İsrail: Firm Hand tatbikatı İran ve vekillerine bir yanıt değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi (sağda) ve CENTCOM Komutanı Michael Corella bugün İsrail Askeri İstihbarat karargahında (İsrail Ordusu)
İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi (sağda) ve CENTCOM Komutanı Michael Corella bugün İsrail Askeri İstihbarat karargahında (İsrail Ordusu)
TT

İsrail: Firm Hand tatbikatı İran ve vekillerine bir yanıt değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi (sağda) ve CENTCOM Komutanı Michael Corella bugün İsrail Askeri İstihbarat karargahında (İsrail Ordusu)
İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi (sağda) ve CENTCOM Komutanı Michael Corella bugün İsrail Askeri İstihbarat karargahında (İsrail Ordusu)

İsrail ordusu, kuruluşunun 75. yıldönümü kutlamaları çerçervesinde çok cepheli savaşı simüle eden ‘Firm Hand’ adı verilen askeri tatbikatları başlattı.

Ordu Sözcülüğü yaptığı açıklamada bunun İran veya ona bağlı herhangi bir gruba yanıt olduğuna veya kuzey sınırlarında ve Batı Şeria’da gerginliğin artmasıyla veya İran ile karşılıklı tehdit söylemleriyle doğrudan bir ilişkisi olduğuna dair iddiaları yalanladı.

Sözcülükten yapılan açıklamada, “Bu tatbikat, 2023 tatbikat planının bir parçası olarak önceden yapıldı” ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Michael Corella, tatbikatı takip etmek için İsrail’i ziyaret ediyor.

Corella’nın ziyaretinin ilk durağı, Askeri İstihbarat Teşkilatı’na bağlı insan kaynaklarından istihbarat toplamakla görevli İstihbarat Birimi 504 ile başladı. Burada kendisine birimin son ve planlanan operasyonları hakkında bilgi verildi.

Daha sonra, İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi’nin başkanlık ettiği, ortak harekat yetenekleri ve koordinasyonun güçlendirilmesine odaklanan bir tartışmaya katıldı.

FOTO: İsrail ordusunun siber birimi (İsrail ordusu)
İsrail ordusunun siber birimi (İsrail ordusu)

İki haftalık tatbikatta, havada, denizde, karada, radyo-elektronik alanda ve siber uzayda uzun süreli muharebe operasyonları simüle edilecek.

Tatbikatta, ordunun uzun vadeli ve yoğun bir savaşa hazır olup olmadığı test edilecek, bu sırada iç cephede binlerce füze ateşlenecek ve silahlı hücrelerin İsrail topraklarını işgal etme ve asker veya vatandaşları kaçırma girişimleri simüle edilecek.

Şarku’l Avsat’ın ordu sözcülüğünden aktardığına göre, Lübnan cephesi, Suriye, Gazze Şeridi ve Batı Şeria dahil olmak üzere çok cepheli bir savaşa karşı İsrail güçlerinin kendi aralarında koordinasyon yeteneği görülecek.

Kuvvetler, aynı anda savunma ve saldırı operasyonları ile aynı anda birkaç savaş alanında patlak veren zorluklar ve olaylarla başa çıkma pratiği yapacak.

FOTO: İsrail ordusu bir Filistin kasabasında (İsrail Ordusu)
İsrail ordusu bir Filistin kasabasında (İsrail Ordusu)

Sivil alandaki harekat planlarının yanı sıra iç cephede hayat kurtarma çabalarının da provası yapılacak.

İsrail Hava Kuvvetleri, tatbikatlar sırasında birden fazla cephede savaşmak için eğitim alacak ve eğitim aynı zamanda derinlemesine saldırılar başlatmayı da içerecek.

FOTO: İsrail ordusu tarafından kullanılan ilk uçak (İsrail ordusu)
İsrail ordusu tarafından kullanılan ilk uçak (İsrail ordusu)

İsrail’in ilk Başbakanı ve İsrail devletinin kurucusu olan David Ben-Gurion, 26 Mayıs 1948’de ordunun kurulması emrini imzaladı ve 5 gün sonra bu emir kamuoyuna açıklandı.

Yabancı yayınlara göre, bugün ordu 42 bini düzenli ordudaki subay ve askerler olmak üzere 176 bin 500 kişiden oluşuyor. Ancak Ek Yedek Ordu’ya bağlı 445 bin subay ve asker de var.

Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi, ordunun 75. kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri, olağanüstü hal ve zaruretten ve bağımsızlık savaşının tüm hızıyla devam ettiği bir dönemde, farklı ideolojik kimliklere sahip yer altı gönüllü örgütlerinden, tek amaç ve ortak değerler altında birleşmiş düzenli bir orduya dönüşmüştür. Bu, genç ülkeyi Bağımsızlık Beyannamesi ruhu ve değerlerine sahip çıkmaktır. O zamandan beri her asker, anavatanı olan özgür İsrail’i savunmak, o ve sakinlerinin güvenliğini korumak için fedakârlık yemini ediyor” ifadelerini kullandı.



Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
TT

Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

AP, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilime dikkat çekerek, iki ülkenin 1947'de İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana üç büyük çaplı savaşa sahne olduğunu belirtti. İki komşu ayrıca, dünyanın en soğuk ve en yüksek rakımlı savaş alanı olarak tanımlanan bir buzulun tepesindeki çatışma da dahil olmak üzere onlarca çatışmaya tanık oldular.

Son gerginlik, Hindistan'ın Pakistan'ı suçladığı, İslamabad'ın ise herhangi bir dahli olduğunu reddettiği, turistlere yönelik ölümcül bir silahlı saldırının ardından yaşandı.

Hindistan ve Pakistan diğer ülkeler gibi savaşmıyor. Buradaki başat faktör, büyük saldırıları caydırmanın ayırt edici bir aracı ve durum kötüleşse bile çatışmanın kontrolden çıkmayacağının garantisi olan nükleer cephanelikleri.

Ncjxj
 Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen kısmının başkenti Muzafferabad'da Hindistan saldırıları sonucu yıkılan bir caminin yakınında nöbet tutan askerler (AFP)

Hindistan ve Pakistan neden bu şekilde savaşıyor? Çünkü nükleer cephanelikleri birbirlerini yok edebilecek kapasitede.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Pakistanlı güvenlik analisti Seyyid Muhammed Ali şu ifadeleri kullandı: “Pakistan ve Hindistan diğer tarafı defalarca yok etmeye yetecek kadar nükleer silaha sahip. Nükleer silahları, Karşılıklı Garantili İmha (MAD) senaryosu yaratıyor. Her iki ülke de stoklarının boyutunu ve kapsamını diğerine MAD garantisini hatırlatacak şekilde bilinçli olarak geliştirdi.”

Her iki ülke de nükleer kapasitelerini açıklamıyor, ancak her birinin 170 ila 180 arasında kısa, uzun ve orta menzilli savaş başlığına sahip olduğuna inanılıyor. Her iki ülke de bu silahları hedeflerine ulaştırmak için farklı sistemlere sahip.

Ali, cephaneliklerin daha fazla çatışmayı önlemek ve caydırmak için savunma amaçlı bir hamle olduğunu, çünkü ‘iki tarafın da böyle bir savaşı başlatmayı göze alamayacağını ya da bundan bir şey elde etmeyi umamayacağını’ söylüyor.

İlk bakışta öyle gelmeyebilir ama nükleer silahlar karşı tarafa aşırı tepki veremeyeceğini hatırlatır. Ancak cephaneliklerini çevreleyen gizlilik, Pakistan ya da Hindistan'ın nükleer bir ilk saldırıda hayatta kalıp kalamayacağının ve ‘ikinci saldırı kabiliyeti’ olarak adlandırılan misilleme yapıp yapamayacağının belirsiz olduğu anlamına geliyor.

Jfjfj
Pakistan'ın Lahor kenti yakınlarında Hindistan saldırısında hasar gören hükümet sağlık ve eğitim kompleksinin yönetim binası önünde duran arama kurtarma görevlileri (Reuters)

Bu kabiliyet, nükleer gerilime yol açabilecek saldırganlığı önleyerek bir düşmanın ilk saldırı yoluyla nükleer bir savaşı kazanmaya çalışmasını engeller. Bu kabiliyet olmadan, teoride, bir tarafın diğerine savaş başlığı fırlatmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur.

Keşmir anlaşmazlığın merkezinde

Hindistan ve Pakistan, her birinin bağımsızlığını kazandığı 1947'den bu yana Keşmir üzerinde hak iddia ediyor ve sınır çatışmaları on yıllardır bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.

Keşmir, Hindistan yönetimine karşı direnen silahlı isyancıların bulunduğu, iki ülke arasında bölünmüş tartışmalı bir Himalaya bölgesidir.

Her iki ülke de Keşmir'in bir bölümünü kontrol ediyor. Bölge yoğun bir şekilde askerileştirilmiş bir sınırla bölünmüş durumda.

Ezeli rakipler üç savaşlarından ikisini de Keşmir için yapmışlardır.

Birçok Keşmirli Müslüman, isyancıların bölgeyi Pakistan yönetimi altında ya da bağımsız bir devlet olarak birleştirme hedefini destekliyor.

Hindistan kontrolündeki Keşmir'de yaşanan sınır çatışmaları ve militan saldırıları Yeni Delhi'nin İslamabad'a karşı giderek daha sert bir tutum takınmasına ve onu ‘terörizmle’ suçlamasına neden oldu.

Son çatışmada Hindistan, geçen ay gerçekleşen silahlı katliamla bağlantılı olarak Pakistan destekli militanlar tarafından kullanılan yerleri vurarak Pakistan'ı cezalandırdı.

Geleneksel askeri dengesizlik

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) Askeri Denge Raporu'na göre Hindistan 2025 yılında 74,4 milyar dolar harcamayla dünyanın en büyük savunma harcaması yapan ülkesi ve dünyanın en büyük silah ithalatçılarından biri.

Pakistan ise geçen yıl 10 milyar dolar harcadı. Pakistan, komşusuna kıyasla iki kat daha fazla aktif silahlı kuvvete sahip olan zengin Hindistan'la asla boy ölçüşemez.

Hindistan'ın silahlı kuvvetleri geleneksel olarak Pakistan'a odaklanmış olsa da, mücadele etmesi gereken bir başka nükleer komşusu da Çin. Hindistan, Hint Okyanusu'ndaki deniz güvenliği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.

Bunlar Pakistan'ın güvenlik modelinde dikkate almak zorunda olmadığı iki faktör.

Pakistan'ın uzun ve dar yapısı, ordunun dış politikadaki büyük rolü ile birleşince silahlı kuvvetlerin hareketli olmasını ve savunmaya öncelik vermesini kolaylaştırıyor.

Tırmanma ve gerilimi azaltma modeli

Ne Pakistan ne de Hindistan diğerine karşı askeri hamlelerini duyurmak için acele etmiyor. Mevcut düşmanlıkların alevlenmesinden de anlaşılacağı üzere, saldırıların ve misillemelerin teyit edilmesi biraz zaman alabilir.

Ancak her ikisi de diğerinin kontrolündeki topraklarda ve hava sahasında operasyonlar yürütüyor.

Bu operasyonlar bazen kontrol noktalarına, tesislere ya da militanlar tarafından kullanıldığı iddia edilen yerlere zarar vermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda liderleri kamuoyunun baskısına boyun eğmeye ve yanlış hesaplama potansiyeline sahip bir şekilde karşılık vermeye zorlamak, onları utandırmak veya kışkırtmak da amaçlanıyor.

Bu faaliyetlerin çoğu Keşmir'i Hindistan ve Pakistan arasında bölen Kontrol Hattı boyunca gerçekleşiyor.

Jfjdj
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

Bu hattın medya ve kamuoyundan büyük ölçüde izole edilmiş olması, saldırı veya misilleme iddialarının bağımsız olarak doğrulanmasını zorlaştırıyor.

Bu tür olaylar, iki ülkenin nükleer kapasiteleri göz önüne alındığında uluslararası endişeleri arttırmakta, dikkatleri Hindistan ve Pakistan'a ve nihayetinde Keşmir üzerindeki rekabet eden iddialarına geri çekmektedir.

Her iki ülkenin de kaynaklar için rekabet etmesini gerektirecek bir durum söz konusu değil

Pakistan'ın muazzam bir maden zenginliği var, ancak Hindistan'ın bundan faydalanmak gibi bir arzusu yok. Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan arasında temel ideolojik farklılıklar olsa da birbirlerine hükmetmek ya da birbirlerini etkilemek gibi bir amaçları yok.

Keşmir dışında birbirlerinin topraklarında hak iddia etmek ya da hegemonya kurmak gibi bir niyetleri de yok.