Rusya, Orta Afrika'da ‘kalıcı’ bir askeri üs mü kuracak?

Orta Afrikalı yetkililere göre etkililere göre buna ihtiyaç var.

Fransız askerleri geçtiğimiz ocak ayında Orta Afrika’dan ayrıldı. (AFP-Arşiv)
Fransız askerleri geçtiğimiz ocak ayında Orta Afrika’dan ayrıldı. (AFP-Arşiv)
TT

Rusya, Orta Afrika'da ‘kalıcı’ bir askeri üs mü kuracak?

Fransız askerleri geçtiğimiz ocak ayında Orta Afrika’dan ayrıldı. (AFP-Arşiv)
Fransız askerleri geçtiğimiz ocak ayında Orta Afrika’dan ayrıldı. (AFP-Arşiv)

Orta Afrika Cumhuriyeti'nin Moskova Büyükelçisi Leon Dodonou-Pounagaza geçtiğimiz pazartesi günü ‘ülkesinin vatandaşlarının ülkede Rus askeri üssünün varlığına yönelik isteklerini’ dile getirdi. Uzmanlara göre bunun gerçekleşme olasılığı yüksek. Bu, Afrika Kıtası’ndaki uluslararası stratejik rekabetin niteliksel bir gelişmesi olarak değerlendiriliyor.

Büyükelçi Dodonou-Pounagaza, geçtiğimiz pazartesi günü verdiği röportajda, “Beş ila on bin askere sahip olabilecek bir Rus askeri üssüne ihtiyacımız var” dedi. Orta Afrika Cumhuriyeti Savunma Bakanı Claude Rameau-Biro, geçtiğimiz pazartesi günü Sputnik’e verdiği bir röportajda Moskova ile ülkesinde askeri üs kurulması konusunda görüşmelerin sürdüğünü ve üssün açılış tarihi henüz belirlenmediğini vurguladı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Halid Ukkaşe, Orta Afrika'da bir askeri üs hakkında konuşmanın, iki ülke arasındaki ilişkilerde ve askeri iş birliğinde niteliksel bir gelişmeyi yansıttığını ifade etti. Ukkaşe, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada,

“Üssün Rusya'daki resmi makamlarla koordine edilen resmi bir egemen kararla kurulması, Rusya'nın Wagner Grubu aracılığıyla orada bulunması fikrinin ötesine geçiyor” dedi. Rusya’nın bu beyandan yararlanmasını bekleyen Ukkaşe, Kıta üzerindeki nüfuzunu artırma ve bunu sınırlamak için ABD’nin baskısına karşı koyma çabaları bağlamında bu davete yanıt vereceği öngörüsünde bulundu.

Ukkaşe, “Her iki taraftaki yetkililerin anlaşması halinde, bu uluslararası hukukun öngördüğü egemenlik kurallarına uygun olacaktır” ifadesini kullandı.

Fransa Genelkurmay Başkanlığı geçtiğimiz ocak ayında, son Fransız askerinin Orta Afrika'dan ayrıldığını duyurmuştu. Paris daha önce Bangui ile Moskova arasındaki askeri ortaklığı güçlendirmesinin ardından ülke ile askeri iş birliğinin askıya alındığını bildirmişti.

Diğer yandan Bangui'deki yetkililer, Rusya'nın ülkelerinin silahlı grupların elindeki topraklarının yüzde 90'ını geri almasına yardım ettiğini iddia ediyor.

Fransız Le Monde gazetesi geçtiğimiz şubat ayında yayınlanan bir haberinde Washington’ın, Bangui'ye Rus ordusuna bağlı Wagner Grubu'nun ülkeden atılması karşılığında ordusunu eğitmesini ve insani yardımı artırmasını teklif ettiğini aktardı. Habere göre Orta Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Faustin-Archange Touadera, 2022 yılının aralık ayı ortalarında ABD yönetiminden bir muhtıra aldı. Bu muhtırada Wagner'den ayrılmaktan elde edebileceği faydaları ve onunla ittifak içinde kalarak maruz kalabileceği sonuçlar açıklandı.

Washington, ocak ayından bu yana Rus Wagner Grubu'na uygulanan yaptırımlarını sıkılaştırma kararı aldı. ABD Hazine Bakanlığı, Wagner Grubu'nu ‘sınırları aşan büyük bir suç örgütü’ olarak sınıflandırdı. Grubun Orta Afrika ve Mali'de ciddi suç faaliyetlerine karıştığı ileri sürüldü.

Faslı Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Afrika Kamu Politikaları Dergisi Genel Müdürü el-Abbas el-Verdi, Şarku'l Avsat’a şu açıklamada bulundu:

“Rusya, özellikle Afrika'yı yeni çok kutuplu dünyada önemli bir ortak ve müttefik olarak görme vizyonu ışığında, böyle bir üs kuracak maddi ve insani yeteneklere sahiptir.”

Verdi, Bangui yetkililerinin açıklamalarının ‘ABD ve Batı'nın, iktidardaki rejime Rusya ile ilişkisini pekiştirmekten geri adım atması için baskı uygulamadaki başarısızlığını yansıttığını’ düşünüyor. Faslı Prosfesör, “Bu üs kurulursa son olmayacak. Mali ve Burkina Faso gibi Moskova'nın müttefiki ülkelerde senaryoyu tekrarlamak mümkün” dedi.

Orta Afrika Devlet Başkanı Faustin Archange Touadera geçtiğimiz günlerde Batılı ülkeleri ‘ülkenin servetini yağmalamak ve kalkınmasını engellemek için ülkesinde siyasi istikrarsızlığı sürdürmekle’ suçlayarak hedef aldı. Ayrıca bazı yabancı medya kuruluşlarının yatırımcıları caydırmak için başlattığı dezenformasyon ve şeytanlaştırma kampanyalarına ek olarak, ‘ülkesindeki elmas ticaretine ve silahlı kuvvetlere yönelik silahlara uygulanan haksız ve yasadışı ablukayı’ da eleştirdi.



Trump ve Netanyahu olası İran anlaşmasını görüştü

TT

Trump ve Netanyahu olası İran anlaşmasını görüştü

Trump ve Netanyahu olası İran anlaşmasını görüştü

Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğünü, görüşmede İran ile olası bir anlaşma, Gazze Şeridi'ndeki durum ve çarşamba akşamı Washington'daki Yahudi Müzesi önünde iki İsrail Büyükelçiliği çalışanının öldürülmesi konularını ele aldıklarını açıkladı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın dün Netanyahu ile yaptığı görüşmede, İran'la nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varmak istediğini açıkça ifade ettiğini söyledi. İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Trump'ın ‘İran'ın nükleer silah elde etmemesinin sağlanması gerektiği konusunda Netanyahu ile hemfikir olduğu’ belirtildi.

Leavitt, ABD ve İran tarafları arasındaki görüşmelerin beşinci turu Umman arabuluculuğunda bugün İtalya'nın başkenti Roma'da gerçekleşirken, Trump'ın İran'la görüşmeler konusunda işlerin doğru yönde ilerlediğini belirttiğini söyledi.

Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi dün yaptığı açıklamada, Tahran'ın nükleer programına ilişkin dolaylı İran-ABD görüşmelerinin beşinci turunun bugün Roma'da yapılacağını duyurdu.

efrgty67u
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz nisan ayında Beyaz Saray'da bir araya geldi. (Reuters)

Geçtiğimiz salı günü CNN'de yayınlanan ve ismi açıklanmayan ABD'li yetkililere dayandırılan bir haberde, diplomatik görüşmelerin devam etmesine rağmen İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya hazırlandığı belirtildi. Haberin ardından İran, nükleer tesislerine yönelik herhangi bir İsrail saldırısından ABD'yi sorumlu tutacağı uyarısında bulundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırı planladığına dair haberlerden duyduğu endişeyi dile getirerek, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) bu haberleri derhal ve kesin bir dille kınama çağrısında bulundu.

Trump'ın koşulları

Başkan Trump defalarca İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme sözü verdi; 2015 yılında Obama döneminde varılan ve Trump'ın ilk döneminde, 2018'de çekildiği anlaşmadan daha güçlü bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı. Trump, Körfez ziyareti sırasında İran'ın temel koşulları kabul ettiğine inandığını ve diplomatik yaklaşımının askeri çatışmayı önleyeceğini ima etti.

İki taraf, önemli bir anlaşmazlık noktası haline gelen uranyum zenginleştirme konusunda bir anlaşmaya varma ikilemiyle karşı karşıya. 2015 anlaşması sivil kullanım için yüzde 3,67 saflığa kadar düşük seviyede zenginleştirmeye ve 300 kilogramlık bir uranyum stokunun korunmasına izin verirken, İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Ancak bu oran nükleer silah için gereken yüzde 90 seviyesinin halen altında.

UAEA'nın İran'ın programına ilişkin son raporunda, ülkenin zenginleştirilmiş uranyum stokunun yaklaşık 830 kilogram olduğu tahmin ediliyor.

ABD istihbarat kurumları, İran'ın henüz bir nükleer silah programı başlatmadığını, ancak ‘eğer isterse nükleer silah üretmesini sağlayacak faaliyetler yürüttüğünü’ tahmin ediyor.

dfgthyu
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde konuştu. (AP)

ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff geçen hafta sonunda ABD yönetiminin uranyum zenginleştirmenin tamamen durdurulmasını istediğini söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio salı günü Kongre'de yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin İran'ın uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurması talebine bağlı olduğunu yineledi.

Rubio, “İran uranyum zenginleştirme kabiliyetine sahip olamaz, çünkü bu onu nihayetinde başarının eşiğinde bir nükleer güç haline getirir” dedi.

Bir temsilcinin sorusu üzerine Rubio, ABD'nin 2015 anlaşmasında açıkça ele alınmayan bir konu olan İran'ın balistik füze geliştirmesine yönelik yaptırımları sürdüreceğini belirtti.

Rubio, “Terörizmle ilgili yaptırımlar var, balistik füze programıyla ilgili yaptırımlar var. Bu yaptırımlar, eğer anlaşmanın bir parçası değilse yürürlükte kalacak” ifadelerini kullandı.

CNN'in İran'ın İsrail'in nükleer tesislerini vurmaya hazır olduğuna dair haberinden saatler önce konuşan Rubio, ‘İsrail'in askeri seçenekleri değerlendirdiğinin bir sır olmadığını’ ifade etti.