AB: Kahovka Barajı’nın yıkılmasından Rusya sorumlu
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell 7 Haziran’da Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında (AFP)
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Ukrayna’daki Kahovka Barajı’nın yıkılmasıyla ilgili tüm göstergelerin Rusya’yı gösterdiğini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, Borrell, İspanya devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Baraj vurulmadı. Türbinlerin bulunduğu bölgelere yerleştirilen patlayıcılarla yıkıldı. Bu bölge Rusya’nın kontrolünde. Kimin yaptığını bulabilmek için orada değildim. Ancak tüm göstergelere göre, eğer olay Rusya kontrolündeki bir bölgede gerçekleştiyse, başka birinin sorunlu olabileceğine inanmak zor” dedi.
Borrell ayrıca, “Her halükârda, yerinden edilenler için insani ve çevresel açıdan Ukrayna için sonuçlar korkunç, çünkü (barajın) yıkımı ekolojik bir felakete neden olacak” diye ekledi.
Moskova ve Kiev, 6 Haziran Salı günü Dnipro Nehri üzerindeki bu barajın yıkılmasının sorumluluğu hakkında karşılıklı suçlamalarda bulundu.
Rusya, dün Uluslararası Adalet Divanı huzurunda, Kiev’in barajı yoğun top atışlarıyla yerle bir ettiğini iddia etti.
Ukrayna ise Rusya’yı, Kiev’in güneyden Kırım yarımadasına saldırısının önünü kesmek için barajı havaya uçurmakla suçladı.
Ukrayna’nın güneyinde Rus kontrolündeki barajın yıkılması, ölüm ve yaralanmaların yanı sıra büyük bir sel felaketine neden oldu.
Fransa Dışişleri Bakanı, Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne verdikleri desteği teyit etmek için Erivan’a gittihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582431-fransa-d%C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-ermenistan%E2%80%99%C4%B1n-toprak-b%C3%BCt%C3%BCnl%C3%BC%C4%9F%C3%BCne-verdikleri-deste%C4%9Fi-teyit
Fransa Dışişleri Bakanı, Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne verdikleri desteği teyit etmek için Erivan’a gitti
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna (EPA)
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, bugün Erivan’a yaptığı ziyarette, ülkesinin, Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan güçlerinin eline geçmesinin ardından egemenliği ve toprak bütünlüğü konusunda endişeleri artan Ermenistan’a desteğini dile getirdi.
Azerbaycan güçlerinin 19 Eylül’de Dağlık Karabağ’a başlattığı ve yaklaşık 600 kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyonun ardından, 30 yıldır Bakü’nün kontrolü dışında kalan bölgedeki Ermeni ayrılıkçılar teslim oldu.
Dağlık Karabağ’daki ayrılıkçılar ve Bakü, ilki 1988-1994 yılları arasında, ikincisi ise 2020’de olmak üzere bölge için iki kez savaştı.
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ın tamamında kontrolü sağlamasının ardından bölgede yaşayan 120 bin Ermeni’den 100 bini bölgeyi terk etti. Ayrılıkçı sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ise feshedildi.
Bölge halkının bu kitlesel göçü, Azerbaycanlıların misilleme eylemlerine maruz kalması korkusuyla gerçekleşti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Dışişleri Bakanı Colonna, son günlerde Bakü’nün Erivan’a düzenleyebileceği askeri saldırıyla ilgili kaygılarını defalarca dile getirdi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, isminin gizli kalmasını isteyen bir Fransız diplomatik kaynak, “Ermenistan topraklarının küçük bir kısmı, zaten son aylarda Azerbaycan askeri saldırılarının hedefi oldu” dedi.
Eylül 2022’de meydana gelen ve 300’e yakın kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmalara atıfta bulunan kaynak, “Bu bir gerçek” diye ekledi.
Azerbaycan 2022’deki çatışmada, iki ülke arasındaki sınır hattını kendi lehine 7-9 kilometre kaydırdı.
Fransa o dönemde, Ermenistan’da bulunan Cermuk’ta bir Avrupa Birliği (AB) izleme misyonunun kurulması için baskı yaptı.
Colonna daha önce, AB’nin Ermenistan’ın Azerbaycan sınırında istikrara ve normalleşme çabalarına katkı sağlama amacıyla görevlendirdiği sivil misyon üyelerini nisan ayında ziyaret etmişti.
AFP’ye konuşan diplomatik kaynak, şöyle konuştu:
“Ermenistan’ın toprak bütünlüğünün Azerbaycan tarafından ihlal edilmesine yönelik hiçbir tehlike olmadığına inanmak çok saflık olur. Bunun kaçınılmaz olacağını söylemiyorum ama bizim görevimiz bunun olmasını önlemek. Bu misyonun boyutunun arttırılmasını talep edeceğiz.”
Ayrıca diplomatik kaynağa göre Paris, Azerbaycan’a yaptırım uygulanması fikrini bir dereceye kadar destekliyor.
Pazar günü Brüksel’de gösteri yapan binlerce Ermeni, AB’yi, Rus gazı kaybını kısmen telafi etmek için satın aldığı Azerbaycan gazı karşılığında, Karabağ’daki Ermenilerin trajedisine göz yummakla suçladı.
Fransa Dışişleri Bakanı Colonna’nın Erivan ziyaretinde, Ermenistan’ın toprak bütünlüğü meselesinin yanı sıra Fransa’nın mültecileri kabul eden Ermenistan’a acil durum ve insani yardımlarını artırmaya hazır olduğunu dile getirmesi bekleniyor.
Paris, bu yıl Erivan’a yaptığı yardımı geçtiğimiz hafta 12,5 milyon euroya çıkardı.
Ziyareti sırasında Fransız Bakan, Başbakan Nikol Paşinyan başta olmak üzere birçok Ermeni yetkiliyle görüşecek.
BM’den Haiti'de çok uluslu güç konuşlandırma çağrısı https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582411-bm%E2%80%99den-haitide-%C3%A7ok-uluslu-g%C3%BC%C3%A7-konu%C5%9Fland%C4%B1rma-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1
BM’den Haiti'de çok uluslu güç konuşlandırma çağrısı
Yaşanan şiddet, binlerce Haitiliyi Port-au-Prince'teki evlerini terk etmeye zorladı. (Reuters)
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Anlaşması’nın 7’nci kısmı doğrultusunda, çeteler tarafından işlenen şiddetin engellenmesi ve sorunlarla boğuşan Karayip ülkesinde uzun zamandır beklenen seçimlerin yapılabilmesi için güvenliğin tesis edilmesine yardımcı olmak üzere Haiti'de bir yıl süreyle Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonu'nun konuşlandırılmasına yetki veren kararı oyladı.
Çin ve Rusya çekimser oy kullanırken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Haiti Başbakanı Ariel Henry ve diğer üst düzey hükümet yetkililerinin başkent Port-au-Prince’in yaklaşık yüzde 80'ini kontrol eden şiddet yanlısı çetelerle mücadele için yabancı bir silahlı gücün derhal konuşlandırılması çağrısında bulunmasından yaklaşık bir yıl sonra, 2699 sayılı kararı 13 oyla kabul etti. ABD tarafından hazırlanan karar tasarısında, Kenya'nın BM dışında yer alacak ve gönüllü katkılarla finanse edilecek çok uluslu güvenlik gücüne liderlik etme teklifi memnuniyetle karşılandı. Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonu’nun görevini yerine getirmesi için bir yıl süre verildi ve 9 ay sonra rolünün gözden geçirilmesi öngörüldü.
Haiti’deki yerel polis finansman ve kaynak açısından sıkıntı çekiyor. Dolayısıyla bu gücün, 11 milyondan fazla nüfusa sahip bir ülkede sadece 10 bin üyesi bulunan Haiti Ulusal Polisi’ne operasyonel destek sağlamasına izin verilecek.
Çetelerle mücadele
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonu, ‘çetelerle mücadele ve Haiti'deki güvenlik koşullarını iyileştirme çalışmaları kapsamında ortak güvenlik destek operasyonları planlama ve uygulama yoluyla’ yerel polisin yeteneklerinin geliştirilmesine destek olacak. Güçlü çeteler, başkentten kuzey ve güney bölgelerine giden ana yolların kontrolünü ele geçirerek gıda maddeleri ve diğer malların tedariğini sekteye uğrattı. Bu sebeple Misyon, ‘havaalanı, limanlar, büyük kavşaklar gibi hayati altyapı alanlarının ve geçiş bölgelerinin’ güvenliğinin sağlanmasına da yardımcı olacak.
Alınan karara göre, ölümleri önlemek ve yerel polise kamu güvenliğini sağlamada yardımcı olmak için uluslararası gücün ‘istisnai olarak acil geçici önlemler almasına’ izin verildi. Aynı şekilde karara göre, uluslararası gücün komutanlarının tam konuşlanma öncesinde misyonun hedefleri, angajman kuralları, mali ihtiyaçları ve diğer konularda BMGK’yı bilgilendirmeleri gerekmekte.
Güç kullanımı
Haiti Başbakanı Ariel Henry’nin sözcüsü, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, kanun ve düzeni yeniden tesis etmek ve çeteleri silahsızlandırmak için ‘güç kullanımı’ çağrısında bulunulmasına rağmen, alınan kararın ayrıntıları hakkında Başbakan’ın önceden bilgilendirilmediği ifade etti. Bu yüzden hükümetin ivedilikle bir yorum yapmadığını da sözlerine ekledi.
BM istatistiklerine göre bu yılın başından 15 Ağustos'a kadar Haiti’de 2 bin 400’den fazla kişinin öldüğü, 902 kişinin yaralandığı ve 950'den fazla kişinin kaçırıldığı bildirildi. Yaşanan şiddet nedeniyle 200 binden fazla kişi de yerinden edildi. Alınan kararda ‘cinayetler, yargısız infazlar ve silah kaçakçılığının’ yanı sıra ‘bölgedeki barış, istikrar ve güvenliği baltalayan; adam kaçırma, ırka ve cinsiyete dayalı şiddet, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı’ da dâhil olmak üzere şiddet, suç faaliyetleri ve insan hakları ihlallerindeki artış kınandı.
Geçmiş deneyimler
Bu kararın kabul edilmesiyle birlikte BM’nin Haziran 2004'te ırkçı saldırı skandalı ve kolera salgınının yayılmasıyla gölgelenen bir istikrar misyonunu onaylamasından bu yana Haiti'ye ilk kez bir güç gönderilmiş oldu. Bu gücün görevi ise Ekim 2017'de sona ermişti.
Kenya'nın suiistimalle suçlanan liderliğine ilişkin endişeler eşliğinde alınan kararda, misyondaki tüm katılımcıların cinsel sömürü ve istismarı önlemek için gerekli önlemleri alması ve tüm bireyleri taraması gerektiği vurgulandı. Ayrıca kararda, herhangi bir suiistimal iddiasının derhal soruşturulması çağrısında bulunuldu. Son olarak misyon katılımcıları, kolera gibi su kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasını ve yayılmasını önlemek için atık su yönetimi ve diğer çevresel kontrolleri benimsemeleri gerektiği konusunda uyarıldı.
Katılımcı taraflar
Kenya hükümeti daha önce Haiti’ye bin memur ve polis göndermeyi önermiş olmasına rağmen, gücün ne kadar büyük olacağı tam olarak belli olmadı. Jamaika, Bahamalar, Antigua ve Barbuda da personel gönderme taahhüdünde bulundu. Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, uluslararası gücü desteklemek için lojistik hizmetler ve yüz milyon dolar sağlama sözü verdi.
Kararda, BM Güvenlik Konseyi'nin Haiti'de şiddete destek olanlara ek yaptırımlar uygulama niyetinde olduğu belirtilerek, Haiti'deki en büyük çete ittifakının başında bulunan ‘Mangal’ lakaplı eski polis memuru Jimmy Scherizer'e zaten yaptırım uygulandığı kayıtlara geçti. Mangal son olarak, ihlallerde bulunduğundan şüphelenilen her türlü silahlı güçle mücadele etme sözü vermişti.
BMGK, Çin'den gelen talep üzerine şu an sadece belirlenmiş kişilere uygulanan BM silah ambargosunu tüm çeteleri kapsayacak şekilde genişletebiliyor. Öyle ki Haitili yetkililer, çeteler tarafından kullanılan silahların çoğunun ABD'den ithal edildiğini düşünüyor. Ayrıca Çin, alınan kararda Haiti’nin BM misyonu yürürlüğe girmeden önce misyona katılacak ülkeleri BMGK’ya bildirmesinin şart koşulmasını istedi.
ABD, BM Genel Sekreteri aracılığıyla misyona katılacaklarını bildiren ülkelere yetki verilmesi için metni değiştirdi. BMGK kararı için dokuz destek oyu gerekiyor ve veto hakkı bulunmuyor.
Guardian: 30 yılın ardından Karabağ'a giden BM, hayalet şehirle karşılaştıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582366-guardian-30-y%C4%B1l%C4%B1n-ard%C4%B1ndan-karaba%C4%9Fa-giden-bm-hayalet-%C5%9Fehirle-kar%C5%9F%C4%B1la%C5%9Ft%C4%B1
Guardian: 30 yılın ardından Karabağ'a giden BM, hayalet şehirle karşılaştı
Karabağ'ı terk eden Ermenilerin araçları, yolda uzun kuyruklar oluşturdu (Reuters)
Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, 30 yılın ardından ilk kez Dağlık Karabağ'a giden Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin, bölgeye vardığında "hayalet şehirle" karşılaştığını yazdı.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, pazar günü Karabağ'a varan heyetin hem bölgede kalan hem de orayı terk eden kişilerin insani ihtiyaçlarının tespit edilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
Dağlık Karabağ'daki Ermeni ayrılıkçılar, 24 Eylül'de Azerbaycan'ın düzenlediği operasyonun ardından silah bırakmayı kabul etmişti.
Operasyondan önce Karabağ'da yaklaşık 120 bin Ermeni yaşıyordu. Erivan yönetiminin dün açıkladığı rakamlara göre en az 100 bin 500 kişi bölgeyi terk ederek Ermenistan'a gitti. BM heyeti de dünkü açıklamasında bölgede yalnızca 50 ila 1000 Ermeni'nin kaldığını bildirmişti.
Guardian'ın görüştüğü Karabağ Ermenilerinden Aren Harutyunyan ise toplu göçten uluslararası kamuoyunu sorumlu tuttu. 53 yaşındaki Harutyunyan, bölgede neredeyse kimsenin kalmadığını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
Orada BM'nin gözlemleyeceği ne kaldı ki? Artık kimse yok orada, herkes gitti. Hayalet şehre dönüştü.
Kendisini Tamara olarak tanıtan 35 yaşındaki Karabağ Ermenisi de iki çocuğuyla bölgeyi terk ettiğini belirterek, "Sadece yuvamızı değil, tarihimizi ve kimliğimizi geride bıraktık" dedi.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, geçen hafta yaptığı kabine toplantısında bölgedeki durumu "etnik temizlik" diye nitelemişti. Azerbaycan ise iddiaları reddederek, Ermenilerin kendi istekleriyle bölgeyi terk ettiğini ve kimseyi zorla evlerinden çıkarmadıklarını savunmuştu.
BM heyetinin yayımladığı raporda da Ermeni sivillere şiddet uygulandığına ya da sivil altyapının hedef alındığına ilişkin bir tespitte bulunulmadığı bildirildi.
Azerbaycan, Hocavent'teki Ahmetbeyli-Fuzuli-Şuşa karayolunda mayının üzerinden geçen devlet kurumuna ait bir kamyondaki iki sivilin hayatını kaybettiğini, olay yerine giden polis aracındaki 4 memurun da yine mayın nedeniyle öldüğünü bildirmişti.
Mayınların Ermeni ayrılıkçılar tarafından döşendiğini savunan Bakü yönetimi, 19 Eylül'de Karabağ'da "terörle mücadele operasyonu" başlatmıştı. Yaklaşık 24 saat süren operasyonun ardından Ermeni ayrılıkçı gruplar silah bırakmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da operasyonun sonucundan memnun kaldıklarını belirtmiş, "Azerbaycan'ın operasyonu Ermenistan devletiyle değil, Karabağ'daki çapulcu Ermeni takımıyla alakalı bir konu" ifadelerini kullanmıştı.
Azerbaycan askerlerinin açtığı ateş sonucu Rus Barış Gücü'nden 5 asker de operasyonda ölmüştü. Azerbaycan Başsavcılığı, Rus askerleri taşıyan kamyona yanlışlıkla ateş açıldığını savunmuştu.
Dağlık Karabağ'ın feshi
Varılan ateşkesin ardından Bakü ve Erivan yönetimi arasında bölgenin Azerbaycan'a entegrasyon sürecinin planlanması amacıyla 21, 25 ve 29 Eylül'de toplantılar düzenlenmişti.
Süreçle ilgili görüşmeler sürerken, Karabağ'daki Ermeni yönetiminin başındaki Samvel Şahramanyan, 28 Eylül'deki açıklamasında 1 Ocak 2024 itibarıyla Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin varlığının son ereceğini duyurmuştu.
Bakü yönetimi, Kasım 2022-Şubat 2023'te Karabağ'daki ayrılıkçı yönetimin liderliğini yapan Ruben Vardanyan'ın geçen hafta tutuklandığını duyurmuştu. Ayrıca Karabağ'ın silahlı güçlerinin eski komutanlarından Tümgeneral Davit Manukyan da tutuklanmıştı.
Azerbaycan Başsavcısı Kamran Aliyev, ayrılıkçı yönetimde görev yapmış 300 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını bildirmişti.
Independent Türkçe
Hafter, ABD yaptırımları ile Rusya'nın desteği arasında zor bir sınav veriyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582351-hafter-abd-yapt%C4%B1r%C4%B1mlar%C4%B1-ile-rusyan%C4%B1n-deste%C4%9Fi-aras%C4%B1nda-zor-bir-s%C4%B1nav-veriyor
Hafter, ABD yaptırımları ile Rusya'nın desteği arasında zor bir sınav veriyor
ABD, Libya'daki Rus varlığını sonlandırmak istiyor (AA)
ABD'li ve Rus yetkililerin, Libya'nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'le gerçekleştirdikleri mekik diplomasisi, dünyanın bu iki büyük askeri gücünün, Hafter'i kendi saflarına çekme çabası olarak görülüyor. Libyalı komutan ise bu iki gücün mücadelesinde denge kurarak, hem meşruiyet devşirmeye hem de daha fazla silah elde etmeye çalışıyor.
Ukrayna topraklarında birbirleriyle uzaktan savaş halinde olan ABD ve Rusya, kara kıtada da nüfuz mücadelesi veriyor ve bu amaçla Libya'nın doğusundaki güçlerin lideri Hafter'e yakınlaşmaya çalışıyor.
Bu bağlamda önce Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov liderliğindeki üst düzey bir heyet, 22 Ağustos'ta Libya'nın doğusundaki Bingazi'yi ziyaret etti ve 24 Ağustos'ta da Hafter ile görüştü.
Ardından, ABD'nin Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley, 21 Eylül’de, Bingazi'nin Er-Recme bölgesindeki ofisinde Hafter ile bir araya geldi ve Hafter'e bağlı silahlı güçlerden çok sayıda komutan ile görüştü.
Hafter, bundan kısa bir süre sonra 26 Eylül'de, Rusya'nın başkenti Moskova'ya bir ziyarette bulundu ve Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yevkurov tarafından resmi törenle karşılandı. Hafter'in, bu ziyaret sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu gibi üst düzey yetkililerle görüşmesi ise Moskova yönetiminin Libya'daki nüfuzunu güçlendirme isteğini ortaya koydu.
ABD, Libya'daki Rus varlığını sonlandırmak istiyor
ABD'nin, Rus paramiliter grup Wagner'i kendi kontrolü altındaki bölgelerden sürmesi için Hafter'e baskı kurduğu bilinen bir gerçek.
ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansının Hafter'e yakın kaynaklardan aktardığı habere göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, ocak ayı ortalarında Libya'ya yaptığı "sıra dışı" ziyarette, Hafter'den Wagner'in Libya topraklarındaki faaliyetlerini sonlandırmasını istedi ve bunu yapmaması durumunda kendisini ve askerlerini etkileyebilecek yaptırımlar konusunda uyardı.
Hafter ise Rus desteğinden vazgeçme karşılığında ABD'den "meşruiyetini tanımasını" ve savaş uçakları, insansız hava araçları (İHA) ve hava savunma sistemleri gibi gelişmiş ve ağır silahlar vermesini istedi.
Ancak ABD bu bedeli ödemeye yanaşmadı. Daha önce Hafter'e ağır silah sağlayan Rusya ise NATO'nun güney cephesindeki askeri varlığını güçlendirme karşılığında daha fazla silah tedariki, askeri teçhizatın onarımı ve askerlerin eğitimi konusunda destek vermeye hazır olduğunu belirtti.
Bu durum, Hafter'in, ABD yaptırımları ile Rusya'nın askeri ve diplomatik desteği arasında seçim yapmasını zorlaştırıyor.
Ayrıca, Hafter'in, Ukrayna savaşı nedeniyle sayıları 2 binlerden 1000'in altına kadar düşmüş olsa da Libya'daki Wagner unsurlarını ülkeden çıkarmada başarılı olamaması ve onlarla çatışmak zorunda kalması da muhtemel.
Öte yandan, Rusya, Libya'daki konumunu güçlendirerek Washington ve müttefiklerinin kendisine dayatmaya çalıştığı stratejik kuşatmadan kurtulmaya çalışıyor.
Libya, Avrupa sahillerine 1 saatlik uçuş mesafesindeki limanları ve Sudan ile Afrika Sahel bölgesine yakın güneydeki hava üsleriyle Rusya için avantaj sağlıyor.
Wagner güçleri, ülkenin orta kesimindeki El-Cufra, doğusundaki El-Harruba ve güneyindeki Brak eş-Şati ile Temenhint gibi kentlerde hava üslerinde konuşlanmış olsa da Suriye'de Hmeymim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü'nde olduğu gibi Libya'da bağımsız üslere sahip olamadı ve bunda ABD'nin Hafter üzerindeki baskıları etkili oldu.
Ancak uzmanlar, Rusya'nın, Libya'da birden fazla askeri üsse sahip olmak ve bu üsleri, Rusya'dan başlayıp Suriye-Libya-Sudan-Sahel bölgesi ülkeleriyle devam edip Orta Afrika Cumhuriyeti'nde son bulacak bir hava ikmal hattına dahil etmek için çalışacağını öngörüyor.
