Kremlin: Afrika’nın Ukrayna’daki savaşı sona erdirme önerilerinin uygulaması çok zor

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov (AFP)
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov (AFP)
TT

Kremlin: Afrika’nın Ukrayna’daki savaşı sona erdirme önerilerinin uygulaması çok zor

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov (AFP)
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov (AFP)

Afrika ülkelerinin, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için oluşturduğu barış inisiyatifi heyeti, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de dün Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile bir araya gelen heyet, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde bulunan Konstantin Sarayı’nda Putin ile buluştu.

Zelenskiy, çatışmayı sona erdirmek için bu yeni diplomatik girişimi reddettikten sonra, heyet bu önerileri Moskova’ya da sundu.

Heyette, Afrika Birliği Dönem Başkanı ve Komorlar Devlet Başkanı Azali Assoumani'nin yanı sıra Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, Zambiya Devlet Başkanı Hakainde Hichilema, Mısır Başbakanı Mustafa Madbuli, Kongo ve Uganda devlet başkanlarının temsilcileri yer aldı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Putin'in Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov da görüşmede hazır bulundu. Görüşme, 3 saatten fazla sürdü.

Afrikalı arabuluculardan oluşan heyete başkanlık eden Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Putin ile yaptıkları görüşmenin başında, “Bir savaş sonsuza kadar devam edemez. Umarız bu savaş biter. Afrika ülkeleri bu çatışmadan olumsuz etkileniyor. Bu savaşın sona ermesi hepimizin ortak çıkarınadır” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Afrika arabuluculuk heyetiyle görüştü (AP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Afrika arabuluculuk heyetiyle görüştü (AP)

Ramaphosa’ya göre, Afrika barış teklifleri, Karadeniz üzerinden tahıl ihracatının önündeki engellerin kaldırılması, savaş esirlerinin serbest bırakılması, yeniden yapılanma, her iki tarafta gerginliğin azaltılması ve ülkelerin egemenliğinin tanınması başta olmak üzere on maddeyi içeriyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, görüşmenin sonunda yaptığı açıklamada, Afrika planının uygulanmasının çok zor olduğunu, ancak yine de Putin’in planı incelemekle ilgilendiğini söyledi.

Dengeli yaklaşım

Putin daha önce yaptığı açıklamada, “Afrikalı dostlarımızın Ukrayna krizine dengeli yaklaşımını alkışlıyoruz. Tarafların meşru menfaatlerini gözeterek, adalet ilkelerine dayalı barış isteyenlerle yapıcı diyaloğa açığız. İstikrarı korumak ve barışçıl bir politika özlemlerini desteklemek için Afrika ülkelerinin konumuna büyük saygı duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afrika arabuluculuk heyetiyle görüştü (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afrika arabuluculuk heyetiyle görüştü (EPA)

Afrika kıtası, Rusya’nın geçen yıl Ukrayna’yı işgalinden, yükselen tahıl ve gübre fiyatları ve savaşın küresel ticaret üzerindeki daha geniş yansımaları nedeniyle sert bir şekilde etkilendi.

Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana Rusya’yı kınamayı reddeden ve diyalog çağrısı yaparken tarafsız bir pozisyon benimsediğini vurgulayan Güney Afrika, Rusya’ya yakınlığı nedeniyle eleştirildi.

Kremlin, Rusya’yı Batı emperyalizmine karşı bir siper olarak gösterip, Batı’yı yaptırımlar sonucunda Rusya’nın Afrika’ya gerekli tahıl ve gübre ihracatını engellemekle suçlayarak, Afrikalı liderleri tarafına çekmeye çalışıyor.



Güney Asya'da kırılgan barış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Güney Asya'da kırılgan barış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kaswar Klasra

Hindistan ve Pakistan arasında, Hindistan yönetimindeki Keşmir'de gerçekleşen yeni bir terör saldırısıyla tetiklenen son şiddet patlaması, dünyanın dikkatini Güney Asya'daki gergin cephe hatlarına yeniden odakladı. ABD öncülüğündeki uluslararası arabuluculuk çabaları, iki nükleer silahlı komşuyu savaşın eşiğinden geri çekmeyi başarmış olsa da, bu ihtiyatlı sakinlik kalıcı bir barış olarak kabul edilemez.

İki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Keşmir anlaşmazlığına bir çözüm bulunmaması nedeniyle, bölge 1 milyardan fazla insanın hayatını tehdit eden bir gerilimi tırmandırma döngüsünün esiri olmaya devam ediyor.

Bu hadise, on yıldan kısa bir sürede yaşanan üçüncü büyük tırmandırma sayılıyor ve her dalga bir öncekinden daha tehlikeli. Hindistan'ın Pakistan topraklarında faaliyet gösteren militanları sorumlu tuttuğu Pahalgam'daki saldırı, her iki taraftaki askeri tesisleri hedef alan bir dizi füze ve insansız hava aracı saldırısını tetikledi. Gerginliğin tırmanma hızı ve yoğunluğu, durumun kırılganlığını ve yarımadanın büyük bir felakete kaymaya hazır olduğunu teyit ederek, tehlike seviyesini yükseltti. Önceki örneklerde olduğu gibi, ABD, krizi kontrol altına almak için arabuluculu olarak müdahalede bulundu. Kendisine duyurulmayan Çin ve Körfez çabaları da destek verdi.

