Pekin, Filistin davasına ‘Çin bilgeliği’ katıyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in daveti üzerine Çin'i ziyaret etti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping', daha önce de geçen 8 Aralık’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Riyad'da bir araya geldi. (Çin Dışişleri Bakanlığı)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping', daha önce de geçen 8 Aralık’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Riyad'da bir araya geldi. (Çin Dışişleri Bakanlığı)
TT

Pekin, Filistin davasına ‘Çin bilgeliği’ katıyor

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping', daha önce de geçen 8 Aralık’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Riyad'da bir araya geldi. (Çin Dışişleri Bakanlığı)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping', daha önce de geçen 8 Aralık’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Riyad'da bir araya geldi. (Çin Dışişleri Bakanlığı)

Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang'ın dün Pekin'de gerçekleştirdiği görüşmede Filistinli mevkidaşına Çin'in Filistin meselesine büyük önem verdiğini ilettiği bildirildi. Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Çin Gang'ın, Çin’in barış görüşmelerini desteklemeye devam edeceğini söylediği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters' ajansından aktardığına göre Çin Gang, Çin'in Filistin halkının meşru haklarını geri kazanmasına yönelik haklı davasına sarsılmaz desteğini her zaman sürdüreceğini ve bu sorunun çözümüne ‘Çin bilgeliği’ ile katkıda bulunabileceğini de sözlerine ekledi.

Bloomberg haber ajansının Çin Merkez Televizyonu'nda (CCTV) yer alan haberine göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ortadoğu'daki diplomatik etkisini artırmayı amaçlayan Çin'i ziyaret etmek üzere salı günü Pekin'e gitti.

Haberde Çinli yetkililerin daha önce Filistin Yönetimi ile İsrail hükümeti arasındaki barış görüşmelerini kolaylaştırmaya hazır olduklarını söyledikleri aktarıldı.

Haberin devamında, Ortadoğu'daki çatışmanın her iki tarafının da yeni bir arabulucu arayıp aramadığı net olmasa da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ABD ve müttefikleri ile bozulan ilişkiler arasında dünya sahnesinde bir ‘barışçı’ olarak imajını güçlendirmeye çalıştığı belirtildi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Çin, Filistin halkının meşru ulusal haklarını geri kazanma konusundaki haklı davasını her zaman kararlı bir şekilde desteklemiştir. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Çin halkının eski ve samimi bir dostudur. Ayrıca bu yıl Çin'in ağırladığı ilk Arap devlet başkanıdır.”

Filistin Devlet Başkanlığı tarafından bir süre önce yapılan açıklamada, Abbas'ın Çinli meslektaşı Şi Cinping'in daveti üzerine  9 Haziran'da Çin'e resmi bir ziyarette bulunacağı duyurulmuştu.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın aktardığına göre Filistin Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Abbas'ın Filistin ile Çin arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 35’inci yıldönümü münasebetiyle ziyaretinin üç gün süreceği belirtildi.

Açıklamaya göre ziyaret, ‘Filistin ve Çin liderlerinin her alanda güçlü ikili ilişkileri ilerletme ve pekiştirme isteği çerçevesinde’ gerçekleşti.

Açıklamada, Abbas'ın Çin Devlet Başkanı ile ikili ilişkilerin güçlendirilmesini görüşeceği, Filistin davasındaki son gelişmeler ile bölgesel ve uluslararası ortak meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunacağı ve bir dizi anlaşmaya imza atılacağı belirtildi.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki (solda), dönemin Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile mutabakat zaptı imzalarken, 18 Temmuz 2017. (Getty Images)
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki (solda), dönemin Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile mutabakat zaptı imzalarken, 18 Temmuz 2017. (Getty Images)

Şarku’l Avsat’ın birkaç gün önce Filistinli kaynaklardan aktardığına göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, Çin'in Ortadoğu'daki yeni hamlesinden ve Pekin'in kendisini en azından bir arabulucu olarak bölgede konumlandırma konusundaki açık arzusundan yararlanmaya çalıştığı ifade edildi.

Haberde, Abbas'ın yaklaşmakta olan Pekin ziyareti sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile İsrail'e doğrudan müdahale yoluyla veya barış sürecini desteklemek için çok taraflı bir uluslararası hamleyi teşvik ederek barış sürecini ilerletmede Çin'in rolünün olasılığını görüşeceği belirtildi.

Kaynaklar, ABD yönetiminin şimdiye kadar İsrail'i ihlallerini durdurmaya ve siyasi bir süreç başlatmaya zorlamayı başaramadığı göz önüne alındığında, girişimin ABD'nin yerini almakla değil, yardımcı mekanizmalar oluşturmakla ilgili olduğuna dikkat çekti.

Abbas, birkaç nedenden dolayı büyük bir atılım beklemiyor. Bu nedenlerden ilki, mevcut aşırı sağcı İsrail hükümetinin şekli ve ABD tarafından gelmeyen herhangi bir arabuluculuk rolünü büyük olasılıkla reddedeceğinin önceden bilinmesi. Filistin Devlet Başkanı ayrıca geçtiğimiz mart ayında Pekin'in İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasına aracılık ettiğini gözardı etmiyor.



Trump'ın ekibi Lübnan'daki ateşkes anlaşmasına olumlu bakıyor

ABD Başkanı seçilen Donald Trump,(AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump,(AP)
TT

Trump'ın ekibi Lübnan'daki ateşkes anlaşmasına olumlu bakıyor

ABD Başkanı seçilen Donald Trump,(AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump,(AP)

CBS News dün, Başkan seçilen Donald Trump'ın ekibinin Lübnan'daki ateşkes planını gözden geçirdiğini ve olumlu değerlendirdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın CBS’ten aktardığına göre bir Amerikalı yetkili, İran'ın da "Tahran'ın Lübnan Hizbullah'ına verdiği destek nedeniyle" anlaşmayı gördüğünü söyledi.

ABD'li yetkili, Başkan Joe Biden'ın anlaşmayı duyurmak üzere bugün ilerleyen saatlerde yapacağı konuşmada, ateşkes anlaşmasının uygulanmasına katılacağını söyleyerek Fransa'ya atıfta bulunacağını da belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, televizyonda yayınlanan konuşmasında Lübnan'la ateşkes anlaşmasını uygulamaya hazır olduğunu belirterek, anlaşmayı bugün ilerleyen saatlerde kabinenin tamamına sunacağını ifade etti.

İsrail, eylül ayında Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşı Lübnan'ı da kapsayacak şekilde genişletti; Hizbullah grubunun Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı ve Ekim 2023'ten bu yana karşılıklı ateş açtığı Lübnanlı grubun birçok üst düzey liderini öldürdü.

İsrail saldırıları binlerce kişinin ölümüne, yüz binlerce kişinin güney Lübnan'dan ayrılmasına ve ülkenin çeşitli yerlerinde geniş çaplı yıkıma neden oldu.