İsrail hükümeti, özellikle iç bölgelerdeki Filistinlileri (48 Arapları) hedef alan bir hareketle, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’e, İsraillileri aleyhinde suçlamada bulunmadan aylarca hapse atma yetkisi vermeyi planlıyor.
Şarku’l Avsat’ın İsrail Hayom gazetesinden aktardığı habere göre, söz konusu yasa tasarısı, Ben-Gvir’in aşırı sağcı Otzma Yehudit partisinden Zvika Fogel tarafından sunuldu.
Yasa tasarısı, Ben-Gvir’e, başsavcı veya yardımcılarından birinin onayı ile halk için tehlike oluşturduğunu düşündüğü herkes için altı aydan bir yıla kadar yenilenebilir idari gözaltıları onaylama yetkisi verecek.
Ben-Gvir’in kendisi için istediği benzeri görülmemiş yetkiler, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ‘terörizmi’ önlemek için idari gözaltı emirlerini imzalama yetkilerine benziyor.
Önerilen yasa, Ben-Gvir’in İsraillileri herhangi bir suçlama olmaksızın aylarca hapse atmasına izin verecek ve onlara başka katı kısıtlamalar da getirilecek.
Ben-Gvir, ‘Arap kasabalarında şiddet suçlarının artmasıyla mücadeleye yardımcı olmak’ için, kişilerin altı aya kadar gözaltına alınabileceği ve süresiz olarak yenilenebilir idari gözaltının kullanılması çağrısında bulunmuştu.
Diğer kısıtlamalar
Ben-Gvir’in ‘kamu güvenliğine zarar geleceğine dair makul bir endişe olduğuna ikna olması’ durumunda, bireylere karşı atabileceği diğer adımlar arasında İsrail içinde seyahat kısıtlamaları, ülkeyi terk etme yasağı, insanların belirli bölgelerde yaşamasını zorunlu kılmak ve belirli mal ve hizmetlerin satın almasını yasaklama yer alıyor.
İdari gözaltı, esas olarak Filistinlilere karşı kullanılıyor.
İsrail, Filistinlilerin yasadışı olarak gördüğü ve ortadan kaldırmaya çalıştığı bu prosedür kapsamında, yaklaşık bin Filistinliyi alıkoyuyor.
Bu prosedür, son yıllarda az sayıda İsrailli Yahudi terör zanlısına karşı da kullanıldı, ancak Ben-Gvir ve diğer aşırı sağcı liderler, bunun bu tür durumlarda kullanılmasına karşı çıktı.
Başsavcılık, geçen ay verdiği bir hukuki görüşte, teklifin ‘demokrasiye yönelik bir tehdit’ olduğu konusunda uyardı.
Başsavcılığın hukuki görüşüne göre, bu yasa tasarısı, son günlerde değerlendirilen diğer girişimlere benzer şekilde, İsrail ceza hukuku uygulama sistemindeki köklü bir değişiklik teşkil ediyor ve aynı zamanda ülkenin demokratik karakterine yönelik derin ve temel bir tehdit oluşturuyor.
Hukuki görüşte ayrıca şu ifadelere yer verildi;
Masum olduğu varsayılan bir kişinin, yeterli delil ve suç işlendiğine dair makul şüphe olmaksızın, yalnızca geleceğe yönelik ve soyut şüphelere ilişkin istihbarat bilgilerine dayanılarak ve herhangi bir süre sınırı olmaksızın idari gözetim altında tutulması özgürlük ve onur hakkının ağır bir ihlalidir.
Times of Israel’in haberine göre, İsrail iç güvenlik birimi Şin Bet, polis ve Başsavcı Gali Baharav-Miara da tasarıya karşı çıktı.
Ulusal Güvenlik Bakanı olarak atanmasından bu yana Ben-Gvir, Tel Aviv polis şefini görevden almaya yönelik başarısız bir girişim de dahil olmak üzere, polis operasyonları ve personeli üzerinde daha doğrudan kontrol uygulamaya çalıştı.
Ben-Givr, Ocak ayında görevi bırakacak olan İsrail Polis Şefi Kobi Shabtai ile de defalarca çatıştı.
Siyasallaşma endişeleri
Yüksek Adalet Divanı, geçtiğimiz ay Ben-Gvir’e polis üzerinde daha fazla yetki veren bir yasaya karşı geçici bir tedbir kararı çıkardı ve bu, kolluk kuvvetlerinin siyasallaşmasına ilişkin artan endişelerin sinyalini verdi.
Seçim döneminde suça karşı katı bir şekilde mücadele sözü veren Ben-Gvir, Arap topluluklarında artan terör saldırıları ve cinayetlerdeki keskin sıçrama nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kaldı.
Pek çok Arap toplumu lideri, polisi güçlü suç örgütlerine baskı yapmada başarısız olma ve aile içi kan davası, mafya bölgesi savaşları ve kadına yönelik şiddeti içeren suçları büyük ölçüde görmezden gelmekle suçluyor.
Arap kasabaları ayrıca, devlet yetkilileri tarafından yıllarca süren ihmalden de zarar gördü.
2023 başından bu yana, Arap toplumunda meydana gelen cinayetlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 6’sı kadın ve 2’si çocuk olmak üzere 104’e ulaştı.