Putin Ukrayna’daki savaşın kritik anında kimleri dinliyor?

Putin’in yakın çevresinde savaşı kimler yönetiyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
TT

Putin Ukrayna’daki savaşın kritik anında kimleri dinliyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali devam ederken her zaman yalnız biri gibi göründü, ancak Putin yıllardır pek değişmeyen ‘çok sadık bir çevre’ tarafından destekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığı analize göre, Başkomutan olarak, işgalin nihai sorumluluğu Putin’e ait. Ancak o, kariyerlerine Rusya’nın güvenlik servislerinde başlayan yakın çevresine güveniyor.

Rus ordusunun liderliğine isyan eden Wagner lideri Yevgeny Prigojin, Putin’in yakın ve güçlü bir müttefikiydi, ancak asla bu çevrenin bir parçası olmadı.

Peki Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna’daki savaşın bu kritik anında kimleri dinliyor?

Savunma Bakanı Sergey Şoygu

Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov aylardır Prigojin’in hedefindeydi.

Prigojin, her ikisini de Ukrayna’daki savaşta on binlerce Rus’un ölümünden sorumlu olmakla suçladı.

Böylece bu uzun ve çetin bir çatışma, ulusal bir krize dönüştü.

Putin’in kulak verdiği biri varsa, o da geçmişte birlikte Sibirya’ya avlanma ve balık tutma gezilerine gittiği ve bir zamanlar potansiyel halefi olarak görülen, uzun süredir sırdaşı olan Savunma Bakanı Şoygu’dur.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (EPA)
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (EPA)

Şoygu, savaşta hayati bir rol oynamaya devam ediyor, ancak Prigojin onu Ukrayna’daki gerçekler hakkında başkana yalan söylemekle suçluyor.

Bakan Şoygu, 2014 yılında Kırım’ın askeri olarak ele geçirilmesinden sorumluydu.

Ayrıca, İngiltere’de Salisbury’de 2018’de meydana gelen iki sinir gazı zehirlenmesi ve 2020’de Sibirya’da Rus muhalefet lideri Aleksey Navalni’ye neredeyse ölümcül saldırıda bulunmakla suçlanan Rus Askeri İstihbarat Teşkilatı’ndan da sorumluydu.

Güvenlik uzmanı ve Rus yazar Andrei Soldatov, Şoygu’nun Putin’in dinlediği en etkili ses olduğunu söyleyerek şunları ekledi;

“Şoygu sadece ordudan sorumlu değil, aynı zamanda kısmen ideolojiden de sorumlu. Rusya’da ideoloji çoğunlukla tarihle ilgili ve anlatıyı kontrol ediyor.”

Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov

Genelkurmay Başkanı olarak Gerasimov’un görevi, Ukrayna’yı işgal etmek ve görevi hızlı bir şekilde tamamlamaktı ve standarda göre işi bitiremedi.

Ancak Sovyet döneminden bu yana en uzun süre görev yapan Genelkurmay Başkanı olmasının bir nedeni var. Putin açıkça ona güveniyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov (AP)

Gerasimov, 1999’da Çeçen savaşında orduyu komuta ettiğinden beri Rusya’nın askeri operasyonlarında önemli bir rol oynadı ve Belarus’taki savaş öncesi askeri tatbikatları denetleyerek, Ukrayna için askeri planlamanın ön saflarında yer aldı.

Kırım’ın ilhakı için yürütülen askeri harekatta da önemli bir rolü vardı.

Gerasimov, Mayıs 2022’de Moskova’da düzenlenen yıllık askeri geçit törenine katılmadı. Yine de bu yıl Ocak ayında, şu anda yardımcısı olan General Sergey Surovikin’in yerine Ukrayna’daki kuvvetlerin komutanlığına atandı.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev

University College London’da Rus siyaseti doçenti olan Ben Noble’ya göre Patruşev, Batı’nın yıllardır Rusya’yı alt etmeye çalıştığına inanan ‘en şahin’ isimlerden biri.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev (Reuters)
Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev (Reuters)

Patruşev, Sovyetler Birliği döneminde Leningrad olarak bilinen St. Petersburg’da 1970’lerden beri onunla birlikte hizmet veren Putin’e sadık üç isimden biri.

Diğer iki sadık kişi ise, Rus Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Alexander Bortnikov ve Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin.

Çok az kişinin Putin üzerinde Patruşev kadar etkisi var.

Putin, Komünist dönemde onunla sadece eski KGB’de çalışmakla kalmadı, 1999’dan 2008’e kadar Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin Başkanı olarak onun yerini aldı.

Ben Noble, Patruşev hakkında, “Başlıca savaş naraları atan o ve Putin’i daha aşırı bir pozisyona doğru ilerlettiği hissi var” dedi.

Rusya Federal Güvenlik Servisi Direktörü Aleksandr Bortnikov

Kremlin gözlemcileri, Putin’in güvenlik servislerinden aldığı bilgilere diğer tüm kaynaklardan daha fazla güvendiğini ve Bortnikov’un Putin’in ‘gizli sığınağının’ bir parçası olarak görüldüğünü söylüyor.

Rusya Federal Güvenlik Servisi Direktörü Aleksandr Bortnikov (Reuters)
Rusya Federal Güvenlik Servisi Direktörü Aleksandr Bortnikov (Reuters)

Bortnikov, Nikolay Patruşev görevden ayrıldığında onun yerine geçerek, Rusya Federal Güvenlik Servisi liderliğini devraldı.

Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin diğer kolluk kuvvetleri üzerinde önemli bir etkisi var ve hatta kendi özel kuvvetleri bulunuyor.

Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin

‘Leningrad üçlüsü’ içinde yer alan Narışkin, kariyerinin büyük bir bölümünde Putin’in yanında yer aldı.

Ancak bu, savaştan önceki durumla ilgili değerlendirmesi sorulduğunda ne söyleyeceğini unutması nedeniyle, Putin tarafından kameralar önünde azarlanmasını engellemedi.

Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin (AFP)
Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin (AFP)

Narışkin, 1990’larda St. Petersburg’da gölge başkan olarak çalıştı. Ardından 2004’te Putin’in ofisinde görev aldı ve sonunda parlamento sözcüsü oldu.

Ancak aynı zamanda Rus Tarih Derneğinin de başında bulunuyor ve derneğin başkana eylemleri için ideolojik gerekçeler sağlamada önemli olduğunu kanıtladı.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov

Lavrov, 19 yıl boyunca Rusya’nın en kıdemli diplomatı oldu ve karar alma süreçlerinde büyük bir rolü olduğu düşünülmese de, Rusya’nın durumunu dünyaya sundu.

73 yaşındaki Lavrov, Putin’in geçmişinden gelen kişilere büyük ölçüde güvendiğinin bir başka kanıtı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AP)

Başından beri Putin’e sadık olmasına rağmen, Ukrayna konusunda karar alma süreçlerinde herhangi bir rolü olduğu düşünülmüyor.

Görevi, Afrika, Latin Amerika ve başka yerlerde Rusya’ya destek toplamak ve ülkesini emperyalizme karşı bir savaşçı olarak tanıtmak.

Lavrov, Ukrayna’yı bir ‘Nazi rejimi’ olarak resmetmek için Rusya’nın savaş söylemini uç noktalara taşıdı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Yahudi olmasının hiçbir anlamı olmadığını savunan Lavrov, “Yanılıyor olabilirim ama Hitler’de de Yahudi kanı vardı” dedi.

Rusya Parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko

Matviyenko, Putin’in çevresinde ender görülen bir kadın figürü olarak, Rus güçlerinin yurtdışında konuşlandırılmasını onaylayan Senato oylamasına nezaret ederek, Ukrayna’nın işgalinin önünü açtı.

Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko (Getty Images)
Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko (Getty Images)

St. Petersburg kökenli Matviyenko, 2014’te Kırım’ın ilhak sürecinde de önemli rol oynamıştı. Ancak, önemli ölçüde karar verici olarak görülmüyor.

Rusya Ulusal Muhafızları (Rosgvardia) Direktörü Viktor Zolotov

Putin’in eski koruması olan Zolotov, Putin tarafından Romanya İmparatorluk Muhafızları örnek alınarak 2016’da kurulan kişisel muhafız ordusu olan Rosgvardia’yı yönetiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ulusal Muhafızlar Direktörü Viktor Zolotov (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ulusal Muhafızlar Direktörü Viktor Zolotov (AFP)

Putin, sadakatinden emin olmak için kendi korumasını seçti. Zolotov muhafızların sayısını 400 bine çıkardı.

Sorun şu ki, Zolotov’un askeri eğitimi yok. Ulusal Muhafızlara, Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerini cephe hattının gerisinde kontrol etmek için geniş bir görev yelpazesi verildi.

Ancak ekibinde tank olmadığı için de saldırılara da açık. Ulusal Muhafızlar saflarında ağır kayıplar verdiği söyleniyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24