17 milyon resmi İsrail belgesi halen gizli ve araştırmacılara kapalı

Arap Milletvekili Avde: Neden Deyr Yasin ve Kafr Kasım katliamlarının belgelerini açıklamıyorsunuz?

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Nekbe’nin 75. yıldönümünü anmak için düzenlenen yürüyüşe katıldı. (DPA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Nekbe’nin 75. yıldönümünü anmak için düzenlenen yürüyüşe katıldı. (DPA)
TT

17 milyon resmi İsrail belgesi halen gizli ve araştırmacılara kapalı

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Nekbe’nin 75. yıldönümünü anmak için düzenlenen yürüyüşe katıldı. (DPA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Nekbe’nin 75. yıldönümünü anmak için düzenlenen yürüyüşe katıldı. (DPA)

İsrail Parlamentosu’ndaki (Knesset) Bilim ve Teknoloji Komitesi Başkanı ve Arap Değişim Hareketi bloğu temsilcisi Eymen Avde, devlet, ordu ve istihbarat arşivlerinde yüzde 97'si gizli ve açılması yasak olan 17 milyon belge bulunduğunu açıkladı. Avde, söz konusu belgelerin büyük bir kısmının İsrail yasalarına göre deşifre edilmesi gereken askeri operasyonlar ve katliamlarla ilgili olduğunu, ancak yetkililerin bunları ‘gizli tutmak’ için ellerinden gelen her şeyi yaptığını belirtti.

Avde dün (Salı) yaptığı açıklamada, hükümetin belgelere erişimi engellemek için olağanüstü çaba sarf etmesi nedeniyle bu arşivlerin yok edilmesinden ve gerçeklerin sonsuza dek gömülmesinden korktuğunu ifade etti. Avde, aralarında eski İsrail Devlet Arşivleri Genel Müdürü Dr. Yakub Lazubik'in de bulunduğu onlarca akademisyen ve araştırmacının, bilimsel araştırmaya ve doğru, bilimsel ve profesyonel tarihçiliğe zarar verdiği için bu durumdan duydukları memnuniyetsizliği kendisine bildirdiklerini vurguladı.

Avde, bu konuyu kamuoyuna duyurmak ve sorunu ele almanın yollarını aramak için devlet arşivleri yetkilisi Ruti Abramoviç ve ilgili birçok araştırmacının huzurunda pazartesi günü başkanlığını yürüttüğü parlamento komitesinde özel bir oturum düzenledi.

Abramoviç, bu konuda büyük bir eksiklik olduğunu kabul etse de bunu “bütçe ve insan gücü eksikliğinden kaynaklanan teknik bir kusur” olarak değerlendirdi. Arşivin doğru bir şekilde düzenlenebilmesi için yaklaşık 700 çalışanın gerekli olduğunu söyleyen Abramoviç, arşivin kurulduğu 1955 yılından beri sayılan ve düzenlenen 3 milyon dosya olduğunu, ayrıca sıralı kayıt ve kataloglama için hazırlanmakta olan 1,6 milyon dosyanın olduğunu ifade etti.

Görsel kaldırıldı.

Ancak Avde bu gerekçeleri reddederek, bu konuda ‘derin’ bir ihmal olduğunu ve birçok durumda ‘kasıt’ bulunduğunu söyledi. Bu oturumun; devlet arşivleri, ordu arşivleri ve istihbarat servislerindeki materyallerin tartışıldığı, devlet tarihinde türünün ilk örneği olduğunu vurgulayan Avde, “devlet görevlilerinin, tarihi belgelerin yasa dışı teşhirini önlemek için öne sürdükleri yalanlar deşifre edilmelidir” dedi.

Avde sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet ve ordu arşivlerindeki toplam 17 milyon dosyanın sadece yüzde 2,8'i halka açık. İsrail İç İstihbarat Servisi Şin Bet’in (Şabak) ve Dış İstihbarat Servisi Mossad’ın arşivleri ise İsrail yasalarının 50 yıl sonra devlet dosyalarının açılmasına izin verdiği bilindiği için tamamen kapalı. Ayrıca Kabine’nin gizli istihbarat arşivini de 90 yıla kadar saklama hakkı bulunuyor.”

Avde komiteye, başbakanlığa bağlı ‘Güvenlik’ Dairesi’nin hırsızlık ve yağma ile ilgili belgelerin ifşasını ve hatta 1948 yılında teslim olma durumlarını engelleyen talimatlar yayınladığını açıkladı. Avde’nin iddiasına göre söz konusu daire, devletin kuruluşundan bu yana İsrail’in suçlarını ortaya çıkaran her türlü detayın açığa çıkmasını önlemek için özel arşivler üzerinde de çalıştı.

