Yemen ve Cibuti’nin önlemleri göç oranlarını azaltıyor

Kaçakçıların hedefinde Umman Denizi kıyıları var.

Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
TT

Yemen ve Cibuti’nin önlemleri göç oranlarını azaltıyor

Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) bölgesel raporunun verilerine göre Yemen ve Cibuti makamlarının aldığı önlemler, mayıs ayında Afrika Boynuzu’ndan Yemen’e göçmen akışını yüzde 15 oranında azalttı. Söz konusu rapor, çeşitli kaynaklar ve Cibuti, Somali, Yemen ve Etiyopya’daki temsilciliklerle yapılan istişareler baz alınarak bu dört ülkedeki karmaşık göç dinamiklerine odaklandı.

IOM raporuna göre Afrika Boynuzu ve Yemen, dünyanın en yoğun ve en tehlikeli göç koridorlarından biri. Buradan yüz binlerce göçmen seyahat ediyor ve çoğu bunu düzensiz bir şekilde yapıyor. Genellikle doğu rotası boyunca seyahati kolaylaştırmak için kaçakçılara güveniyorlar.

Ancak rapor, mayıs ayında Yemen’e gelenlerin sayısının nisan ayına göre yüzde 15 azaldığını ortaya koydu.

gre
Sana’da Husiler tarafından silah altına alınan Afrikalılar. (SABA)

Raporda bunun nedenleri Yemenli yetkililer tarafından Lahic vilayetinde gerçekleştirilen güvenlik baskınları haberlerine bağlanarak bunun kaçakçıların endişelerini artırdığı ve geçen ay Lahic kıyıları üzerinden gelenlerin sayısında yüzde 25’lik bir düşüşe yol açtığı vurgulandı.

Göçün ekonomik sebepleri

IOM raporu, çoğu göçmenin daha iyi ekonomik fırsatlar aradığını ve bu kişilerin Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin yüzde 83’ünü oluşturduklarını, yüzde 17’sinin ise ülkelerindeki çatışma, şiddet veya zulüm nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını gösterdi.

Söz konusu verilere göre kadınlar ve çocuklar, tüm gelenlerin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Ancak raporda, Kızıldeniz’deki Lahic vilayeti kıyılarındaki bu azalmaya karşılık aynı dönemde Somali’den gelen göçmen sayısında yüzde 72’lik bir artış kaydedildiği vurgulandı. Bu artışın, ‘Somali’nin kaçakçıların kullandığı ana yollardan biri olan Bari ilindeki bir bölgede çatışan taraflar arasında yapılan geçici ateşkesin ardından Umman Denizi’ndeki Şabva vilayeti kıyılarına ulaşan göçmen sayısının artmasıyla ilişkili olduğu’ ifade edildi.

IOM, Yemenli yetkililerin Lahic vilayetinde yürüttüğü operasyonu incelerken, belirli kaçakçılık gruplarını hedef alan tutuklama operasyonlarının yeniden başlatıldığını bildirdi. Ancak bunu ‘kaçakçılar ve yerel makamlar arasında yaşandığı söylenen anlaşmazlıklara’ bağladı.

Bununla birlikte, veriler, kaçakçılar tarafından alıkonulan bazı göçmenlerin serbest bırakıldığını gösterdi. Ayrıca Yemen’deki sıcak hava nedeniyle göçmenlerin vilayetler arasındaki hareketinin azaldığına, birçok göçmenin yürümek yerine karayolu ulaşımını kullanmayı tercih ettiğine işaret edildi.

dsf
Yemen’in Aden vilayetindeki bir göçmen kampında yangın çıktı. (Twitter)

Rapora göre, Aden ve Lahic vilayetleri arasında seyahat eden Afrikalı göçmenler, kalabalık kamyonlara dolduruluyorlar ve genellikle kaçakçılara ulaşımlarını kolaylaştırdıkları için tazminat ödemenin bir yolu olarak ucuz işgücü olarak kullanılıyorlar. Raporda diğer göçmenler ve kaçakçılar tarafından sömürülen ve taciz edilen göçmen kadınların sayısının ‘endişe verici’ olduğu ve bazılarının aylarca hapsedildiklerini söylediği belirtildi.

