Husilerin uygulamaları 5 milyon öğrenciyi ders kitaplarından mahrum bırakmakla tehdit ediyor

Husiler, akaryakıt fiyat farklarından 3 milyar dolar kazanıyor.

usilerin kontrolündeki bölgelerde okul kitapları kaldırımlarda satılıyor. (Facebook)
usilerin kontrolündeki bölgelerde okul kitapları kaldırımlarda satılıyor. (Facebook)
TT

Husilerin uygulamaları 5 milyon öğrenciyi ders kitaplarından mahrum bırakmakla tehdit ediyor

usilerin kontrolündeki bölgelerde okul kitapları kaldırımlarda satılıyor. (Facebook)
usilerin kontrolündeki bölgelerde okul kitapları kaldırımlarda satılıyor. (Facebook)

Husi liderinin kardeşi, tanınmayan hükümetteki eğitim bakanı Yahya el-Husi masrafları karşılamak için 500 milyon dolar almazsa, 5 milyon öğrenciyi okul müfredatından mahrum etmekle tehdit etti. Buna rağmen Husi liderinin damadı Kasım el-Hamran, milyarlarca Yemen riyalini Husilerin mezhepsel yaz kurslarına harcadı.

Başta petrol ve yerli gaz türevi gemiler olmak üzere Hudeyde limanlarına gelen gemiler konusunda Husilerin tehdidi sürerken yıl başından bu yana petrol türevlerinin satış gelirlerinden aylık 320 milyon dolar alındığına dair haberler artarak devam ediyor.

Meşru olarak tanınmayan hükümette Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapan Yahya el-Husi, Sana’daki sözde Temsilciler Meclisi’ne bir mektup gönderdi.

Şarku’l Avsat, gelecek yıl için ders kitapları sağlayabilmesi için okul müfredatının basımını finanse edecek kaynakların eksikliğinden veya bunun için onaylanmış bir bütçeden kaynaklanan şikayetleri inceledi.

El-Husi, konseyden üç milyar Yemen riyali (545 milyon dolar) talep etti. Talebinin karşılanmaması halinde beş milyon öğrencinin okul müfredatından yoksun bırakılacağını söyledi.

Sana’da eğitim sektöründe çalışan iki kaynak, adlarının açıklanmaması şartıyla Şarku’l Avsat’a konuştu. Kaynaklar, Abdulmalik el-Husi’nin damatlarından Kasım el-Hamran’ın işe alım kamplarını denetlemekten sorumlu olduğunu belirtti. Bunların çocuk yetiştirme kamplarını denetlemek ve eğitimden sorumlu olduklarını söyledi.

İki kaynak, Hamran’ın okul müfredatını yılda iki kez değiştirdiğini, vatanseverlik dersleri yerine Husi liderlerini ve tarihini yücelten müfredat koyduğunu ve gençleri savaşmaya çağırdığını söyledi.

İki kaynağa göre eğitim bütçesinin büyük bir kısmı, öğretmen destek fonu ve zekat gelirlerinden oluşuyor. Gelirlerinin bir kısmı, Hamran’ın denetimindeki sözde yaz kurslarına gidiyor. İki kaynak ayrıca bu fonların sözde Temsilciler Meclisi veya tanınmayan hükümetin bilgisi olmadan harcandığını ve yıllık bütçeye dahil edilmediğini vurguladı.

Kaynaklar meşru hükümetin bir Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşunun Husilerin kontrolündeki bölgelerde okul müfredatının basılmasını finanse etme niyetine itirazın, birkaç yıldır bu finansmanın askıya alınmasına yol açtığını belirtti.

Husiler, müfredat kitaplarının basımı ve yaz tatillerinde mezhepsel faaliyetler yürütmek için önemli bir fon kaynağını kaybetti. Husiler vergi gelirlerinden yeni mezhepsel ders kitapları basma, petrol türevleri fiyatlarından elde edilen karlar ile çalışanların maaşları karşılamaya çalışıyor.

Bu, Husilerin petrol türevleri fiyat farkları şeklinde aylık 180 milyar Yemen Riyali aldığını belirten muhalefet milletvekili Ahmed Seyf Haşid tarafından doğrulandı.