Avde, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Halkımız 1948'de yaşananları ve ardından 1966'ya kadar Arap vatandaşlarına dayatılan askeri yönetim dönemini çok iyi biliyor. Ancak halkımızın da literatürde, devlet arşivlerinde ve çeşitli arşivlerde bahsedildiği gibi tarihi gerçeği öğrenme hakkı vardır.” Tarihi belgelerin ortaya çıkarılması ve devlet arşivlerinin çalışmalarının şeffaf bir şekilde takip edilmesi için titizlikle çalışmaya devam edildiğini vurgulayan Avde, “1948'de Deyr Yasin Katliamı’nda ve 1956'da Kafr Kasım Katliamı’nda neler yaşandığını, Filistin beldelerinin nasıl işgal edildiğini, işgale teslim olan ve buna rağmen acımasızca katledilen Filistinlilere ne yapıldığını bilmek istiyoruz” dedi.

Görsel kaldırıldı.

Arap Değişim Hareketi bloğunun bir başka temsilcisi Ofer Cassif, “Arşivi saklıyorlar. Çünkü onların bakış açısına göre saklanması gereken bir şeyler var. Ama bu konu, devletin demokratik değerleri ve bayrağa saygı ile ilgilidir. Değerlere saygı duyan, gerçekleri ortaya çıkarmaktan korkmaz” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan New York Üniversitesi'ndeki Taub İsrail Araştırmaları Merkezi'nin, İsrail hükümetini ‘Belgelerin Gizliliği Yasası'nda’ öngörülen süreyi geçen arşiv dosyalarını açmaya zorlamak için İsrail Yüksek Mahkemesi'ne dava açması dikkat çekicidir.

Merkez, İsrail hükümetinden 1967 ile 1990 yılları arasında yerleşimlerle ilgili gerçekleştirilen müzakerelerin dosyalarının açılmasını talep etti. 2011'den 2018'e kadar İsrail Arşivleri Müdürü olarak görev yapan Dr. Yakub Lazubik, hükümetin politikasının “demokratik bir devlete yakışan bilimsel mülahazalardan yoksun, bilim karşıtı” olduğunu söyledi. Şark’u Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre Lazubik o dönemde bilimsel, insani ve vicdanı siyasete saygı gösterilmediği için görevinden istifa etmişti.



Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
TT

Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi tarafından dün yapılan bir açıklamada, Başkan Donald Trump'ın yönetiminin zorlu taleplerini artırdığı belirtildi. Açıklamada bunun hükümet yetkililerinin söz konusu talepleri detaylandıran bir mektubu izinsiz olarak gönderdiklerine dair bir raporun yayınlanmasına rağmen gerçekleştiği belirtildi.

New York Times (NYT) gazetesi, cuma akşamı geç saatlerde, ismi açıklanmayan kaynakların, hükümet avukatlarından 11 Nisan'da Harvard Üniversitesi’ne ulaşan bir mektubun, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki üst düzey yetkililer onaylamadan ya da yayınlanması için yeşil ışık yakmadan gönderildiğini söylediklerini bildirdi.

Reuters'ın aktardığına göre Harvard Üniversitesi, mektubun kendisine ulaşmasından üç gün sonra üniversitenin işe alma, öğrenci kabul etme ve direktif verme hakları konusunda ‘hükümete tavizler verilmesi’ anlamına geldiğini söylediği taleplerin çoğunu reddetti.

Bunun üzerine Trump yönetimi, üniversiteye sağlanan 2,3 milyar dolarlık fonu dondurdu. Ayrıca üniversitenin vergiden muaf edilme statüsünü ve yabancı öğrenci kaydetme yetkisini geri almakla tehdit etti. Trump yönetimi, üniversitenin dış ilişkileri, öğrencileri ve öğretim üyeleri hakkında bilgi de talep etti.

ABD Başkanı Trump, ocak ayında göreve başlamasından bu yana geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı protestoları kötü idare ettikleri ve kampüslerde antisemitizmin yayılmasına izin verdikleri gerekçesiyle ABD'nin önde gelen üniversitelerine baskı yapmaya devam ediyor.

Ancak aralarında bazı Yahudi grupların da bulunduğu protestocular, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerine yönelik eleştirilerinin yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutulduğunu vurguluyor.