Savaş sona erse bile Hartum, artık yaşanabilir bir yer değil

Şehir, konut ve altyapı temellerinden yoksun hale gelirken başkentten göç edenlerin oranı nüfusunun neredeyse yüzde 50'sinden fazla

Hartum'da yaşayanların çoğu, başka bir yere göç etmeyi reddedecek / Fotoğraf: AFP
Hartum'da yaşayanların çoğu, başka bir yere göç etmeyi reddedecek / Fotoğraf: AFP
TT
20

Savaş sona erse bile Hartum, artık yaşanabilir bir yer değil

Hartum'da yaşayanların çoğu, başka bir yere göç etmeyi reddedecek / Fotoğraf: AFP
Hartum'da yaşayanların çoğu, başka bir yere göç etmeyi reddedecek / Fotoğraf: AFP

İsmail Muhammed Ali 

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında 15 Nisan 2023'te çıkan savaş sebebiyle başkentin üç şehri Hartum, Omdurman ve Bahri'den (Kuzey Hartum)kaçan Sudanlı aileler, doğrudan savaşın durmasından sonra evlerine dönme telaşında.

Bu dönüşün olabildiğince çabuk gerçekleşmesini temenni ediyorlar, zira Sudan içinde veya dışında göç ettikleri yerlerde yaşadıkları koşullardan bunalmış durumdalar. 

Peki çevre ve afetler konusunda uzman kişiler, yaşama elverişliliği ve hayatın doğal seyrinde gidişi bakımından başkentteki durumu nasıl değerlendiriyor?

Nitekim halihazırda özellikle sağlık ve insani yardımlara ilişkin hizmet tesisleri ve altyapı yıkıma uğramış durumda.

Sokaklarda, ambulans ekiplerinin çatışmaların başkentin tüm kentlerinde yoğun bir şekilde devam etmesinden ötürü defnedemediği cesetlerin çoğalması ve çürümesinden kaynaklanan çevresel faktörler de cabası. 

Kargaşa ve çöküş

Sudan üniversitelerinde afet risklerini azaltma alanında dersler veren Prof. Dr. Muhammed Abdulhamid, konuya ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle paylaştı:

Aslında savaştan önce de Hartum, kabul edilen tüm kriterlere göre kentsel bir şehir değildi. Burası, 1983 yılında ülkeyi vuran kıtlığa eşlik eden göç dalgalarının başlamasıyla bir başkent olarak geçerliliğini neredeyse yitiren bir şehir. Üstelik Sudan kırsalı da özellikle el-Cezire projesinin bozulmaya başlaması, sonra da güney savaşının çıkmasıyla bir gerileme ve çökme hali yaşadı. Bu da yerinden olmuş çok sayıda insanın gelmesine ve böylece karton veya gecekondu mahalleleri olarak bilinen yerleşim bölgelerinin oluşmasına yol açtı. Bunun sonucunda Hartum, yatay genişlemede bir tür kargaşaya sahne oldu. Araştırmalara göre, çoğu ne yazık ki değişen şiddet dereceleriyle başkentte mevcut olan dört afet riski faktörü var: düzensiz kentsel genişleme, çevresel bozulma, iklim değişikliği ve bir bütün olarak Sudan'da genel bir olguyu temsil eden yoksulluk. 
 

Ayrıca Prof. Dr. Abdulhamid, "Bir şehir olarak Hartum, esnekliğe, yani afetlerin ardından normale dönme yeteneğine asgari düzeyde bile sahip değil. Şehri iyileştirme ve ona esneklik faktörleri sağlama sürecinde planlama neredeyse yok. Planlama yokluğu; şehir altyapısında kanalizasyon şebekeleri, temiz su hizmetleri, elektrik, yollar ve ulaşım bakımından görülen ciddi zayıflıkla birleştiğinde Hartum, hiç de imrenilmeyen bir durumda olur" diye konuştu.

Afet Risklerini Azaltma Profesörü Adbulhamid, değerlendirmesine şöyle devam etti:

Savaşın, Hartum'un en stratejik noktasında (şehir merkezi) şiddetlenmesine bakarak denebilir ki savaştan kaynaklanan yıkım hali, başkentin mevcut konumundan uzak ve tüm esneklik unsurlarını sağlayacak uluslararası nitelikte olan bir başka bölgeye taşınması konusunda ciddi düşünmeyi gerektiriyor. Savaştan sonra Hartum, umutsuz bir duruma düşecek. Planlamacılar, farklı bir ufukla yeniden imar planları ortaya koymayı ciddi olarak düşünmeliler. Bunu yaparken mevcut başkent dışında yeni bir şehir planlamasına dayanılmalı. Çünkü kentsel ve medeni anlamda bir başkent olma niteliğine zaten sahip olmayan başkent, harabeye döndü ve tekrar toparlanmayacak.
 

"Hartum sakinlerinin çoğunun mustarip olacağı gerçek bir sorun var ki o da alternatif bir yere göçü reddetmeleri" diyen Abdulhamid, "Bu anlaşılır bir durum. Zira insanlar, ‘psikolojik bağlanma' olarak adlandırılabilecek bir sendrom yaşayacaklar. Bundan dolayı bu zihniyeti değiştirmek, yeniden yapılanma sürecinin bizatihi parçası olacaktır" ifadelerini kullandı.

Düzensizlik ve tahliye

Bu bağlamda Çevre İşleri Uzmanı Ahmed Kasume'ye göre Hartum'daki çevresel durum, savaştan sonra şehirden ayrılan sakinlerinin koşullar iyileştirilmedikçe buraya dönmesini imkânsız hale getiriyor.

Hiç şüphesiz bu, istenmeyen bir durum. Zira bizi ilk kareye, yani Sudan'ın diğer şehirleri pahasına, başkentin tekeline aldığı şeye götürüyor. 

Ahmed Kasume, konuya dair değerlendirmesini şu ifadelerle sürdürdü:

Hartum'dan göç edenlerin oranı neredeyse nüfusunun yüzde 50'sinden fazla. Şehir, sivil yerleşim ve altyapı unsurlarından yoksun hale geldi. Dolayısıyla şehir sakinleri olarak yerleşim metodolojisi konusundaki bilgisizliğe ek olarak, şehirlerin temel unsurlarının ortadan kaybolmasıyla çevre sorunları tali bir endişe halini alıyor. Arazilerin dağılımında ve değerlendirilmesinde bariz bir dengesizlik var. Mesela öncelikli sınıfları en kötü yerleşim mekânlarında, yani havaalanları çevresinde veya mezarlıklara yakın noktalarda buluyorsunuz.

Aynı şekilde yollarda kontur çizgileri ile su tahliyesinin dikkate alınmadığı, kanalizasyon ağının da yetersiz ve harap olduğunun görülebildiğini aktaran Kasume, "Kanalizasyon kuyuları olmasına rağmen su hizmetleri de kuyulara bağlı. Bence bu başkent ortadan kaldırılıp yeniden planlanması gerekiyor. Tüm bu etkenler ve sebepler, bu savaşın etkilerinden kaynaklanan mevcut çevresel durumun ışığında, bilhassa sonbahar mevsiminin gelişiyle Hartum halkının geri dönüşünü nüfusu korumak adına sakınılması gereken bir şey haline getiriyor" dedi.

Çevre İşleri Uzmanı, birçok ülkenin, afetlerin meydana geldiği şehirlerde yaşayanları zorla tahliye ettiğine dikkat çekti.

Bununla birlikte feci bir çevresel durumdan mustarip olan Hartum'da, hem devlet hem de vatandaş nezdinde buna hazırlık ve istek olmadığı için böyle bir şeyin olacağını düşünmeyen uzman, değerlendirmesini şöyle bitirdi:

Bence sorun, savaştan kaynaklanan çevresel durumda değil. Nüfusun şu an geri dönmesini ya da eski yerini ülkenin başkenti olarak geri almasını engelleyen yapısal ve kültürel koşulların yanı sıra güvenlik ve planlamaya ilişkin koşullar da var.

