Washington’un ‘Refah Muhafızı’ adı altında duyurduğu ittifaka rağmen Kızıldeniz’de Husi saldırıları yeniden başladı. Bu sırada İngiltere, kendi çıkarlarını koruyacağına ve uluslararası seyrüseferin tehdit edilmesine izin vermeyeceğini belirtti.
Yemen Sahil Güvenlik güçleri dün, Husilere doğru kaçak silah ve mühimmat taşıyan iki teknenin durdurulduğunu bildirdi. İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Husi grubunun ticari gemilere yönelik saldırılarının uluslararası ticarete ve deniz güvenliğine doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi.
Shapps, İngiliz The Times gazetesine verdiği röportajda Londra’nın, başta Kızıldeniz olmak üzere hiçbir deniz yolunun yasak bölge haline gelmesine izin vermeyeceğini vurguladı.
Öte yandan Washington, destroyerlerinden birini hedef alan dört Husi insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü ve iki füzenin nakliye hatlarını hedef aldığını duyurdu. İki geminin saldırıya uğradığını ancak herhangi bir hasar almadığını bildirdi.
Husi grubunun sözcüsü Muhammed Abdusselam ise dün, bir ABD savaş gemisinin, Husi grubuna ait bir keşif uçağını düşürmek için ateş açtığını ve Rusya’dan denize açılıp Güney Kızıldeniz’e doğru giden Gabon’a ait bir geminin yakınında ABD füzesinin patladığını öne sürdü.
Husi sözcüsü “Kızıldeniz alevli bir meydan olacak” tehdidinde bulunurken, Yemen sokaklarında ve bölgesel çevrede Husilerin pervasızlığının, grubun 2014 sonlarında Sana’ya saldırmasından bu yana ülkeyi kasıp kavuran krizin sona erdirilmesine giden yolu etkileyeceğine dair endişeler artıyor. Husi saldırıları, dünyanın en büyük nakliye şirketlerinin Kızıldeniz’den rotalarını çevirmesine neden oldu. Nakliye ve sigorta masraflarının artmasından ötürü Yemen’de gıda güvenliğinin olumsuz etkileneceğinden korkuluyor.