Dünya basını Wagner'in ayaklanmasını nasıl yorumladı?

Wagner birliklerinin kısa süren ayaklanması, Rusya'da kaos yarattı (Reuters)
Wagner birliklerinin kısa süren ayaklanması, Rusya'da kaos yarattı (Reuters)
TT

Dünya basını Wagner'in ayaklanmasını nasıl yorumladı?

Wagner birliklerinin kısa süren ayaklanması, Rusya'da kaos yarattı (Reuters)
Wagner birliklerinin kısa süren ayaklanması, Rusya'da kaos yarattı (Reuters)

Rus paralı asker şirketi Wagner Grubu'nun kurucusu Yevgeni Prigojin'in Kremlin yönetimine karşı başlattığı silahlı ayaklanma, dünya basınında da yakından takip edildi.

"Putin'in şefi" lakaplı Prigojin'in birliklerinin cuma gece yarısı başlayan ve cumartesi gecesi sonlanan isyanı, Rusya'da şok etkisi yarattı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olaya ilişkin açıklamasında doğrudan Prigojin'in adını kullanmadan, "İhanetle karşı karşıyayız. Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülkeye ve halka yönelik bir ihanete yol açtı" diye konuştu. 

Prigojin, askerleriyle başkent Moskova'ya kadar gideceğini açıklasa da daha sonra Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'nun devreye girerek sunduğu gerilimi azaltma planını kabul etti. 

Kremlin de Wagner liderinin Belarus'a gideceğini açıklayarak, durumun kontrol altına alındığını bildirdi. 

Dünya basını, Ukrayna savaşında özellikle mühimmat tedariki sorunu nedeniyle Wagner ve Kremlin arasında tırmanan gerginliğin isyana dönüşmesini farklı biçimlerde yorumladı. 

AFP: Putin'in imajı zedelendi 

Fransız haber ajansı AFP, Wagner'in isyanının "Putin'in imajını zedelediğini, Ukraynalı birliklerin moralini artırdığını ve genel anlamda kafa karışıklığı yarattığını" yazdı.

Fransa merkezli Akdeniz Stratejik Araştırmalar Vakfı'ndan Pierre Razoux, isyanın Ukrayna cephesinde savaşan Rus askerleri olumsuz etkileyeceğini savunarak, "Bu durum Rus birliklerinin moralini bozacak. Ukrayna ise cephede ilerleyerek farklı noktaları ele geçirmek için bunu bir momentum olarak kullanabilir" yorumunu yaptı.

Guardian: Ayaklanma, Ukraynalılara yeni bir umut getirdi

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gele gazetelerinden Guardian ise ayaklanmayı "Wagner isyanı Ukraynalılara yeni bir umut getirdi" başlığıyla haberleştirdi.

Analizde, Prigojin'in durdurulmasının Ukraynalılarda "hayal kırıklığı yarattığına" işaret edilirken, birçok kişinin kalkışma sırasında artık savaşın sonuna gelindiğini düşündüğü ifade edildi. 

27 yaşındaki Ukraynalı yurttaş Serhiy, gazeteye şunları söyledi: 

İlk başta bir umut vardı, bir darbe umudu; her şeyin biteceğine dair bir umut. Rusya'da bir iktidar değişikliği olacağına ve Ukrayna'dan askerlerin çekileceğine dair bir umut. Sonra birdenbire her şey bitti! Filmin sonu. Hiçbir şey olmadı... Hayal kırıklığına uğradım.

BBC: İstikrarsızlık Putin üzerindeki baskıyı artırıyor

BK'nin kamu yayımcısı BBC'nin analizinde, Prigojin'in ayaklanmasının "ülkenin lideri ve başkomutanı Putin için bir utanç kaynağı olduğu" belirtildi.

Putin'in iktidar süresinin gelecek yıl dolduğuna işaret edilen analizde, liderin geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle savaşı başlatarak ülkesinde istikrarsızlık yarattığı savunuldu. 

Can kayıpları ve ekonomik krize Wagner ayaklanmasının da eklenmesiyle Putin üzerindeki baskının ciddi şekilde arttığı değerlendirmesi yapıldı. 

El Pais: Prigojin, Rubicon'u geçti

İspanya'nın tanınmış gazetelerinden El Pais, Wagner birliklerinin isyanının Putin yönetiminin zayıf yanlarını ortaya çıkardığını yazdı. 

"Prigojin kendi Rubicon'unu geçti" ifadelerine yer verilen analizde, Wagner liderinin ayaklanması başarısız olsa da özellikle Kremlin elitleri arasında ciddi rahatsızlık uyandırdığı belirtildi.