Bu model tanıdık hale geldi; Keşmir'de bir terör olayı gerçekleşiyor, onu Hindistan’ın yanıtı,  ardından Pakistan'ın askeri yanıtı takip ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Son şiddet dalgasını diğerlerinden ayıran husus yalnızca yoğunluğu değil, aynı zamanda kullanılan savaş araçlarının gelişmişliğiydi. Her iki taraf da geleneksel askeri güç kullanımının yanı sıra siber operasyonlara ve insansız hava araçlarına başvurdu. Bu çatışma, yapay zekanın, otonom insansız hava araçlarının ve siber savaşın savaş alanını yeniden şekillendirmeye başladığı Güney Asya'nın askeri tarihinde yeni bir bölümü işaret ediyor. Bununla birlikte, siyasi söylem durgun kaldı ve önemli bir dönüşüme sahne olmadı.

 Hindistan, çok daha büyük olan ekonomisi ve Batı'ya giderek daha yakın hale gelmesi sebebiyle stratejik bir ivmeye sahip olduğunu hissedebilir, fakat devam eden istikrarsızlık büyük hedeflerini tehdit ediyor. Tedarik zincirlerini Hindistan'a taşımayı düşünen küresel şirketler, çalkantılı bir bölgesel tablo karşısında tereddüt ediyor. Kalkınma veya kuzeydeki Çin tehdidi ile yüzleşmede kullanılabilecek kaynaklar kronik sınır krizi tarafından tüketiliyor. Dahası, Keşmir'de devam eden huzursuzluk, yerel halkı devletten daha da uzaklaştırıyor ve Yeni Delhi'nin son vermeye çalıştığı ayaklanmayı körüklüyor.

Pakistan’a gelince, yüksek gerilimin maliyeti onun için daha ağır. Uluslararası kredilere bağımlı ve yakın zamanda terörizm finansmanı artırılmış izleme listesinden çıkarılan kırılgan ekonomisi, her tırmandırmada ağır kayıplar yaşıyor.

Pakistan'ın Pahalgam saldırısıyla ilgili ortak soruşturma teklifi -Hindistan'ın bu tür girişimleri tekrar tekrar reddetmesine rağmen- ciddiye alınmayı hak ediyor. Bu tür konularda şeffaflık ve iş birliği, karşılıklı şüphe döngüsünü kırmaya yardımcı olabilir. Hindistan gerçekten sadece geçici bir ateşkes değil, uzun vadeli bir barışı hedefliyorsa, yanlış değerlendirme riskini azaltacak mekanizmalar kurmak için İslamabad ile ciddi bir diyaloğa girmelidir.

Sadece krizleri yönetmek yerine, iki ülke çatışmanın kökenlerini ele alma gibi daha zor bir göreve girişmelidir. Nükleer silaha sahip iki komşu arasındaki son gerginlik, Keşmir sorununun acilen ele alınması gereken bir nükleer patlama noktası olduğunu teyit etti. Bu kriz Hindistan ve Pakistan'daki 1 milyardan fazla insanın hayatını tehdit ediyor.

Uluslararası aktörler, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Körfez ülkeleri, doğrudan askeri iletişim kanalları da dahil olmak üzere etkili bir kriz yönetim mekanizmasının kurulması için bu anı değerlendirmelidir

Pakistan, Keşmir sorununun çözümünün ancak diyalog yoluyla mümkün olduğunu kabul ederken, Hindistan askeri baskının siyasi bir çözüme alternatif olmadığını kabul etmelidir. Keşmir'de adil ve kalıcı bir çözüm sadece bölgeyi istikrara kavuşturmakla kalmayacak, aynı zamanda onlarca yıldır arzu edilen ekonomik ve ticari iş birliğinin ve ilişkilerin normalleşmesinin önünü açacaktır.

Dış baskıyla durdurulan son turun sonucu, sahadaki gerçekleri değiştirmedi. Her iki tarafın askeri kuvvetleri halen yüksek alarm durumunda ve resmi bir barış anlaşması imzalanmadı. Ancak, her iki başkent de kısa vadeli taktik hesapların ötesine geçmeye karar verirse, bu tırmandırma bir dönüm noktası olabilir.

Uluslararası aktörler, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Körfez ülkeleri, doğrudan askeri iletişim kanalları, bağımsız soruşturma organları ve şeffaflığa yönelik karşılıklı taahhütler de dahil olmak üzere etkili bir kriz yönetim mekanizmasının kurulması için baskı yapmak üzere bu anı değerlendirmelidir. Aynı şekilde Pakistan ekonomisini ticaret ve yatırım teşvikleri yoluyla desteklemek, alışılmadık yöntemlere olan bağımlılığını azaltabilirken, Hindistan'ın daha ölçülü bir duruşu Keşmirliler ile genel olarak bölgenin sakinleri arasındaki güveni yeniden inşa edebilir.

Bu ganimet için yapılmış bir savaş değildi ve taraflardan hiçbiri zafer kazanmadı. Aksine bu savaş, Güney Asya'nın uçurumun eşiğinde olduğunun acı bir hatırlatıcısı ve Delhi ile İslamabad liderlerine kalıcı bir barış için gereken sıkı ve zorlu çalışmaya başlamaları yönünde acil bir çağrıydı.