İran ve Afganistan su anlaşmazlığı nedeniyle savaşın eşiğinde

Reisi, Helmend Nehri sınırının kuruması nedeniyle Taliban’ı tehdit etti, ancak Hareket tarafından alay konusu oldu

Görsel: Independent Arabia
Görsel: Independent Arabia
TT

İran ve Afganistan su anlaşmazlığı nedeniyle savaşın eşiğinde

Görsel: Independent Arabia
Görsel: Independent Arabia

İran ve Afganistan arasındaki su krizi kökleri onlarca yıl öncesine dayanmasına rağmen, son zamanlarda ülkeler arasındaki gerilim, sözlü tartışmalar ve buna eşlik eden saha çatışmalarıyla yeniden ortaya çıktı.

İran ve Afganistan, Helmend Nehri'nin kaynaklarından yararlanma konusundaki anlaşmazlık nedeniyle savaşın eşiğine geldi.

Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar, ülkenin sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer ve İran'ın güneydoğusundaki Hâmun Gölü'ne dökülüyor.

Helmend, yaklaşık bin 150 kilometre uzunluğunda olup Fırat ve Sind Nehirleri arasında yer alan en büyük Asya nehirlerinden biri.

Yıllar boyunca Afganistan ve İran'ın farklı bölgelerinde tarım ve içme suyu kaynağı oldu.

Ancak, özellikle barajların nehri etkileyen kalkınma ve endüstri projelerinin başlatılmasıyla birlikte, iki ülke arasında anlaşmazlığa yol açan bir mesele haline geldi.

Bu projeler, nehrin su seviyesini etkileyerek nehrin rotasını değiştiriyor ve anlaşmazlıklara neden oluyor.

Son zamanlarda, İran'ın Belucistan bölgesi su kıtlığı kriziyle karşı karşıya kaldı. Nehrin kuruması, Helmend Nehri'nin döküldüğü Hâmun Gölü'nün kuruması tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden oldu.

İran halkı protesto gösterilerinde, İran yetkililerinden, Taliban'a karşı tutumlarını alarak İran'ın su payının ülkenin topraklarına ulaşmasını sağlamalarını talep etti.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Taliban'ı tehdit ederek, "Afganistan yöneticilerine, taleplerimizi normal bir şekilde ele almamalarını söylüyorum. Bizimle ciddi bir şekilde iletişime geçmeleri gerekiyor. Afganistan'daki yetkililer ve yöneticileri Sistan ve Belucistan bölgesindeki vatandaşların taleplerini hızla karşılamaları konusunda uyarıyorum" dedi.
 

Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar ve Afganistan'ın sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer / Fotoğraf İran Haber Ajansı
Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar ve Afganistan'ın sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer / Fotoğraf İran Haber Ajansı

 

Afganistan, Reisi’nin tehditlerini aşağılayıcı ve küçümseyici bir şekilde karşıladı. Hızlı ve İran'a karşı olumsuz bir şekilde algılanabilecek bir üslupla yanıt verildi.

Taliban hükümetinin açıklaması diplomasiden ve ülkeler arasındaki anlaşmalara atıfta bulunmaktan oluşurken, bir Afgan yetkili, İran Cumhurbaşkanı'na yönelik bir video mesaj iletmek için çaba gösterdi.

Afganistan'ın üst düzey askeri liderlerinden biri, bir nehir kenarına giderek plastik bir kap doldururken İran Cumhurbaşkanına "Bu suyu al ve tehdit etmeyi bırak. Bizi bundan daha fazla tehdit etme. Senden korkuyoruz" ifadeleriyle seslendi. 

Taliban hükümeti tarafından yapılan açıklamada, "İran ile Afganistan arasındaki su anlaşması 1972'den beri var ve İslam Emirliği taahhütlerine uyuyor. Son yıllarda Afganistan ve bölge su seviyelerini etkileyen kuraklık yaşandı. Helmend Nehri de bundan etkilendi. İran'ın suyla ilgili talepleri ve medyadaki uygunsuz açıklamalar sadece zarar getirir" ifadelerine yer verildi. 

Afgan hükümetinin açıklamasında ayrıca, "Helmend suyuyla ilgili bilgilerinizi tamamlamalı ve ardından taleplerinizi uygun bir şekilde iletmelisiniz" ifadeleri kullanıldı.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Son aylarda Afganistan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Molla Taki'den, Helmend Anlaşması'ndaki taahhütlerini yerine getirmelerini ve teknik komitelere su seviyesini ölçme izni vermelerini talep ettim, ancak bunu yapmadılar. Sistan bölgesi kuraklıkla mücadele ediyor. Su varlığı veya su yetersizliği siyasi beyanlarla değil, teknik komiteler tarafından ortaya konulmalı" diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi de "İran ve Afganistan arasındaki su sorununun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ve Taliban'ın Kemal Khan Barajı'nı ziyaret etmek için yetkililerimize izin vermesi gerektiğini" ifade etti.

İran, Afganistan'ı Helmend Nehri üzerine barajlar inşa etmek ve nehrin akışını Afgan topraklarına çevirmekle suçluyor.

Bunun, nehrin ana yatağına bitişik topraklarda tuzluluğun artmasına ve İran'ın su payını sağlama taahhüdünün yerine getirilmemesine yol açtığını ileri sürüyor.

Tahran, nehrin akışını kanıtlayan uydu görüntülerine sahip olduğunu iddia ediyor.

Saha çatışmaları

İran ve Afganistan arasındaki sözlü çatışmalara, İran sınır güvenlik birimleri ve Afgan güçleri arasında gerçekleşen çatışmalar eşlik etti.

İki ülke, su anlaşmazlığındaki pozisyonlarını güçlendirmek için askeri teçhizatların sınıra sevkiyatını gösteren görüntüler yayımladı.

Geçen pazar günü, iki İran sınır muhafızı Taliban askerleriyle çatışma sonucunda hayatını kaybetti.

Her iki taraf da tehdit içeren tepkilerini sürdürdü. Taliban hükümetinin önde gelen isimlerinden Nasır Bedri olarak bilinen Abdulhamid Horasani, bir video yayımlayarak videoda, "Taliban askerlerinin ABD’lilere karşı yürütülen mücadeleden daha büyük bir coşkuyla savaşacaklarını" söyledi.

Geçen cumartesi günü, İran-Afganistan sınırında şiddetli çatışmalar ve silah sesleri duyuldu.

İran, çatışmaların Taliban unsurlarının İran topraklarına sızmaya çalışmasından kaynaklandığını söyledi.

Ayrıca, yayımlanan görüntüler Taliban üyelerinin İran tarafında bulunan sınır karakollarına ağır silahlarla ateş ettiğini ortaya koydu.

Geçen 27 Mayıs'ta İran-Afganistan sınırında şiddetli çatışmalar ve yoğun silah sesleri duyuldu. İran'ın Belucistan sınır güvenlik birimi, "tanımlanamayan silahlı kişilerin" Afganistan'dan İran'a girmek için plan yaptıklarını ve bu durumun çatışmalara yol açtığını açıkladı.

İran, sınırlarda olağandışı olayları işaret eden bir girişim olarak üst düzey kara kuvvetleri ve güvenlik yetkililerini sınır bölgelerine gönderdi.

İran Polis Yardımcısı Kasım Rezai, ülkesinin Taliban tarafından beklenmeyen bu adımlarıyla ilgili olarak "Afganistan'ın mevcut liderlerinin haksız ve uluslararası ilkelerle çelişen eylemlerinden dolayı hesap vermeleri gerektiğini" belirtti.

İran tarafındaki sınır bölgelerinde çok sayıda kişi evlerini boşaltırken, sınır bölgeleri iki taraf arasında yer yer çatışmalara sahne oldu.

İranlı sınır muhafızlarının ölümü, özellikle sağcı aşırılık yanlısı bir kesim tarafından İran Cumhurbaşkanı Reisi hükümetine yönelik geniş çaplı eleştirilere neden oldu.

Bu grup, Taliban hükümetini sert bir şekilde eleştirerek İran'ın su hakları konusunda haksızlık yapmakla suçluyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Sistan ve Belucistan'daki temsilcisi, Reisi hükümetini "ABD’yi defalarca tehdit ettiniz, ancak Afganistan'dan haklarımızı geri alma yeteneğine sahip değilsiniz. Sorunlar konuşarak çözülmez" ifadeleriyle eleştirdi.

