Sadr, destekçilerine İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’ne yönelik baskını tekrarlamamaları çağrısında bulundu

Sistani, BM’yi ‘barış içinde bir arada yaşama’ ilkesini ihlal eden mevzuatı yeniden gözden geçirmeye çağırdı

İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği binasının duvarına büyükelçinin derhal sınır dışı edilmesini talep eden bir yazı yazıldı (AP)
İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği binasının duvarına büyükelçinin derhal sınır dışı edilmesini talep eden bir yazı yazıldı (AP)
TT

Sadr, destekçilerine İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’ne yönelik baskını tekrarlamamaları çağrısında bulundu

İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği binasının duvarına büyükelçinin derhal sınır dışı edilmesini talep eden bir yazı yazıldı (AP)
İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği binasının duvarına büyükelçinin derhal sınır dışı edilmesini talep eden bir yazı yazıldı (AP)

Irak’taki Şiiler tarafından ‘dini merci’ kabul edilen Ali el-Sistani, Birleşmiş Milletler’i (BM) ‘halklar arasında barış içinde bir arada yaşama’ ilkesine aykırı eylemlere izin veren yasayı yeniden gözden geçirmeye çağırdı.

Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr ise, destekçilerine bir daha İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’ne baskın yapmamaları çağrısında bulundu.

Ali Sistani, İsveç’te bir Iraklı tarafından Kuran-ı Kerim’in yakılmasının ardından ofisi tarafından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderilen mektupta şu ifadeleri kullandı;

“Medyada, “İsveç’te bir kişinin İslam dinini aşağılamak amacıyla Kur’an-ı Kerim sayfalarını yaktığına dair haberler yer aldı. Buna benzer eylemler, son yıllarda farklı ülkelerde birden fazla kez yaşandı. Ancak bu kez, ifade özgürlüğüne saygının gereklerinden biri olduğu iddia edilerek, İsveç polisinden resmi bir izin belgesi alması dikkat çekiyor. İfade özgürlüğüne saygının, iki milyardan fazla Müslümanın kutsalına yönelik apaçık bir saldırıyı temsil eden ve radikal fikirlerin ve yanlış eylemlerin yayılmasına elverişli bir ortam yaratan bu tür utanç verici davranışlara izin verilmesini asla haklı çıkarmadığı kesindir.”

Sistani mektubunda, yaşananları kınadığını ifade ederek, BM’yi benzer olayların tekrarlanmaması için etkili adımlar atmaya ve ülkeleri bu olayların meydana gelmesine izin veren mevzuatı yeniden gözden geçirmeye teşvik etmeye çağırdı.

Irak Dışişleri Bakanlığı, İsveç Büyükelçisi’ni bakanlığa çağırdı

Sadr hareketine mensup öfkeli göstericilerin, İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’ni yakma tehdidiyle basmasının ardından, Irak Dışişleri Bakanlığı, Irak asıllı bir mülteci tarafından Stockholm’de caminin önünde Kuran-ı Kerim yakılmasını protesto etmek için İsveç’in Bağdat Büyükelçisi Jessica Svardstrom’u bakanlığa çağırdı.

Bakanlık Sözcüsü Ahmed es-Sahhaf yaptığı açıklamaya göre, İsveç hükümetinden Kur’an-ı Kerim’e yönelik hakaretlerin durdurulması için gerekli önlemlerin alınması istendi.

Mukteda es-Sadr destekçilerine: Büyükelçiliğe bir daha baskın düzenlemeyin

Cuma günü destekçilerine İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği önünde protesto düzenlenmesi çağrısı yapan Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, bu kez büyükelçilik binasına bir daha baskın düzenlememelerini istedi.

Sadr’ın ‘bakanı’ diye adlandırılan Salih Muhammed el-Iraki, hareketin destekçilerini, İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği düzenlenen baskını tekrarlamamaya çağırdı.

Irak asıllı bir mültecinin Kur’an-ı Kerim’i yakması Bağdat ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesinde öfkeli tepkilere neden oldu.

Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, Stockholm’de Kuran yakan Iraklının ülkeye geri getirilmesi ve yargılanması için gerekli kanuni işlemlerin yapılması talimatı verdi.

IKBY’de bölgesel hükümet ve din adamları net kınama açıklamaları yaptı.

Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleri, destekçilerini, Sadr destekçilerinin yaptığına benzer şekilde bu davranışa karşı duruş göstermeye çağırdı.

Koordinasyon Çerçevesi tarafından yapılan açıklamada, “İslam alemi ve dünyadaki iki milyardan fazla Müslüman için bir kez daha kışkırtıcı bir adımla, Allah’ın Kitabı’nın ‘ahmak’ olarak tanımladığı kimselerden biri, fikri aşırılığına işaret eden bir suç işledi, düşünce ve davranış barbarlığını kanıtladı” denildi.

Söz konusu açıklamada, Irak Dışişleri Bakanlığı’na olayın koşullarını takip etme, mesajlarını hızlı ve sert bir şekilde iletme ve gereken her şeyi yapma çağrısında bulunuldu.



Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
TT

Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)

Batı Şeria'daki Hıristiyan Filistinliler, İsrail'in katı politikaları nedeniyle Paskalya yortusunu buruk kutlayacak.

Hıristiyan inancına göre İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dirilişinin kutlandığı Paskalya, bu yıl 20 Nisan’a denk geliyor. Paskalya öncesinde Hıristiyanlar belirli günlerde çeşitli törenler düzenleyerek bayrama hazırlanıyor.

Bu törenlerden biri olan Kutsal Perşembe için Hıristiyanlar, Kutsal Kabir Kilisesi’nde dün ayin düzenledi. Kilise, İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te yer alıyor.

Ancak Guardian, Hıristiyanlığın en kutsal mekanlarından biri kabul edilen kilise önünde az sayıda kişinin toplandığını ve grubun çoğunlukla “sessiz” kaldığını yazıyor. Ayrıca törende Filistinli Hıristiyanların neredeyse görülmediği aktarılıyor.

İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın Ramallah, Beytüllahim ve Taybe gibi şehir ve köylerinde yaşayan onbinlerce Filistinli Hıristiyan, nesiller boyunca Paskalya'da ibadet etmek için Kudüs’teki Eski Şehir’e giderdi.

Ancak yüzyıllardır süregelen bu gelenek, İsrail'in Filistinlilerin üzerinde giderek daha da sertleşen kontrolü nedeniyle bozuldu. Batı Şeria’da yaşayan herhangi bir Filistinlinin Doğu Kudüs’e girmesi için İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) izin alması gerekiyor.

Filistin topraklarındaki Hıristiyanlara, Paskalya döneminde Kudüs'ü ziyaret etmeleri için izin veriliyordu. Fakat Guardian, 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze savaşının ardından izin almanın neredeyse imkansız hale geldiğini yazıyor.

Hükümetin resmi rakamlarına göre, Batı Şeria'da yaşayan 50 bin Hıristiyan’dan sadece 6 binine izin verildi. Hıristiyan liderlerse sayının 4 bin olduğunu söylüyor. Bu izinler sadece bir hafta geçerli ve Filistinli hacıların Kudüs'te gecelemelerine müsaade edilmiyor. Bu yüzden çeşitli törenlere katılmak isteyen Filistinli Hıristiyanlar, akşam otobüs ya da taksiyle Batı Şeria'ya geri dönmek ve çok sayıda askeri kontrol noktasından geçmek zorunda kalıyor.

Taybe köyünden bir grup Filistinli, izin belgeleri olmasına rağmen İsrail ordusunun Kudüs’e girişlerini engellediğini belirtiyor.

Kudüs merkezli Hıristiyan kuruluşu olan Sabeel'in yöneticisi Ömer Harami de şunları söylüyor:

İnsanlar çok korkuyor ve birçoğu artık Paskalya törenlerine katılma riskini göze almayacak.

Haberde “Gazze’nin hayaletinin de bu yılki Paskalya kutlamalarının üzerinde dolaştığı” yazılıyor. İsrail ordusu, Gazze’de Hıristiyanlar tarafından işletilen tek hastane olan El Ehli Baptist Hastanesi’ni 13 Nisan’da bombalamıştı. Gazze'de çalışır durumda olan son hastane de böylelikle Paskalya törenlerinden Dallar Bayramı sırasında işlevsiz hale gelmiş, saldırıda bir çocuk hayatını kaybetmişti. Kudüs Anglikan Piskoposluğu’nun yönettiği tesis, 1 milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunuyordu.

Independent Türkçe, Guardian, BBC