Ancak Öğretmen Maha Abdullah, Husilerin müfredatı basma masraflarını, ders kitaplarını özel okullara gerçek değerin üstüne satarak karşıladığını aktardı. Abdullah, eğitim yasasının hem devlet okulları hem de özel okullar için müfredat kitaplarının basımı ve dağıtımını ücretsiz olarak sağlamaya zorunlu kıldığını söyledi.

Bir diğer öğretmen Mansur da Husi darbesinden önce müfredat kitaplarının fiyatının yaklaşık yarım dolar olduğunu belirtirken, şimdi fiyatların özel okullar için 36 dolar olduğunu aktardı.söyledi. Husi lideri Hamdan eş-Şami’nin ders kitabı basımlarının müdürü iken özel okulların basım maliyetlerini finanse etmeleri için fiyat artışı yaptıklarını söylemesi tartışmalara yol açmıştı. Devlet okulu öğrencilerinin yüzde 60’ından fazlası müfredat kitaplarının kopyalarına erişemiyor.

Aynı şey Ali el-Habbabi tarafından da doğrulandı. Habbabi, ders kitaplarının basım masrafının var olduğunu, onlara ütopik fiyatlar getirildiğini ve özel okullardan peşin olarak alındığını söyledi. Fiyattaki büyük artışın, devlet okulu öğrencilerine dağıtılan kitapların giderlerini karşılamak için kullanıldığını kaydetti.

Habbabi, Sana’daki matbaaların sözde Teğmen Hüseyin el-Husi’nin posterlerini, mezhepsel yaz kurslarının broşürlerini, grup liderlerinin fotoğraflarını ve sloganlarını basmak için gece gündüz çalıştığını bildirdi.



Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)

Yemen’de Husi liderler arasındaki mülk çekişmesi, bir grup yetkilinin 2019’da bir yakıt sevkiyatı yapılması planı çerçevesinde yaklaşık 58 milyon dolarlık bir yolsuzluk olayına karıştığını ortaya çıkardı. Ancak anlaşmadan doğrudan sorumlu olan Sana’daki petrol şirketinin müdürü başta olmak üzere, şu ana kadar olaya karışanlardan hesap sorulmadı.

Mesele, sükunetten önceki yıllara, petrol türevleri krizinin uydurulduğu ve Husi liderlerin petrol şirketi ve şubelerine atanan yetkililer, Hudeyde Limanı yönetimi ve Maliye Bakanlığı ile iş birliği içinde olduğu yıllara dayanıyor.

O dönemde akaryakıt sevkiyatı yapılarak sevkiyat, Hudeyde limanına getirildi ve bedeli ödendi. Ancak sevkiyat ortadan kayboldu ve akıbeti bilinmiyor. Bu suçlamanın sorumluları, karşılıklı suçlamalarda bulunuyor. Öyle ki içlerinden biri, petrol şirketinin Hudeyde’deki şubesini ve liman yönetimini, yükü boşaltmadan geminin hareket etmesine izin vermekle suçluyor. Diğerleri ise şirket yönetimini, sevkiyatın şirketin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan önce ödemeyi peşin yapmakla suçluyor.

Petrol sektöründe faaliyet gösteren kaynaklara göre o dönemde Husiler tarafından Sana’daki Yemen Petrol Şirketi’nin yönetici müdürü olarak atanan Ali et-Taifi, özel bir şirkete petrol sevkiyatı ithal etmesi için onay verdi. Şirket, sevkiyatı ithal etti ve gemi, boşaltılmak üzere Hudeyde limanına girdi.

Kaynaklar, ‘Ebu Mahfuz’ olarak bilinen, darbe yönetim kurulu ofisi müdürü Ahmed Hamed’in yardımcısı olarak kabul edilen bir kişinin, petrol şirketinin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan miktarı şirketin hesabına iade ettiğine dikkat çekti.

Anlatılan bu hikâyeye göre gemi yükünü boşaltmak yerine malları başka bir ülkeye satmak üzere limandan ayrıldı. Şirket ise ödemeyi gerçekleştirdi. Ancak kaynaklar, geminin yükünü boşaltmadan liman rıhtımından ayrılmasına nasıl izin verildiğine, petrol şirketinin şube müdürünün oynadığı role, akaryakıt depolarının sorumlularının ve sanık şirketin ödemeyi nasıl yaptığını açıklamadı.

Husiler olayın üstünü örtmeye çalışıyor

Kaynaklar, skandaldan bir yıl sonra milis liderliğinin, söz konusu mezhepçi kişiyi ‘kendisi veya Hudeyde şubesindeki yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapmadan’ petrol şirketinin yönetiminden uzaklaştırdığını bildirdi.

Husi liderliğinde Muhammed el-Husi tarafından yönetilen diğer kanadının, Yolsuzlukla Mücadele Otoritesi’ne olayı soruşturma talimatı verdiği ve otoritenin de davayı olaydan bir yıldan fazla bir süre sonra savcılığa havale ettiği ortaya çıktı. Savcılık ise dosyayı Ticaret Mahkemesi’ne havale etti. Ancak kaynaklara göre olaya karışanlar, darbeci hükümetteki Hukuk İşleri Bakanlığı yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey yetkililer olduğu için dava takip edilmedi.

Sendikacı Muhammed el-Hamzi, yaptığı açıklamada Abdullah ed-Dayaa, Abdulkerim eş-Şarabi ve Arif el-Masabi ile birlikte Yemen Petrol Şirketi Sendikası ve Birlikler Koordinasyon Konseyi adına bu davanın takipçilerinden biri olduğunu dile getirdi. Hamzi, özellikle bu dava olmak üzere yolsuzluk davalarını ve petrol türevleri ve ihale yolsuzluğu konusunu ifşa ettiği için hapse atıldı.

Hamzi, davada henüz ilerleme kaydedilmediğini, tüm faillerin parmaklıkların dışında olduğunu, davayı hareket ettirecek, miktarı devlet hazinesine iade edecek ve kasıtlı olarak takip etmeyi ihmal edenler de dahil olmak üzere suç ortaklarını cezalandıracak kimsenin olmadığını vurguladı.

Tanınmayan darbeci hükümette Hukuk İşleri Bakanı’nın gönderdiği bir belge, bu konunun en son iki yıl üç ay önce tartışıldığını gösteriyor. Öyle ki 21 Mart 2021’de milisler tarafından petrol şirketinin müdürü olarak atanan Ammar ed-Adrai’ye bir mektup göndererek, şirketin bu davayı Ticaret Mahkemesi’nde takip etmemesini eleştirdi.

Belgeye göre petrol şirketiyle ilgili önemli bir sorunun varlığına ilişkin olarak daha önce 31 Mayıs 2021’de de petrol şirketine hitap edilmişti. Sorun, sözde Genel Fonlar Mahkemesi tarafından Ticaret Mahkemesi’ne sevk edilen 57.8735 milyon doların yağmalandığı en büyük yolsuzluk davalarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak o tarihten bu yana petrol şirketi, davayı takip etmedi ve kararı temyize götürmedi. Bu durum ise halkın parasının yağmalanmasını kolaylaştırmak anlamına geliyor. Ama konu hala gündeme gelmedi.

Şüpheli gelişmeler

Husilerin petrol sektöründeki yolsuzluğuyla bağlantılı olarak, şirketin Hudeyde vilayetindeki şubesinde çalışan kaynaklar, yolsuzluk nedeniyle görevden alınan müdür Yaser el-Vahidi’nin Ras İsa Petrol Limanı’ndaki yeni gelişmelerin uygulanmasını denetlemekle görevlendirildiğini ve milyonlar harcandığını ortaya koydu. Limandaki işçi ve çalışanların ise alacaklarını alamadıklarını belirten kaynaklar, Ebu Mahfuz ile olan ilişkisinden ve nüfuzundan yararlanarak yaptığı yolsuzluklara itiraz ettikten sonra yardımcısının tüm yetkilerinin elinden alındığını ifade etti.

Kaynaklar, milislerin birkaç hafta önce Ras Isa limanında demirlemiş olan harap Safer petrol tankeri kurtarma operasyonunun başlamasıyla bağlantılı olarak limanda geliştirmeler yaşanmaya başladığını belirtti. Ancak gelişmeler hakkında ayrıntıya yer vermedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Vahidi, oradaki işçilere Ras Isa limanının yanında ek bir petrol limanı inşa etme sürecinde olduğunu bildirdi. Amacın, örneğin hükümetin darbeden önce harap durumdaki Safer tankerine alternatif olarak üzerinde çalışmaya başladığı kara tanklarının yerine özel tankların yapılması gibi, limanda petrol türevleri ticaretini tekelleştiren bazı milis tüccarlara ayrıcalıklar vermek olacağından korkuluyor” ifadelerini kullandı.