Sosyal medya platformları, İranlıların Taliban ile yüzleşme ve haklarını Afganistan'dan geri alma çağrılarıyla dolup taşıyor.

Yurt dışındaki muhalefetin İran sınır muhafızlarının öldürülmesi konusundaki zayıf tutum eleştirileri de bu çağrılara eşlik ediyor.

Tarihi arka plan

İran ile Afganistan arasında Helmend Nehri'nin sularının kullanımına ilişkin anlaşmazlık, uzun yıllar devam etti.

İki ülke arasında 1972 yılında imzalanan ve Helmend Anlaşması olarak bilinen bir anlaşma ile sona erdi.

Bu anlaşmaya göre, Afganistan, İran'ın Helmend Nehri'nden 820 milyon metreküp su almasını sağlama taahhüdünde bulundu.

Ancak İran, Afganistan'ı defalarca taahhütlerinden vazgeçmekle ve nehrin akış yönünü değiştirmekle suçladı.

Kajaki Barajı ve Kemal Khan Barajı’nın inşası nehirden su seviyesinin düşmesine yol açtı. Nehrin Afgan toprakları içinde sellere tanık olduğu mevsimlerde bile su İran'a ulaşmadı.

Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Kemal Khan Barajı’nın açılışında, Helmend Nehri'nin yıllar boyunca Afganistan'dan çıktığını, bugün yönetiminin Afganların elinde olduğunu ve İran ile petrol karşılığında su alışverişi yapacağını vurgulamıştı.

İran, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani o dönem Eşref Gani'nin açıklamalarını protesto etmiş ve Helmend Nehri sularından payına düşeni alma hakkını savunmuştu.

Kabil'in Taliban’ın eline geçmesiyle birlikte, İran'ın Afganistan'ın Helmend Nehri boyunca üzerinde çalıştığı tesisleri ziyaret etmesi yönündeki tekrarlanan talepleri arasında mevcut yetkililer aynı yaklaşımı izliyor.

Ancak Taliban, İran delegasyonlarının kendi topraklarında keşif ziyaretleri yapmasına izin vermeyi reddediyor.

Afgan vatandaşlarının Helmend Nehri'nin nimetlerinden yararlanma haklarına bağlılığını teyit ediyor.

Independent Arabia



Ermenistan'da iktidarı zorla ele geçirme teşebbüsü ve Başbakan'a suikast iddiasıyla 8 kişi gözaltına alındı

Ermenistan'da hükümet karşıtı protestolar sürüyor (AA)
Ermenistan'da hükümet karşıtı protestolar sürüyor (AA)
TT

Ermenistan'da iktidarı zorla ele geçirme teşebbüsü ve Başbakan'a suikast iddiasıyla 8 kişi gözaltına alındı

Ermenistan'da hükümet karşıtı protestolar sürüyor (AA)
Ermenistan'da hükümet karşıtı protestolar sürüyor (AA)

Ermenistan'ın resmi haber ajansı Armenpress'in haberine göre, Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi ve Soruşturma Bürosu çalışanlarının operasyonları sonucunda isimleri açıklanmayan 7'si "'Haçlılar' Askeri-Yurtsever Toplum Kuruluşu" üyesi 8 kişinin, Ermenistan Hükümeti üyeleri ve Başbakan Nikol Paşinyan'a yönelik ellerinde bulundurdukları silah ve mühimmatı suç aracı olarak kullanarak iktidarı ele geçirmek için anlaşmaya vardıkları tespit edildi.

Bu kişilerin hükümetin yetkilerini Anayasa'da öngörülmeyen bir şekilde devralarak iktidarı zorla ele geçirme hazırlığı yaptıkları belirlendi.

Yapılan aramalarda bu kişilerin yanlarında haberleşme cihazları, haberleşmeleri engelleyici cihazlar, silahlar ve mühimmat bulundu.

Söz konusu kişiler Ulusal Güvenlik Servisi ve Soruşturma Bürosu çalışanları tarafından gözaltına alındı.

Öte yandan Ermenistan basınında yer alan haberlere göre, bu kişilerden birinin Erivan eski belediye başkanı ve "Gönüllü Muhafızlar Birliği" toplum kuruluşunun eski başkan yardımcısı Albert Bazeyan olduğu, kendisine Başbakan Nikol Paşinyan'a suikast planlama suçlaması yöneltildiği belirtildi.

Gözaltına alınan kişiler hakkında yapılan soruşturmanın devam ettiği kaydedildi.


Nijerya'da Boko Haram saldırısında 10 kişi öldü

(AA)
(AA)
TT

Nijerya'da Boko Haram saldırısında 10 kişi öldü

(AA)
(AA)

Punch gazetesinin haberine göre, terör örgütü Boko Haram üyeleri, Borno eyaletinin Mafa bölgesinde tarlada çalışanlara saldırı düzenledi.

Saldırıda 10 kişi yaşamını yitirdi, 9 kişi kaçırıldı.

Nijerya'da 2000'li yılların başından beri varlık gösteren Boko Haram'ın 2009'dan bu yana düzenlediği kitlesel şiddet eylemlerinde on binlerce kişi yaşamını yitirdi.

Örgüt, 2015'ten bu yana ülkenin sınır komşuları Kamerun, Çad ve Nijer'de de saldırılar düzenliyor.


Nijer, hava sahasını Fransa'ya kapattı

Niamey, Nijer'deki Diori Hamani Uluslararası Havaalanı (Arşiv - AFP)
Niamey, Nijer'deki Diori Hamani Uluslararası Havaalanı (Arşiv - AFP)
TT

Nijer, hava sahasını Fransa'ya kapattı

Niamey, Nijer'deki Diori Hamani Uluslararası Havaalanı (Arşiv - AFP)
Niamey, Nijer'deki Diori Hamani Uluslararası Havaalanı (Arşiv - AFP)

Afrika ve Madagaskar'da Hava Seyrüsefer Güvenliği Ajansının (ASECNA) internet sitesinde paylaşılan açıklamada, Nijer hava sahasının, Air France filosu ve Fransa tarafından kiralanan uçaklara kapatıldığı bildirildi.

Açıklamada, Fransa haricinde Nijer hava sahasının tüm ulusal ve uluslararası ticari uçuşlara açık olduğu kaydedildi.

Nijer hava sahası 6 Ağustos'ta tüm ticari ve sivil uçuşlara kapatılmış, 4 Eylül'de tekrar açılmıştı.

Afrika'yı Avrupa'ya bağlayan en önemli havayolu şirketlerinden Air France, Nijer'in başkenti Niamey'e haftada 4 gün sefer düzenliyordu.

Nijer'deki darbe

Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker, yönetime el koyduğunu duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane Tchiani, 28 Temmuz'da CNSP isimli geçiş hükümetinin başına geçmişti.

CNSP, 7 Ağustos'ta Lamine Zeine'yi başbakan olarak atamış, 10 Ağustos'ta asker ve sivillerden oluşan 21 üyeli kabineyi açıklamıştı


Fransa ile Nijer arasında "büyükelçi" krizi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
TT

Fransa ile Nijer arasında "büyükelçi" krizi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)

Nijer'de 26 Temmuz'da başa geçen askeri yönetim, 25 Ağustos'ta Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Sylvain Itte'ye ülkeyi terk etmesi için 48 saat süre tanımış ancak Büyükelçi Itte, ülkeden ayrılmamıştı.

Bugün TF1 ve France 2 kanallarının ortak yayınının konuğu olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Itte'nin Fransa'ya geleceğini ve Nijer'deki Fransız askerlerin yıl sonuna kadar koordineli şekilde Fransa'ya döneceğini duyurdu.

Macron'nun açıklamasının ardından başkent Niamey’deki Fransız askeri hava üssü önünde toplanan askeri yönetim destekçileri, Fransız askerlerinin ülkeden ayrılmasını talep ederek Macron aleyhine slogan attı.

Macron: Fransız askerleri yıl sonuna kadar Nijer topraklarından çıkacak

TF1 ve France 2 kanallarının ortak yayınının konuğu olan Macron, Nijer'de görevinden askeri müdahaleyle uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile bugün telefonda konuştuğunu belirtti.

Macron, Itte'nin ve birçok Fransız diplomatın birkaç saat sonra Fransa'ya döneceğini ve Nijer'deki makamlarla olan askeri işbirliklerine son verdiklerini söyledi.

Nijer'deki Fransız askerlerin yıl sonuna kadar koordineli şekilde Fransa'ya döneceğini kaydeden Macron, terörle mücadele konusunda Afrika kıtasına yardım etmeye devam edeceklerini dile getirdi.


İsrail, Hamas adına terör saldırısı planladığından şüphelenilen 8 Filistinli öğrenciyi gözaltına aldı

İsrail askerleri dün göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınırın yakınında (Reuters)
İsrail askerleri dün göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınırın yakınında (Reuters)
TT

İsrail, Hamas adına terör saldırısı planladığından şüphelenilen 8 Filistinli öğrenciyi gözaltına aldı

İsrail askerleri dün göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınırın yakınında (Reuters)
İsrail askerleri dün göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınırın yakınında (Reuters)

İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria’da bulunan Nablus’un güneyindeki Birzeit Üniversitesi’nde, Hamas adına yakın gelecekte bir terör saldırısı planladıklarından şüphelenilen sekiz Filistinli öğrenciyi gözaltına aldı.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l-Arabi Haber Ajansı’ndan (AWP) aktardığı habere göre, İsrail ordusu tarafından bugün sosyal medya platformu X üzerinden yapılan açıklamada, üniversite kampüsünde saklanan 8 öğrencinin yanı sıra bölgedeki bir kişinin daha gözaltına alındığı bilgisi verildi.

Hamas ise, Telegram üzerinden söz konusu habere ilişkin yorum yaparak, “İsrail’in üniversite kampüsünde gerçekleştirdiği gözaltılar, üniversiteler ve ulusal kurumlar içindeki direnişi destekleyen öğrenci hareketinin iradesini kırmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Üniversite yönetimlerini, öğrencileri koruma konusunda üzerlerine düşen rolü oynamaya çağıran Hamas, gözaltına alınan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.


İtalya, göçmenleri kurtaran STK'lara mali destek verme kararı alan Almanya'ya tepkili

(AA)
(AA)
TT

İtalya, göçmenleri kurtaran STK'lara mali destek verme kararı alan Almanya'ya tepkili

(AA)
(AA)

Akdeniz'i aşarak İtalya'ya ulaşan düzensiz göçmenler, İtalya ile Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Son haftalarda Kuzey Afrika'ya en yakın adası Lampedusa üzerinden düzensiz göç akınına uğrayan İtalya ile "Dublin Anlaşması"nın şartlarına uymadığı gerekçesiyle "gönüllü göçmen paylaşım mekanizması"nı durduran Almanya'dan İtalya'nın tepkisini çeken bir hamle daha geldi.

Alman hükümetinin, Akdeniz'de kurtarma operasyonu yapan STK'leri mali açıdan destekleme kararı almasına, La Stampa gazetesine verdiği röportajda değinen Savunma Bakanı Crosetto, "Bu çok ciddi bir durum. Berlin böyle bir adımla, teoride 'dost' olabilecek bir ülkeyi zora soktuğunun farkında değilmiş gibi davranıyor. Bizim yardım taleplerimize karşılık yanıtları bu mu?" ifadelerini kullandı.

(AA)

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de bugün Rai3 kanalına verdiği demeçte, göç konusunda son haftalarda anlaşmazlık yaşadıkları Fransa ve Almanya'nın başkentlerini ziyaret edeceğini belirtti.

Tajani, "Yarın Paris'te olacağım ve burada mevkidaşım (Catherine) Colonna'ya Fransa'nın Ventimiglia'ya yönelik kararının (sınırda kontrolü arttırma) hatalı olduğunu söyleyeceğim. Perşembe günü de Berlin'de olacağım ve Alman mevkidaşımla Alman hükümetinin STK'leri finanse etme kararı hakkında konuşacağım. Bu tuhaf bir durum. Neden bu şekilde hareket ettiklerini anlamaya çalışacağız" diye konuştu.

Meloni, göç konusunda umduğu sonuçları alamadığını kabul etti

Son haftalarda düzensiz göçmen gelişlerinin arttığı İtalya'da, göç karşıtı tezleriyle bir yıl önce iktidara gelen sağ koalisyon hükümetinin lideri Giorgia Meloni, bir televizyon kanalına hükümetteki ilk yılını değerlendirdi.

