Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)
TT

Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)

Afganistan'da ilkokula giden yaklaşık 80 kız öğrencinin zehirlendiği bildirildi. 

Ülkenin kuzeyindeki Sar-i Pol Vilayeti'nde cumartesi ve pazar günü yaşanan olaylarda Nasvan Kabod adlı ilkokulda 60 öğrencinin, Nasvan Fayzebad ilkokulunda da 17 öğrencinin zehirlendiği belirtildi. 

Vilayetin eğitimden sorumlu yetkilisi Muhammed Rahmani, "Her iki ilkokul da birbirine yakın ve art arda hedef alındı. Zehirlenen öğrenciler hastaneye kaldırıldı. Şu anda durumları iyi" ifadelerini kullandı. 

Rahmani, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtirken, ilk tespitlere göre saldırganın "şahsi bir düşmanlık" meselesi nedeniyle öğrencileri zehirlemesi için birini tuttuğunu söyledi. 

Polisten yapılan açıklamada, saldırganın kimliği ve olaya dair detaylar paylaşılmazken, henüz kimsenin gözaltına alınmadığı bildirildi.

ABD merkezli haber ajansı Associated Press, ABD askerlerinin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesinin ardından Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana ilk kez böyle bir saldırı yaşandığını yazdı.

Taliban, Afganistan'da geçen yıl kadınların üniversite eğitimi görmesini yasaklamıştı. Bunun ardından kız çocuklarının lise eğitimleri de durdurulmuştu. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayımcısı BBC ise Afganistan'da kadınların her geçen gün daha fazla baskıya karşılaştığını ve intihar düşüncelerinin yaygınlaştığını yazdı. 

BBC'nin görüştüğü ve kimliğini paylaşmayan bir üniversite öğrencisi, "Sınıfımdaki kadınların çoğunun intihar düşünceleri var. Hepimiz depresyon ve anksiyeteden mustaribiz. Hiç umudumuz yok" dedi.

Soyadını paylaşmayan psikolog Emel ise "Afganistan'da bir intihar düşüncesi salgını var" ifadelerini kullandı. 

Uluslararası medyada ülkedeki açlığın ve ekonomik krizin gündemde tutulduğuna fakat akıl sağlığı sorunlarının tartışılmadığına dikkat çeken Emel, "Sanki insanlar yavaş yavaş zehirleniyor. Gün geçtikçe umutlarını kaybediyorlar" dedi.

Psikolog, Taliban aralıkta üniversite eğitimini yasaklama kararını açıkladığında, iki gün içinde 170 kişiden acil destek talebi aldığını söyledi. Günde en az 10 kişinin destek için kendisini aradığını belirten Emel, taleplerin çoğunun kadınlardan ve kız çocuklarından geldiğini belirtti.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP