Balkanlar yine diken üstünde: 4 soruda Kosova'daki çatışmalar

Etnik Sırpların ağırlıklı olarak yaşadığı Kosova'nın kuzeyinde tansiyon yeniden yükseldi

Kosova'da konuşlu bulunan NATO barış gücü misyonunda yaklaşık 4 bin asker görev yapıyor (Reuters)
Kosova'da konuşlu bulunan NATO barış gücü misyonunda yaklaşık 4 bin asker görev yapıyor (Reuters)
TT

Balkanlar yine diken üstünde: 4 soruda Kosova'daki çatışmalar

Kosova'da konuşlu bulunan NATO barış gücü misyonunda yaklaşık 4 bin asker görev yapıyor (Reuters)
Kosova'da konuşlu bulunan NATO barış gücü misyonunda yaklaşık 4 bin asker görev yapıyor (Reuters)

Etnik Sırpların ağırlıklı olarak yaşadığı Kosova'nın kuzeyinde, Sırp göstericiler, Kosova polisi ve NATO birlikleriyle çatıştı.

Zvecan'da hükümet binasını işgal etmek için harekete geçen göstericilere karşı biber gazı ve ses bombaları kullanılırken, diğer iki belediye binası ise NATO askerleri tarafından güvenlik kordonu içine alındı.

NATO'dan yapılan açıklamada İtalyan ve Macar askerlerden oluşan barış gücü birliğinden 25 askerin yaralandığı ifade edildi.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgedeki çatışmalarda yaralanan 50 Sırp'ın hastaneye kaldırıldığını açıkladı.

Belgrad yönetimi sınır hattındaki Sırp birliklerinin tamamını teyakkuza geçirirken, Kosova'daki Sırplara yeniden saldırılması halinde buna seyirci kalmayacakları uyarısında bulundu.

Yaşanan gerilimle ilgili bir açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Kosova yönetiminin gerginliği düşürecek adımlar atması gerektiğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise, durumun endişe verici olduğunu ve Balkanlar'da "büyük bir patlamaya" sebebiyet verebileceğini ifade etti.

Kosova'nın kuzeyinde yaşanan gerilim bir kez daha 1998-99'da yaşanan çatışmaların tekrarlanması endişelerini körükledi. Çatışmalarda 10 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 1 milyondan fazla kişiyse evsiz kalmıştı.

Sırbistan ve Kosova'nın ilişkileri neden bozuk?

Bir dönem Sırbistan'a bağlı olan Kosova, 2008'de bağımsızlığını ilan etti. Ancak Belgrad yönetimi nüfusunun yüzde 90'ı Arnavut olan bölgenin bağımsızlığını tanımadı.

Sırbistan yönetimi, bölgeyi kontrol etmese de Kosova'yı halen ülkenin bir parçası olarak görmeye devam ediyor.

Bölgeyi kendi ülkeleri olarak gören Kosovalı Arnavutlar Sırpları işgalci ve baskıcı bir güç olarak görürken, Sırp milliyetçileriyse 1389'da Osmanlı'ya karşı bölgede kazanılan zafer nedeniyle Kosova'yı ulusal mücadelenin bir sembolü olarak tanımlıyor.

Bölgedeki Arnavutlar, 1998'de Sırp yönetimine karşı ayaklanmış, Sırp ordusu bu ayaklanmaya çok sert şekilde yanıt vermişti. 1999'da NATO'nun müdahalesinin ardından Sırbistan bölgeden çekilmiş ve kontrolü uluslararası barış gücü askerlerine bırakmıştı.

Kosova 2008'deki bağımsızlık ilanının ardından, aralarında Türkiye ve ABD'nin de olduğu yaklaşık 100 ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınırken, Rusya, Çin ve 5 Avrupa Birliği ülkesi Kosova konusunda Sırbistan'la aynı çizgide politika izliyor. 

Bu çözümsüzlük Sırbistan'la Kosova arasındaki gerginliğin bitmemesine neden oluyor.

Yükselen tansiyonun sebebi ne?

Kosova'da yeniden yükselen ve sokağa taşan gerilimin ardında yatan bu seferki neden, geçen ay Kosova'nın kuzeyinde yapılan yerel seçimler.

Bölgenin ağırlıklı nüfusunu oluşturan Sırpların boykot kararına rağmen düzenlenen seçimlerde katılım yüzde 4'ün altına kadar düşmüş, belediyeleri Arnavutlar kazanmıştı.

Geçen cuma günü ise yeni seçilen Arnavut belediye başkanları, Kosova polisinin de yardımıyla görevi devralmak üzere belediye binalarına girdi. Sırplar, yeni belediye başkanlarının görevi devralmalarına engel olmaya çalışsalar da Kosova polisinin müdahalesiyle karşı karşıya kaldı.

Sırplar pazartesi günü bölgedeki belediye binalarının önünde toplanarak yeni gösteriler düzenledi. Şiddetli çatışmalara sahne olan gösterilerde NATO'nun barış gücü askerleri ve Kosova polisiyle Sırp göstericiler karşı karşıya geldi.

Yaşanan gerilimin kaynağı olan seçim boykotu kararı, kasımda içlerinde hakimler ve polislerin de olduğu bölgedeki Sırp görevlilerin görevlerinden toplu şekilde istifa etmelerinin ardından gelmişti.

Kosova hükümetinin Sırp nüfusun yoğun olduğu ülkenin kuzeyine yönelik attığı hemen hemen her adımın Sırpların direnişiyle karşılaştığını söylemek de mümkün. Ülkenin kuzeyinde yaşayan Sırpların, Belgrad'la yakın bağlarını koruduğu da biliniyor.

Ana aktörler kim?

Hem Kosova hem de Sırbistan, ihtilafla ilgili taviz vermeye yanaşmayan milliyetçi liderler tarafından yönetiliyor.

AB'nin arabuluculuk ettiği müzakerelerde Kosova'yı temsil eden Başbakan Albin Kurti, daha önce Sırbistan'da siyasi nedenlerle hapis yatmış eski bir öğrenci lideri. Kurti ayrıca Kosova'nın Arnavutluk'la birleşmesinin ateşli savunucularından biri olarak biliniyor ve Sırbistan'a taviz verilmesine kesinlikle karşı çıkıyor.

Kosova'daki savaş sırasında Enformasyon Bakanlığı yapan Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic ise ülkesinin bir şeyler kazanmadan asla anlaşma yapmayacağını söylüyor.

Vucic ayrıca Kosova lideri Kurti'yi, "yeni Zelenski olmaya çalışmakla" suçluyor.

Çözüm çalışmaları hangi aşamada?

Kosova ve Sırbistan arasındaki sorunların çözümü için ortak bir zemin yaratmaya yönelik uluslararası çabalar bir süredir devam ediyor ancak şu ana kadar kapsamlı bir anlaşmaya varılabilmiş değil.

Avrupa Birliği yetkilileri ilişkilerin normalleşmesi için yürütülen müzakerelere arabuluculuk ediyor. Müzakereler sırasında taraflar sayısız kez anlaşmaya varsa da, bu anlaşmalar nadiren uygulamaya konulabildi. 

Ancak her iki ülke de Avrupa Birliği üyeliği için ilişkilerini normalleştirmek zorunda. İhtilafın devam etmesiyse uzayan istikrarsızlık, ekonomik gerileme ve sürekli çatışma riski anlamına geliyor.

Sırbistan'la olan sorunların çözülemediği senaryoda, BM'ye üye olamayan Kosova devletinin işlevsel bir yapıya kavuşması zor görünüyor. 

Kosova'ya yönelik herhangi bir Sırp askeri müdahalesiyse, Sırbistan ordusuyla NATO barış gücü askerlerini karşı karşıya getirme potansiyeli taşıyor.

Independent Türkçe, AP, BBC, CNN, Balkan Insight, Euractiv



İsrail medyası: Ordu, Han Yunus'a düzenlediği saldırıda Hamas lideri Muhammed Sinvar'ı hedef aldı

Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu tankları, 4 Mayıs 2025 (AP)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu tankları, 4 Mayıs 2025 (AP)
TT

İsrail medyası: Ordu, Han Yunus'a düzenlediği saldırıda Hamas lideri Muhammed Sinvar'ı hedef aldı

Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu tankları, 4 Mayıs 2025 (AP)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu tankları, 4 Mayıs 2025 (AP)

İsrail haber sitesi Ynet, ordunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği saldırıda Hamas lideri Muhammed Sinvar'ı hedef aldığını bildirdi. İsrail ordusu dün, Gazze Şeridi'ndeki Avrupa Hastanesi'nin altındaki Hamas komuta merkezini vurduğunu duyurdu.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee dün akşam bir uyarı yayınlayarak, Cibaliye Mülteci Kampı ve Tel ez-Zater, eş-Şeyh Zayed, en-Nur, es-Selam ve er-Ravda mahallelerindeki tüm sakinleri bölgeyi tahliye etmeye çağırdı. Adraee, ordunun yakında saldıracağı konusunda uyardı.

Adraee, İsrail ordusunun füzelerin atıldığı her bölgeye büyük bir güçle saldıracağı uyarısında bulundu.

Diğer yandan İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri, İsrail'in güneyindeki Aşdod, Aşkelon, Sderot ve Gazze Şeridi'ne komşu kasabaları füzelerle vurduğunu duyurdu. İsrail ordusu, hava kuvvetlerinin Gazze Şeridi'nin içinden atılan iki füzeyi önlediğini, üçüncü bir füzenin ise zayiata yol açmadan açık bir alana düştüğünü söyledi.

Adraee dün erken saatlerde X sayfasında, ordu ve iç istihbarat servisi Şin-Bet'in ‘Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Avrupa Hastanesi'nin altındaki bir yeraltı ağında kurulan komuta ve kontrol yerleşkesinde’ kalan Hamas mensuplarına yönelik operasyonlar düzenlediğini bildirdi.

İsrail ordusu ve Şin-Bet, Filistinli gazeteci Hasan İsleyh'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü doğrulayarak, İsleyh'in ‘gazeteci kılığına girmiş’ bir Hamas mensubu olduğunu iddia etti.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Avrupa Hastanesi yakınlarına düzenlediği hava saldırısında en az 28 Filistinlinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “Olay yerindeki ekiplerimize göre şu ana kadar bölgeden 28 şehit çıkarıldı, 20'den fazla kişi ise enkaz altında” dedi.

El-Aksa televizyonu, İsrail bombardımanı sonucu Avrupa Hastanesi'nin yaralı ve hastalarla ilgilenemediğinin bildirilmesi üzerine Nasır Tıp Kompleksi'nde olağanüstü hâl ilan edildiğini bildirdi.

Bu arada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun önümüzdeki günlerde ‘tüm gücüyle’ Gazze Şeridi'ne gireceğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Operasyonu tamamlamak için önümüzdeki günlerde tüm gücümüzle Gazze Şeridi'ne gireceğiz. Operasyonu tamamlamak demek Hamas'ı yenmek demektir, Hamas'ı yok etmek demektir. Savaşı durduracağımız bir durum söz konusu değil. Ancak geçici bir ateşkes olabilir” denildi.