Avusturya, Almanya’nın hava savunma projesine katılacak

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer. (AP)
Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer. (AP)
TT

Avusturya, Almanya’nın hava savunma projesine katılacak

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer. (AP)
Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer. (AP)

Avusturya dün, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra Almanya tarafından başlatılan Euro Sky Shield (Avrupa Hava Kalkanı) projesine katılma niyetini açıkladı. Bu adımın tarafsız bir ülke statüsünü ise etkilemediğini vurguladı.

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer yaptığı açıklamada, “Ülkemizi füze veya insansız hava araçlarının (İHA) saldırısına uğrama risklerinden korumak için önlemler almalıyız ve alacağız” dedi.

Nehammer, 1995 yılından beri Avrupa Birliği (AB) üyesi olunmasına işaretle bu kararın ülkesinin tarafsız ülke statüsünü hiçbir şekilde etkilemediğini vurguladı.

Nehammer sözlerinin devamında “Hiçbir Avrupa ülkesi, hava sahasının yeni tehditlere karşı etkili bir şekilde savunulmasını kendi başına garanti edemez” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Avusturya Savunma Bakanı Klaudia Tanner de ülkesinin söz konusu hava kalkanına katılımının önemli bir adımı temsil ettiğini söyledi.

Şimdiye kadar 17 ülke Almanya’nın savunma projesine katılma niyetlerini açıkladı. Bunlar arasında İngiltere, Belçika, Hollanda, Finlandiya ve Norveç’in de aralarında bulunduğu 16 NATO üyesi ülke bulunuyor. Ayrıca NATO üyeliğine aday olan İsveç de projeye katılma niyetini belirtti.

Buna karşılık, diğer kilit Avrupa ülkeleri Fransa, İtalya ve Polonya Avrupa Savunma projesine katılmayı reddediyor.

Fransa, her Avrupa ülkesinin kendisini Avrupa silahlarıyla korumasını talep ediyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından Ekim 2022’de başlatılan Euro Sky Shield projesi, üye devletlerinin Avrupa hava sahasını korumak için birbirleriyle bütünleşen çeşitli savunma sistemlerini toplu olarak satın almaya dayanıyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya’nın projesi kısa menzilli savunma için Alman Airs-T sistemi, orta menzilli savunma için Amerikan Patriot sistemi ve uzun menzilli savunma için Amerikan-İsrail Arrow-3 sistemi olmak üzere üç hava savunma sistemini içeriyor.



Arakçi: Görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyet devam ederse ‘olumlu sonuçlar elde etmek’ mümkün

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyet devam ederse ‘olumlu sonuçlar elde etmek’ mümkün

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD ile dolaylı görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyetin devam etmesi halinde ‘olumlu sonuçlar elde etmenin’ mümkün olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre İran ile ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin ikinci turuna katılmak üzere Roma'yı ziyaret eden Arakçi, Tahran'a dönmeden önce İtalyan mevkidaşıyla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Arakçi söz konusu telefon görüşmesinde, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'yi görüşmelerin sonucu hakkında bilgilendirdi.

Tajani, İtalya'nın bu yolun sürdürülmesinde her türlü yardıma hazır olduğunu açıkladı.

İran ile ABD arasındaki ikinci tur müzakereler dün Roma'da sona erdi ve uzman toplantıları yoluyla teknik hattın harekete geçirilmesi konusunda mutabakata varıldı. Görüşmeler üçüncü turda Umman'ın başkenti Maskat'ta devam edecek.

Bir hafta içindeki ikinci dolaylı görüşmelerinde Arakçi, Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Roma'da yaklaşık dört saat süren müzakereler gerçekleştirdi ve Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi iki taraf arasındaki mesajları iletti.

Umman Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, iki tarafın ‘adil, kalıcı ve bağlayıcı bir anlaşmaya varmayı amaçlayan görüşmelerin bir sonraki aşamasına geçme’ konusunda mutabık kaldığı belirtildi.

Açıklamada olası bir anlaşmanın İran'ın ‘nükleer silahlardan ve yaptırımlardan tamamen arınmasını’ ve ‘barışçıl nükleer enerji geliştirme kabiliyetini sürdürmesini’ sağlayacağı ifade edildi.

Açıklamanın devamında, “Diyalog ve açık iletişimin, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde ilgili tüm tarafların çıkarına olacak güvenilir bir anlaşma ve karşılıklı anlayışa ulaşmanın anahtarı olduğu vurgulandı” denildi.