ABD ise AFRICOM kanalıyla, Rusya'nın, Afrika'daki nüfuz alanlarını birbirine bağlamasını ve Nijer ve Gabon'daki yeni askeri yönetimlerin Mali ve Burkina Faso'da olduğu gibi Moskova'nın kucağına düşmesini engellemeye çalışıyor.
Hafter'e yönelik baskı sadece ABD'den gelmiyor, bilakis, Sudan'da Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı destekleyen Mısır da Wagner'in, Sudan Hızlı Destek Güçleri'ne silah sağlamak için Libya topraklarını kullanmasına sıcak bakmıyor.
Mısır ile Rusya'nın, Sudan'daki gizli mücadelesinin faturasını ise Hafter ödeyecek. Zira her iki ülke de Hafter'in en önemli müttefiklerinden ve aralarındaki çıkar çatışmaları, onları, Hafter'e zıt yönlerde baskı yapmaya itecek.
Ancak Hafter, denge oyununu iyi oynuyor. Washington'u kızdırmak, Moskova'yı rahatsız etmek ve Kahire'yi tahrik etmek istemeyen Hafter, 2014'ten beri ABD'nin yaptırımlarına maruz kalmadan Rusların, Mısırlıların ve hatta Fransızların desteğini alıyor.
Ama Ukrayna savaşının başlamasından ve özellikle de ABD ile Rusya arasındaki mücadelenin kızışmasından sonra iş değişti ve bu durum Hafter'i ikisi arasında seçim yapmaya zorlayacak gibi görünüyor.
İran'da bir DEAŞ hücresi çökertildihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582336-i%CC%87randa-bir-dea%C5%9F-h%C3%BCcresi-%C3%A7%C3%B6kertildi
İran merkezli Tasnim Haber Ajansı bugün (Salı), Kirman vilayetinde bir DEAŞ hücresinin çökertildiğini aktardı.
Arap Dünyası Haber Ajansı'na göre ajans, daha fazla ayrıntı vermezken, Kirman savcının söz konusu hücrenin çökertildiğinin duyurusunu yaptığını bildirdi.
Ukrayna, Rusya’ya ait 29 SİHA ve bir seyir füzesini düşürdühttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582326-ukrayna-rusya%E2%80%99ya-ait-29-si%CC%87ha-ve-bir-seyir-f%C3%BCzesini-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCrd%C3%BC
Ukrayna, Rusya’ya ait 29 SİHA ve bir seyir füzesini düşürdü
Tank üzerindeki Ukraynalı askerler (Reuters)
Ukrayna, Rus güçlerinin, Moskova’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım Yarımadası’ndan fırlattığı İran yapımı 29 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve bir seyir füzesinin düşürüldüğünü duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, Ukrayna Hava kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, “3 Ekim gecesi, Rus işgalciler Ukrayna’ya 31 Şahid (SİHA) ve İskender-K seyir füzesi ile saldırdı” denildi.
Hava savunma sistemlerinin, füzeyi ve 29 SİHA’yı düşürdüğü bilgisi verilen açıklamada, SİHA ve füzenin, Mykolaiv’in güneyini ve Dnipropetrovsk’un orta bölgesini hedef aldığı ifade edildi.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Güney Operasyon Komutanlığı, saldırıların dün gece üç saatten fazla sürdüğünü açıkladı.
Dnipropetrovsk Valisi Serhiy Lysak, güneydoğudaki Dnipro kentinde düşen SİHA enkazının özel bir firmada yangına yol açtığını ve yangının hızla söndürüldüğünü bildirdi.
Lysak bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Pavlohrad kentindeki bir fabrikanın üretim tesislerinde de yangın meydana geldi ve kısa sürede söndürüldü” diye yazdı.
Mykolaiv bölgesinin Valisi Vitaly Kim de, bölgede 16 SİHA’nın düşürüldüğünü açıkladı.
Washington, Karabağ’da uluslararası bir izleme misyonu kurulması çağrısını yineledihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582321-washington-karaba%C4%9F%E2%80%99da-uluslararas%C4%B1-bir-izleme-misyonu-kurulmas%C4%B1-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1-yineledi
Washington, Karabağ’da uluslararası bir izleme misyonu kurulması çağrısını yineledi
Karabağ’da yaşananların ardından bölgedeki hareketlilik arttı. (AP)
ABD dün, eski ayrılıkçı bölgeden kaçan on binlerce Ermeni’nin geri dönüş hakkını güvence altına almak için Karabağ’da uluslararası bir izleme misyonu kurulması çağrısını yineledi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Nüfusu güvence altına almak ve bölgeye geri dönmek isteyenlerin güvenliğini sağlamak için uluslararası ve bağımsız bir izleme misyonu çağrımızı yineliyoruz. Azerbaycan bu anlamda güvence verdi. Bunu doğrulamak için sahada uluslararası bir izleme misyonunun oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.”
Eylül ayında Azerbaycan birliklerinin ani saldırısından sonra, Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğu Karabağ’dan kaçtı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Miller, Ermenistan’ın Bakü’nün Karabağ’da ‘etnik temizlik’ yaptığı yönündeki suçlaması hakkında yorum yapmaktan kaçınarak şunları söyledi:
“Soykırım, etnik temizlik veya diğer zulümlerle ilgili her türlü suçlamayı ciddiye alıyoruz. Sorumluların hesap vermesi için zulüm suçlamalarına yanıt olarak uygun önlemleri almaktan çekinmeyeceğiz. Ancak her zaman olduğu gibi soykırımın veya etnik temizliğin belirlenmesi kanıta dayalı bir süreçtir. Bu konu kürsüden çözülemez.”
İngiltere'den Ukrayna'ya yardım eden ülkelere "pes etmeme" çağrısıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582311-i%CC%87ngiltereden-ukraynaya-yard%C4%B1m-eden-%C3%BClkelere-pes-etmeme-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1
İngiltere'den Ukrayna'ya yardım eden ülkelere "pes etmeme" çağrısı
(AA)
Polonya'da düzenlenen Varşova Güvenlik Forumunda konuşan İngiltere Silahlı Kuvvetlerden Sorumlu Devlet Bakanı James Heappey, İngiltere'nin Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceğini ve bunun doğal olduğunu bildirdi.
Heappey, silah stoklarının azalması nedeniyle ülkelerin pes etmemesi gerektiğini vurgulayarak "Ukrayna'yı bu gece ve yarın ve ertesi gün savaşta tutmalıyız. Eğer durursak, bu otomatik olarak Putin'in duracağı anlamına gelmez, ilk etapta sahip olduğu hedeflere ulaşma fırsatını yakaladığı anlamına gelir." ifadelerini kullandı.
Ülkelerin azalan silah stoklarını her gün yeniden doldurması gerektiğinin altını çizen Heappey, üretim temposunun artırılmasının önemine işaret etti.
"Kendimizi daha iyi hazırlamaya karar verdik"
NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer da NATO'nun yeni savunma stratejisine uygun olarak, İttifak'a yönelik olası bir saldırı durumunda ilk ay içinde 300 bin askerin konuşlandırılabileceğini söyledi.
Bauer, kötü ve giderek daha saldırgan bir düşmana karşı hazır olmaları gerektiğini belirterek "Bu nedenle 2019'da askeri stratejimizi düşünmeye ve değiştirmeye başladık, bu da Vilnius'ta kabul edilen daha ayrıntılı planlara yol açtı ve planlar temelde hazır olduğumuzdan emin olmamızı sağlıyor. Saldırıya uğrarsanız, hazır olmak zorundasınız çünkü aksi takdirde düşman kazanacaktır. Dolayısıyla daha fazla hazır kuvvetlere ihtiyacımız var. Daha fazla kabiliyete, stoka ve tatbikata ihtiyacımız var." diye konuştu.
NATO Müşterek Kuvvet Komutanlığı tarafından bölgesel planlar geliştirildiğini söyleyen Bauer, "Geliştirilen bölgesel planlar temelde NATO'nun karşı karşıya olduğu iki tehdide, yani Rusya ve terör gruplarına karşı nasıl caydırıcı olunacağı ve bunlara karşı nasıl savunma yapılacağı ile ilgili. Bu planlar Vilnius'ta ve ondan önce Madrid'de liderler tarafından geliştirildi ve kabul edildi, doğu kanadında daha fazla savaş grubuna sahip olmak için kendimizi daha iyi hazırlamaya karar verdik." değerlendirmesinde bulundu.
Rob Bauer, kolektif savunmanın önemine değinerek silah sistemleri ve mühimmat üretiminin de artırılması gerektiğini söyledi.
Kuzey Makedonya Savunma Bakanı Slavjanka Petrovska, Ukrayna'ya ihtiyaç duyduğu sürece destek olacaklarını açıkladı.
Bakan Petrovska, "Ukrayna'nın hepimiz için önemli bir savaş verdiğinin, dolayısıyla egemen ve bağımsız bir ülkede yaşama hakları için mücadele ettiklerinin farkındayız. Dolayısıyla mümkün olan her şekilde desteğimizi hak ediyorlar." ifadesini kullandı.
Slovenya Savunma Bakanı Marjan Sarec de NATO'nun birlikte durursa başarılı olabileceğin belirterek "Hep birlikte başarılı olabileceğimizin bilincinde olmalıyız. NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmediği için çok mutluyum." dedi.
Hapse atılan Uygur akademisyenin kızından Çin’e baskı çağrısıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582276-hapse-at%C4%B1lan-uygur-akademisyenin-k%C4%B1z%C4%B1ndan-%C3%A7in%E2%80%99e-bask%C4%B1-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1
Hapse atılan Uygur akademisyenin kızından Çin’e baskı çağrısı
İstanbul’daki Pekin Konsolosluğu yakınında, 1 Ekim 2023’te kutlanan Çin Ulusal Günü’nde Pekin karşıtı protesto düzenlendi. (Reuters)
Çin, Uygur Müslüman bir akademisyeni ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Fransız haber ajansı AFP’ye göre söz konusu Uygurun kızı, Çinli yetkililerin merhamet göstermediğini vurgulayarak tüm akademisyenlere annesini desteklemeleri için çağrıda bulundu.
İnsan hakları grubu Dui Hua geçen ay, Çin’in akademisyen Rahil Davut’u ‘devlet güvenliğini tehlikeye atma’ suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırdığını, hükümetin ise bu konuda sessiz kaldığını duyurdu.
Çin’in Sincan eyaletinde yaşayan Uygurlardan olan Davut, Uygur kültürü üzerine kapsamlı yazılar kaleme alan tanınmış bir araştırmacı. Hükümet, insan hakları gruplarının ‘insanlığa karşı suçlar’ içerdiğini öne sürdüğü, uzun yıllardır devam eden uygulama kapsamında bir milyondan fazla kişiyi ve Müslüman azınlıkları baskı altında tutmakla suçlanıyor.
İstanbul’daki Çin konsolosluğu yakınında, 1 Ekim 2023’te Çin karşıtı protesto gösterisi düzenlendi. (AFP)
Tutuklanan akademisyenin şu an ABD’de ikamet eden kızı Akide Bolati, AFP’ye yaptığı açıklamada nyanın dört bir yanından akademisyenlerin Pekin üzerinde baskı oluşturmaya yardımcı olmasını umduğunu belirtti. “Umarım sessiz kalmaya devam etmezler” diyen Bolati “Tüm dünyanın ve insani kuruluşların Uygur halkını asla unutmamasını istiyorum. Halen acı çekiyorlar” ifadelerini kullandı.