Meloni, "Göç konusunda daha iyisini umuyordum. Çok çalıştık ama sonuçlar görmeyi beklediğimiz gibi değil. Bu çok karmaşık bir sorun ama eminim ki bu konunun temeline ineceğiz. Bu konu ikinci bir aşamayı hak ediyor" ifadesini kullandı.

Meloni hükümeti, iktidardaki ilk yılında yasa dışı göçle mücadele kapsamında, STK gemilerinin Akdeniz'de birden fazla göçmen kurtarma operasyonu yapmasını sınırlamaya yönelik düzenleme çıkarmanın yanı sıra göçmenler için de "caydırıcı" bazı kararlar almış, ayrıca 23 Temmuz'da Roma'da Uluslararası Göç Konferansı düzenlemişti. Meloni hükümeti ayrıca, göçmen teknelerinin önemli kısmının geldiği ülke olan Tunus'a destek olması için AB ile Tunus arasında 16 Temmuz'da imzalanan anlaşma için de çaba göstermişti.

İtalya'ya Akdeniz'i geçerek ulaşan düzensiz göçmen sayısında önceki yıllara göre ciddi bir artış söz konusu. İtalya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkeye bu yıl 1 Ocak-22 Eylül döneminde tekneyle gelenlerin toplam sayısı 132 bin 867 olurken, 2022'de aynı dönem için bu sayı 69 bin 498, 2021 yılında ise 43 bin 756 idi.


KFOR, Kosova'nın kuzeyindeki gerginliğe yanıt vermeye hazır olduğunu duyurdu

(AA)
(AA)
TT

KFOR, Kosova'nın kuzeyindeki gerginliğe yanıt vermeye hazır olduğunu duyurdu

(AA)
(AA)

KFOR'den yapılan açıklamada, "KFOR, Banjska'daki durumu yakından izlemeye devam ediyor ve KFOR birlikleri bu bölgede, gerektiğinde yanıt vermeye hazır durumda bulunuyor. KFOR Komutanı, Avrupa Birliği (AB), Sırbistan Genelkurmay Başkanı ve Kosova'daki kurumlar dahil olmak üzere tüm uluslararası paydaşlarla yakın ve sürekli temas halinde olup, çözüm bulmak için yoğun bir şekilde çalışmaktadır" denildi.

Açıklamada ayrıca Kosova polisine yönelik saldırının şiddetle kınandığı ve merhum polisin ailesine en derin başsağlığı dileklerinin iletildiği vurgulandı.

AB'nin Kosova'daki Hukukun Üstünlüğü Misyonu (EULEX) Başkanı Giovanni Pietro Barbano de Kosova polisine yönelik saldırılar karşısında dehşete düştüğünü belirtti.

Barbano, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "EULEX, Kosova'daki ikinci güvenlik müdahale görevlisi olarak, durumu yakından izlemekle meşgul olup, KFOR ile yakın koordinasyon içinde, tüm topluluklarının istikrarı ve güvenliğini korumak için Kosova kurumlarını mümkün olan maksimum ölçüde desteklemeye hazırdır." ifadelerine yer verdi.

Kosova'nın kuzeyinde çoğunlukla Sırpların yaşadığı Banjska'da yolu kapatan silahlı Sırpların, sabah saatlerinde polise ateş açması sonucu bir polis ölmüş, bir polis yaralanmıştı.

Kosova Başbakanı Albin Kurti, ülkenin kuzeyinde ağır silahlı yaklaşık 30 kişinin Kosova polisine yönelik saldırılarını sürdürdüğünü açıklamıştı.


Çin'in emlak krizi: "Boş evler üç milyar kişiye yeter" diyen bile var

Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanma sürecinde sendeleyen Çin, genç işsizlik oranlarını paylaşmayı durdurduğunu geçen ay açıklamıştı (AFP)
Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanma sürecinde sendeleyen Çin, genç işsizlik oranlarını paylaşmayı durdurduğunu geçen ay açıklamıştı (AFP)
TT

Çin'in emlak krizi: "Boş evler üç milyar kişiye yeter" diyen bile var

Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanma sürecinde sendeleyen Çin, genç işsizlik oranlarını paylaşmayı durdurduğunu geçen ay açıklamıştı (AFP)
Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanma sürecinde sendeleyen Çin, genç işsizlik oranlarını paylaşmayı durdurduğunu geçen ay açıklamıştı (AFP)

Çin'de bir dönem ekonominin temel direği olarak görülen emlak sektörü, ülkenin gayrimenkul devi Evergrande'nin 2021'de borçlarını ödeyememesinden beri düşüşte. 

