Prigojin, Putin’in desteğini mi bekliyordu?

‘Putin’in Şefi’ lakaplı Prigojin hırslarının kurbanı mı oldu?

Prigojin, Putin’in desteğini mi bekliyordu?
TT

Prigojin, Putin’in desteğini mi bekliyordu?

Prigojin, Putin’in desteğini mi bekliyordu?

Rus paramiliter Wagner grubunun lideri Yevgeny Prigojin, Cuma günü başlattığı ‘isyanla’, yalnızca Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile değil, başta Kremlin olmak üzere Rusya’daki tüm iktidar kurumlarıyla yüzleşme yolunu seçti.

‘Putin’in şefi’ lakaplı Prigojin, belki de son ana kadar, Rusya Başkanı Vladimir Putin’in bu mücadelede yakın bakanı Şoygu’nun yanında yer almayacağını ve geçmişte olduğu gibi, yaşanan krize uzlaşmacı bir çözüm önereceğini umuyordu.

Ancak etrafı hem içeriden hem de dışarıdan artan baskılarla çevrili olan Putin, şu anda silahlı bir ayaklanmanın gerçekleşmesine izin vermedi.

Putin halka sesleniş konuşmasında, “Karşımızda olan hainliktir. İç ayaklanma halkımıza hainliktir” ifadelerini kullanarak, hainlerin en sert biçimde cezalandırılacağını söyledi.

Bunun ardından Prigojin, Putin’in ‘yanlış seçimini’ eleştirerek, yakında Rusya’nın yeni bir başkanı olacağına dair söz verdi.

Putin’in Afrika, Suriye ve Ukrayna’daki politikaları için gizli bir çıkış kapısı olan Prigojin, askeri düzeni sert bir şekilde eleştiren, Savunma Bakanlığı’nın otoritesini baltalayan ve kendi bakış açısına göre Rusya’daki ‘durumu düzeltmeye’ çalışan bir isyancıya dönüştü.

Prigojin, 1961’de Putin’in doğum yeri olan Leningrad’da (şimdi St. Petersburg) doğdu.

Küçük yaşlardan itibaren saldırgan eğilimler gösteren Prigojin, ilk kez bir hırsızlık olayından dolayı hapse girdiğinde 18 yaşını doldurmamıştı. İki yıl sonra hapisten çıkan Prigojin, 1981'de hırsızlık, dolandırıcılık ve gençleri suça bulaştırma suçlarından hüküm giyerek 9 yıl hapis yattı.

Prigojin ile Savunma Bakanlığı arasındaki çatışma doruk noktasına ulaşırken, Prigojin’in askeri isyan başlatma kararı, Rusya’da bir iç depreme neden oldu. Dünya da iki gün boyunca Rusya’ya odaklandı.

Prigojin, Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’nun ‘Rusya topraklarında ilerlemeyi durdurma’ yönündeki teklifini dün kabul edip çekilmeye başladı.



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP