Wagner’in kurucusu Prigojin: Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemekti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Wagner’in kurucusu Prigojin: Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemekti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Rus güvenlik şirketi Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin, Rusya yönetimine isyanı hakkında, "yürüyüşün" Wagner’in yok edilmesinin önlenmesi amacıyla yapıldığını belirterek, "Dönmemizin iki nedeni var. Birincisi Rus kanını dökmek istemedik, ikinci ise iktidarı devirmek için değil protesto amaçlı yürüdük." dedi.

Prigojin, geçen hafta Rus yönetimine karşı düzenlediği isyan girişiminin ardından sosyal medya hesabından ilk kez açıklama yaptı.

Wagner’in tecrübeli bir grup olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde Rusya Federasyonu'nun çıkarları doğrultusunda çeşitli görevleri yerine getirdiğini belirten Prigojin, "Wagner, son zamanlarda Ukrayna'da ciddi görevler yerine getirerek iyi sonuçlar elde etti. Entrika ve yanlış kararlar sonucunda bu birlik 1 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla tasfiye edilecekti." dedi.

Wagner komutanlarının savaşçılara durumu anlattığını ifade eden Prigojin, "Savaşçılardan kimse (Rus) Savunma Bakanlığı ile sözleşme imzalamayı kabul etmedi çünkü herkes, (Ukrayna'da) özel askeri operasyondaki tecrübelerine dayanarak bunun savaşma kabiliyetinin düşmesine yol açacağını biliyor. Bakanlığa geçmek isteyen geçti ancak bunların sayısı çok az, yüzde 1-2'dir." şeklinde konuştu.

Prigojin, "Wagner'in korunması için mevcut tüm argümanlar kullanıldı ancak bunların hiçbiri uygulanmadı. Yararlı olabileceğimiz herhangi bir kuruma dahil olma girişimleri oldu. (Wagner'in kapatılması) buna karşı çıktık. Savunma Bakanlığına Wagnercilerin bağlanması yönündeki karar ise beklenmeyen zamanda alındı. Buna rağmen hazırlıklarımızı yaptık. Envanteri çıkardık ve 30 Haziran’da konvoy halinde Rostov’a giderek özel askeri operasyonun karargahının önünde teçhizatı halkın önünde teslim etmeyi planlıyorduk. Herhangi bir saldırganlık göstermedik." ifadelerini kullandı.

Wagner'in kamplarına füze ve helikopterlerle saldırı düzenlendiğini ve bu saldırıda yaklaşık 30 Wagner savaşçısının hayatını kaybettiğini, bazılarının da yaralandığını ileri süren Prigojin, bunun Rostov'a doğru acilen yola çıkmalarına neden olduğunu savundu.

- "Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemek idi"

Prigojin, yürüyüş öncesi kimseye saldırmayacakları ancak kendilerine ateş açılması durumunda karşılık verecekleri yönünde açıklama yaptığını anımsatarak, şöyle devam etti:

"24 saat süren yürüyüş sırasında konvoylardan biri Rostov’a, diğeri Moskova’ya doğru yola çıktı. Son 24 saatte 780 kilometre katettik. Karada hiçbir asker öldürülmedi. Hava araçlarına ateş açmak zorunda kaldığımıza üzülüyoruz ancak bu araçlar bizi bombaladı, füzeyle saldırı düzenledi. Moskova’ya yaklaşık 200 kilometre kalmıştı. Bu süre zarfında yol üzerinde yer alan tüm askeri tesisler zararsız hale getirildi. Kimse ölmedi ve bu bizim amacımızdı. Wagner savaşçıları arasında birkaç kişi yaralandı, Savunma Bakanlığından aramıza kendi isteğiyle katılan 2 asker öldü. Yürüyüşümüzü adaletsizlik nedeniyle başlattık. Yolda giderken karada hiçbir Rus askerini öldürmedik."

Hiçbir Wagner savaşçının söz konusu yürüyüşe katılmaya zorlanmadığını ve bu yürüyüşün nihai hedefini bildiğini savunan Prigojin, "Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemek ve profesyonel olmayan eylemleriyle özel operasyon sırasında çok sayıda hata yapan şahısları sorumlu tutmaktı. Bunu toplum ve yürüyüş sırasında bizi destekleyen tüm askerler istiyordu." şeklinde konuştu.

Prigojin, Moskova’ya 200 kilometre kala keşif yaptıklarını ve kanın döküleceğini anladıklarını, bu nedenle düzenledikleri gösterinin yeterli olduğu kanaatine vardıklarını belirterek, "Dönmemizin iki nedeni var. Birincisi, Rus kanını dökmek istemedik, ikinci ise iktidarı devirmek için değil protesto amaçlı yürüdük." ifadesini kullandı.

Prigojin, 24 Haziran’da Rus şehirlerinden geçerken savaşçılarının halk tarafından Rus ve Wagner bayraklarıyla karşıladığını belirtti.

- "Lukaşenko, Wagner’in yasal şekilde çalışması için çözüm yollarını bulmayı teklif etti"

Yevgeniy Prigojin, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun bu esnada devreye girdiğini ifade ederek, "Lukaşenko, el uzattı ve Wagner’in ileride yasal şekilde çalışması için çözüm yollarını bulmayı teklif etti." dedi.

Bu şekilde konvoyların dönüp kamplarına gittiğini söyleyen Prigojin, "Adalet yürüyüşümüz birçok şeyi açıklığa kavuşturdu. Ülke genelinde ciddi güvenlik sorunu var. Yolumuz üzerindeki tüm askeri birlikleri, havalimanlarını bloke ettik." diye konuştu.

Prigojin, 24 Şubat 2022’de Rus birliklerinin başlangıç noktasından Kiev'e kadar olan mesafeyi 24 Haziran’da 24 saat içinde katettiklerini belirterek, "24 Şubat'ta Wagner gibi hazırlıklı grup görevi yerine getirmiş olsaydı, özel askeri operasyon büyük ihtimal bir gün, bir gece sürebilirdi. Orada başka sorunlar da vardı. Ancak biz Rus ordusuna uygun organizasyon seviyesini gösterdik." değerlendirmesini yaptı.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP