İran’ın Ukrayna savaşı için Rusya’ya mühimmat sattığını gösteren kanıt var mı?

Rusya ve Belarus arasındaki ortak askeri tatbikatlar sırasında fırlatılan roketatarlar (AP)
Rusya ve Belarus arasındaki ortak askeri tatbikatlar sırasında fırlatılan roketatarlar (AP)
TT

İran’ın Ukrayna savaşı için Rusya’ya mühimmat sattığını gösteren kanıt var mı?

Rusya ve Belarus arasındaki ortak askeri tatbikatlar sırasında fırlatılan roketatarlar (AP)
Rusya ve Belarus arasındaki ortak askeri tatbikatlar sırasında fırlatılan roketatarlar (AP)

Batı kamuoyunda İran’ın Rusya’ya Ukrayna işgaline destek amacıyla silah sattığı iddia edildi.

Bir güvenlik kaynağı, bir silah sözleşmesi göstererek, İran’ın Ukrayna’daki savaş için Rusya’ya cephane sattığına dair ilk somut kanıtı sunduğunu iddia etti.

Şarku’l Avsat’ın Sky News’ten aktardığı habere göre, 14 Eylül 2022 tarihli olan 16 sayfalık belge, değeri 1 milyon doları biraz aşan, çeşitli boyutlardaki topçu ve tank mermileri ve roket örneklerini içeriyor.

İran’ın diğer ülkelerle yaptığı sözleşmelerde olduğu gibi İngilizce yazılan mühimmat teslimine ilişkin sözleşmenin, İran Silahlı Kuvvetleri Savunma ve Lojistik Bakanlığı ile Rusya’nın devlet askeri ihracat ve ithalat şirketi JSC Rosoboronexport arasında imzalandığı iddia ediliyor.

Güvenlik kaynağı, “Bizim değerlendirmemize göre, bunlar Rusya’ya gönderilen diğer sevkiyatlardan önceki silah numuneleriydi” dedi.

Sky News haberinde bu sözleşmeyi bağımsız olarak teyit edemedi. Ancak güvenlik kaynağı, “Yüzde 100 gerçek olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sözleşmenin gerçekliğini doğrulamak mümkün olmasa da Sky News, dosyayı bir dizi uzmana da başvurdu. Uzmanlar, belge içeriğinin ‘makul’ olduğunu ve 14 Eylül 2022 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen bu tür bir işlemle ilgili ayrı bir raporla eşleştiğini söylediler.

FOTO: Rus askerleri önlerinde savaşta kullanılan silahlarla (EPA-Arşiv)
Rus askerleri önlerinde savaşta kullanılan silahlarla (EPA-Arşiv)

Ukrayna’daki savaşı yakından izleyen ve aynı zamanda İran konusunda uzman olan Royal United Services Institute’ta kıdemli araştırma görevlisi olan Jack Watling, Moskova ve Tahran’ın birlikte silah ve mühimmat sözleşmeleri imzalamasının ‘makul ve mantıklı’ olacağını vurguladı.

Sky News, söz konusu belgeleri Mayıs ayında İngiltere’yi ziyaret eden Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal ve İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly’ye gösterdi.

Kiev ve Londra, sözleşmenin geçerliliğini araştırmayı planladıklarını ve güvenilir olduğu kanıtlanırsa harekete geçeceklerini bildirdi.

Ukrayna’nın Londra Büyükelçisi Vadym Prystaiko, kısa bir süre önce Sky News’e yaptığı açıklamada, “Düzgün bir şekilde kontrol ettikten sonra, buna göre hareket edebileceğiz” dedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly ise, “Bize bilgi sunulduğunda, onu değerlendirmeye ve doğrulamaya bakacağız. Tabii ki, buna göre kararlar alacağız” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin, İran rejiminin, Rusya’ya Ukrayna şehirlerini vurması için saldırı uçağı sağlamasının ardından Tahran’a yaptırım uyguladığını söyleyen Cleverly şu ifadelerle devam etti;

“İran’ın, Ukrayna’yı işgal girişiminde Rusya’ya askeri destek sağladığına dair kanıtımız olduğunda harekete geçtik ve elbette her zaman aynısını yapacağız.”

Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı her iki taraftaki cephane stoklarını tüketiyor.

Batılı müttefikler, Kiev’i silahlandırmaya devam ederken, Moskova savunma sanayisini savaşa hazır hale getirdi.

Ancak Rus ekonomisinin yaptırımlardan etkilenmesiyle, Kremlin de dostlarından yardım istedi.

Sky News daha önce, İran’ın Ocak ayında Hazar Denizi’nde kargo gemileri aracılığıyla Rusya’ya büyük miktarlarda drone, mermi ve mühimmat sağladığı yönündeki iddiaları bildirmişti.



İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

TT

İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

İsrail, Husiler tarafından pazar günü Ben Gurion Havaalanı yakınlarına isabet eden füzeli saldırıya beklenen yanıtını, pazartesi akşamı Yemen'in Kızıldeniz kıyısındaki Hudeyde Limanı’na ve bir çimento fabrikasına ağır saldırılar gerçekleştirerek verdi. Böylece Tel Aviv, 20 Temmuz 2023'ten bu yana İran destekli Husilere karşı altıncı misillemesini gerçekleştirdi.

ABD, mart ayı ortalarından bu yana Husileri uluslararası deniz taşımacılığını tehdit etmeyi ve İsrail'e saldırmayı bırakmaya zorlamak için saldırılar düzenlerken, İsrail tarafından yapılan saldırıların verdiği zararın boyutları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.

İsrail ordusuna bağlı haber ajanslarının aktardığına göre saldırılar, İsrail’e yönelik karadan karaya füzeler ve dronelar kullanılarak gerçekleştirilen saldırılara yanıt olarak Hudeyde Limanı ve çevresini hedef aldı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hudeyde Limanı’nda hedef alınan noktaların Husiler için merkezi bir gelir kaynağı oluşturduğu, çünkü Hudeyde Limanı’nın İran savaş araçları, askeri teçhizat ve ek askeri ihtiyaçların transferi için kullanıldığı öne sürüldü.

İsrail ordusunun Arapça sözcüsü olan Avichay Adraee yaptığı açıklamada, saldırıların Hudeyde'nin doğusundaki Husilere ait bir çimento fabrikasının hedef aldığını, çünkü fabrikanın Husiler için gelir kaynağı olduğunu söyledi. Adraee açıklamasında, İsrail ordusunun ‘İsrail vatandaşlarına ve sakinlerine yönelik her tehdide karşı ve gereken her mesafede güçlü bir şekilde hareket etmeye devam etmeye kararlı olduğunu’ vurguladı.

Husiler, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere destek için İsrail ve ABD güçlerini hedef aldıklarını iddia ederken Yemen hükümeti, Husilerin İran'ın bölgedeki gündemini uyguladığını ve Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Yemen barış sürecinden kaçtığını söylüyor.

Husiler, pazar günü İsrail'in ilk kez önleyemediği bir balistik füze saldırısında bulundu. Füzenin Ben Gurion Havaalanı yakınlarında infilak etmesi sonucunda büyük bir oyuk oluştu. Bu durum, Husilerin sahip olduğu silahların yarattığı tehdidi arttırarak, Tel Aviv'i daha önce Yemen’e karşı gerçekleştirdiği beş saldırısında olduğu gibi bir misilleme tehdidinde bulunmaya itti.

Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Hudeyde Limanı ve Husilere ait Bacil Çimento Fabrikası’na olanların terörist Husilerin Yemen'e ve Yemenlilere getirdiği çok sayıdaki felakete eklenen yeni bir trajedi’ olduğunu söyledi. İryani, tüm bunların ‘Husilerin Kızıldeniz'de ve ötesinde gerçekleştirdiği, uluslararası seyrüseferi hedef alan, bölgesel ve küresel çıkarları tehdit eden askeri ve düşmanca maceralardan ayrı tutulamayacağını’ vurguladı.

fghyjukı
İsrail'in Yemen'in Hudeyde Limanı’ndaki yakıt depolarını hedef alan saldırıları büyük bir yangına yol açtı (AFP)

İryani, şöyle devam etti:

“Husiler, 2014 yılındaki talihsiz darbeden bu yana İran rejiminin elinde ucuz bir araç olmayı tercih etmiş, kontrolü altındaki bölgeleri İran'ın füze platformları olarak kullanarak Yemen'in, halkının ve ulusal güvenliğinin çıkarlarını hiçe saymıştır.”

İran'ın bölgesel savaşlarını Yemen topraklarından yönettiğinin, Husileri kullanarak kendi altyapısını zarara uğramaktan koruduğunun, Husilerin ise Tahran'ı memnun etmek için Yemen'in elinde kalan tüm imkânları feda etmekten çekinmediğinin açık hale geldiğini vurgulayan İryani, “Belki de İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Ben Gurion Havaalanı'nı hedef alan füze saldırısında İran’ın parmağı olduğunu inkâr etme girişimleri bu stratejinin bir parçasıdır. Bu girişim, silahın İran'a ait olduğu, bu sistemleri yöneten uzmanların İranlı olduğu ve siyasi kararın Tahran'dan geldiği gerçeğine dayanmayan sahte bir iddiadır” ifadelerini kullandı.

