Putin, Wagner’in eylemini 'silahlı isyan' olarak nitelendirdi: Halkımızı koruyacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner isyanına tepki olarak Moskova'da yaptığı televizyon konuşmasında (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner isyanına tepki olarak Moskova'da yaptığı televizyon konuşmasında (AFP)
TT

Putin, Wagner’in eylemini 'silahlı isyan' olarak nitelendirdi: Halkımızı koruyacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner isyanına tepki olarak Moskova'da yaptığı televizyon konuşmasında (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner isyanına tepki olarak Moskova'da yaptığı televizyon konuşmasında (AFP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner’in eylemini 'silahlı isyan' olarak nitelendirirken, Wagner krizini toplumu bölme girişimi ve halkın sırtından vurulması olarak değerlendirdi.

Putin bu sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, özel askeri grup Wagner'in silahlı isyanını ihanet olarak nitelendirdi ve 'Rus ordusuna karşı silaha sarılan herkesin cezalandırılacağını' vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Putin bu sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, "Rusya'yı tekrar bölmeye izin vermeyeceğiz. Halkımızı koruyacağız. Silahlı isyan girişiminde bulunan bütün suçlular kaçınılmaz olarak cezalandırılacaktır. Karşılaştığımız ihanettir. Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı" ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı, Rostov'daki durumun 'hala zor' olduğunu açıkça belirtti ve "Rusya'nın başkanı ve bir Rus vatandaşı olarak, Rusya'yı savunmak ve bu silahlı isyanı durdurmak için elimden gelen her şeyi yapacağım" dedi.

Rus lider, 'bu suça sürüklenenleri makul olmaya ve bu eylemlere son vermeye' davet ederken, 'isyanı örgütleyenlerin ülkeyi teslim olmaya ve iç savaş çıkarmaya zorlamaya çalıştıkları' uyarısında bulundu.

Yevgeniy Prigojin bu sabah Rostov'daki karargahında olduğunu açıklayarak askeri bölgeleri kontrol ettiklerini belirtmişti.

Prigojin, Rus ordusunu Wagner'e saldırı düzenlemekle suçlamış ve karşılık vermekle tehdit etmişti.

Rus yetkililer, Prigojin'i, orduyu liderlerine karşı ayaklanmaya çağırması nedeniyle ülkede bir ‘iç savaş’ başlatmaya çalıştığını bildirerek, Wagner savaşçılarına Prigojin'i yakalama çağrısında bulundu.

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Prigojin’in açıklama ve eylemlerinin Rusya topraklarında bir iç çatışmanın başlatılması ve Rus birliklerinin sırtından bıçaklanması olarak nitelendirerek, Wagner savaşçılarına Prigojin'i yakalama çağrısı yaptı.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.