Kremlin, Moskova’nın hedef alınmasına sert bir yanıt vermekle tehdit etti

Rusya, Ukrayna’ya yaptığı saldırılar sonucunda bir askeri istihbarat karargahının tahrip edildiğini söyledi

Dün Rus başkentine yönelik İHA saldırısında hasar gören bir binanın yakınında orduya gönüllü olmayı teşvik eden bir reklam afişi (Reuters)
Dün Rus başkentine yönelik İHA saldırısında hasar gören bir binanın yakınında orduya gönüllü olmayı teşvik eden bir reklam afişi (Reuters)
TT

Kremlin, Moskova’nın hedef alınmasına sert bir yanıt vermekle tehdit etti

Dün Rus başkentine yönelik İHA saldırısında hasar gören bir binanın yakınında orduya gönüllü olmayı teşvik eden bir reklam afişi (Reuters)
Dün Rus başkentine yönelik İHA saldırısında hasar gören bir binanın yakınında orduya gönüllü olmayı teşvik eden bir reklam afişi (Reuters)

Rusya’nın başkenti sekiz insansız hava aracının (İHA) kullanıldığı benzeri görülmemiş büyüklükte bir saldırıya maruz kaldıktan sonra Kremlin sert bir yanıt vermekle tehdit etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, terör saldırısını kınayarak bunun Moskova sakinlerini korkutmayı amaçladığını söyledi ve Batı’yı Ukrayna’yı ‘Rusya düşmanı bir varlık’ haline getirmekle suçladı. Moskova, İHA saldırısını Rus ordusunun Ukrayna başkentine yönelik güçlü saldırılarına bağladı. Rusya Savunma Bakanlığı, son iki gündür Kiev’e odaklanan saldırılarının, Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı’nın karargahı da dahil olmak üzere ‘karar alma merkezlerinin’ tahrip edilmesiyle sonuçlandığını açıkladı.

Ruslar dün sekiz İHA tarafından gerçekleştirilen saldırı haberleriyle güne başladı. İHA’lar Rusya’nın başkentindeki iki yeri hedef aldı ancak ağır kayıplar yaşanmadı. Rus medyası, İHA’ların amacının, Rusya Devlet Başkanı’nın Moskova dışındaki ikametgahından Kremlin’e geçtiği zamanlarda genellikle kullandığı bir yolu vurmak olduğunu öne sürdü. Ancak medyaya göre, hava savunması kısa menzilli Pantsir füze sistemlerini kullanarak İHA’ların beşini düşürmeyi başarırken, diğer üç İHA’nın elektronik devre dışı bırakma mekanizmaları kullanılarak yönleri değiştirildi ve etkisiz hale getirildi.

FOTOĞRAF ALTI: Dün Moskova’ya yapılan İHA saldırısında hasar gören bir binanın önünde duran bir polis memuru (AFP)
Dün Moskova’ya yapılan İHA saldırısında hasar gören bir binanın önünde duran bir polis memuru (AFP)

Bu, Moskova’nın ay başında Kremlin’e iki İHA tarafından saldırıldığını duyurmasından bu yana yaşanan en ciddi olay sayılıyor. Kiev, saldırıyla ilişkisi olmadığını söyleyerek bunu Rus muhaliflerin yapmış olabileceğini söyledi. Batılı taraflar, saldırının Rusya’nın Ukrayna şehirlerine yönelik saldırısını genişletmesini ve Kiev’deki liderlik makamını hedef almasını haklı çıkarmak için Rus servisleri tarafından düzenlenmiş olabileceğini ima etti.

Resmi Rus haber ajansı RİA Novosti, dün Moskova’ya düzenlenen saldırının, son günlerde Kiev ve diğer Ukrayna şehirlerini hedef alan saldırıların yoğunlaşmasına karşı Ukrayna’nın bir misillemesi olduğunu öne sürdü. Pazartesi akşamı Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko’nun Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’e yaptığı ‘başkent Moskova’nın sakinlerini hedef alma’ çağrısına dikkat çekti. Ajansa göre, Klitschko bir televizyon programında bir ‘terör dengesi’ sağlama çağrısında bulunarak “Bununla ilgili soru Zalujnıy’e sorulmalı. Moskovalılar huzurlu ve rahatken Ruslar neden Ukrayna başkentinde terör estirebiliyor?” ifadelerini kullandı.

Moskova’ya yapılan saldırı, Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko’nun bildirdiğine göre Ukrayna’nın başkenti Kiev’de en az bir kişinin ölümüyle sonuçlanan yeni Rus gece saldırılarının ardından geldi.

Saldırılar, Rusya’nın uzun menzilli İHA ve bombardıman uçakları kullandığı yoğun bombalama operasyonlarının bir uzantısıydı. Geçtiğimiz birkaç gün boyunca Ruslar, Kiev ve kenar semtlerinin yanı sıra başka kentlerde havalimanlarına ve altyapı tesislerine yönelik saldırılarını sürdürdü.

Bir terör saldırısı

Rusya Devlet Başkanı dün yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Moskova’daki hava saldırılarının amacının halkı ‘terörize etmek’ olduğunu söyleyerek saldırıyı ‘terör eylemi’ olarak nitelendirdi. Rus savunmasının titiz çalışmasını öven Putin, Kiev’in ‘sivilleri kasten hedef alırken, tüm Rus saldırılarının askeri tesislere ve merkezlere yönelik olduğunu’ kaydetti. Bu fırsattan istifade Rus kuvvetlerinin pazar günü yoğun bir saldırıyla Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı’nın karargahını yerle bir ettiğini söyledi. Günün daha erken saatlerinde Rusya Savunma Bakanlığı bununla ilgili bir açıklama yapmıştı.

FOTOĞRAF ALTI: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Moskova’daki bir sergiyi ziyareti sırasında Stratejik Girişimler Ajansı (ASI) Genel Müdürü Svetlana Chupsheva ile konuşurken (Sputnik - Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Moskova’daki bir sergiyi ziyareti sırasında Stratejik Girişimler Ajansı (ASI) Genel Müdürü Svetlana Chupsheva ile konuşurken (Sputnik - Reuters)

Yine Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nü (NATO) hedef alan Putin, bu oluşumun Rusya’yı doğuya doğru yayılmama vaatleriyle kandırdığını ve Ukrayna’yı ilhak etmeye çalıştığını söyledi. Ayrıca Batı’nın ‘Ukrayna olarak adlandırılan bölgeyi son yıllarda Rusya düşmanı bir varlık haline getirdiğine’ dikkat çekti.

Putin, ülkesinin ordusunun, ‘Rus başkentinin büyüklüğü Suriye şehirleriyle kıyaslanamaz olsa da böyle saldırılarla Suriye’de karşılaştığını’ söyledi.

Yanıt verme hakkının saklı tutulması

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna güçlerinin Moskova’ya yönelik saldırısını kınadı ve Rusya’nın ‘yanıt olarak en sert önlemleri alma hakkını saklı tuttuğunu’ vurguladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Kiev’in Moskova ve kenar semtlerindeki bölgelere İHA’lar kullanarak gerçekleştirmeye çalıştığı saldırılar, tamamen panik yaratmak için sivil halka yöneliktir” ifadeleri kullanılarak ‘Batı’nın Kiev rejimine verdiği desteğin, Ukrayna liderliğini daha pervasız bir şekilde suç işlemeye ittiği’ vurgulandı.

Rus medyası, saldırıyı ‘Rusya’nın son günlerde Ukrayna’daki altyapı tesislerine ve karar alma merkezlerine şiddetli ve yoğun saldırılar düzenleyerek elde ettiği başarılar nedeniyle Ukrayna tarafının öfkesinin artmasına’ bağladı. Askeri İstihbarat Teşkilatı’nın hedef alındığının duyurulmasının yanı sıra, medya kuruluşları, Moskova’nın iddiasına göre Batının askeri teknolojilerini teslim almak için yoğun bir şekilde kullanılan Odessa limanının büyük bir kısmının Rusların saldırılarıyla tahrip edildiğini ortaya koydu.

FOTOĞRAF ALTI: Dün Kremlin yakınlarındaki bir oyun şehri (AFP)
Dün Kremlin yakınlarındaki bir oyun şehri (AFP)

Odessa Bölgesi Askeri İdaresi Başkanı’nın danışmanlığını yapan Sergey Bratchuk, Rus kuvvetlerinin Odessa bölgesine sekiz adet kanatlı Kalibr füze fırlattığını söyledi.

Ancak bu saldırıda dikkat çeken şey, limanın öncelikle Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde imzalanan ‘tahıl anlaşmasını’ uygulamak için kullanılıyor olması.

Rus askeri uzmanı Vladimir Gundarov, Moskova’nın tahıl yüklü gemileri vurmamak için saldırılarını son derece hassas bir şekilde yönlendirmeye çalışmakla birlikte, Ukrayna’nın aktif bir şekilde hazırlandığı ‘karşı atağını’ engellemek amacıyla Batı mühimmatı ve teçhizatını içeren depolara ek olarak liman altyapısını vurduğunu söyledi.

Rus medyası dün, Rusya İçişleri Bakanlığı’nın Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’ı ‘arananlar listesine’ koyduğunu bildirdi. Bakanlığın arananlara ilişkin veri tabanına göre Zalujnıy’ın hangi madde uyarınca arandığı belirtilmedi.

FOTOĞRAF ALTI: Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu dün Moskova’da bir savunma konferansına başkanlık ederken (Rusya Savunma Bakanlığı - Reuters)
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu dün Moskova’da bir savunma konferansına başkanlık ederken (Rusya Savunma Bakanlığı - Reuters)

Bu bağlamda, Rusya Savunma Bakanlığı askeri operasyonların gidişatına ilişkin günlük brifinginde kuvvetlerinin, ‘Batı istihbarat servislerinin Rusya’ya karşı operasyonlar planladığı Ukrayna’daki karar alma merkezlerini’ hedef aldığını ve ‘hedeflerin başarıyla vurulduğunu’ duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Rus hava saldırıları ve batı muharebe grubunun top atışları Kupyansk’ta askeri personel ve teçhizatın yoğunlaştığı noktaları vurdu. Öte yandan Luhansk ve Harkov’da ‘Ukrayna sabotaj ve keşif gruplarının’ eylemleri engellendi. ‘Düşmanın bu eksendeki kayıpları 40 askere ulaşırken üç araç da imha edildi’.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan gelen bilgilere göre Donetsk’te Rus ordusunun taktik operasyonel havacılığının gerçekleştirdiği saldırıların sonucunda, Krasnoye köyü yakınlarındaki Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne ait bir mühimmat deposunun tahrip olmasının yanı sıra 145 Ukrayna askeri hayatını kaybetti.

Toplamda, ordunun taktik operasyonel havacılığı ile Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin topçuları, son 24 saat içinde 96 Ukrayna bölgesinde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin 88 topçu birimi, personeli ve teçhizatına saldırılar düzenledi.



UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
TT

UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)

Hüda Rauf

Batılı diplomatlar, nükleer anlaşmaya taraf olan üç Avrupalı ​​ülke (İngiltere, Fransa ve Almanya) ile ABD'nin, İran karşıtı yeni bir kararı resmi olarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu'na sunduğunu bildirdi.

Avrupa ülkeleri, ajansın üç ayda bir yaptığı Yönetim Kurulu toplantısında, İran'dan ajans ile iş birliği yapmasını talep etmeyi amaçlıyor. İran ise kararın sonucunda hakkında cezai tedbirlerin alınmasından korkuyor.

Kesin olan, Avrupalı kararın, İran'ın nükleer yükümlülüklerine uyması ve ajansın uzun süredir devam eden endişelerini gidermesi için üzerindeki diplomatik baskıyı artırmayı amaçladığıdır.

Bu nedenle kararda, Batılı güçlerin UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi'den kapsamlı bir rapor talep etmesi öngörülüyor. İran’ın bildirmediği yerlerde bulunan uranyum parçacıkları konusunda Tahran'ın UAEA ile iş birliğine ilişkin tam bir raporu da içeren söz konusu rapor, İran'ın nükleer faaliyetlerini daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor. Karara göre, İran'dan güvenlik önlemleriyle ilgili sorunları çözmek için “gerekli ve acil önlemleri” alması talep edildi. Ayrıca güvenilir açıklamalar sunması ve ülkede bildirilmemiş iki bölgedeki uranyum parçacıklarından izler taşıyan nükleer malzeme ve ekipmanların yerleri hakkında ajansa bilgi vermesi, ajansın bu konuda ihtiyaç duyduğu bilgi, belge ve cevapları sunması, ajans müfettişlerinin ihtiyaç duyduğu yer ve materyallere erişimi sağlaması istendi.

Avrupalı troyka ülkelerinin hamlesi, İran'ın nükleer programının hızla gelişmesine ilişkin endişelerin olduğu bir dönemde geldi ve Avrupa-İran ilişkilerindeki gerilimin de bir göstergesi oldu. Avrupa, insan hakları, Ortadoğu'daki bölgesel davranışları ve Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği destek sebebi ile rejime yönelik başka cezalandırıcı adımlar da attı.

Üç Avrupa ülkesi, İngiltere, Fransa ve Almanya, son aylarda İran'a baskı yaparken, şimdi de Tahran'dan ek garantiler ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı alanında iş birliği yapmasını istiyor.

2025 yılı İran için önemli bir yıl olacak çünkü bu yılda karar çerçevesinde Güvenlik Konseyi'nin kendisine uyguladığı altı yaptırım kararı iptal edilecek. Tahran, Kapsamlı Ortak Eylem Planı her iki tarafça pratikte uygulanmasa da ajansa üye ülkeler ve plan ile iş birliği ve teknik ve siyasi etkileşim ortamını korumaya çalışıyor.

İran, Guvernörler Kurulu'nda kendisine karşı bir karar alınması halinde karşılık vereceğini vurgulayarak, Avrupalı troyka ülkelerini ve ajansı tehdit etmeye çalışıyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransa Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, üç ülkenin (Almanya, Fransa ve İngiltere) UAEA Yönetim Kurulu toplantısına bir karar taslağı sunma adımını şiddetle kınadı. Üç Avrupa ülkesinin bu adımının, İran ile ajans arasındaki ilişkilerde oluşan olumlu atmosfere karşı açıkça karşı durma olarak değerlendirildiğini ve yalnızca konuyu daha da kompleks hale getireceğini açıkladı.

İran, birkaç gün önce Tahran'a yaptığı ziyarette Grossi ile yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini yüzde 60 ile sınırlama, zenginleştirme tesislerinde denetim yapmak üzere 4 yeni müfettişin atanması konusunda anlaşmıştı. Bu adımlar, yeni ABD yönetimi ve İran'ın yatıştırma ve anlaşmaya varma çabası bağlamında atıldı. Zira İran, Grossi ile vardığı anlaşmanın güven oluşturma adımlarından biri olduğunu ve sonrasında desteklenmesi gerektiğini düşünüyor.

Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD'nin İran'a karşı önerdiği karar taslağı oylamaya sunulur ve ajans içinde toplam 35 oydan yaklaşık 20'sini alırsa geçebilir.

Grossi'nin ziyaretinin önemi, Tahran'ın yatıştırma ve 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonundan bu yana devam eden bölgesel gerginliklerin içine çekilmeme konusundaki kararlılığının bir teyidi olmasından kaynaklanıyor.

İran’ın nükleer anlaşmaya ilişkin taahhütlerinden vazgeçmesi ile bir yıldır süren bölgesel gerginliklerin gölgesinde, Tahran’ın zenginleştirilmiş uranyum rezervleri, ajansın son çeyrek raporuna göre 26 Ekim itibarı ile 852,6 gram artarak 6.604,4 kilograma yükseldi.

Buna göre İran'ın zenginleştirilmiş uranyum rezervi de yüzde 20 oranında, yani 25,3 kilogram artarak UF6 santrifüjlerinde 839,2 kilograma ulaştı.

Şimdi Avrupa ülkeleriyle İran arasındaki yüzleşmenin şiddetlendiği ve benzeri görülmemiş bir aşamaya girdiği görülüyor. Nitekim Avrupa ülkeleri havacılıktan deniz taşımacılığına kadar Tahran’a yaptırımlar getirdi. Ayrıca Guvernörler Kurulu'nda İran karşıtı kararın kabul edilmesi ve benzeri tedbirlerin alınması için çalışmalar da yapılıyor.

İran, denetimi zorunlu kılan kararın kabul edilmesi halinde nükleer programıyla ilgili tüm açık sorular hakkında kendisinden kapsamlı bir rapor talep edilmesinden korkuyor. Her ne kadar bunun için son tarih Ekim 2025 olsa da bu aynı zamanda 2015 anlaşması kapsamında askıya alınan tüm uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasına dönülmesinin önünü açabilir.

Nükleer dosyaya ilişkin yukarıdaki gelişmelere ek olarak Avrupa Konseyi, İran’ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş ile Ortadoğu ve Kızıldeniz bölgesindeki silahlı örgüt ve oluşumlara verdiği askeri destek gölgesinde, Avrupa Birliği'nin kısıtlayıcı tedbirler çerçevesinin kapsamını genişletme kararı aldı. Bu ek önlem, İran yapımı insansız hava araçlarının, füzelerin ve ilgili teknolojilerin ve bileşenlerin taşınması için kullanılan gemileri ve limanları da hedef alıyor. Kararda ayrıca füze ve insansız hava araçlarının geliştirilmesinde ve üretiminde kullanılan bileşenlerin Avrupa Birliği'nden İran'a ihracatı, transferi, tedariki veya satışı da yasaklanıyor.

Avrupa Birliği ayrıca, listede yer alan kişi ve kuruluşların sahibi olduğu, yönettiği veya kontrol ettiği ya da İran'ın insansız hava araçlarını, füzelerini veya ilgili teknoloji ve bileşenleri Rusya'ya aktarmak için kullanılan limanlar ile ticaret yasağını da onayladı.

Yukarıdakilerden, Avrupa ile İran arasındaki ilişkilerdeki gerilimin, İran'ın yaşlı kıtanın güvenliğini ihlal eden Ukrayna savaşında Rusya'ya askeri olarak verdiği destekten kaynaklandığı açığa çıkıyor. Öte yandan, Avrupa ülkeleri Tahran'ın savunma doktrinini ve ulusal güvenliğini değerlendirip değiştirmeye çalıştığının, nükleer gücünü uluslararası gözetimden uzak, şeffaf olmayan bir çerçeve içerisinde geliştirme gayretinde olduğunun farkında. Bu nedenle üç Avrupa ülkesi, Amerikan seçimleri sonrası düzenlemeler sebebiyle bir Amerikan tutumunun yokluğunda nükleer program ile ilgili tutumunu desteklemeye çalışıyor.

Tahran ise Grossi ile yakın zamanda yapılan, uranyumun yüzde 60'ın üstünde bir oranda zenginleştirilmesinin durdurulması yönündeki anlaşmaya alternatif olarak UAEA ile iş birliği yaptığını öne sürmeye çalışıyor. Güney Kore bankalarındaki dondurulmuş fonlarının ve Amerikan çifte vatandaşların serbest bırakılmasını öngören bir pazarlığın parçası olarak bu anlaşmaya geçen yıl, yani aylar önce Joe Biden ile varmış olduğunu görmezden geliyor. Daha sonra İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının yarattığı kriz ve uluslararası toplumun bununla meşgul olması ile birlikte anlaşmayı ihlal ederek, yeniden zenginleştirme oranını artırdığını bilmezmiş gibi davranıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.