Country Garden Holdings gibi Çinli emlak devleri zor günler geçirirken potansiyel müşterileri de pek hevesli gözükmüyor. 

Çin Ulusal İstatistik Bürosu'nun açıkladığı verilere göre ağustos sonu itibarıyla satılmamış evlerin yüzölçümü neredeyse 650 kilometrekareye ulaştı. Türkiye'nin en küçük ili Yalova'nın yaklaşık 800 kilometrekare alana sahip olduğu düşünülürse bu sayı daha iyi anlaşılabilir.

Ortalama ev boyutunu 90 metrekare olarak alan Reuters haber ajansı, bu yüzölçümünün 7,2 milyon hane anlamına geldiğini belirtiyor. 

Satışı yapılsa da henüz nakit sıkıntısı gibi sebepler yüzünden tamamlanmamış projeleri ve 2016'da emlak piyasasının coşmasıyla yatırımcıların aldığı fakat sonrasında boş bıraktığı haneleri de hesaba katan uzmanlar, Çin'de kullanılmayan mülk bolluğu yaşandığını söylüyor. 

Ülkenin resmi medya kuruluşlarından Çin Haber Servisi, Ulusal İstatistik Bürosu'nun eski başkan yardımcısı He Keng'in bir videosunu yayımlayarak bu konuyu işledi. 81 yaşındaki Keng'in şu sözleri dikkat çekti: 

Şu anda kaç tane boş ev var? Her bir uzmanın verdiği rakam çok farklı. En aşırı düşüneni, mevcut boş evlerin üç milyar kişiye yetebileceğini söylüyor. Bu tahmin biraz fazla olabilir ama bir milyar 400 milyon kişi muhtemelen onları dolduramaz.

Emlak sektörüne bu yönde eleştiriler yapılırken Pekin yönetimi, ülkenin ekonomisinin ne kadar dirençli olduğunu vurgulamayı sürdürüyor. CNN, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden birinin yakın tarihli bir basın toplantısında şöyle konuştuğunu hatırlattı:

Zaman zaman Çin ekonomisinin çökeceğine dair tahminler gündeme geliyor. Ancak çöken Çin'in ekonomisi değil, bu söylem oldu.

Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanma sürecinde sendeleyen Çin, genç işsizlik oranlarını paylaşmayı durdurduğunu geçen ay duyurmuştu. Ulusal İstatistik Bürosu'ndan yapılan açıklamada "çalışma istatistikleri iyileştirilip geliştirilene kadar" söz konusu kategorilerdeki verilerin paylaşımının durdurulacağı belirtilirken, uygulamanın ne kadar süreceğine dair bilgi verilmemişti.

Independent Türkçe


İran'da kum fırtınası nedeniyle 2 bin 107 kişi hastanelere başvurdu

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

İran'da kum fırtınası nedeniyle 2 bin 107 kişi hastanelere başvurdu

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

İran resmi haber ajansı IRNA'ya konuşan, Sistan-Beluçistan Acil Durum Başkanı Mecid Muhibbi, konuya ilişkin bilgi verdi.

Muhibbi, "Sistan-Beluçistan'ın kuzeyindeki Zabul, Zehek, Hamun, Hirmend ve Nimruz kentlerinde kum ve toz fırtınası nedeniyle son 5 günde 2 bin 107 kişi hastanelere başvurdu ve 136 kişi tedavi altında" dedi.

Sistan-Beluçistan Meteoroloji Genel Müdürü Muhsin Haydari, 20 Eylül Çarşamba günü, havadaki toz miktarının artması nedeniyle görüş mesafesinin Zabul'da 800 metreye, Zehek'te 500 metreye kadar düştüğünü söylemişti.


Kosova Başbakanı Kurti: Polisimize yönelik saldırılar devam ediyor

Albin Kurti (AA)
Albin Kurti (AA)
TT

Kosova Başbakanı Kurti: Polisimize yönelik saldırılar devam ediyor

Albin Kurti (AA)
Albin Kurti (AA)

Kurti, Kosova Güvenlik Konseyi Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, sabah saatlerinde ülkenin kuzeyinde 1 polis memurunun öldürülmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Polis memurunun öldürüldüğü Banjska Manastırı ve çevresinde saldırıların halen devam ettiğini belirten Kurti, "Polisimize yönelik saldırılar devam ediyor, polis güçlerimiz tarafından kuşatılmış en az 30 ağır silahlı, profesyonel asker veya polis var ve onları güvenlik teşkilatlarımıza teslim olmaya davet ediyorum" dedi.

Kurti, Banjska Manastırı ve çevresinde asker veya polis kıyafeti giymiş, ağır silahlara ve zırhlı araçlara sahip kişilerin fotoğraflarını basınla paylaştı.

Kosova’daki hiçbir sivilin bu şekilde silahlara ve araçlara sahip olmadığının altını çizen Kurti, şu ifadeleri kullandı:

Manastırın içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bu resimler manastırın dışında gördüklerimiz. Bu insanlar büyük ihtimalle civardaki bina ve evlerde de olabilir, çünkü hepsi manastırda değil ve manastırda olup olmadıklarını ya da kaç kişi olduklarını bilmiyoruz. Görüldüğü gibi ciplerin yanı sıra zırhlı aracın da bulunduğu bu üniformalıların anlaşılması için güvenlik birimleri ve savcılık soruşturma yapacak. Savaş alanı üniforması ve ekipmanına özgü bir göğüs zırhının olduğunu fark ediyorsunuz. Kosova'da savaşmaya gelen organize bir oluşum ortaya çıkmıştır.

Kurti ayrıca silahlı grubun, Sırbistan'dan geldiği ihtimali üzerinde durduklarını sözlerine ekledi.

AB, Kosova’nın kuzeyinde bir polisin öldüğü saldırıyı kınadı

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Savunma Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Kosova'nın kuzeyinde bir polisin öldüğü saldırıyı kınadığını bildirdi.

Borrell yaptığı yazılı açıklamada, silahlı bir çetenin, Kosova'nın kuzeyindeki Bajnska'da Kosovalı polis memurlarına saldırmasına tepki gösterdi.

Saldırıda bir polis memurunun öldüğünü hatırlatan Borrell, "Çirkin saldırıyı mümkün olan en güçlü ifadelerle kınıyorum." ifadelerini kullandı.

Borrell, saldırıyla ilgili tüm gerçeklerin ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek, Bajnska Manastırı çevresinde devam eden çatışmalar nedeniyle daha fazla masum kişinin ölebileceğine dikkati çekti.

Saldırıların derhal durdurulması gerektiğini vurgulayan Borrell, AB'nin Hukukun Üstünlüğü Misyonu EULEX'in sahada bulunduğunu ve NATO'nun Kosova'daki Barış Gücü (KFOR) ile temas halinde olduğunu bildirdi.

Borrell, tüm aktörleri Kosova'nın kuzeyindeki gerilimi azaltmak için çalışmaya çağırdı.

Kosova’nın kuzeyinde Sırpların ateş açması sonucu bir polis hayatını kaybetmişti

Kosova'nın kuzeyinde çoğunlukla Sırpların yaşadığı Kuzey Mitrovica'da bugün sabah saatlerinde yolu kapatan silahlı Sırpların polise ateş açması sonucu bir polis ölmüş, bir polis yaralanmıştı.

Kosova polisinden yapılan açıklamada, silahlı bir grup Sırp'ın, Kuzey Mitrovica yakınında bulunan Banjska köyü girişindeki köprünün üzerine iki adet plakasız kamyon yerleştirilerek köy yolunu kapattığı belirtilmişti.

Açıklamada, ihbar üzerine olay yerine giden polislere silahlı Sırplar tarafından ateş açılması nedeniyle çatışma çıktığı kaydedilerek “El bombaları da dahil olmak üzere çeşitli ateşli silahlarla polislere ateş açıldı, açılan ateş sonucu iki polis memuru vuruldu." ifadeleri kullanılmıştı.

Yaralı polis memurlarının hastaneye kaldırıldığı aktarılan açıklamada, tüm çabalara rağmen bir polis memurunun hayatını kaybettiği, 1 polisin yaralandığı bildirilmişti.