Antik Roma'da Jül Sezar'ın kendisine ve birliklerine yasaklanan Rubicon nehrini geçerek iç savaşı başlatmasına ithafen kullanılan "Rubicon'u geçmek" deyimi, geri dönüşü olmayan büyük hamleleri betimliyor.

WSJ: Putin kalıcı hasar aldı 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), isyanı bastıran Putin'in "kalıcı hasar" aldığını yazdı.

Yazıda, kalkışmanın ardından Putin'in "yanlış kararlarla silahlı isyana yol açan zayıf bir lider olarak göründüğü" savunuldu. Kremlin'in bu ayaklanmanın yaşanacağına yönelik net işaretleri görmesine rağmen hiçbir adım atmadığına da dikkat çekildi. 

Analizde Putin'in, Rus ordusunun sadakatinden de şüphe duyduğu ve bu nedenle Wagner'i silahlı kuvvetleri dengeleyecek bir unsur olarak kullanmak istediği değerlendirmesi yapıldı. Ancak isyanın, bunun Putin açısından yanlış bir karar olduğunu gösterdiği ifade edildi.

WP: Putin ektiğini biçti

Ülkenin önde gelen gazetelerinden Washington Post'taki (WP) analizdeyse Putin'in ülke içinde izlediği siyaset ve Wagner'le ordu arasındaki çatışmalara müdahale etmemesi nedeniyle "kendi ektiğini biçerek" bir isyanla karşı karşıya kaldığı yazıldı.

Foreign Affairs: "Putin farkında olmadan kendi rejimine stres testi başlattı"

ABD merkezli siyaset bilimi dergisi Foreign Affairs'a konuşan ünlü Rusya tarihçisi Stephen Kotkin, "Putin farkında olmadan kendi rejimine yönelik bir stres testi başlattı" dedi.

Ünlü Stalin biyografisi Türkçeye de kazandırılan tarihçi, Prigojin'in isyanının "Ukrayna'nın hak ettiği bir ödüle dönüşebileceğini" belirtti. 

Moscow Times: Putin ve Ukrayna savaşı için kalıcı etkileri olacak

Savaşın başlamasıyla Moskova'daki merkezi Amsterdam'a taşınan Moscow Times gazetesindeki analizde, Prigojin'in silahlı ayaklanmasının "Rusya, Putin ve Ukrayna savaşı için kalıcı etkileri olacağı" yazıldı.

Analizde, söz konusu isyanın Rusya liderinin iktidarında karşılaştığı en büyük ayaklanma olduğuna dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi:

Putin'in şahsi yarı totaliter devlet kontrol sistemi olan Putinizm de bundan etkilendi. Son günlerde yaşanan olayların yankıları, sonuçları ne olursa olsun, önümüzdeki aylar ve yıllar boyunca Rusya'da etkili olacak.

Xinhua: Putin, ulusal birliği korumayı başardı

Çin'in resmi haber ajansı Xinhua, ayaklanmanın son bulmasında Putin'in birlik ve beraberlik mesajının önemli rol oynadığını yazdı. Analizde şu ifadelere yer verildi: 

Rus kamuoyundaki hakim görüş, Putin'in olayı ‘isyan' diye niteleyerek ulusal birliği koruma yönündeki sarsılmaz kararlılığını ortaya koyduğu, isyancıları da şaşkına çevirip iradelerini kırdığı yönündedir.

Ayrıca halkın Putin'e güvendiği ve Wagner'in isyanına destek vermediği de öne sürüldü. 

Çin Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada "Rusya'nın ulusal istikrarını korumasını destekliyoruz" diyerek, Kremlin yönetiminin yanında yer aldığını gösterdi. 

Iran Wire: Kısa süren Wagner isyanı, İran için kalıcı sorunların habercisi 

Muhalif haber sitesi Iran Wire'ın analizinde, İran yönetiminde bazı kesimlerin Putin'in Ukrayna savaşı nedeniyle halihazırda zayıfladığını düşündüğüne dikkat çekilerek, Wagner ayaklanmasının bu kanıyı daha da güçlendirdiği belirtildi.

Analizde, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in, Kremlin'in Ukrayna'ya açtığı savaşa NATO'ya meydan okumak için destek verdiğine işaret edilirken, Rusya'nın savaşta hedeflerine ulaşamamasına ek olarak patlak veren Wagner ayaklanmasının, Tahran yönetimi için "kabus yaratabileceği" savunuldu.

Gazete, şu değerlendirmeleri paylaştı: 

Kısa sürmesine rağmen isyan, Putin'in ciddi zayıflıklarını ortaya çıkardı: Hamaney son yıllarda hem jeopolitik hem de bölgesel nedenlerle Putin'e bel bağlamış durumda. Rusya liderinin tehdit altında olduğunu görmek, Hamaney'i de tehdit ediyor olmalı.

Haaretz: Wagner Grubu'nun İsrail versiyonu bizi bekliyor 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'deki analizde, Wagner'le Kremlin yönetimi arasındaki çatışma, İsrail'deki radikal sağcı Tepe Gençliği (Hilltop Youth) adlı grupla Başbakan Binyamin Netanyahu arasındaki ilişkiye benzetildi.

Netanyahu yönetimi ve İsrail ordusu, özellikle işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilere düzenledikleri saldırılarla gündeme gelen fanatik gruba müdahale etmemeleriyle birçok kez eleştiri toplamıştı.

Analizde, İsrail yönetiminin ve ordusunun Tepe Gençliği'ne bilerek göz yumduğu öne sürülerek, ileride bunun Wagner'inkine benzer bir isyanla Netanyahu yönetimini sarsabileceği iddia edildi.

Yazıda, "Böyle bir durumda İsrail ordusu, onlara karşı koyabilecek mi? Yoksa tıpkı dev Rus ordusunun yaptığı gibi Moskova'nın eteklerinde boş boş duracaklar mı?" ifadelerine yer verildi. 

Independent Türkçe, AFP, Guardian, BBC, Wall Street Journal, Washington Post, Foreign Affairs, El Pais, Moscow Times, Xinhua, Iran Wire, Haaretz



Trump: Malezya'da Tayland ve Kamboçya arasında barış anlaşması imzalayacağız

ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
TT

Trump: Malezya'da Tayland ve Kamboçya arasında barış anlaşması imzalayacağız

ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social'da yaptığı paylaşımda, Malezya'da bugün Tayland ile Kamboçya arasında bir barış anlaşmasının imzalanacağını duyurdu.

Truth Social'da yaptığı paylaşımda Trump şu ifadeleri kullandı: “Kamboçya ve Tayland arasında gururla arabuluculuk yaptığım büyük Barış Anlaşmasını imzalamak üzere Malezya'ya gidiyorum. Ne yazık ki, Tayland Kraliçesi annesi vefat etti. Tayland'ın büyük halkına başsağlığı diliyorum. Uçağımız indiğinde, onların harika Başbakanını göreceğim. Bu önemli etkinliğe herkesin katılabilmesi için, varır varmaz Barış Anlaşmasını imzalayacağız. Yakında görüşürüz! Başkan DJT”

Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesine katılmak üzere Kuala Lumpur'a giden Trump, “Vardığımız anda barış anlaşmasını imzalayacağız” dedi.

Trump, Temmuz ayında 40'tan fazla kişinin hayatını kaybettiği sınır çatışmalarının ardından iki ülke arasında ateşkes sağlandı.


PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz
TT

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK, “Barış ve Demokratik Toplum” sürecini ikinci aşamaya taşımak için Türkiye’deki güçlerini geri çektiklerini duyurdu.

PKK, Türkiye’de devam eden “Barış ve Demokratik Toplum” adını verdikleri sürecin önünü açmak amacıyla attığı adımı Kandil’de bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.

Açıklamada, PKK 12’nci Kongre kararları kapsamında ve Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerini geri çekmeye başladıklarını duyurdu. Açıklamada, 12. Kongre kararlarına bağlıyız. Bunların pratikleşmesi için hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir vurgusu yapıldı.


Rusya’dan El Kaide kuşatması nedeniyle yakıt krizine sürüklenen Mali'ye yardım eli

Mali ordusu, komşu ülkelerdeki limanlardan gelen yakıt tankerlerini terör saldırılarından korumaya çalışıyor (AFP)
Mali ordusu, komşu ülkelerdeki limanlardan gelen yakıt tankerlerini terör saldırılarından korumaya çalışıyor (AFP)
TT

Rusya’dan El Kaide kuşatması nedeniyle yakıt krizine sürüklenen Mali'ye yardım eli

Mali ordusu, komşu ülkelerdeki limanlardan gelen yakıt tankerlerini terör saldırılarından korumaya çalışıyor (AFP)
Mali ordusu, komşu ülkelerdeki limanlardan gelen yakıt tankerlerini terör saldırılarından korumaya çalışıyor (AFP)

Rusya’dan gelen bir heyet, cuma günü Mali’nin başkenti Bamako'yu ziyaret ederek geçici Cumhurbaşkanı General Assimi Goïta ile görüştü.  Ülke, El Kaide'nin başkent Bamako başta olmak üzere büyük şehirlere uyguladığı kuşatma nedeniyle ciddi bir kriz yaşarken, yakıt ve tahıl sevkiyatlarının yakında şehirlere ulaşacağı bildirildi.

El Kaide ile bağlantılı Ensaruddin örgütü, eylül ayı başlarında Batı Afrika limanlarından Mali'ye mal taşımacılığını engelleyeceğini ve özellikle yakıt tankerlerini hedef alacağını duyurdu.

Başkent Bamako ve ülkenin diğer büyük şehirlerindeki benzin istasyonlarının önünde, sınırlı miktardaki yakıttan alabilmek için saatlerce bekleyen arabalardan ve motosikletlerden uzun kuyrukları oluşuyor. Mali ordusu, komşu ülkelerin limanlarından, özellikle Dakar ve Abidjan'dan gelen ve genellikle teröristler tarafından ateşe verilen yakıt tankerlerini korumak için mücadele ediyor.

Kriz devam ederken Rusya’dan Afrika Sermaye Otoritesi Koordinasyon ve Operasyon Direktörü Alexey Kulikov başkanlığındaki bir heyet Bamako'ya geldi. Rusya Afrika Sermaye Otoritesi, başta Mali, Nijer ve Burkina Faso (Sahel ülkeleri) olmak üzere Moskova ile stratejik ortaklıkları olan Afrika ülkelerine odaklanan bir Rus finansman kuruluşudur.

Heyet, Mali Sanayi ve Ticaret Bakanı Moussa Alassane Diallo'nun da katıldığı toplantıda, Mali'nin geçici Cumhurbaşkanı General Assimi Goïta ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüşmelerde bulundu. Görüşmelerin sonunda Rus yetkili Kulikov, ziyaretin, Sovyetler Birliği döneminden bu yana iki ülke arasındaki tarihi dostluğu yansıtan uzun soluklu iş birliği kapsamında, Malili yetkililere tahıl ve gübre sevkiyatlarının yakında ulaşacağını bildirmeyi amaçladığını açıkladı.

İki ülke, ‘stratejik ortaklık’ taahhütlerini yeniden teyit ederken görüşme, Bamako'nun ciddi yakıt kıtlığı içinde olduğu ve sık sık yaşanan tedarik kesintileriyle boğuştuğu bir dönemde aylık 160 bin ila 200 bin ton petrol, buğday ve gübre gibi ürünlerin tedarikini içeren hayati bir destek paketinin duyurulmasıyla sonuçlandı.

İki taraf, bu malzemelerin Mali'ye nasıl ulaşacağı konusunda bilgi vermedi. Mali, El Kaide tarafından kuşatılan ve neredeyse tamamen komşu ülkelerin limanlarına bağımlı olan bir kara ülkesi. Öte yandan Mali ordusu, Kremlin'e doğrudan bağlı Afrika Kolordusu’nun desteğiyle, ablukayı kırmak için haftalardır büyük çaplı bir askeri operasyon yürütüyor.

Kulikov, Mali'nin geçici Cumhurbaşkanı General Goïta ile görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Mali'yi Rusya için ‘stratejik bir ortak’ olarak nitelendirerek, Mali'nin ‘Rusya ile Batı Afrika ülkeleri arasında ekonomik bir köprü görevi gördüğünü’ de sözlerine ekledi.

Görüşmelerde ekonomik iş birliği bağlamında, Ruslar tarafından yürütülen ve birkaç ay önce temeli atılan Mali'deki altın rafinerisi projesi de ele alındı. Kulikov, projenin ‘somut ilerleme kaydettiğini’ doğrulayarak, yönetim kurulunun ilk toplantısının önümüzdeki ay Rusya’dan yeni bir heyetin Bamako'ya yapacağı uzun ziyaret sırasında gerçekleştirileceğini açıkladı.

Gözlemcilere göre Rusya’dan Mali’ye yapılan bu ziyaret, karmaşık güvenlik ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya olan ve eski Batılı ortaklarıyla yaşanan kopukluk nedeniyle stratejik ihtiyaçlarını karşılayabilecek ortaklar arayan Mali’deki geçiş dönemi yetkilileri için çok hassas bir zamanda gerçekleşti.