Ölüler ve yerinden edilenler

Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki savaş, Uluslararası Af Örgütü'ne göre 3 bin 900'den fazla insanın ölmesine ve Birleşmiş Milletler'e göre yaklaşık 4 milyon insanın yerinden edilmesine ve iltica etmesine sebep oldu. 

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Sudan'da ve özellikle de Hartum'da sivillerin gerek evlerinde öldürülme gerekse gıda ve ilaçtan yoksunluk bakımından hayal bile edilemeyecek bir terör içerisinde yaşadığını belirttikten sonra şöyle dedi:

Bazıları 12 yaşından küçük onlarca genç kız ve kadın, savaşan taraflarca tecavüze veya başka türde cinsel şiddete maruz kaldı. Güvenli hiçbir yer yok.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Birçok üst düzey lideri suikasta kurbana giden Hamas politbürosunun kalan üyeleri kimlerdir?

Ravhi Müştaha, Salih el-Aruri, İsmail Haniye, Halid Meşal ve Halil el-Haya (Hamas medyası)
Ravhi Müştaha, Salih el-Aruri, İsmail Haniye, Halid Meşal ve Halil el-Haya (Hamas medyası)
TT
20

Birçok üst düzey lideri suikasta kurbana giden Hamas politbürosunun kalan üyeleri kimlerdir?

Ravhi Müştaha, Salih el-Aruri, İsmail Haniye, Halid Meşal ve Halil el-Haya (Hamas medyası)
Ravhi Müştaha, Salih el-Aruri, İsmail Haniye, Halid Meşal ve Halil el-Haya (Hamas medyası)

İsrail son günlerde Gazze Şeridi'ndeki Hamas politbüro liderlerine yönelik suikastlarını yoğunlaştırarak, hareketin karmaşık güvenlik koşulları ve sürekli İsrail takibi altında örgütsel boşluğu doldurmasını daha da zorlaştırdı.

İsrail bu hafta Hamas'ın Gazze'deki siyasi bürosunun önde gelen iki üyesi Salah el Berdevil ve İsmail Berhum'a suikast düzenleyerek İsrail ordusunun Salı günü Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanını yeniden başlatmasından bu yana öldürülen büro üyesi sayısını beşe çıkardı.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen saldırıda 24 saat arayla öldürülen Berdevil ve Berhum'dan önce, Büro üyeleri Muhammed el Cemasi, İssam el Delis ve Yaser Harb, İsrail'in 18 Mart'ta şafak vakti savaşı yeniden başlatmasıyla aynı anda üç ayrı olayda öldürüldü.

xcsdvfg
Filistinliler Hamas'ın siyasi büro üyesi İsmail Berhum'un tabutunu 24 Mart 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nde taşırken (AP)

Berdevil Ulusal İlişkiler Ofisinde, Berhum mali işlerden sorumlu, el-Cemasi Hukuk Departmanında ve genel üye, el-Delis Ekonomi Departmanından sorumlu Gazzeli üye ve daha sonra hükümet işlerinin yönetiminden sorumlu olurken, Harb Gazze Ofisinde ve kuzey Gazze Şeridinin örgütsel yönetiminden sorumluydu.

En önemli suikastlar

İsrail'in 7 Ekim 2023 saldırısının ardından başlattığı savaşın başında Hamas liderlerine ulaşmakta zorlanan İsrail, birkaç ay sonra bazıları yakın zamanlarda olmak üzere bir dizi suikast düzenledi.

En önde gelen isimlerden Hamas'ın siyasi büro başkanı İsmail Haniye Temmuz 2024 sonunda İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğradı; Haniye'den önce aynı yılın Ocak ayında Beyrut'ta suikasta uğrayan yardımcısı Salih el-Aruri geldi.

Onları, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başkanı olan ve 16 Ekim 2024'te Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın Tel el-Sultan mahallesinde ölümünden sonrasına kadar kimliği tespit edilemeyen bir İsrail gücüyle girdiği çatışmalar sırasında öldürülen Haniye'nin ardından hareketin genel başkanı olan Yahya Sinvar izledi.

sax
İsmail Haniye ve Yahya el-Sinvar (Kassam Tugayları videosundan bir kare)

Zekeriya Ebu Muammer ve Cevad Ebu Şamale 10 Ekim 2023'te, Hamas'ın Gazze'deki İsrail kasabalarına düzenlediği saldırıdan sadece üç gün sonra, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir binayı hedef alan bombardımanda öldürüldü.

Ebu Muammer Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunda ulusal ilişkiler dosyasından sorumluydu ve genel büronun bir üyesiydi; Cevad Ebu Şamala ise sadece Gazze'deki siyasi büronun bir üyesiydi ve güvenlik dosyalarını yönetiyordu.

Aynı ayın 19'unda İsrail, Gazze'deki Siyasi Büro'nun yanı sıra Genel Büro'nun da üyesi olan Cemile el Şanti'yi Gazze Şehri'nin kuzeyindeki bir bombardımanda öldürdü. Aynı gün, Gazze Şeridi'nden Siyasi Büro üyesi ve Gazze Şeridi'ndeki Genel Şura Konseyi Başkanı Usame el-Müzeyni, Tel el-Hava mahallesinde içinde bulunduğu bir apartman dairesine düzenlenen bombalı saldırıda öldürüldü.

Mart 2024'te İsrail, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampındaki bir tünelde kendisini hedef alan bir saldırının ardından generalin yanı sıra Gazze siyasi bürosunun bir üyesi olan Mervan İsa'ya suikast düzenledi. Kanser hastası olan İsa, Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'nın komutan yardımcısı olarak siyasi ve askeri kademeler arasındaki bağlantıyı sağlıyordu.

Ağustos 2024'te, Gazze'den siyasi büro üyeleri Ruhi Müştaha (Ebu Cemal) ve Samih es-Serrac, Gazze Şehri'nin güneyindeki el-Sina'a bölgesinde içinde bulundukları bir tünelin bombalanmasının ardından suikasta uğradı.

xcdfvg
Ruhi Müştaha (Filistin medyası)

Müştaha, el- Sinvar'a çok yakındı ve hareket içinde siyasi ve idari görevleri vardı; Serrac ise güvenlik dosyalarından sorumluydu.

Politbüro'nun Oluşumu

Gazze Şeridi, Batı Şeria ve yurtdışı olmak üzere tanınan üç bölgede Hamas genellikle bir genel siyasi büro ve her bölge için büro üyeleri seçer; bunlardan bazıları aldıkları oylara göre genel büro üyesi olurlar.

Dönem dönem Genel Siyasi Büro'nun üye sayısı sadece 17 iken, son iki seçim döneminde bu sayı 24'e çıkarıldı ve her bölge, Batı Şeria bölgesi gibi saha durumuna göre belirlenen ve 10'dan az olmayan belirli sayıda Büro üyesini muhafaza etti.

Bu suikastların ardından Halil el Haya, Nizar Awadallah, Mahmud el Zahar, Gazi Hamad, Fethi Hammad ve Suhail el Hindi Gazze Şeridi'nden, İbrahim Sabra ve Kemal Ebu Avn ise Gazze'den Politbüro'nun tek üyeleri oldu.

rfge
Yahya Sinvar Halil el Haya ile birlikte 2017 yılında çekilmiş bir fotoğrafta (AFP)

Bunlardan el-Haya, Awadallah, Hamad ve el-Hindi İsrail savaşı öncesinden beri Gazze Şeridi dışında yaşamaktadır.

Diğer Politbüro üyeleri arasında Halid Meşal, Musa Ebu Marzuk, Muhammed Nazzal, İzzet el-Rişk, Zaher Cebarin, Mahmud Merdavi ve Hamas'ın güvenlik gerekçesiyle ismini açıklamadığı diğer isimler yer alıyor.

Politbüro Hamas'ın en yüksek yürütme organıdır ve hareket içinde nihai kararları alır, kader kararları ise Politbüro ile 50 üyeli Şura Konseyi arasında oybirliğiyle alınır.