Finlandiya'nın yeni sağ hükümetinden Avrupa Birliği'ne yeni "kırmızı çizgiler"

Yeni koalisyon anlaşmasında ulusal hükümetin hiçbir yetkisinin AB'ye devredilmeyeceği ve AB bütçesine ek ödeme yapılmayacağı ifade edildi

Finlandiya'nın yeni başbakanı Petteri Orpo, daha önce Tarım ve Orman Bakanı, İçişleri Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yapmıştı (AFP)
Finlandiya'nın yeni başbakanı Petteri Orpo, daha önce Tarım ve Orman Bakanı, İçişleri Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yapmıştı (AFP)
TT

Finlandiya'nın yeni sağ hükümetinden Avrupa Birliği'ne yeni "kırmızı çizgiler"

Finlandiya'nın yeni başbakanı Petteri Orpo, daha önce Tarım ve Orman Bakanı, İçişleri Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yapmıştı (AFP)
Finlandiya'nın yeni başbakanı Petteri Orpo, daha önce Tarım ve Orman Bakanı, İçişleri Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yapmıştı (AFP)

Finlandiya'da yeni kurulan sağ hükümet, herhangi bir ulusal yetkinin Avrupa Birliği'ne devredilmesine karşı çıkacaklarını söyledi.

Koalisyon hükümetini oluşturan sağ partiler ayrıca, Finlandiya'nın AB bütçesi için yaptığı ödemelerin artırılmasını da kabul etmeyeceklerini belirtti.

4 partinin dahil olduğu koalisyon anlaşmasında konuyla ilgili, "Finlandiya, AB'nin büyük meselelerde büyük, küçük meselelerdeyse küçük oynamasını istiyor. Finlandiya üye ülkeler ve birliğin yapması gerekenler arasında net bir ayrım bulunması gerektiğini savunuyor. Bu ayrım anlaşmaların yeniden yorumlanmasıyla yok edilmemeli" dendi.

Koalisyon anlaşmasında ayrıca Helsinki yönetiminin Avrupa çapındaki kurtarma ve yardım fonlarına da karşı çıkacağı belirtilirken, 750 milyar euroluk Kovid fonu buna örnek olarak gösterildi.

Koalisyon anlaşmasında her hükümetin kendi ulusal borcundan sorumlu olması gerektiği ifade edildi.

Nisanda yapılan seçimlerde merkez sağ Ulusal Koalisyon Partisi birinci parti olmuş ve meclisteki sandalyelerin 48'ini kazanmayı başarmıştı. Göç ve AB karşıtı Gerçek Finler Partisi ise seçimlerden 46 sandalyeyle çıkmıştı.

İki parti yanlarına İsveç Halk Partisi ve Hristiyan Demokratlar Partisi'ni de alarak 4 partili bir koalisyon oluşturdu. 

Birleşik Krallık'la daha yakın bağlar vaat edilen koalisyon anlaşmasında, "Hükümet Finlandiya'nın Birleşik Krallık'la birçok sektörde var olan bağını sürdürecek ve derinleştirecek. Ayrıca AB ile Birleşik Krallık arasında güçlü bir ortaklığı teşvik edeceğiz" dendi.

Göç karşıtı yeni koalisyon anlaşmasında ayrıca, mülteci statüsünün geçici olarak verileceği ve Finlandiya'da yasadışı olarak kişilere hapis cezası getirileceği belirtildi.

4 partili koalisyon anlaşmasının hazırlanması tam 11 hafta sürdü. 

Petteri Orpo başbakan seçildi

Finlandiya Parlamentosu, genel seçimleri birinci sırada tamamlayarak koalisyon görüşmelerini yürüten Ulusal Koalisyon Partisinin lideri Petteri Orpo'yu başbakan olarak seçti.

Finlandiya Parlamentosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Orpo'nun 81 oya karşı 107 oyla başbakan seçildiği kaydedildi.

Prosedür gereği, oylamanın sonucu Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö'nün dikkatine sunulacak.

Orpo'nun, 2007'den bu yana parlamento üyesi olarak görev yaptığı belirtilen açıklamada, "Orpo, 2016'dan bu yana Ulusal Koalisyon Partisinin Genel Başkanlığını yürütmektedir. Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö bugün ilerleyen saatlerde yeni başbakan ve hükümeti atayacak" ifadesi kullanıldı.

Finlandiya'da yeni hükümetin, Ulusal Koalisyon Partisinden 8, Gerçek Finler Partisinden 7, İsveç Halk Partisi ve Hıristiyan Demokratlar Partisinden 4 olmak üzere, toplam 19 bakanı olacak.

Independent Türkçe, Telegraph, AA



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.