İngiltere Kralı 3. Charles, tarihi kilisede düzenlenen dini törenle taç giydi

İngiltere Kralı 3. Charles, başkent Londra'daki tarihi Westminster Abbey Kilisesi'nde düzenlenen dini törenle taç giydi.

Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme törenine giderken (Reuters)
Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme törenine giderken (Reuters)
TT

İngiltere Kralı 3. Charles, tarihi kilisede düzenlenen dini törenle taç giydi

Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme törenine giderken (Reuters)
Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme törenine giderken (Reuters)

Tarihi kilisede ilk önce ayinin yapıldığı seremoni, Kral ve taç giyme törenine katılacak Kraliyet ailesi üyeleri ile görevlilerin saat 11.00'de kiliseye girmesiyle başladı.

Kral'ın girişte tarihte ilk kez sesli olarak dua ettiği ayini, İngiltere Kilisesi'nin ruhani lideri Canterbury Başpiskoposu Justin Welby yönetti.

Tanıma, yemin, kutsama, taç giyme ve kuşanma, tahta çıkma ve bağlılık bildirme isimli 5 bölümden oluşan ayinde Kral Charles, Kudüs'ten getirilen kutsal yağla kutsandı.

Polis memurları, Buckingham Sarayı'ndan Westminster Abbey'e (AFP) iki kilometre uzanan kralın konvoyunun güzergahını sıralıyor.
Polis memurları, Buckingham Sarayı'ndan Westminster Abbey'e iki kilometre uzanan kralın konvoyunun güzergahını sıralıyor (AFP)

Canterbury Başpiskoposu Welby tarafından törende Aziz Edward Tacı takılan Charles için önce Welby, ardından da kilisedeki davetliler, "Tanrı kralı korusun." diyerek dua etti.

Yaklaşık 2,5 kilo ağırlığındaki tacın katedralin dışına çıkarılması yasak olduğu için buradan sonraki noktada ise başka bir taç devreye girdi.

3. Charles, yaklaşık 1,5 saat süren törende Aziz Edward Tacı'nın yerine imparatorluk tacını, Kraliyet kaftanı ve pelerininin yerine ise imparatorluk kaftanını giydi.

Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme töreninde (EPA)
Kral Charles ve eşi Camilla taç giyme töreninde (EPA)

Kral 3. Charles'ın taç giyme töreninde Kraliyet ailesi üyelerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanından devlet başkanları, ünlü isimler ve hayır kurumu temsilcilerinin bulunduğu 2 bin 200'den fazla davetli yer aldı.

Törene Türkiye'yi temsilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay iştirak etti.

Kral Charles, törenin ardından kiliseden ayrılarak bu sefer 260 yıllık altın fayton ile Buckingham Sarayı'na geri dönecek.

Kraliçe Elizabeth'in taç giyme töreninin aksine Kral Charles, geldiği yoldan saraya gidecek. Dönüş yolundaki geçit töreni ise geliştekinden daha kalabalık olacak.

Kral ve Kraliçe, saraya döndükten sonra saat 14.30'da balkona çıkarak halkı selamlayacak.

Annesi Kraliçe Elizabeth'in ölümünün ardından tahta çıktı

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, 8 Eylül'de yaz tatilini geçirdiği İskoçya'nın Aberdeenshire bölgesindeki Balmoral Kalesi'nde 96 yaşında hayatını kaybetmişti.

Buckingham Sarayı, Kraliçe Elizabeth'in ölümünün ardından aynı gün yaptığı açıklamada, Charles'ın tahta geçerek "İngiltere Kralı" olduğunu duyurmuştu.

Kraliçe'nin 73 yaşındaki oğlu Charles'ın ülkenin yeni kralı olduğu, 10 Eylül 2022'de başkent Londra'daki St. James Sarayı'nda düzenlenen törenle resmen ilan edilmişti.



Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
TT

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının uzaması sonucu ortaya çıkacak ciddi küresel ekonomik ve ticari sonuçlar konusunda uyardı. Uzmanlar, savaşın olumsuz etkilerinin bölgenin ötesine geçerek, özellikle enerji ve gaz fiyatları, havacılık, sigorta, dış ticaret ve denizcilik gibi küresel piyasaları da kapsamasını bekliyor.

Suudi Arabistan Şura Konseyi Üyesi Fadl el-Buayneyn Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, İsrail ve İran arasındaki askeri çatışmanın küresel enerji sektörünü etkilediğini, bunun da savaşın başlamasından hemen sonra petrol fiyatlarının rekor seviyelere yükselmesine yansıdığını ve fiyatların halen üst sınırlarda seyrettiğini söyledi.

İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi ışığında enerji fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini öngören el-Buayneyn, bunu tüketici ülkelere yönelik düşmanca bir eylem olarak değerlendirdi. El-Buayneyn söz konusu adımın zaten birçok zorlukla karşı karşıya olan küresel ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

El-Buayneyn, enerji sektörünün savaşlara ve askeri çatışmalara karşı en hassas sektör olduğunu açıkladı. Üretici ülkelerin petrollerini ya da üretimlerini ihraç etme kabiliyetlerinin etkilenmesi halinde, bunun rekor düzeyde yüksek petrol ve gaz fiyatlarına sebep olacağını ifade eden el-Buayneyn, küresel ekonomi üzerinde doğrudan olumsuz yansımaları olacağına da dikkat çekti.

El-Buayneyn, askeri hedeflerin üretim ve ihracat üzerindeki etkilerinin şu ana kadar nispeten sınırlı kaldığını söyledi, ancak iki sektöre yönelik doğrudan saldırıların petrol fiyatlarının hızla yükselmesine, muhtemelen varil başına 100 doları aşmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.

Etkilenen ekonomik sektörler

Savaşın uçuşların aksamasına ve uçak rotalarının yeniden belirlenmesine yol açtığını belirten el-Buayneyn, savaşın havayolları için daha yüksek işletme maliyetlerine ve artan risklerin bir sonucu olarak sigorta maliyetlerinde önemli bir artışa neden olduğunu söyledi. Ayrıca dış ticaretin ve deniz seyrüseferinin de artan gerilimden doğrudan etkileneceği öngörüsünde bulundu.

Savaşın etkisinin bölge ülkeleri arasında farklılık göstereceğini de sözlerine ekleyen el-Buayneyn, Suudi Arabistan'ın stratejik konumu nedeniyle Kızıldeniz'deki limanları aracılığıyla dış ticaretinin sürdürülebilirliğini sağlayabildiğini ve petrolün doğudan batıya taşınmasını sağlayan boru hatlarının varlığının krizin petrol ihracatı ve dış ticaret üzerindeki yansımalarını sınırladığını belirtti.

Enerji sektörünü ‘küresel ekonominin gerçek motoru’ olarak tanımlayan el-Buayneyn, enerji ve dış ticaretin ekonomik açıdan savaştan en çok etkilenen sektörler olduğunu, yıkım ve insan kayıplarının ise kalkınma ve insani düzeylerde savaşların en kötü sonuçları arasında yer aldığını ifade etti.

Hızlı çözümler için fırsatların sınırlı olduğunu ifade eden el-Buayneyn, savaşları başlatmanın durdurmaktan daha kolay olduğunu ve çatışmaların hızının artmasını beklediğini kaydetti. İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini yerine getirmesi halinde, pratikte bunu başarmanın zorluğuna rağmen, başta ABD ve diğer Batılı ülkeler olmak üzere dünya güçleriyle kapsamlı bir çatışmanın kapısını aralayabileceğini söyledi. El-Buayneyn, ABD'nin çıkarlarını hedef almanın Washington'u savaşa doğrudan dahil edeceğini ve savaşın kapsamının endişe verici bir şekilde genişleme potansiyeli taşıdığını vurguladı.

Pazar sıkıntısı ve tedarik zinciri aksaklıkları

Kahire'deki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Halid Ramazan, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, savaşın devam etmesinin, özellikle de İsrail'in günde 700 bin varil üretim kapasitesine sahip Abadan Rafinerisi gibi İran enerji tesislerini hedef alması halinde, petrol ve gaz arzını azaltma tehdidi oluşturduğunu söyledi. Ramazan, Kuzey yarımkürede kış talebi artarken olası bir kesintinin piyasalarda kıtlık yaratabileceği uyarısında bulundu.

İsrail saldırılarının ardından petrol fiyatlarının şimdiden yüzde 8 ila 13 arasında arttığını ve Brent ham petrolünün varil başına 78 doları aştığını belirten Ramazan, çatışmanın devam etmesi halinde, özellikle de Hürmüz Boğazı'nın kapatılması durumunda fiyatların rekor seviyelere çıkabileceği konusunda uyardı.

Ramazan, savaşın yansımalarının özellikle Hürmüz Boğazı üzerinden küresel tedarik zincirlerinin aksamasına kadar uzanacağını, bunun da elektronik ve gıda maddeleri gibi petrol dışı emtia ticaretine yansıyacağını, nakliye ve sigorta maliyetlerinin artacağını, bunun da emtia fiyatlarının yükselmesine ve ticaret oranlarının düşmesine yol açacağını vurguladı.

Ramazan, artan enerji ve nakliye maliyetleri ile düşük piyasa güvenine atıfta bulunarak, buğday ve mısır gibi gıda maddelerinin yanı sıra petrokimya ürünleri, giyim, elektronik, teknoloji yedek parçaları ve ilaçları fiyat artışları için en olası adaylar olarak sıraladı.

Savaşın ekonomik sonuçlarına gelince, Ramazan bunların yüksek enflasyon oranları, tedarik zincirlerinin bozulması, özellikle turizm ve teknoloji sektörlerinde yatırımların azalması ve para birimlerinin zayıflaması olduğunu belirtti. İran riyali ve İsrail şekeli, Avrupa'nın alternatif kaynaklara daha fazla bağımlı hale gelmesiyle küresel enerji ittifaklarının yeniden şekilleneceği beklentileri arasında bu yılın en düşük seviyelerini gördü.