Türkiye'nin silahlı dron ailesi geliyor

Fotoğraf: Göksel Yıldırım/AA
Fotoğraf: Göksel Yıldırım/AA
TT

Türkiye'nin silahlı dron ailesi geliyor

Fotoğraf: Göksel Yıldırım/AA
Fotoğraf: Göksel Yıldırım/AA

Türkiye'nin ilk milli silahlı dron sistemi SONGAR, geliştirilecek yeni araçlarla ürün ailesine dönüşecek.

Asisguard Genel Müdürü Barış Düzgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 yıldır güvenilir bir alt yüklenici olarak HAVELSAN'la çalışmalar yaptıklarını, KAPGAN, BARKAN ve BAHA'ya donanım ve kamera çözümleri sağladıklarını söyledi.

Bu çalışmaların HAVELSAN ile birleşmeye giden yolu oluşturduğunu ifade eden Düzgün, HAVELSAN'ın şirkete ortak olmasının sağlayacağı katkıya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

Sürdürülebilirlik, devamlılık ve devlet tarafından desteklenen bir firmanın olması yurt dışı pazarında Asisguard'ın oluşturduğu imajı daha yukarı çekecek. HAVELSAN'dan önce de yurt dışı pazarında rollerimiz ve satışlarımız vardı. 2022'de yüzde 60 ciromuz yurt dışından geliyordu. HAVELSAN karşı taraftaki güvenirlik, devamlılık sorgusunda bizi bir adım daha öne geçirecek. Afrika'da, Pasifik Asya'da etkin olduğumuz ülkeler var. HAVELSAN'ın geçmiş yıllardan ve büyüklüğünden kaynaklanan etkin olduğu pazarlar var. Hem onların ürünlerine farklı pazar alanları açılacak, hem de bizim ürünlerimiz onlarla beraber farklı pazarlara gelecek diye düşünüyoruz.

- Nijerya'ya yeni ihracat

İhracat faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Düzgün, son olarak, 2 yıllık bir çabanın sonunda, daha önce silahlı dron sistemi SONGAR'ı sattıkları Nijerya ile bir sınır güvenlik çözümü ihracatı için sözleşme imzaladıklarını bildirdi.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Bu ihracat için Türk savunma sanayisindeki 3 büyük firma ile işbirliği yaptıklarına dikkati çeken Düzgün, şöyle devam etti:

Bir dron değil, sistemlerin sistemi önerisi yaptık. Çünkü sınır güvenliği veya yol güvenliği içinde sadece dronla, kameralarla önlem alamıyorsunuz. Görmeniz, komuta kontrol merkezinde karar vermeniz ve sonunda da tedbir almanız lazım. Tüm ürün yelpazemiz aslında bu ihtiyacı karşılamıyordu. Bunun üzerine Nurol Makina, STM, HAVELSAN'la hareket ettik. HAVELSAN'ın BAHA'sı, STM'nin gözetleme dronu, Nurol'un zırhlı araçlarıyla bir kombinasyon ve sistem çözümünü Nijerya'da anlattık. Ülke içinde bu büyük firmalar bize izin vermeselerdi anlatamayacaktık. Bunun sonunda kısa süre önce Nijerya Savunma Bakanlığıyla sözleşmeyi imzaladık. Bizim gibi 100 kişilik bir şirket için kişi başı ihracat rekoru taşıyan bir rakam 36,5 milyon dolar. Şirketten devlete yapılmış bir anlaşma. Şirketin Afrika'da kalıcılığına ve bunlara benzer ürünlerin talebine yol açacak. Bunun etkilerini 2-3 hafta içinde gördük. Farklı Afrika ülkelerine yönelik örnek projeler hazırlıyoruz. Bu şirketin, bana sorarsanız, en azından 10 yıl Afrika'da bu ivmeyle gitmesini sağlayacağını düşünüyorum.

- SONGAR ürün ailesi geliyor
İhracat yapmanın saha deneyimi ve farklı coğrafyalarda ürünleri geliştirme şansı anlamına geldiğini vurgulayan Düzgün, "Ankara'da yaptığınız bir ürünün Nijerya'da, Pasifik Asya'da, Özbekistan'da, Azerbaycan'da uçması aynı değil. Çok tecrübeli bir ekip oluşturduk bu konuda. Belki 3 ay orada kaldık, belki 1,5 ay eve dönmedi arkadaşlarım. Bu sayede SONGAR'ın gelişim evresini tamamlamaya ve müşteriden gelen isterleri eklemeye başladık." dedi.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Otomatik tüfeğin ardından SONGAR'a farklı faydalı yükler eklediklerini, gece görüş ve elektronik harbe karşı tedbir kabiliyeti kazandırdıklarını anlatan Düzgün, batarya konusundaki gelişmelerle uçuş süresini 2 katına çıkardıklarını ifade etti.

Daha önce tek bir dron ile çözümler geliştirme üzerinde durduklarını, ancak güncel gelişmeler doğrultusunda bir SONGAR ailesini gündemlerine aldıklarını dile getiren Düzgün, "Artık daha farklı amaçlar için birkaç aile dronuna doğru ilerliyoruz. Tek amacımız da sınıfında Türkiye'de üretilmemesi. Türkiye'de tekrar üretmek istemiyoruz bazı şeyleri. Üretilmemiş, pazarda boşluk olan alanlarda devam etmek istiyoruz." diye konuştu.

- "Her yer bir daha bu ürünü alıyor"

Kullanıcıların ürünlerle ilgili tekrar sipariş vermesinin çok önemli olduğunu belirten Düzgün, "İlk satış, bağlantılarınızla oluyor, ikinci satış ise ürünün satışı. Satış yaptığımız her yere ikinci satışı yaptık. Bunun etkisiyle de 3-4 ülkeyle de çok ciddi görüşmelerimiz var. Ülkeler oldukça bazen söylüyoruz, bazen söylemiyoruz ama şunu söylemekle gurur duyuyorum, sattığım her yer bir daha bu ürünü alıyor." ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

SONGAR'ın bundan sonraki yol haritası ve kazanacağı yeteneklere ilişkin soru üzerine Barış Düzgün, şunları kaydetti:

"Taşıyabileceği her mühimmatı entegre etme derdimiz var. Bu konularda da büyük şirketlerle görüşmelerimiz sürüyor. SONGAR'a entegre edelim, yurt dışına satalım. Yol haritamızda 3 büyük şirketle eklemek istediğimiz ürünlerimiz var. Birisiyle yakın zamanda işbirliği anlaşması yapacağız. Diğeriyle saha çalışmalarına gidiyoruz. Amacımız farklı faydalı yükler eklemek. Bunun yanında SONGAR'la beraber girdiğimiz her ülkede diğer ürünlerimizle de ihracat hedefliyoruz. Çünkü bir ürünle ihracat başarısı bence yeterli değil. Kameralarımızla, araç modernizasyonlarımızla, sınır güvenlik çözümlerimizle, yol güvenlik çözümlerimizle sistem çözümleri sunmak ve bunu paydaşlarla yapmak istiyoruz."



Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
TT

Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)

İran’ın Dini Lideri (Rehber)Ayetullah Ali Hamaney'in oğlu olan Mücteba Hamaney, babasının başkanlık ettiği dini kurumlarda en etkili şahsiyetlerden biri ve ülkenin liderliğini devralması muhtemel adaylar arasında gösteriliyor.

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı. Hamaney'in 1989 yılından beri liderliğini yaptığı, İran'ı korumakla görevli Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile yakın ilişkileri olan muhafazakâr bir isim.

Huccetu’l-İslam unvanına sahip olan Mücteba (55), İran hükümetinde hiçbir resmi görevde bulunmadı. İranlı gözlemcilere göre babasının muhafızı olarak perde arkasında nüfuzunu kullandı.1979'da ABD destekli Şah'ı deviren bir ülkede, aile siyasetine herhangi bir atıfta bulunulmasını reddeden eleştirmenler ve Hamaney'in kendisinin aile veraseti fikrine karşı olduğunu ifade etmesi nedeniyle, rolü İran içinde tartışmalara neden oldu.

ABD yaptırımları

ABD Hazine Bakanlığı, 2019 yılında Mücteba Hameney’i yaptırımlar uygulanan kişiler listesine ekledi ve onun, babasının ofisinde çalıştığı dönem dışında hiçbir zaman seçilmediği veya atanmadığı halde resmi olarak en üst düzey isim olduğunu vurguladı.

Bakanlığın internet sitesinde, Hamaney'in bazı sorumluluklarını, DMO’nun yurtdışı kolu Kudüs Gücü ve Besic Güçleri komutanlarıyla yakın iş birliği içinde çalıştığı belirtilen Mücteba'ya devrettiği bildirildi.

Kaynaklar, 20 yıl boyunca Devrim Muhafızları ile yakın ilişkiler kurduğunu ve bu sayede siyasi ve güvenlik kurumlarında ilave nüfuz kazandığını belirtti. Mücteba, 2009 yılından bu yana, özellikle 2022 yılında ülkedeki katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla gözaltına alınan bir genç kızın polis nezaretindeyken ölmesi üzerine İran'ın dört bir yanında başlayan ayaklanmalar sırasında, protestocuların öfkesinin hedefi olmuştu.

Mücteba, rejimi destekleyen toplantılarda boy gösterdi, ancak kalabalığın önünde nadiren konuştu. 2024 yılında, Kum'da verdiği İslam hukuku derslerini askıya aldığını duyurduğu birçok kez paylaşılırken, bu açıklamanın nedenleri hakkında spekülasyonlar başladı.

Dini niteliklerin eksikliği

Babasına çok benzeyen Mücteba, siyah takke takıyor, bu da onun seyyidlerden olduğunu, yani ailesinin Hz. Muhammed'in soyundan geldiğini gösteriyor. Mücteba’yı eleştirenler, onun en yüksek liderlik pozisyonu için gerekli dini niteliklerden yoksun olduğunu söylüyorlar, çünkü Huccetu’l-İslam rütbesi, babasının ve İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ruhullah Humeyni'nin ulaştığı Ayetullah rütbesinden daha düşük bir rütbedir.

Liderliğe giden yol

2007 yılında yazılan ve WikiLeaks tarafından yayınlanan bir Amerikan diplomatik telgrafında, üç İranlı kaynağın Mücteba'yı Hamaney'e ulaşmanın yolu olarak tanımladığı ve Mücteba'nın Batı ile iş birliğini tercih eden ve eski cumhurbaşkanları Muhammed Hatemi ve Hasan Ruhani gibi isimlerin temsil ettiği İranlı reformistlere karşı çıktığı belirtildi. Mücteba Hamaney’in 2005 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhafazakâr aday Mahmud Ahmedinejad'ın ani yükselişinin arkasında olduğu düşünülüyordu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre 2005 seçimlerinde aday olan reformist din adamı Mehdi Kerrubi, o dönemde Hamaney'e bir mektup yazarak Mücteba’nın Ahmedinejad'ı desteklediğini iddia etti, ancak Hamaney bu iddiayı reddetti.

frgtyhu7
İran Dini Lideri Ali Hamaney (Reuters)

Mücteba, 2009 yılında yeniden aday olan ve tartışmalı seçimlerde ikinci kez göreve gelen Ahmedinejad’ı bir kez daha destekledi. Seçim sonuçlarının duyurulmasıyla hükümet karşıtı protestolar başladı. Protesto gösterileri, Besic ve diğer güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırıldı.

Bir diğer detay olarak Mücteba’nın eşi, eski parlamento başkanı ve en önde gelen muhafazakârlardan biri olan Gulam Ali Haddad Adil'in kızıdır.

Mücteba Hameney, 1969 yılında Meşhed şehrinde doğdu ve Şah'a karşı muhalefet hareketini yöneten babasının yanında büyüdü. Gençliğinde de İran-Irak savaşına katıldı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.