Yemenliler Husilerin hükümet meselelerindeki baskısından şikayetçi

Sana'daki Husi destekçileri. (AFP)
Sana'daki Husi destekçileri. (AFP)
TT

Yemenliler Husilerin hükümet meselelerindeki baskısından şikayetçi

Sana'daki Husi destekçileri. (AFP)
Sana'daki Husi destekçileri. (AFP)

Husi milisler tarafından kontrol edilen bölgelerdeki Yemenli siyasetçiler ve aktivistler, Husileri Abdulmelik el-Husi'nin hanedanına mensup liderlerinin, kendisine sadık olsalar bile altındaki ‘çalışanları aşağılamasına’ olanak sağlayan bir politika izlemekle suçluyor. Ayrıca bu kişilerin ceza almadığına, Husilerin böylece halkı terörize etmek, yaptıkları yolsuzluk için eleştirilmemek istediğine dikkat çekiliyor.

Şarku’l Avsat’ın başkent Sana’daki kaynaklardan edindiği bilgilere göre Husilerin kontrolündeki Sana'da Devlet Arazi ve Emlak İdaresi çalışanı Ahmed el-Lisani, işten atılması ve maaşının kesilmesi neticesinde yaşadığı bunalım dolayısıyla yaşamını yitirdi. Söz konusu şahsın elektrik kurumunun, tüm finansal kaynakları kontrol eden ekonomi komitesinin ve ticari bankaların yönetimini üstlenen Husi lider Haşim eş-Şami tarafından saldırıya uğradığından şikayet ettiği kaydedildi.

Gruba sadık Husi liderler ve aktivistler, Yönetim Kurulu Ofisi Müdürü, Ebu Mahfuz lakaplı nüfuzlu Ahmed Hamid tarafından desteklenen Şami’nin elinden en az 20 kişinin benzer uygulamalara maruz kaldığını doğruladı. Bu davranışlar arasında dayak, hakaret ve aşağılama eylemlerinin de bulunduğu belirtildi.

Lisani’nin aktivistler tarafından paylaşılan görüntülerde yer alan yetmişli yaşlarındaki babası, oğlunun söz konusu idare çalışırken saldırıya ve hakarete uğradığını, ardından ise maaşının kesildiğini ve işten atıldığını söyledi. Lisani, ölmeden önce Ebu Mahfuz’a sunduğu şikayet metninde, kendisini Husi grubu içinde örgütlü, entelektüel ve siyasi açıdan yükümlü olarak görenleri niteleyen ‘mücahitlerden’ olarak tanımladı. Dört gün aralıksız çalıştığı bir dönemde Şami tarafından taciz ve aşağılanmaya maruz kaldığında dehşete düştüğünü aktaran Lisani, o gün sabah erken saatte Emlak İdaresi’ne gelen Şami’nin herhangi bir sebep belirtmeden kendisine saldırmaya başladığını söyledi.

Bu saldırının nedenini sorgulamasına dahi izin verilmediğini belirten Lisani, ne zaman bunu sormak istese Şami’nin çok ileri gittiğini, hatta herkesin önünde yüzüne fırlatmak için ayakkabısını eline aldığını ifade etti. Aynı zamanda gruba olan bağlılığının onu karşılık vermekten alıkoyduğunu vurgulayan Lisani, kendisine itibarının ve onurunun geri verilmesi talebinde bulundu. Böylece aslında yolsuzluk ve yolsuzlara karşı duran tüm çalışanların itibarının ve onurunun geri verilmiş olacağını kaydetti. Gruba olan bağlılığı sebebiyle tüm olup bitenlere rağmen bir ihanet veya sorumluluk ihlaline imza atmayacağını da sözlerine ekledi. Ancak Lisani’nin bu şikayeti dikkate alınmadı.

SS

Husilere bağlı hükümette çalışanların aktardığına göre Ahmed Hamid, gümrük, vergi, haberleşme, posta, elektrik gibi idarelerin başkanlığına atananların ve yardım çalışmalarını denetleyenlerin canları ne isterse yapmalarına izin veriyor. Bunun karşılığında ise halktan ve tacirlerden topladıkları miktarları artırmalarını, bu miktarları bizzat kendisinin yönettiği hesaba aktarmalarını şart koşuyor. Böylece hiçbir taraf sorumlu tutulmamış oluyor.

Şami’nin çoğu zaman denetçiler de dahil olmak üzere çalışanlara hakaret ettiğini ve tokat attığını belirten Tapu İdaresi çalışanı Adil, Lisani’nin ilk ve tek örnek olmadığını, son örnek de olmayacağını vurguluyor. Kendisini askeri uzman olarak tanıtan bir Husi aktivisti Abdulgani ez-Zübeydi de aynı ifadelere destek vererek herhangi bir soruşturma komitesi önünde ifade vermeye hazır olduğunu belirtiyor. Şami yönetimindeki çalışanların maruz kaldığı, hakaret ve aşağılamaya ilişkin en az 20 vakanın bulunduğunu, kendisinin bilmediği başka saldırıların da olmuş olabileceğini ifade eden Zübeydi, Şami’nin suçlamaya ve sorgulamaya maruz bırakılmamasının, yalnızca uyarılmasının şaşırtıcı olduğunu da kaydediyor.

Husi liderler ve destekçileri, Şami tarafından yönetilen üç kuruluşta veya diğer kuruluşlarda çalışanların maruz kaldığı ihlalleri ve zulmü ortaya çıkardı. Husi İçişleri Bakanı Abdulkerim el-Husi tarafından 6 Mart’ta Ahmed Hamid'e gönderilen bir başka belgede ise bu sefer ise genel elektrik kuruluşu müdürü sıfatındaki Şami’nin Taiz’de tesisleri muhafaza eden polis müdürü yardımcısına saldırdığı, kendisine hakaretler ettiği, omuzlarından rütbesini söküp aldığı belirtildi.

GYF
Husi lider Haşim eş-Şami, çalışanlara karşı suç işlemekle itham ediliyor. (Twitter)

 

Grup liderinin amcası Abdulkerim el-Husi, söz konusu şikayetinde, Şami’nin bu hareketi elektrik teçhizatını korumak amacıyla kurum bahçesinde bulunan korumaları konuttan çıkarmak için yaptığını söyledi.

Şami'nin sorumsuz davranışıyla ilgili gerekli önlemlerin alınması için bilgilendirme ve rehberlik talep eden Husi lider, bakanlığının görevini yerine getirdiği sırada bir kamu görevlisine saldırması dolayısıyla Şami’ye dava açma hakkını saklı tuttuğunu bildirdi. Ancak Ebu Mahfuz bu şikayeti de görmezden geldi.



Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı
TT

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi (JIAT), ülkede meşru yönetimi destekleyen koalisyon güçlerinin, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’nün tesislerini hedef aldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Mart 2022’de Sana’nın batısında gerçekleştirilen baskının meşru bir askeri hedefi hedef aldığını ve koalisyonun siviller arasında olası kayıpları veya zararları önlemek için tüm önlemleri aldığını bildirdi.

Ekibin Sözcüsü Mansur el-Mansur, insansız hava aracı (İHA) üretimine yönelik atölye ve depoların varlığına dair istihbarat bilgilerinin alınması ve buna bağlı olarak uluslararası kurallara uygun şekilde kesin bir görev icra edilmesinin ardından koalisyon güçlerinin Mart 2022’de hedefi vuran bir güdümlü bomba kullanarak iki meşru askeri hedefe hava operasyonu düzenlediğini belirtti. Ayrıca gerçekleştirilen hava saldırısı sonucunda barınaklara verilen hasar ve sakinlerinin güvenliğine yönelik tehdit hakkında bir BM raporunda belirtilenleri yalanladı.

Ekip içerisindeki uzmanlar, görev sonrası raporları, iddia edilen alanın uydu görüntülerini ve gerçekleştirilen hava görevinin video kayıtlarını inceledikten sonra, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’ne bağlı konut kompleksi içindeki herhangi bir binaya yapılan hava saldırıları sonucunda doğrudan etkilerin veya hasarların olduğunu yalanladı.

Ortak ekip, sığınağın cam binalarının bazı cephelerinde gözlemlenen küçük hasar izlerinin, meşru askeri bölgeleri vuran fırtınalardan kaynaklandığına dikkat çekti. Ayrıca koalisyon güçlerine, koalisyon liderliğinin taahhüt ettiği insani ilkeler ve uluslararası normlar doğrultusunda kısmi hasarı onarmaya yardımcı olmaya çağırdı.

Mansur, pazartesi günü Riyad’da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası kuruluşlardan alınan bazı vakaları ve ortak ekibin bu olaylara ilişkin değerlendirmesinin sonuçlarını inceledi. Ayrıca koalisyon güçlerinin Yemen’deki askeri operasyonları sırasında yaptıkları hatalar çerçevesinde bazı taraflarca ileri sürülen dört iddiayı da yalanladı.

251 sayılı olay çerçevesinde ise Eylül 2021’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yıllık raporunda, koalisyon güçlerinin Amran vilayetindeki iki kümes hayvanı çiftliğine füze saldırısı düzenlediği iddiasıyla ilgili olarak Mansur şunları söyledi:

“Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi, bu iddiayı araştırıp delilleri değerlendirdikten ve uydu görüntülerini inceledikten sonra iddianın olduğu yerde bir kümes hayvanı çiftliği olmadığını tespit ederken, koalisyon güçlerinin olay boyunca herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğinden emin. İddia tarihi öncesindeki ve sonrasındaki günlerde de çiftlikte aynı durum söz konusuydu.”

252 sayılı vakada ekibe bildirilenlere göre ise 26.11.2018 tarihinde akşam saatlerinde Haccah vilayetindeki el-Hayca bölgesinde bir evin üzerinden uçmaya başlayan ve daha sonra bir eve çarpan bir İHA’ya ilişkin olarak ise Mansur, ekibin doğrulama, araştırma ve bilgi toplama prosedürlerini tamamladıktan sonra ekip uzmanlarının, iddianın olduğu gün koalisyon güçlerinin el-Hayca köyünde herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediği bilgisine ulaştığını dile getirdi Ayrıca ekibin, konferans sırasında iddia bölgesinin koordinatlarının uydu görüntülerini gösterdiğine ve iddia edilen bölgede herhangi bir hava saldırısı izinin bulunup bulunmadığının net olmadığına da dikkat çekti. İddialara göre saldırı, evin tamamen yıkılmasına ve çok sayıda ölüm ve yaralanmaya yol açtı.

Mansur, olaylarla ilgili incelemesini, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün, 2021’de Yemen hava sahasının kapanmasına neden olan Sana Uluslararası Havalimanı çevresinde bir hava saldırısı hakkında bildirdiği bilgilerle noktaladı. Yetkili ayrıca, koalisyon güçlerinin herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğini göstermek için ortak ekibin bilgi toplama çalışmalarını yürüttüğünü ve iddia tarihinde gerçekleştirilen hava operasyonlarını incelediğini söyledi. Ayrıca Yemen hava sahasını askıya alma kararı alınmadığına dikkat çekti.