Bolati, Radio Free Asia’nın dört yılın ardından gerçekleştiğini doğruladığı iddia edilen tutuklama öncesinde, Aralık 2017’deki son görüşmesinden bu yana annesiyle temasının kesildiğini aktardı.
Çin Dışişleri Bakanlığı ise geçen ay bu konuyla ilgili bir soruya yanıt olarak, verecek herhangi bir bilgi olmadığını bildirdi.
Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin Kızılsu Kırgız Özerk ilindeki Atuş’ta bulunan bir gözaltı tesisinin kontrol kulesi. (AFP)
Bolati, Sincan’daki ailesiyle iletişimi sürdürdüğünü, annesinin halen hayatta olduğunu söylediklerini ancak daha fazla ayrıntı alamadığını belirtti. “Güvende olduklarından emin olmak istiyorum. Onlara sorun çıkarmak istemiyorum” diyen Bolati, kararın yanı sıra Çinli yetkililerin bilgi vermemesi nedeniyle öfkeli ve hayal kırıklığına uğradığını vurguladı.
Çin karşıtı protestolara devam ediyor. (Reuters)
Uygur akademisyenin kızı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çin hükümetinin Uygur halkına ve anneme karşı merhameti olmadığını biliyorum ama bunun tersini umut ediyorum. Annemin hayatını hapiste geçirmesi gerekirse bu, ömrümün geri kalanı boyunca hayal bile edilemeyecek ve dayanılmaz bir acı olur.”
Yetkililerin sessizliği söz konusu akademisyenin akıbetiyle ilgili korkularını derinleştiriyor. Kızı açıklamasında “Durumun kötü olduğunu varsayıyorum. Çünkü eğer o iyiyse neden onunla konuşamıyorum?” diye sordu.
Çin’in kuzeybatısında, Sincan’ın Yengisar bölgesindeki bir Uygur Müslüman mezarlığı. (AFP)
Kültürün korunması
Davut, herhangi bir Çin vatandaşı gibiydi. Uluslararası alanda tanınan bir araştırmacı, görünüşe göre Çin Komünist Partisi’nin bir üyesi ve kendi alanında kadınlar için çığır açan bir isimdi.
Bolati’ye göre annesi ‘kadınların neler başarabileceğini gösterdi’ ve tek yaptığı yalnızca kültürü incelemek ve korumaktı.
Bolati, annesinin cezalandırılmasının Sincan’daki tüm entelektüelleri hedef alan daha geniş bir baskı kampanyası çerçevesinde geldiğini ve insan hakları örgütlerinin yüzlerce doktor, araştırmacı, gazeteci ve diğerlerinin tutuklandığını doğruladığını belirtti.
“Çin hükümeti Uygurlara zulmetmek istiyor ve Uygur aydınlarına zulmederek ve hapsederek Uygurların kültürel kimliğini silmek istiyor” ifadesini kullandı.
1 Ekim 2023’te İstanbul’daki Çin konsolosluğu yakınında düzenlenen Çin karşıtı bir protesto. (AFP)
Çin, ülkenin kuzeybatısındaki Sincan bölgesindeki tesislerde Uygur Müslüman bir milyondan fazla kişiyi gözaltına almakla suçlanıyor. Ancak Pekin, bu kampların insanların ‘mezun oldukları’, istikrarlı işler ve daha iyi bir yaşam aramaya başladıkları için gönüllü olarak ikamet yerleri olduğunu savunuyor.
Analistler bazı kampların gerçekten kapatıldığını, diğerlerinin ise farklı bir görünümle yerinde kaldığını vurguluyor.
Çin kendisine yöneltilen suçlamaları ‘yüzyılın yalanı’ olarak nitelendirerek reddediyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD, Davut’un aldığı belirtilen cezayı kınadı ve Pekin’e, haksız yere tutuklanan diğer kişilerle birlikte onu ‘derhal’ serbest bırakması çağrısında bulundu.
Çin karşıtı protestolar hız kazandı. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM), insan hakları gruplarının krize yönelik ‘son derece yetersiz’ tepkisini eleştirmesinin ardından, Sincan’daki suiistimallerle konusunda sorumluluk alınmasını talep etti.
Washington, bölgede zorla çalıştırmaya karıştığı iddia edilen Çinli şirketlerin ABD pazarına girmesini engellemeye çalıştı.
Bolati ise dünyanın Sincan’daki durumu umursamayı bıraktığından korkuyor ve daha fazlasının yapılmasını istediği açıklamasının sonunda. “Ne zaman büyük bir olay olsa, uluslararası toplum genellikle Uygur halkını unutuyor” dedi.
Cumhuriyetçilerin iç çekişmesi McCarthy'nin Temsilciler Meclisi Başkanlığı'ndan alınmasına neden olacak mı?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4582236-cumhuriyet%C3%A7ilerin-i%C3%A7-%C3%A7eki%C5%9Fmesi-mccarthynin-temsilciler-meclisi-ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1ndan
Cumhuriyetçilerin iç çekişmesi McCarthy'nin Temsilciler Meclisi Başkanlığı'ndan alınmasına neden olacak mı?
McCarthy 30 Eylül'de Kongre'de düzenlediği basın toplantısında (EPA)
ABD, Kongre’deki yasama krizi ve siyasi gerilimle geçen haftaların ardından hükümetin kapanmasından kıl payı kurtuldu. Cumhuriyetçi Parti’deki iç çekişmeler de bu haftanın gündemine oturdu.
Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'nin hükümetin federal hükümete 45 günlük finansman sağlayacak geçici bütçe tasarısını onaylamak için partisindeki muhalifleri görmezden gelme kararı, parti içi muhalefetin tekrar kendisine karşı tavır almasına ve Meclis'ten azledilmesi için baskı yapmalarına yol açtı.
