Wagner’in kurucusu Prigojin: Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemekti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT
20

Wagner’in kurucusu Prigojin: Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemekti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Rus güvenlik şirketi Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin, Rusya yönetimine isyanı hakkında, "yürüyüşün" Wagner’in yok edilmesinin önlenmesi amacıyla yapıldığını belirterek, "Dönmemizin iki nedeni var. Birincisi Rus kanını dökmek istemedik, ikinci ise iktidarı devirmek için değil protesto amaçlı yürüdük." dedi.

Prigojin, geçen hafta Rus yönetimine karşı düzenlediği isyan girişiminin ardından sosyal medya hesabından ilk kez açıklama yaptı.

Wagner’in tecrübeli bir grup olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde Rusya Federasyonu'nun çıkarları doğrultusunda çeşitli görevleri yerine getirdiğini belirten Prigojin, "Wagner, son zamanlarda Ukrayna'da ciddi görevler yerine getirerek iyi sonuçlar elde etti. Entrika ve yanlış kararlar sonucunda bu birlik 1 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla tasfiye edilecekti." dedi.

Wagner komutanlarının savaşçılara durumu anlattığını ifade eden Prigojin, "Savaşçılardan kimse (Rus) Savunma Bakanlığı ile sözleşme imzalamayı kabul etmedi çünkü herkes, (Ukrayna'da) özel askeri operasyondaki tecrübelerine dayanarak bunun savaşma kabiliyetinin düşmesine yol açacağını biliyor. Bakanlığa geçmek isteyen geçti ancak bunların sayısı çok az, yüzde 1-2'dir." şeklinde konuştu.

Prigojin, "Wagner'in korunması için mevcut tüm argümanlar kullanıldı ancak bunların hiçbiri uygulanmadı. Yararlı olabileceğimiz herhangi bir kuruma dahil olma girişimleri oldu. (Wagner'in kapatılması) buna karşı çıktık. Savunma Bakanlığına Wagnercilerin bağlanması yönündeki karar ise beklenmeyen zamanda alındı. Buna rağmen hazırlıklarımızı yaptık. Envanteri çıkardık ve 30 Haziran’da konvoy halinde Rostov’a giderek özel askeri operasyonun karargahının önünde teçhizatı halkın önünde teslim etmeyi planlıyorduk. Herhangi bir saldırganlık göstermedik." ifadelerini kullandı.

Wagner'in kamplarına füze ve helikopterlerle saldırı düzenlendiğini ve bu saldırıda yaklaşık 30 Wagner savaşçısının hayatını kaybettiğini, bazılarının da yaralandığını ileri süren Prigojin, bunun Rostov'a doğru acilen yola çıkmalarına neden olduğunu savundu.

- "Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemek idi"

Prigojin, yürüyüş öncesi kimseye saldırmayacakları ancak kendilerine ateş açılması durumunda karşılık verecekleri yönünde açıklama yaptığını anımsatarak, şöyle devam etti:

"24 saat süren yürüyüş sırasında konvoylardan biri Rostov’a, diğeri Moskova’ya doğru yola çıktı. Son 24 saatte 780 kilometre katettik. Karada hiçbir asker öldürülmedi. Hava araçlarına ateş açmak zorunda kaldığımıza üzülüyoruz ancak bu araçlar bizi bombaladı, füzeyle saldırı düzenledi. Moskova’ya yaklaşık 200 kilometre kalmıştı. Bu süre zarfında yol üzerinde yer alan tüm askeri tesisler zararsız hale getirildi. Kimse ölmedi ve bu bizim amacımızdı. Wagner savaşçıları arasında birkaç kişi yaralandı, Savunma Bakanlığından aramıza kendi isteğiyle katılan 2 asker öldü. Yürüyüşümüzü adaletsizlik nedeniyle başlattık. Yolda giderken karada hiçbir Rus askerini öldürmedik."

Hiçbir Wagner savaşçının söz konusu yürüyüşe katılmaya zorlanmadığını ve bu yürüyüşün nihai hedefini bildiğini savunan Prigojin, "Yürüyüşün amacı, Wagner’in yok edilmesini önlemek ve profesyonel olmayan eylemleriyle özel operasyon sırasında çok sayıda hata yapan şahısları sorumlu tutmaktı. Bunu toplum ve yürüyüş sırasında bizi destekleyen tüm askerler istiyordu." şeklinde konuştu.

Prigojin, Moskova’ya 200 kilometre kala keşif yaptıklarını ve kanın döküleceğini anladıklarını, bu nedenle düzenledikleri gösterinin yeterli olduğu kanaatine vardıklarını belirterek, "Dönmemizin iki nedeni var. Birincisi, Rus kanını dökmek istemedik, ikinci ise iktidarı devirmek için değil protesto amaçlı yürüdük." ifadesini kullandı.

Prigojin, 24 Haziran’da Rus şehirlerinden geçerken savaşçılarının halk tarafından Rus ve Wagner bayraklarıyla karşıladığını belirtti.