İryani, mevcut gerilim, bunun tüm sonuçları, kan dökülmesi, halkın açlığa mahkûm edilmesi, ekonominin zarar görmesi ve toplumun mezhepçiliğe sürüklenmesinin yanı sıra nefret ve ayrımcılığa dayalı bir dış gündem lehine Yemenli kimliğini yok etme girişimleri de dahil olmak üzere devlet kurumlarını ele geçirmesinden bu yana tüm yaşananlardan Husileri sorumlu tuttu.

Yemenli bakan, şöyle devam etti:

“Husiler, Yemen'i Arap ve uluslararası çevresinden izole etmeye çalışmış, ülkeyi Yemenlilerin hiçbir ilgisi olmayan çatışmalara sürüklemiş, nefret ve yıkıma dayalı aşırılıkçı hanedan projesini örtbas etmek için Kudüs ve direniş gibi sahte sloganlar kullanmıştır.”

Hudeyde'de yaşananların, ‘terörist oluşum’ diye tanımladığı Husiler yok edilmeden, devlet yeniden tesis edilmeden, Yemen yeniden Arap ülkeleri arasındaki yerine, barışa ve istikrara giden yoluna geri dönmeden Yemen'i kurtarmanın bir yolu olmadığını bir kez daha gösterdiğini vurgulayan İryani, “Bu aynı zamanda Yemen topraklarının, limanlarının ve hayati öneme sahip tesislerinin bir kısmının Husilerin kontrolüne bırakılmasının sadece Yemen'i tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda tüm bölgenin güvenliğini daha fazla kaosa ve gerilime sürüklediğini de kanıtlıyor” dedi.

Öte yandan Hudeyde Valiliği Birinci Müsteşarı Velid el-Kadimi, İsrail'in dün akşam düzenlediği saldırılarda Hudeyde Limanı’nın iskelesinin hedef alındığını ve tamamen tahrip edildiğini, operasyonda Bacil çimento fabrikası ve elektrik santrallerinin de yıkıldığını doğruladı.

Kadimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamada, Yemen'in altyapısının tahrip edilmesinden tamamen Husileri sorumlu tuttu.

Kadimi, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Hudeyde Limanı’nın iskelesinin tamamı İsrail uçakları tarafından hedef alınmış ve imha edilmiştir. Bu da tüm altyapının yok edildiği anlamına geliyor. Altyapının tahrip edilmesinden tamamen terörist Husileri sorumlu tutuyoruz. Zira Kızıldeniz’de İsrail hedefleri olarak adlandırdıkları, ABD’ye ve İsrail'e Yemen'in altyapısını tahrip etmeleri için bir davet niteliği taşıyan gemileri vurmaya devam ediyorlar.”

Yemen’in ikinci büyük limanı olan ve ülkenin gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80'inin giriş yaptığı Hudeyde Limanı’nın hizmet dışı bırakılmasının Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı uyarısında bulunan Kadimi, “Yemen halkına yönelik insani yardım ve tüm ihtiyaçlar Hudeyde Limanı üzerinden giriş yaptığı için bu durum, Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacak. Hudeyde Limanı Yemen'in ikinci büyük limanı ve Yemen'in ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 80'ini buradan karşılanıyor. Bugün limandaki iskelenin yıkılması ve ticari gemilerin limana ulaşmasının engellenmesi, tüm Yemen halkı için bir felaket iken, Husiler bunu umursamamakta ve sadece kendi çıkarlarını elde etmeyi düşünmektedir” şeklinde konuştu.

Saldırılarda Bacil çimento fabrikası ile inşa edilen, ancak henüz faaliyete geçmeyen yeni fabrikaya ait jeneratörlerin de zarar gördüğünü belirten Kadimi, açıklamada bulunduğu saatlerde henüz herhangi bir can kaybından haberinin kendilerine ulaşmadığını, ancak özellikle çimento fabrikasında ölenlerin olabileceğini söyledi.

Hudeyde Limanı’nın onarım maliyetinin çok yüksek olacağını ve yeniden inşası için dev şirketlere ihtiyaç duyulacağını ifade eden Kadimi, “Tüm Yemen topraklarının özgürleştirilmesi çağrısında bulunduk. Zira Husiler sadece Yemen'i hedef almakla kalmayıp genel olarak bölgenin güvenliğini yok etmeye ve istikrarsızlaştırmaya çalıştığı için yok edilmesi gereken habis bir kanser haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.