McCarthy'nin Temsilciler Meclisi Başkanlığı'ndaki zaferi 15 oylama oturumunun ardından gelmişti. Muhafazakar Cumhuriyetçi muhalifleri ve destekçileri arasındaki hararetli tartışmalar McCarthy'nin siyasi geleceğini tehlikeye atacağı bir anlaşmanın yapılmasına yol açtı. McCarthy ABD Temsilciler Meclisi üyesi Cumhuriyetçi Matt Gaetz liderliğindeki muhaliflerine, destek vermedikleri bir adım atması halinde koltuğundan edilmesi yönünde oylama yapılması için bir temsilcinin önergesinin yeterli olmasının anahtarını verdi.
Gaetz 30 Eylül 2023'te Kongre binasının önünde gazetecilere açıklama yapıyor (AFP)
Hükümetin bütçe tasarısında, muhafazakâr Cumhuriyetçilerin hararetli seçim sürecinde vurgulamaya çalıştığı sınır güvenliğine yönelik finansman sağlanması maddesi yer almadı. Partisinin tüm liderlerini memnun etmek ve hükümetin bütçe tasarısını Demokratların oyları olmadan Cumhuriyetçilerin desteğiyle onaylamak için çok çabalayan McCarthy, bunda başarısız oldu ve hükümetin kapanma saatinden birkaç saat önce Demokratlarla bir anlaşmaya varmak zorunda kaldı. McCarthy, Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna savunmasını güçlendirmek için ayrıca Meksika sınırının güvenliğinin finansmanı için hükümete fon sağlama tasarısına Demokratların oyları olmadan yalnızca Cumhuriyetçilerin desteğiyle onay alamadı.
Tasarıya 209 Demokrat temsilci ve 126 Cumhuriyetçi Temsilci destek verirken, Cumhuriyetçi Partiden 90 Temsilci karşı çıktı. Bu rakamlar McCarthy'nin partisi içindeki muhaliflerini çileden çıkardı. Bunun üzerine Cumhuriyetçi Temsilci Matt Gaetz, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'nin görevinden düşmesi için önerge sundu.
Cumhuriyetçi bölünmeler
Hiç şüphe yok ki koltuğunu korumak için çok çalışan McCarthy, bu tür bir meydan okumadan kaçışının olmadığını çok iyi biliyor. Tek yapması gereken benzer bir zorlukla yüzleşmekti. McCarthy Amerikan CBS kanalına verdiği röportajda Gaetz hakkında şunları söyledi: “Ben hükümet kapanmasın diye çalışırken, o bizi kapanmaya itmeye çalıştığı için kızgınsa, o zaman bu çatışmayı yaşayalım!” dedi.
McCarthy’nin kaderi Cumhuriyetçi Parti'deki destekçilerinin ona ne kadar destek vereceğine ve Demokratların ona ne kadar sempati duyduğuna bağlı olsa da açıklamasındaki ses tonu, meydan okuma ve güvenle doluydu. Bu türden herhangi bir oylama için Temsilciler Meclisi'nde başkanın görevden alınmasının onaylanması için çoğunluk sağlanması yani 218 oy gerekiyor. Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi'nde 221 oy çoğunluğa sahip. Demokratların kendisini desteklememeye karar vermesi halinde McCarthy'nin oylama sürecinde partisinden 4'ten fazla fire vermemesi gerekiyor.
Senato, 30 Eylül 2023'te federal hükümete 45 günlük finansman sağlayacak geçici bütçe tasarısını onayladı (AP)
Nadir hareket
Cumhuriyetçi Parti’deki iç çatışmanın gelecekteki resmine dair bulanıklığı göz önünde bulundurursak Gaetz ve meslektaşları McCarthy'yi görevden almada başarısız olsalar bile şurası kesin ki; Temsilciler Meclisi Başkanı'nın kaderi, iktidarı boyunca sayısı 20'yi geçmeyecek şekilde Cumhuriyetçilerden oluşan küçük bir grubun elinde olacak. Yaptığı tavizli anlaşma konusunda yakınları kendisini uyardı ancak bu anlaşma onun meclis başkanlığına ulaşmasının tek yoluydu.
Gaetz, McCarthy'nin azil önergesini oylamaya sunma sözünü yerine getirirse, bu, ABD tarihinde bu türden bir adımın ikinci örneği olacak. 1910'da yani neredeyse 100 yıl önce, dönemin Meclis Başkanı Joseph Cannon'u destekleyen Cumhuriyetçiler, Meclis’te kendisine verilen desteğin boyutunu göstermek için benzer bir önerge sundular ki bu da mevcut senaryodan farklı bir senaryoydu.
Ukrayna Devlet Başkanı, 21 Aralık 2022'de Kongre'nin ortak oturumu öncesinde konuşuyor (AP)
Ukrayna'nın desteklenmesi
Ukrayna’nın Rusya işgaline karşı savunmasını finanse etme maddesini içermeyen bir hükümet bütçesini onaylamak, Temsilciler Meclisi'ndeki gergin atmosferin hafifletmeyecek. Tam tersine, meclisteki Cumhuriyetçilerin neredeyse yarısının Kiev'e sağlanan fonun devam etmesine karşı çıkması, Kongre'nin çalışmalarını haftalarca dondurabilir. Bunun en iyi kanıtı, 170 Cumhuriyetçi temsilcinin Ukraynalıların eğitimi için 300 milyon doların onaylanmasına karşı verdiği oydur.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu durum, Beyaz Saray'ın ve Ukrayna'nın Cumhuriyetçi destekçilerinin gelecekteki fonları onaylamak için Demokratların oylarına ihtiyaç duyacakları anlamına geliyor. Bu görev, hararetli seçim sezonunun ve Cumhuriyetçi Parti saflarında Ukrayna'nın finansmanına yönelik artan muhalefet seslerinin ortasında daha da zorlaşacak.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة