İtalya, "asrın projesi" Kuşak ve Yol'dan çekilmeye hazırlanıyor

Çin'le ilişkilerin zarar görmesinden endişeleniliyor

Kuşak ve Yol projesindeki "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı", İstanbul'dan da geçiyor (Reuters)
Kuşak ve Yol projesindeki "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı", İstanbul'dan da geçiyor (Reuters)
TT

İtalya, "asrın projesi" Kuşak ve Yol'dan çekilmeye hazırlanıyor

Kuşak ve Yol projesindeki "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı", İstanbul'dan da geçiyor (Reuters)
Kuşak ve Yol projesindeki "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı", İstanbul'dan da geçiyor (Reuters)

İtalyan hükümeti, Çin'in Kuşak ve Yol projesinden çekilmeyi planlıyor.

ABD'nin önde gelen haber kuruluşlarından Politico'nun Avrupa bürosuna konuşan ve kimliğini paylaşmayan bir İtalyan diplomat, Başbakan Giorgia Meloni'nin projeden ayrılmayı düşündüğünü söyledi. 

Diplomat, hükümetin Kuşak ve Yol projesinden ayrılma planları üzerinde çalıştığını belirtti.  

Kaynak, Meloni'nin son kararını henüz vermediğini ama bugün Japonya'nın Hiroşima şehrinde başlayan ve üç gün sürecek G7 Zirvesi'nde konuyla ilgili açıklama yapabileceğini söyledi. 

İtalya, 2019'da projeye katılmayı kabul ederek, bunu gerçekleştiren ilk Avrupa Birliği (AB) ve G7 ülkesi olmuştu.

Dönemin İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, ülkeyi ziyarete giden Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le bir araya gelerek anlaşmaya imza atmıştı.

Meloni, geçen hafta yaptığı basın açıklamasında da "Henüz nihai bir karara varılmadı. Bu hassas bir konu fakat Conte'nin seçimine katılmıyorum" demişti. 

İtalya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Giorgio Silli de çarşamba günkü açıklamasında, Çin'in NATO, AB ve G7'ye yönelik tutumunu göz önünde bulundurarak karar alacaklarını belirtmişti.

Öte yandan Conte hükümetinde görev yapan ve İtalya'nın projeye katılmasındaki kilit isimlerden eski Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Michele Geraci, Roma yönetiminin anlaşmadan çekilmesinin hata olacağını savundu.

Politico'ya konuşan Geraci, "NATO üyesi olmanız, Çin'le anlaşma yapamayacağınız anlamına gelmez" dedi. 

Siyasetçi, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Ocak 2020'de Pekin yönetimiyle imzaladığı "birinci faz" ticaret anlaşmasını da hatırlattı. Karşılıklı ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesini öngören çalışma, Aralık 2021'de tarafların anlaşmayı yenilememesiyle sonlanmıştı.

Geraci, projeden ayrılmanın İtalyan ekonomisine zarar vereceğini savunarak, özellikle Çin'le ithalat anlaşmasına sahip firmaların olumsuz etkileneceğine dikkat çekti.

Devlete ait İtalyan Ticaret Ajansı'nın verilerine göre 2019-2022'de Çin'den İtalya'ya yapılan ihracatta yüzde 51 artış kaydedilirken, İtalya'dan Çin'e yapılan ihracatta yüzde 26 büyüme gerçekleşti.

Çin lideri Şi, 2013'te başlattığı Kuşak ve Yol'u "asrın projesi" diye nitelemişti. Pekin yönetiminin verilerine ocak itibarıyla dünya nüfusunun yüzde 75'ini oluşturan 151 ülke projeye katıldı.

Türkiye'nin de yer aldığı Kuşak ve Yol kapsamında, ulaşım altyapısının yanı sıra ülkeler arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi hedefleniyor. Bunun için köprüler, petrol ve doğalgaz boru hatları, lojistik üsler, enerji santralleri ve havalimanları gibi büyük tesislere yatırımlar yapılıyor.

Ancak başta ABD olmak üzere birçok Batılı ülke, projeyi "borç tuzağı sistemi" diye niteleyerek Pekin yönetimini eleştiriyor.

Independent Türkçe, Politico Europe, Wall Street Journal



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.