- "Lukaşenko, Wagner’in yasal şekilde çalışması için çözüm yollarını bulmayı teklif etti"

Yevgeniy Prigojin, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun bu esnada devreye girdiğini ifade ederek, "Lukaşenko, el uzattı ve Wagner’in ileride yasal şekilde çalışması için çözüm yollarını bulmayı teklif etti." dedi.

Bu şekilde konvoyların dönüp kamplarına gittiğini söyleyen Prigojin, "Adalet yürüyüşümüz birçok şeyi açıklığa kavuşturdu. Ülke genelinde ciddi güvenlik sorunu var. Yolumuz üzerindeki tüm askeri birlikleri, havalimanlarını bloke ettik." diye konuştu.

Prigojin, 24 Şubat 2022’de Rus birliklerinin başlangıç noktasından Kiev'e kadar olan mesafeyi 24 Haziran’da 24 saat içinde katettiklerini belirterek, "24 Şubat'ta Wagner gibi hazırlıklı grup görevi yerine getirmiş olsaydı, özel askeri operasyon büyük ihtimal bir gün, bir gece sürebilirdi. Orada başka sorunlar da vardı. Ancak biz Rus ordusuna uygun organizasyon seviyesini gösterdik." değerlendirmesini yaptı.



Washington ile Tahran arasındaki dolaylı görüşmeler Muscat'ta başladı

Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT
20

Washington ile Tahran arasındaki dolaylı görüşmeler Muscat'ta başladı

Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran ve ABD, İran'ın hızla ilerleyen nükleer programı konusunda yeni müzakereler başlatmak amacıyla bugün Umman'da üst düzey görüşmelere başlarken, ABD Başkanı Donald Trump bir anlaşmaya varılmaması halinde askeri harekât tehdidinde bulundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi  ve ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Washington'un Tahran'a bir anlaşmaya varması için iki ay süre vermesinin ardından İran'ın nükleer programına ilişkin “kader” niteliğindeki görüşmeler öncesinde bu sabah Maskat'a geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Ummanlı bir kaynak, görüşmelerin odağında bölgesel gerilimin azaltılması, tutukluların takası ve İran'ın nükleer programının engellenmesi karşılığında yaptırımların hafifletilmesine yönelik sınırlı anlaşmalara varılması yer aldığını belirtti.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bakayi X-platformunda yaptığı açıklamada, “İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmeler Umman dışişleri bakanının arabuluculuğuyla başladı” dedi. Sözcü, her heyetin ayrı bir odası olduğunu ve Ummanlı bakan aracılığıyla mesaj alışverişinde bulunacaklarını belirtti.

Arakçi Umman'a gelişinin ardından Ummanlı mevkidaşı Bedr el-Busaidi ile görüşmelere ilişkin düzenlemeleri ele aldı ve “dolaylı” görüşmelerde ve bir arabulucunun varlığında ısrar eden Tahran'ın pozisyonu hakkında bilgi verdi. Washington ise müzakereleri doğrudan olarak tanımlıyor.

Arakçi devlet televizyonuna verdiği demeçte “Niyetimiz eşit bir pozisyondan başlayarak adil ve onurlu bir anlaşmaya varmaktır” dedi. “Eğer karşı taraf da görüşmelere aynı noktadan başlarsa, yapıcı bir müzakere yolunun önünü açabilecek ön anlayışa ulaşma şansı doğar” ifadelerini kullandı.

“İran devlet medyasında yer alan habere göre Arakçi, İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin bir parçası olarak Ummanlı mevkidaşına Tahran'ın ana noktalarını ve pozisyonlarını ABD tarafına iletmek üzere sundu.

Daha sonra devlet televizyonu “temel pozisyonların, ilkelerin ve kırmızı çizgilerin İran tarafından Umman'a iletildiğini” bildirdi.

İran televizyonuna göre iki heyet arasındaki görüşmeler “iki ayrı salonda gerçekleştirilecek”.

Wall Street Journal'ın aktardığına göre Witkoff, ABD yönetiminin “kırmızı çizgisinin” İran'ın nükleer silah üretmesini engellemek olduğunu ve bunun ilk şartının da nükleer programını sonlandırmak olduğunu söyledi.

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ABD'nin Orta Doğu elçisi Steve Witkoff (AFP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ABD'nin Orta Doğu elçisi Steve Witkoff (AFP)

Witkoff, İranlılara vermeyi planladığı mesaja atıfta bulunarak şunları söyledi: “Bence bizim pozisyonumuz programınızı tasfiye etmekle başlıyor. “Bugünkü pozisyonumuz budur. “Bu, iki ülke arasında bir uzlaşmaya varmak için başka yollar bulmayacağımız anlamına gelmiyor.”

ABD Başkanı Donald Trump, bugünkü görüşmeler öncesinde dün yaptığı açıklamada, İran'ın “nükleer silaha sahip olamayacağını” söyledi.