Baraj patlaması ‘karşı saldırıyı’ boğmakla tehdit ediyor

Moskova, Harkov yakınlarındaki amonyak boru hattının bombalandığını duyurdu.

Kakhovka Barajı'nın patlaması sonucu dün Herson'da geniş alanları su bastı. (AP)
Kakhovka Barajı'nın patlaması sonucu dün Herson'da geniş alanları su bastı. (AP)
TT

Baraj patlaması ‘karşı saldırıyı’ boğmakla tehdit ediyor

Kakhovka Barajı'nın patlaması sonucu dün Herson'da geniş alanları su bastı. (AP)
Kakhovka Barajı'nın patlaması sonucu dün Herson'da geniş alanları su bastı. (AP)

Rusya ve Ukrayna'nın Herson'daki Kakhovka Barajı'nın çöküşünün feci sonuçlarıyla başa çıkma çabaları, barajın çöküşünün aylardır hazırlanan ‘Ukrayna karşı saldırısını’ boğacağı beklentileri arasında devam etti.

Kazanın sorumluluğu hakkında iki taraf arasında devam eden karşılıklı suçlamalar ve Sovyet döneminde Çernobil Nükleer Santrali’nin patlamasından beri yaşanan en kötü ‘çevresel felaketin’ kayıplarını hatırlatma sürüyor. Diğer yandan, Rusya'nın Ukrayna kuvvetlerinin büyük bir amonyak ikmal hattını imha ettiğini duyurması, Rusya ve Ukrayna tarafları arasındaki çatışmaların iki ülke için çok önemli ve tehlikeli stratejik tesisleri hedef alacağına dair korkuları güçlendirdi. Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Pazartesi günü Ukraynalı sabotajcılar Harkov bölgesindeki Tolyatti-Odessa amonyak boru hattını havaya uçurdu. Sivil kayıpların yanında yaralananlar da oldu ve onlara tıbbi yardım sağlandı. Rus ordusundan ise hiçbir asker yaralanmadı.” ifadeleri yer aldı.

1970’li yılların sonlarında inşa edilen boru hattı yılda yaklaşık 2,5 milyon ton ham madde pompalıyordu. Ancak Ukrayna'da savaşın patlak vermesinden beri boru hattından akış kesildi. Amonyak boru hattının yeniden açılması talebi, tahıl anlaşması uygulanmasının bir parçası olarak Rusya'nın koşullarından biri.

Herson bölgesinde Moskova yanlısı bir yetkili olan Vladimir Saldo, Rusya'nın “Kakhovka Barajı'nın yıkılmasından sonra askeri bir avantaj elde ettiğini ve askerî açıdan bakıldığında taktik harekatın Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri’nin lehine döndüğünü” söyledi. “Barajın bombalanmasının neden olduğu yıkıcı seller nedeniyle Ukrayna'nın karşı saldırı başlatamayacağını” belirten Saldo, akışı gerçek boyutunun üzerine çıkmış olan Dnipro Nehri'ne atıfta bulunarak “Güçlerimize bir şey yapamıyorlar. Karşı tarafta bir pencere açıldı. Bakalım kim, nasıl karşıya geçmeye çalışacak?” değerlendirmesinde bulundu.

Diğer yandan yetkililer, özellikle Kakhovka su rezervuarının seviyesindeki düşüşün Dnipro Nehri’nin yatağını değiştirebileceğine dikkat çekerek (nükleer reaktörleri soğutmak için nehre dayanan istasyondan çok uzakta olacak), yeni bir rotanın ortaya çıkmasının Zaporijya Nükleer Santrali’nin çalışması üzerindeki olası yansımaları konusunda uyarıda bulundu.



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.