ABD'de 'borç limiti' tasarısı Senatodan geçti

ABD Senatosu, borç limitinin artırılarak ülkenin temerrüde düşmesini önleyecek yasa tasarısını onayladı.

ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
TT

ABD'de 'borç limiti' tasarısı Senatodan geçti

ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)

Beyaz Saray ile Cumhuriyetçiler arasında uzun süren müzakerelerin ardından üzerinde anlaşmaya varılan ve Temsilciler Meclisi'nde 117'ye karşı 314 oyla kabul edilen Mali Sorumluluk Yasa Tasarısı için ABD Senatosu'nda da oylama yapıldı.

Senatoda 10'dan fazla değişiklik önerisi reddedilirken, tasarı, 36 "hayır" oyuna karşı 63 "evet" oyuyla kabul edildi.

Borç limitinin 1 Ocak 2025'e kadar askıya alınmasını öngören tasarı, yasalaşması için ABD Başkanı Joe Biden'ın imzasına sunulacak.

Böylece, borç limitinin artırılmasıyla federal hükümetin nakit sıkıntısı çekmesinin ve temerrüde düşmesinin önüne geçilecek.

"Mümkün olan en kısa sürede yasalaştırmayı bekliyorum"

Başkan Biden, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, her iki partiden senatörlerin ABD'nin ilk kez temerrüde düşmesini önlemek için oy kullandığını belirterek, Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer ile Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell'a tasarıyı hızla geçirdikleri için teşekkür etti.

Bu iki partili anlaşmanın, ABD ekonomisi ve Amerikan halkı için büyük bir kazanç olduğuna dikkati çeken Biden, tasarının "Amerika'da Yatırım" gündeminin temel direklerini koruduğuna vurguladı.

Biden, işlerinin henüz bitmediğini ancak bu anlaşmanın ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket edildiğinde nelerin mümkün olduğunu hatırlattığının altını çizerek, "Bu tasarıyı mümkün olan en kısa sürede yasalaştırmayı ve yarın doğrudan Amerikan halkına seslenmeyi sabırsızlıkla bekliyorum." ifadesini kullandı.

"Temerrüt ciddi zorluklara yol açacaktı"

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da Kongre'nin Başkan Biden'ın liderliğinde borç limitini askıya almak ve ABD'nin ilk kez temerrüde düşmesini önlemek için iki partili bir yasayı geçirmesinden memnuniyet duyduğunu kaydetti.

Söz konusu yasanın ABD'nin ekonomik büyümesi ve istikrarı için kritik olduğuna değinen Yellen, olası bir temerrüdün Amerikan aileleri için ciddi zorluklara yol açacağını vurguladı.

Yellen, Kongre'nin ABD'nin faturalarını zamanında ödeyebilmesini sağlama görevi olduğuna işaret ederek, ABD'nin tüm inanç ve kredisinin pazarlık konusu olmaması gerektiğine inandığını belirtti.

Artık odak noktalarının Başkan Biden'ın ekonomik gündemini yerine getirmeye devam etmek olduğunu bildiren Yellen, "Hazine, Amerikan vergi mükellefleri, aileleri ve çalışanları için ekonomik faydaları en üst düzeye çıkarmak için Enflasyon Düşürme Yasası'nı etkin bir şekilde uygulamaya devam edecek." ifadelerine yer verdi.

10 yıl içinde 1,5 trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir

Borç limitinin askıya alınmasının yanı sıra bazı federal programlara yönelik harcamalarda kesintiye gidilmesini de öngören tasarı ile gıda yardım programları dahil bazı devlet yardımından faydalananlara yeni çalışma gereksinimleri getirilmesi planlanıyor.

Tasarıyla, Kovid-19 salgını sırasında sağlanan ancak kullanılmayan yardım paralarının geri alınması öngörülüyor.

Ayrıca tasarıyla bazı enerji projeleri için izin sürecinin de hızlandırılması hedefleniyor.

ABD Kongresi Bütçe Ofisi'nin (CBO) tasarının federal borç ve bütçe açığı üzerindeki etkisine ilişkin yayımladığı değerlendirmeye göre, yasanın çıkması ve üst sınıra tabi ödeneklerin planlandığı gibi uygulanması halinde gelecek 10 yılda bütçe açığının yaklaşık 1,5 trilyon dolar azalması bekleniyor.

Borç limitinin 5 Haziran'a kadar artırılması gerekiyor

ABD, 19 Ocak'ta 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış, ABD Hazinesi limiti aşmamak ve olası bir temerrüdü önlemek için olağanüstü önlemler almaya başlamıştı.

Hazine Bakanlığı, söz konusu olağanüstü önlemlerin haziran başında tükenebileceği uyarısında bulunmuştu.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limitine ilişkin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'ye gönderdiği son mektupta, mevcut verilere dayanarak Kongrenin, borç limitini 5 Haziran'a kadar yükseltmemesi veya askıya almaması durumunda, Hazine'nin yükümlülüklerini yerine getirmek için kaynaklarının yetersiz kalacağının tahmin edildiğini bildirmişti.

ABD Hazinesi'nin nakit seviyesi, borç limiti müzakereleri devam ederken 25 Mayıs itibarıyla 38,8 milyar dolarla 2017'den bu yana en düşük seviyeye gerilemişti.



Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
TT

Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün, Rusya ile savaşa diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Berlin'de yapılan görüşmelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Jared Kushner arasındaki görüşme beş saatten fazla sürdü. Witkoff’un sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, 20 maddelik barış planı, ekonomik programlar ve diğer konular hakkında derinlemesine tartışmalar yapıldı. Witkoff, bu sabah başka bir toplantı daha yapılacağını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü öneriyle yürütülen Ukrayna-Rusya müzakerelerini yöneten Witkoff'un Berlin’e gönderilme kararı, Washington'ın savaşı sona erdirme planının şartları konusunda Kiev ile kalan anlaşmazlıkları çözme konusundaki aciliyetinin arttığını gösteriyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki saldırılar devam ederken ve kayıplar artarken, ABD Başkanı Trump, 2022 şubatında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı ve yüz binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan savaşı çözme planıyla ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını açıkça dile getirdi.

Zelenskiy daha önce Washington'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin kontrol ettiği kısmından Ukrayna ordusunun çekilmesini talep ettiğini açıklamıştı. Bu bölgenin silahtan arındırılmış bir ‘serbest ekonomik bölge’ haline getirilmesi planlanıyor. Ancak Washington, Ukrayna topraklarını işgal eden Rusya ordusundan aynı talepte bulunmuyor.

Öte yandan Trump'ın planı, Rusya ordusunun Sumi, Harkiv ve Dnipropetrovsk bölgelerinde (kuzey ve kuzeydoğu) ele geçirdiği küçük alanlardan çekilmesini, ancak Herson ve Zaporijya'da (güney) kontrol ettiği daha geniş toprakları elinde tutmasını öngörüyor.


Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.