivil toplumla bağlantısı olan kadınları kaçırmak, kadın oturumlarını gözetlemek, gizli cezaevlerinde kadın tutuklulara yönelik soruşturmalara ve işkencelere katılmak, okullardan erkek ve kız öğrencilerin terörist fikirlerle beyinlerini yıkamak ve onları seferber etmekle görevlendirildi” dedi.

axa

İryani, “Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler ve Yemen özel temsilcisi, terörist Husi milislerini yasadışı gözaltı merkezlerine kaçırılan ve oralarda zorla saklanan tüm kadınları serbest bırakmaya mecbur etmek için gerçek ve etkili adımlar atmalı. İnsan hakları örgütleri ve organları, kaçırılan ve zorla kaybettirilen kadınlarla dayanışma göstermeli, kadın sorunlarını savunmalı, kadına yönelik şiddetle mücadele etmeli, 2014'ten beri Yemenli kadınların maruz kaldığı baskıcı uygulamalara, suçlara ve sistematik ihlallere karışan Husi milislerinin liderlerini ve üyelerini kovuşturmak için çalışmalı” diye konuştu.



Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)

Yemen’de Husi liderler arasındaki mülk çekişmesi, bir grup yetkilinin 2019’da bir yakıt sevkiyatı yapılması planı çerçevesinde yaklaşık 58 milyon dolarlık bir yolsuzluk olayına karıştığını ortaya çıkardı. Ancak anlaşmadan doğrudan sorumlu olan Sana’daki petrol şirketinin müdürü başta olmak üzere, şu ana kadar olaya karışanlardan hesap sorulmadı.

Mesele, sükunetten önceki yıllara, petrol türevleri krizinin uydurulduğu ve Husi liderlerin petrol şirketi ve şubelerine atanan yetkililer, Hudeyde Limanı yönetimi ve Maliye Bakanlığı ile iş birliği içinde olduğu yıllara dayanıyor.

O dönemde akaryakıt sevkiyatı yapılarak sevkiyat, Hudeyde limanına getirildi ve bedeli ödendi. Ancak sevkiyat ortadan kayboldu ve akıbeti bilinmiyor. Bu suçlamanın sorumluları, karşılıklı suçlamalarda bulunuyor. Öyle ki içlerinden biri, petrol şirketinin Hudeyde’deki şubesini ve liman yönetimini, yükü boşaltmadan geminin hareket etmesine izin vermekle suçluyor. Diğerleri ise şirket yönetimini, sevkiyatın şirketin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan önce ödemeyi peşin yapmakla suçluyor.

Petrol sektöründe faaliyet gösteren kaynaklara göre o dönemde Husiler tarafından Sana’daki Yemen Petrol Şirketi’nin yönetici müdürü olarak atanan Ali et-Taifi, özel bir şirkete petrol sevkiyatı ithal etmesi için onay verdi. Şirket, sevkiyatı ithal etti ve gemi, boşaltılmak üzere Hudeyde limanına girdi.

Kaynaklar, ‘Ebu Mahfuz’ olarak bilinen, darbe yönetim kurulu ofisi müdürü Ahmed Hamed’in yardımcısı olarak kabul edilen bir kişinin, petrol şirketinin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan miktarı şirketin hesabına iade ettiğine dikkat çekti.

Anlatılan bu hikâyeye göre gemi yükünü boşaltmak yerine malları başka bir ülkeye satmak üzere limandan ayrıldı. Şirket ise ödemeyi gerçekleştirdi. Ancak kaynaklar, geminin yükünü boşaltmadan liman rıhtımından ayrılmasına nasıl izin verildiğine, petrol şirketinin şube müdürünün oynadığı role, akaryakıt depolarının sorumlularının ve sanık şirketin ödemeyi nasıl yaptığını açıklamadı.

Husiler olayın üstünü örtmeye çalışıyor

Kaynaklar, skandaldan bir yıl sonra milis liderliğinin, söz konusu mezhepçi kişiyi ‘kendisi veya Hudeyde şubesindeki yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapmadan’ petrol şirketinin yönetiminden uzaklaştırdığını bildirdi.

Husi liderliğinde Muhammed el-Husi tarafından yönetilen diğer kanadının, Yolsuzlukla Mücadele Otoritesi’ne olayı soruşturma talimatı verdiği ve otoritenin de davayı olaydan bir yıldan fazla bir süre sonra savcılığa havale ettiği ortaya çıktı. Savcılık ise dosyayı Ticaret Mahkemesi’ne havale etti. Ancak kaynaklara göre olaya karışanlar, darbeci hükümetteki Hukuk İşleri Bakanlığı yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey yetkililer olduğu için dava takip edilmedi.

Sendikacı Muhammed el-Hamzi, yaptığı açıklamada Abdullah ed-Dayaa, Abdulkerim eş-Şarabi ve Arif el-Masabi ile birlikte Yemen Petrol Şirketi Sendikası ve Birlikler Koordinasyon Konseyi adına bu davanın takipçilerinden biri olduğunu dile getirdi. Hamzi, özellikle bu dava olmak üzere yolsuzluk davalarını ve petrol türevleri ve ihale yolsuzluğu konusunu ifşa ettiği için hapse atıldı.

Hamzi, davada henüz ilerleme kaydedilmediğini, tüm faillerin parmaklıkların dışında olduğunu, davayı hareket ettirecek, miktarı devlet hazinesine iade edecek ve kasıtlı olarak takip etmeyi ihmal edenler de dahil olmak üzere suç ortaklarını cezalandıracak kimsenin olmadığını vurguladı.

Tanınmayan darbeci hükümette Hukuk İşleri Bakanı’nın gönderdiği bir belge, bu konunun en son iki yıl üç ay önce tartışıldığını gösteriyor. Öyle ki 21 Mart 2021’de milisler tarafından petrol şirketinin müdürü olarak atanan Ammar ed-Adrai’ye bir mektup göndererek, şirketin bu davayı Ticaret Mahkemesi’nde takip etmemesini eleştirdi.

Belgeye göre petrol şirketiyle ilgili önemli bir sorunun varlığına ilişkin olarak daha önce 31 Mayıs 2021’de de petrol şirketine hitap edilmişti. Sorun, sözde Genel Fonlar Mahkemesi tarafından Ticaret Mahkemesi’ne sevk edilen 57.8735 milyon doların yağmalandığı en büyük yolsuzluk davalarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak o tarihten bu yana petrol şirketi, davayı takip etmedi ve kararı temyize götürmedi. Bu durum ise halkın parasının yağmalanmasını kolaylaştırmak anlamına geliyor. Ama konu hala gündeme gelmedi.

Şüpheli gelişmeler

Husilerin petrol sektöründeki yolsuzluğuyla bağlantılı olarak, şirketin Hudeyde vilayetindeki şubesinde çalışan kaynaklar, yolsuzluk nedeniyle görevden alınan müdür Yaser el-Vahidi’nin Ras İsa Petrol Limanı’ndaki yeni gelişmelerin uygulanmasını denetlemekle görevlendirildiğini ve milyonlar harcandığını ortaya koydu. Limandaki işçi ve çalışanların ise alacaklarını alamadıklarını belirten kaynaklar, Ebu Mahfuz ile olan ilişkisinden ve nüfuzundan yararlanarak yaptığı yolsuzluklara itiraz ettikten sonra yardımcısının tüm yetkilerinin elinden alındığını ifade etti.

Kaynaklar, milislerin birkaç hafta önce Ras Isa limanında demirlemiş olan harap Safer petrol tankeri kurtarma operasyonunun başlamasıyla bağlantılı olarak limanda geliştirmeler yaşanmaya başladığını belirtti. Ancak gelişmeler hakkında ayrıntıya yer vermedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Vahidi, oradaki işçilere Ras Isa limanının yanında ek bir petrol limanı inşa etme sürecinde olduğunu bildirdi. Amacın, örneğin hükümetin darbeden önce harap durumdaki Safer tankerine alternatif olarak üzerinde çalışmaya başladığı kara tanklarının yerine özel tankların yapılması gibi, limanda petrol türevleri ticaretini tekelleştiren bazı milis tüccarlara ayrıcalıklar vermek olacağından korkuluyor” ifadelerini kullandı.