Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi: Konsey Başkanlığı Dibeybe hükümetine meyilli

Safrani, başkanlık ve üyeler arasında anlaşmazlık olduğunu belirtti.

Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi Abdusselam es-Safrani (Şarku’l Avsat)
Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi Abdusselam es-Safrani (Şarku’l Avsat)
TT

Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi: Konsey Başkanlığı Dibeybe hükümetine meyilli

Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi Abdusselam es-Safrani (Şarku’l Avsat)
Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi Abdusselam es-Safrani (Şarku’l Avsat)

Libya Yüksek Devlet Konseyi üyesi Abdusselam es-Safrani, Muhammed Takala liderliğindeki konsey başkanlığını, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki geçici Ulusal Birlik hükümetinin yanında yer almakla suçladı. Safrani, çok sayıda konsey üyesinin bu tutumu değiştirmesi için konsey başkanlığına baskı yapmaya devam edeceğini belirtti.

Safrani, Kahire merkezli Alemu’l Arabi haber ajansına yaptığı açıklamada “Yüksek Konsey’de yaşananlara bölünme diyemem. Ancak başkanlık ile üyeler arasında bir anlaşmazlık var. Konsey başkanlığı hükümetin yanında yer alma eğilimindeydi. Konsey ve kararları, Temsilciler Meclisi’nin güven oyunu geri çektiği ve (Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey arasındaki Libya anlaşmalarını göz ardı eden uluslararası tanınma aracılığıyla) fiilen güç yoluyla var olan Dibeybe hükümetine ipotek ettirildi” dedi.

dervef
Yüksek Konsey’in eski bir toplantısı (Konsey)

Safrani, “Yeni başkanlık, göreve geldikten yaklaşık 4 ay sonra, eğilimlerini ve kararlarını takip ederek, 6+ 6 seçim yasalarına ilişkin komitenin konsensuslarının reddedilmesinden başlayarak tüm konseyi Dibeybe hükümetine ipotek ettirdi. Başkanlıkla uzun oturumlar yaptık. Onun bu yasalara itirazını anlayamadık, yani bu yasaları reddetme yönünde talimatını Dibeybe hükümetinden alıyor” dedi. Abdusselam es-Safrani, “Bu, Filistin meselesine yönelik tutum veya Dibeybe hükümetinin Siyonist varlıkla ilişkileri normalleştirme girişimleri de dahil olmak üzere Yüksek Konsey’deki birçok konumu etkiledi. Konseyin çok zayıf bir duruş sergilediğini gördük. Bu meseleye parmağı karışanların reddedilmesi ve bunlardan hesap sorulması sokağın taleplerini dahi karşılayacak seviyeye yükselmedi” ifadelerini kullandı. Yüksek Konsey başkanlığını, konsey oturumlarındaki gündemleri hükümetle koordine etmekle suçlayan Safrani, “Bunlar, Yüksek Konseyi ilgilendiren temel konuları ve Libya’nın durumunu yansıtmıyor” şeklinde konuştu. Safrani ayrıca, “Tüm Libyalılar ve son dönemde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BM) olduğu gibi hatta sanırım dünya, hükümetin birleştirilmesi ve ülkeyi seçimlere götürecek tek, uzlaşmaya dayalı bir hükümetin kurulması çağrısında bulunuyor. Bu konu, Yüksek Konsey’in önceliği değildir” açıklamasında bulundu.

Temsilciler Meclisi’nin işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz

Libya Yüksek Devlet Konseyi Temsilcisi Naci Muhtar, geçen cuma günü AWP’ye yaptığı açıklamada “Yüksek Konsey içindeki büyük bloklar, Birleşmiş Milletler ile koordineli olarak yeni bir hükümetin kurulması amacıyla Yüksek Konsey Başkanlığı dışında Libya Temsilciler Meclisi ile işbirliği yapılmasını memnuniyetle karşılıyor” ifadelerini kullanmıştı.

sdvfrg
Yüksek Konsey temsilcisi Naci Muhtar, konsey başkanlığından uzak bir şekilde, Temsilciler Meclisi’yle işbirliğini memnuniyetle karşılayan büyük blokların varlığını doğruladı.

Abdusselam es-Safrani, “Biz, Yüksek Konsey’deki büyük bir blok olarak (eski Birinci Yardımcı Naci Muhtar’ın başkanlığındaki blok ve Halid el-Mişri’nin de başkanlığını yaptığı blok), uluslararası koordinasyona sahip bir hükümet oluşturulması konusunda Temsilciler Meclisi ile işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu, doğrudan Temsilciler Meclisi’ne ilettiğim bir mesajdır. Bizi seçimlere götürecek yeni bir hükümetin kurulması için onunla doğrudan iletişime geçmeyi teklif ediyorum” dedi. Safrani, “Geçtiğimiz dönemde Yüksek Konsey başkanlığı ile dostane bir şekilde konuyu kendisine anlatmaya çalıştık. İktidarın arkasına sürüklenmenin tehlikesini anlattık. Ayrıca Yüksek Konsey’in ya da görev süresi dolmuş hükümete bağlı bir Yüksek Konsey’in kararının ve hükümetin, herkesin yozlaşmasına ve vatanı birçok kez satmasına tanık olacağını söyledik. Ne yazık ki başkanlık yaklaşımında ısrar ediyor. Bunu, Konsey üyelerine dayatmaya çalışıyor ama bu olmayacak” ifadelerini kullandı. “Dün Konsey içindeki bazı üye ve bloklar arasında koordinasyon sağlandı ve dün yapılması planlanan oturum boykot edildi” diyen Safrani, “Üye sayısının yarısı artı bir yeter sayısı ile oturumun yapılması mümkün değilse, ertesi gün üçte bir çoğunluk ile toplanacak, yani üye sayısı 71’den 47’ye düşecek. Bugün Konsey toplantının yeniden yapılması çağrısında bulundu. Başkanlığı, 47 üyenin katılımıyla gerekli yeter sayıya ulaşıldığını açıkladı” şeklinde konuştu. Yetkili, “Üyelerin, pusulanın yeniden onarılması, Yüksek Konsey’in eski durumuna döndürülmesi, yürütme otoritelerinin etkisinden uzak, kararların hakimi olması yönündeki kararlarını sürdürdüklerine inanıyorum. Başkanlığı tekrar yönetebilecek çok sayıda üyemiz var. Prosedürlerimizi hızlandıracağız. Bu biraz zaman alabilir. Konsey Başkanlığı, sınırlı bir süre için Trablus’ta hükümetle birlikte olmanın avantajından yararlanabilir, ancak bu süre çok uzun sürmeyecek” ifadelerini kullandı.



Dürzi-Şii sorunlarını sona erdirmek için Beyrut'ta taraflar bir araya gelecek

 Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
TT

Dürzi-Şii sorunlarını sona erdirmek için Beyrut'ta taraflar bir araya gelecek

 Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)

Choueifat Belediyesi'nin (Beyrut'un güney girişi) merkezinde yarın (pazar) yapılması planlanan Dürzi-Şii toplantısına iç ve dış mülahazalar yön veriyor. Bunlardan bazıları kamuoyuna açık ve İsrail'in Lübnan'a saldırısı karşısında direnişi destekleme ve Filistin davasının yanında yer alma konusundaki tutum birliğiyle ilgilidir. Diğer mülahazalar ise kamuoyuna henüz ilan edilmemiş olsa da Lübnan Dağı'nın bazı köylerinde, özellikle de Dürzi kasabalarında, güneyden gelen göçmenlere yönelik provokasyonlara son verilmesi ve bu göçmenlerin kabul edilmemesiyle alakalı.

Halk mitinginden kapalı bir siyasi görüşmeye dönüştürülen toplantıya İlerici Sosyalist Parti, Lübnan Demokratik Partisi (iki Dürzi partisi), Şii Emel Hareketi ve Hizbullah ikilisi, Gelecek Hareketi, Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi, komutanlar ve siyasi figürler katılıyor. Siyasi tercihleri Hizbullah ve direniş ekseni ile kesişen bazı Hıristiyan figürlerin varlığına rağmen Hıristiyan partilerin katılmaması ise dikkat çekiciydi.

Toplantı Canbolat ve Arslan’ın himayesinde gerçekleşiyor

Toplantı için lojistik hazırlıklar ve güvenlik düzenlemeleri neredeyse tamamlandı ve şimdi çabalar katılımcılar tarafından gündeme getirilecek konulara odaklanmış durumda. Hazırlık sürecini yakından takip eden siyasi kaynaklar, ‘toplantının öneminin Dürzi liderler Velid Canbolat ve Talal Arslan'ın himayesinde gerçekleşmesinde yattığını’ belirttiler. Zira bu iki isim, Dürzi sokağının ağırlığını temsil ediyor ve Filistin davasını, işgal altındaki toprakların kurtarılmasını ve Filistin halkının bağımsız devletini kurma hakkını destekleyen üniteryen topluluğunun sabitelerini ifade ediyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, “Filistin ve Lübnan'daki direnişe destek konusunda Canbolat ve Arslan arasındaki yakınlaşma, gelecekte seçim ittifakları kurmak için siyasi ilişkiler kurmaktan bahsetmenin çok ötesine geçiyor” değerlendirmesinde bulundu. Kaynaklar, ‘bu aşamada en büyük çabanın, herhangi bir fitne girişimini durdurmaya ve Dürzi evine sızmaya ya da onun aracılığıyla anavatandaki ortaklarla, özellikle de İsrail'in zulmünden kaçmak için güneydeki köylerinden sürülen Şii toplumundan kardeşlerle sorun yaratmaya çalışanların önünü kesmeye odaklandığına’ işaret etti.

Tüm bileşenlerin bir araya geldiği bir toplantı

Toplantının, Timur Canbolat liderliğindeki İlerici Sosyalist Parti ile eski Milletvekili Talal Arslan liderliğindeki Lübnan Demokratik Partisi arasındaki sorunları görüşmek üzere bir Dürzi-Dürzi toplantısı olduğu iddia ediliyor. Demokratik Buluşma Bloğu üyesi Milletvekili Hadi Ebu’l Hasan, toplantının İlerici Sosyalist Parti ve Lübnan Demokratik Partisi ile sınırlı olmadığını, aksine Hizbullah ve Emel Hareketi de dahil olmak üzere Choueifat bölgesinde aktif varlığı olan tüm bileşenlere davetiye gönderildiğini belirtti. El-Hasan Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Lübnan ve Filistin'in içinde bulunduğu koşullar, özellikle de Gazze Şeridi'nin başına gelen felaketten sonraki vaziyet, bu güçleri çatışmayı teşhis etmeye ve İsrailli düşmanla çatışma konusundaki kesin tutumlarını teyit etmeye itti” ifadesini kullandı.

Toplantının aslında geçen hafta yapılması planlanmıştı, ancak çeşitli faktörler değişiklik yapılmasını gerektirdi. Söz konusu faktörlerden en önemlisi, toplantının sonuç vermesini sağlamak için katılımcıların çevresini genişletmekti. Ebu’l Hasan, toplantının ne kendi ülkelerine yönelik olduğunu ne de başka bir Lübnanlı gruba karşı yapıldığını açıkladı. “Biz Filistin davasının yanındayız ve Filistin halkını destekliyoruz. Suçlu ile mağdur arasındaki savaşta tarafsızlık olmaz” diyen Ebu’l Hasan, toplantının Choueifat'ın gerçek kimliğini ve Filistin'in haklı davası olan temel davasına olan aidiyetini ifade eden kapsayıcı bir sahne olacağına işaret etti.

50 şahsiyet

Choueifat Belediyesi, mezhepsel ve siyasi çeşitliliğe sahip bu bölgede halk tarafından temsil edilen tüm güç ve partilerden yaklaşık 50 kişinin katılacağı toplantıya kendi merkezinde ev sahipliği yapıyor. Gelecek Hareketi'nden önde gelen bir kaynak, hareketin ‘bölgenin sosyal dokusunun önemli bir bileşeni olması ve sivil barış ile birlikte yaşama çatısı altında bileşenleri arasında en iyi ilişkilerin kurulmasını istemesi nedeniyle, Choueifat toplantısına katılacağını’ duyurdu.

Lübnan Demokratik Partisi Medya Direktörü Cad Haydar'a göre Lübnan'daki direnişle ilişkiler ve Filistin meselesi, Dürzi-Şii ilişkilerinin de güçlü bir şekilde gündemde olduğunu göz ardı etmeden, toplantının en önemli gündem maddesi olacak. Haydar Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantıda ‘Lübnan Dağı’nda meydana gelen gerginliklerin ortadan kaldırılması gerektiğinin, dağın direnişin arkasını koruduğunun ve Dürzi-Şii ilişkilerinin en iyi durumda tutulmasının öneminin vurgulanacağını’ belirtti. “Dürzi toplumu, İsrail'in Lübnan, Gazze ve tüm Filistin'e yönelik saldırganlığı karşısında Filistin davası ve direniş konusundaki tutumunu biliyor. Haftalar önce Lübnan Dağı’nda meydana gelen bazı gerginliklerin kalıntılarını ortadan kaldırmak ve dağı, özellikle de bu dağa açılan kapıyı temsil eden Choueifat'ı istikrarsızlaştırmaya yönelik her türlü fırsatı ortadan kaldırmak gerekiyor” dedi. Haydar, ‘her ekibin kendi tutumunu ifade edeceğini ve ülkeyi ve istikrarını koruma, çeşitliliği sürdürme ve yabancı gündemlere rehin olanların Lübnan Dağı’nda ve tüm Lübnan'da güvenlik ve istikrarı manipüle etmesine izin vermeme parametreleri altında müzakere yapılacağını’ kaydetti.