Çin'in Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’ne temkinli yaklaşmasının dört nedeni

Kalkınma Yolu Projesi, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi için bir alternatif mi yoksa tamamlayıcı mı?

Irak’ın güneyindeki Basra ilinin kuzeyinde yer alan Nahr Bin Ömer Petrol Sahası’ndaki petrol boru hattı, 22 Mart 2022
Irak’ın güneyindeki Basra ilinin kuzeyinde yer alan Nahr Bin Ömer Petrol Sahası’ndaki petrol boru hattı, 22 Mart 2022
TT

Çin'in Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’ne temkinli yaklaşmasının dört nedeni

Irak’ın güneyindeki Basra ilinin kuzeyinde yer alan Nahr Bin Ömer Petrol Sahası’ndaki petrol boru hattı, 22 Mart 2022
Irak’ın güneyindeki Basra ilinin kuzeyinde yer alan Nahr Bin Ömer Petrol Sahası’ndaki petrol boru hattı, 22 Mart 2022

Shirley Ze Yu

Asya ve Avrupa'nın kesişme noktasında yer alan Irak’ın coğrafi konumu, iki büyük bölgesel güç olan Suudi Arabistan ve İran ile sınır komşusu olması nedeniyle hem bir nimet hem de bir lanet. Ancak geniş petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen Irak’ın kıyaya 58 kilometre olan uzaklığı, uluslararası sulara doğrudan erişimini sınırlıyor. Irak bu yüzden ihraç etmek için petrolünü Arap Yarımadası'ndan Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden geçirerek Akdeniz'e ulaştırmak zorunda.

Bu yüzden çevre sularda barış ve komşu ülkelerle iyi ilişkiler Irak ekonomisi için kritik öneme sahip. Irak, ticaret hacmini artırmak ve ekonomisini çeşitlendirmek için demiryolu ve karayolu taşımacılığını birleştiren ikili bir koridor olan bin 200 kilometre uzunluğundaki 'Kalkınma Yolu Projesi’ni geliştirmeyi planlıyor. Bu yol Basra şehrindeki Büyük Faw Limanı'ndan başlayıp Basra'dan ve petrol zengini bölgelerden geçerek kuzeye, Türkiye sınırına kadar uzanıyor.

Kalkınma Yolu Projesinde İran ve Türkiye'nin desteğiyle, Süveyş Kanalı'nı atlayarak ve inşa halindeki Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru'nu (IMEC) tamamlayarak alternatif bir Avrasya rotası oluşturulması amaçlanıyor.

Kalkınma Yolu Projesi’nin başarılı bir şekilde uygulanması halinde yerel istihdam olanaklarını artıracağı, kıtalar arası ticareti kolaylaştıracağı ve yeşil kalkınmaya odaklanan özel ekonomik bölgeler ve yeni şehirler kurulmasını sağlayacağına ve böylece, petrol dışındaki projeler için ekonomik kaldıraç olan yeni bir gerçekliği destekleyeceğine şüphe yok.

zxscdfg
Nahr Bin Ömer Petrol Sahası açıklarında Şattularap Nehri’ndeki bir tekne, 18 Temmuz 2022 (AFP)

On yıllar süren savaş Irak'ın siyasi bütünlüğünü zayıflattı ve Kalkınma Yolu Projesi de çeşitli güvenlik ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Kalkınma Yolu Projesi, Avrasya bölgesi ticareti için potansiyel bir koridor olacağından malların serbestçe akışının güçlü bir güvenlik yapısıyla garanti altına alınması gerekiyor. Peki, böyle bir güvenlik garantisini kim verecek? Böylesi büyük bir projeyi hayata geçirecek siyasi iradenin birbirini takip eden liderlikler ve yönetimler tarafından sürdürülmesini kim sağlayacak?

Üstüne üstlük Kalkınma Yolu Projesi’nin gelecekte başarılı olması için Asya ve Avrupa, özellikle de Çin ve Avrupa arasındaki ticaretin güçlü bir şekilde büyümesi gerekiyor. Fakat Batı ülkeleriyle Çin arasındaki mevcut ticari anlaşmazlık, Avrupa’nın bazı Çin ürünlerine, özellikle de elektrikli arabalara ek gümrük vergisi uygulamasına ve üretim ve tedarik zincirlerini Çin'den diğer Asya ülkelerine kaydırmasına yol açmıştı. Önümüzdeki on yıl içinde Çin ve Avrupa arasında ticareti yapılan malların hacminin önemli ölçüde artması beklenmiyor. Bu sorunlu bir durum, çünkü Kalkınma Yolu Projesi, inşaat ve işletme maliyetlerini dengelemek için yüksek ticaret hacimlerine dayanıyor. Bu yüzden Çin Asya ile Avrupa arasındaki ticaret hacminin azalması, böylesine büyük bir altyapı projesinin mali uygulanabilirliği ve ekonomik sürdürülebilirliği açısından iyiye işaret değil.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin tamamlayıcısı olarak Kalkınma Yolu Projesi

Birçok kişi, Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’nin Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) için bir alternatif mi yoksa tamamlayıcı mı olduğunu sorguluyor. BRI, daha önce var olmayan altyapı bağlantıları ve ticaret koridorları oluşturarak Avrasya ticaretini modernleştirmeyi amaçlıyor. Bugün Avrasya’daki kıtasal demiryolu ağları, Çin'in doğu kıyısından ve Orta Asya üzerinden Batı Avrupa'ya ticaret hatlarını birbirine bağlıyor. Bunun yanında kara koridorlarını Çin'in güneybatısından Süveyş Kanalı üzerinden ticareti yapılan malların Batı Avrupa'ya ulaştığı Pakistan'daki Gwadar Limanı’na ulaştırıyor. Özel bir rota yok, çünkü ‘tüm yollar Roma'ya çıkar’. Dolayısıyla Irak ve Türkiye arasında oluşturulacak potansiyel bir ulaşım koridoruyla Çin malları Pakistan'daki Gwadar Limanı'ndan doğrudan Körfez üzerinden Irak'taki Büyük Faw Limanı'na kadar uzanabilir. Şarku'l Avsat'ın Majalla'dan aktardığı analize göre bu rota, Çin'in uluslararası rakibi Hindistan'ın ihraç ettiği benzer mallardan daha hızlı ve daha ucuza sevkiyat yapılmasını sağlayacağı için Çin'e önemli bir avantaj sunacaktır.

“Kalkınma Yolu Projesi’nin bir rakibi daha var, o da IMEC ve en az onun kadar iddialı bir proje.

Ancak Kalkınma Yolu'nun başka bir rakibi daha var, o da IMEC ve en az onun kadar iddialı bir proje. IMEC aynı zamanda ABD ile ABD’nin bölgedeki müttefikleri tarafından yönetiliyor. Bu çok yönlü ulaşım koridoru, küresel bir ticaret merkezi haline gelmeye başlayan Hindistan, büyük ticaret fazlalarına sahip olan ve büyük ekonomik dönüşümler geçiren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan, ABD'nin önemli bir müttefiki ve küresel teknoloji lideri olan İsrail ve nihai tüketici pazarı olan Avrupa arasındaki ticari bağlantıları güçlendirmeyi amaçlıyor. IMEC, Hindistan'ın küresel sanayileşmedeki artan önemi ve katılımcı ülkeler arasındaki ekonomik entegrasyon açısından küresel ticaret için yeni bir paradigma yaratmaya hazırlanıyor.

sdvfev
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, (ortada) BP CEO'su Murray Auchincloss (solda) ve Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani arasında Kerkük'te dört farklı petrol sahasının geliştirilmesine yönelik bir mutabakat zaptının imzalanırken hazır bulundu, 1 Ağustos 2024 (AFP)

Kalkınma Yolu Projesi ve IMEC doğrudan rekabet içinde olacaktır. Mevcut jeopolitik ortamda IMEC’in rotası, Hindistan'dan Avrupa'ya ticareti kolaylaştırmak için en uygun şekilde tasarlanırken, Kalkınma Yolu Projesi, öncelikle Rusya ve Çin'den gelen ticareti destekleyecektir.

Çin Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’ne temkinli yaklaşıyor

Çin, geçtiğimiz on yıl içinde altyapı ve şehir mühendisliği alanlarında dünyanın en gelişmiş deneyimini elde ederek bu alanda uzmanlaştı. Bunun etkilerini Mısır'ın Sahra Çölü'nün ortasında rekor bir sürede inşa ettiği yeni idari başkentinde ve Çin'in mühendislik alanındaki başarısının canlı kanıtı olan Suudi Arabistan'daki fütüristik şehir NEOM projesindeki tünellerde ve gökdelenlerde gördük.

Çin ayrıca Irak'ın savaş sonrası yeniden inşasında aktif olarak yer aldı. Basra elektrik santralini kurarak 6 bin 200 megawatttan fazla elektrik enerjisi üreten Çin, Irak'ın en büyük elektrik santrali kurucusu oldu. Çinli şirketler petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tesisleri, su arıtma tesisleri, havaalanları ve okulların geliştirilmesinde de rol oynadı. Çin aynı zamanda Irak'ın en büyük ticaret ortağı ve iki ülke diplomatik ilişkilerini stratejik ortaklığa yükseltti.

“Büyük Faw Limanı’nın inşası için ayrılan bütçenin inşası sırasında artırılması ve tamamlanma tarihinin 2025 yılına uzaması nedeniyle projenin mali açıdan uygulanabilirliği ise belirsizliğini koruyor.

Ancak Çin, altyapı ve ticarette hayati bir ortak olmasına rağmen, başlıca dört nedenden ötürü Irak'ın 17 milyar dolarlık Kalkınma Yolu Projesi’ne karşı temkinli yaklaşıyor. Bu nedenler şunlar:

1- Proje farklı inşaat ve mühendislik standartları nedeniyle potansiyel bir sorunla karşı karşıya. Örneğin, Güney Kore merkezli Daewoo Şirketi, Kalkınma Yolu Projesi’nin başlangıç noktası olan Büyük Faw Limanı için 2,6 milyar dolarlık bir inşaat sözleşmesi imzalarken, projenin başlangıçtaki fizibilite çalışmalarının çoğu Avrupalı şirketler tarafından yürütülmüştür. Bu yüzden Batı ile Çin arasındaki inşaat ve mühendislik standartlarındaki farklılıklar, proje için ek maliyetlere ve gecikmelere yol açabilir.

Hükümetin yetersizliği ve yolsuzluk olayları projenin hayata geçirilmesini engelleyecektir

2- Projenin mali açıdan uygulanabilirliği belirsizliğini koruyor. Büyük Faw Limanı’nın inşası için ayrılan bütçe, inşası sırasında artırılmış ve projenin tamamlanma tarihi 2025'e kadar uzatılmıştır. Kalkınma Yolu Projesi çerçevesindeki planlar, rota boyunca on beş istasyonun inşasını kapsıyor. Bu ise çok büyük bir çaba gerektiriyor. Çin, Irak genelinde ikili bir demiryolu ve karayolu ulaşım sistemi inşa edilirken, hükümetin petrol gelirlerinin gerekli finansmanı karşılamaya yeteceğine henüz ikna olmuş değil.

cdfvbg
Irak'ın güneyindeki Büyük Faw Limanı’na giden Hor Abdullah Kanalı sularında bekleyen Irak bandıralı bir petrol tankeri, 6 Haziran 2024 (AFP)

3- Mega boyuttaki altyapı projesini kuşatan siyasi sorunlar ve güvenlik riskleri devam ediyor. Hükümetin yetersizliği ve yolsuzluk olaylarının yanı sıra rant kavgası, şeffaf ve hesap verebilir bölgesel hükümetler gerektiren böylesi bir mega projenin uygulanmasını engelleyecektir. Hükümet içindeki istikrarsızlık, özellikle de projenin geçtiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) şiddet yanlısı aşırıcılık, şiddet olaylarının patlak vermesi halinde, güzergâh üzerindeki ulaşımı felç edebilir.

4- Çin, Kalkınma Yolu Projesi’ne temkinli yaklaşıyor, çünkü başka alternatifleri var. Çin, geçtiğimiz haziran ayında Özbekistan ve Kırgızistan ile Sincan Bölgesi’ndeki Kaşgar'ı Kırgızistan’ın güneyi üzerinden Özbekistan'ın doğusuna bağlayacak bir demiryolu hattı inşa etme konusunda anlaştı. Toplam 5 milyar dolara mal olması beklenen yeni demiryolu hattı Türkiye ve Batı Avrupa'daki mevcut demiryolu ağlarına bağlanacak. Çin'in batısından Batı Avrupa'ya uzanan yeni karayolu koridoru hem Rusya’yı hem de jeopolitik açıdan tartışmalı olan Kızıldeniz'i aşarak Avrupa ve Asya arasındaki ulaşım altyapısında büyük bir atılımı temsil ediyor. Bu alternatif yol Irak'tan Türkiye'ye geçen rotaya kıyasla mali açıdan daha uygulanabilir, jeopolitik açıdan daha az yıkıcı olacaktır. Aynı zamanda inşası sona yaklaştıkça daha yönetilebilir görünüyor.

Ancak Çin'in Irak ile artan ticaret ve yatırım ilişkileri ve Küresel Güney'e yönelik önyargısı nedeniyle, Kalkınma Yolu Projesi’ni tereddütsüz destekleyeceği varsayımı tamamen yersiz olmayabilir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



İsrail Hizbullah'a saldırı zamanını bekliyor

Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
TT

İsrail Hizbullah'a saldırı zamanını bekliyor

Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)

İsrail, Hizbullah'a karşı saldırı hazırlıklarını sürdürerek Lübnan sınırına yakın kuzey bölgesine takviye kuvvetler konuşlandırdı. Bu, aynı bölgede askeri tatbikatların sona ermesiyle eş zamanlı oldu. Ayrıca İsrail'in Hizbullah mevzilerine yönelik olduğunu iddia ettiği güney Lübnan'daki hava saldırıları da devam ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamalarına göre, "İsrail ordusu, sanki yarın savaş çıkacakmış gibi çok yüksek bir hazırlık seviyesinde."

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Maariv gazetesinden aktardığına göre "Tel Aviv'deki değerlendirme, tüm İran ekseninin son iki yılda İsrail güçlerinin elinden aldığı darbelerin yarattığı utancı silmek için İsrail ile yeni bir savaşa hazırlandığı" yönünde. İsrail ordusu ise "bu savaşın kaçınılmaz ve tek sorunun zamanlama olduğuna" inandığını, bu nedenle beklemeyeceğini ve "önleyici bir saldırı" başlatacağını belirtti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, güçlerinin yıkıcı darbeler indirmeye her zamankinden daha hazır olduğunu ve ordunun bu tür operasyonları tüm cephelerde gerçekleştirebilmesi için güç ve kabiliyetlerini artırmaya yönelik bir plan geliştirdiğini belirtti. Zamir, Lübnan cephesinin bir model olduğunu vurguladı.

İsrail Maliye Bakanlığı kaynakları, Zamir'in kuzeyde kullanılan çok eski Apache helikopterlerinin modern savaş helikopterleriyle değiştirilmesi ve sayılarının iki katına çıkarılması için acil bütçe talebinde bulunduğunu açıkladı.


Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
TT

Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)

ABD istihbaratının, İsrailli yetkililerin Filistinlileri Gazze’de canlı kalkan olarak kullanma planlarından haberdar olduğu ortaya çıktı. 

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar ABD’nin, İsrail ordusunun Gazze’deki tünellere düzenlediği operasyonlarda Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanmayı değerlendirdiğine dair istihbarat topladığını söylüyor. 

Yetkililer, 2024’ün sonlarına doğru toplanan bu istihbaratın Joe Biden yönetimiyle paylaşıldığını belirtiyor.

Biden yönetimindeki bazı isimler, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığından uzun süredir şüpheleniyordu. 

Amerikan istihbarat yetkililerinin bu bilgileri Tel Aviv yönetimiyle paylaşıp paylaşmadığının netleştirilemediği aktarılıyor. 

Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), "sivillerin canlı kalkan olarak kullanılmasına müsaade edilmediğini" savunurken, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

Haberde, canlı kalkan olarak kullanılan Filistinlilerin sivillerden mi yoksa mahkumlardan mı oluştuğuna dair bilgi verilmiyor. 

İsrail askerlerinin ordunun talimatıyla hareket edip etmediğinin de belirlenemediği bildiriliyor. 

İsrail Başbakanlık Ofisi, Biden döneminden yetkililer ve CIA yorum taleplerini yanıtsız bıraktı.

Diğer yandan Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), bu yıl mayısta yayımladığı haberinde İsrail'in Gazze'de Filistinli sivilleri sistematik şekilde canlı kalkan olarak kullandığını yazmıştı. 

Ajansın İsrail askerleriyle Filistinli tutuklulardan edindiği bilgilere dayandırdığı haberinde, Filistinlilerin operasyonlarda patlayıcı ve bubi tuzağı riskine karşı bina ve tünellere önden gönderildiği savunulmuştu. Bu vakaların hem Gazze hem de Batı Şeria’daki harekatlarda yaşandığı aktarılmıştı.

2024'te yaklaşık üç hafta boyunca İsrail ordusu tarafından gözaltında tutulan Filistinli Eymen Ebu Hamadan, Gazze’de farklı birimler tarafından canlı kalkan olarak kullanıldığını söylemişti. 

IDF ise sivillerin askeri harekatlara zorla katılmasının yasak olduğunu bildirmiş, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da bir camiyi yaktı

Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
TT

İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da bir camiyi yaktı

Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)

Filistinli bir aktivist, bu sabah erken saatlerde Batı Şeria'nın kuzeybatısındaki Salfit'te yerleşimcilerin bir camiyi yakıp duvarlarına ırkçı sloganlar yazdığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, yerleşim faaliyetlerine karşı mücadele eden aktivist Nazmi Selman, “Yerleşimciler bugün şafak vakti Deyr İstiya ve Kifl Haris kasabaları arasında, Salfit'in kuzeybatısında bulunan el-Hace Hamide Camii'ni yakınca bölge sakinleri şaşkına döndü” dedi.

“Yerleşimciler caminin girişine yanıcı maddeler döktüler, ancak bölge sakinlerinin müdahalesi yangının tüm camiye yayılmasını engelledi” diyen Selman, ‘yerleşimcilerin caminin duvarlarına Araplara ve Müslümanlara karşı ırkçı sloganlar yazdıklarını’ belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise dün, Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilerin son şiddet dalgasının, ABD'nin desteklediği ateşkes çabalarını baltalayabileceğinden endişe duyduğunu ifade etti. Batı Şeria'daki olayların Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi tehlikeye atıp atmayacağına ilişkin bir soruya yanıt veren Rubio, “Umarım böyle bir şey olmaz... Böyle bir şey beklemiyoruz. Bunun olmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.

fr
İsrailli yerleşimciler, Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşmaya çalışıyor. (AFP)

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de dün, Filistinlileri hedef alan bir dizi saldırının ardından Batı Şeria'daki yerleşimci şiddetini durdurma sözü verdi.

İsrail polisi ve ordusu, Batı Şeria'nın Tulkerim kenti yakınlarında Filistinlilerin yaralandığı ve mülklerin tahrip edildiği çatışmaların ardından güvenlik güçlerinin bir dizi yerleşimciyi gözaltına aldığını açıkladı.

Ordu, ‘maskeli İsrailli sivillerin Filistinlilere saldırıp bölgedeki mülklere ateş açması’ üzerine güçlerini bölgeye gönderdiğini ve yaralanan dört Filistinlinin tedavi için hastaneye sevk edildiğini belirtti.

Zamir “İsrailli sivillerin Filistinlilere saldırdığı son şiddet olaylarından haberdarız. Bu olayları şiddetle kınıyorum” şeklinde konuştu.

Zamir, ordunun ‘yasalara uyan halkın itibarını zedeleyen küçük bir azınlığın suçlu davranışlarını hoş görmeyeceğini’ ifade etti. İsrail, 1967'den beri Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor ve 500 binden fazla İsrailli, Filistin topraklarındaki yerleşim yerlerinde yaşıyor.

Yerleşimciler Filistinlilere karşı şiddet eylemleri gerçekleştiriyor ve Filistinliler, İsrail güçlerinin genellikle saldırganları tutuklamadığından şikâyet ediyor. Batı Şeria'daki tüm yerleşim yerleri uluslararası hukuka göre yasadışı.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Ekim 2025'in 2006'da bu tür saldırıların kaydedilmeye başlanmasından bu yana en şiddetli ay olduğunu ve 264 saldırının can ve mal kaybına yol açtığını belirtti. İsrail makamları, faillerin neredeyse hiçbirini sorumlu tutmadı. 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinden bu yana Batı Şeria'da şiddet artıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana Batı Şeria'da en az bin 3 Filistinli İsrail güçleri ve yerleşimciler tarafından öldürüldü. Aynı dönemde, İsrail'in resmi rakamlarına göre, Batı Şeria'da Filistinliler tarafından düzenlenen saldırılarda askerler de dahil olmak üzere 43 İsrailli öldürüldü.