IOM raporunda Cibuti’de Babu’l Mendeb Boğazı’nın diğer tarafında alınan tedbirleri değerlendirerek nisan ayından itibaren kaydedilen göçmen girişinde yüzde 10’luk bir düşüş görüldüğü bildirildi. Lahic vilayetindeki güvenlik baskını haberlerinin yanı sıra, Cibuti hükümetinin düzensiz göçe yönelik başlattığı kampanyanın göçmenlerin zorla geri gönderilmesinde ciddi bir artışa yol açtığı vurgulandı.

Cibuti sınırında mahsur kalanlar

Rapora göre göçmenlerin yaklaşık yarısı, tutuklamalar ve zorla geri gönderilmeler nedeniyle Etiyopya’nın Cibuti sınırında mahsur kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Cibuti makamları, göçmenlerin Yemen Kızıldeniz kıyılarına çıkış noktaları olan Tacura ve Obuk kıyı bölgelerine doğru ilerlemelerini engelledi.

Rapor, Cibuti ve Yemen yetkililerinin Kızıldeniz kıyılarında aldığı önlemlerden kaçmak için kaçakçıların Somali’den Umman Denizi’ndeki Şabva vilayetine deniz yoluyla gitme eğilimlerindeki artışa dikkat çekti. Rapor ayrıca Etiyopya’dan Somali’ye giren kişilerin yüzde 33’ünün kadın ve çocuk olduğuna işaret edildi.

IOM, Somali’den yapılan göçün çoğunun ekonomik nedenlerle olmasına rağmen, insanların yüzde 37’sinin ya gıda güvensizliği ya da doğal afetler nedeniyle zorunlu yolculuklara çıktığını kaydetti.

scdds
Kızıldeniz kıyıları on binlerce göçmen aldı. (Facebook)

Gelen göçmen sayısındaki bu azalmaya karşılık IOM verileri, Yemen’den Cibuti’ye dönen göçmen sayısının yüzde 75 arttığını gösteriyor. Rapora göre 152 göçmen Etiyopya’ya dönmek için yardım aldı. Ayrıca, Somali’ye geçiş yapan göçmenlerin girişi şubat ayına kıyasla yüzde 40 arttı.

IOM, bu eğilimin önümüzdeki aylarda da devam ederek bölgeye artan sayıda düzensiz Etiyopyalı göçmen, mülteci ve sığınmacı gelmesine yol açmasını bekliyor. IOM, birçoğunun Somali’yi Arap Yarımadası’na açılan bir kapı olarak kullanacağını, diğerlerinin ise Hargeisa ve çevresine yerleşmeyi seçebileceğini kaydetti.

IOM, bu yıl içinde Yemen’e gelen Afrikalı göçmen sayısının 160 bini geçmesini beklediğini ve bunun son beş yılda kaydedilen en yüksek sayı olacağını ifade etti.

IOM, Afrika Boynuzu ile Yemen arasındaki doğu göç yolunun, Afrika Boynuzu ülkelerinin maruz kaldığı sürekli çatışmalar ve insani ve ekonomik krizler nedeniyle bu yıl, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesine göre çok daha büyük bir harekete tanık olacağını vurguladı.



Rusya'nın Batı'yı korkutan yeni füzesi: Soğuk Savaş doktrini sonlandı

Rusya'nın Dnipro'ya saldırısının ardından bazı bölgelerde yangın çıktı (AP)
Rusya'nın Dnipro'ya saldırısının ardından bazı bölgelerde yangın çıktı (AP)
TT

Rusya'nın Batı'yı korkutan yeni füzesi: Soğuk Savaş doktrini sonlandı

Rusya'nın Dnipro'ya saldırısının ardından bazı bölgelerde yangın çıktı (AP)
Rusya'nın Dnipro'ya saldırısının ardından bazı bölgelerde yangın çıktı (AP)

Rusya'nın Ukrayna'ya kıtalararası balistik füze kullanarak saldırı düzenlemesinin yankıları sürüyor. 

Ukrayna Hava Kuvvetleri'nden perşembe günü yapılan açıklamada, Rusya'nın nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip yeni bir kıtalararası balistik füze kullanarak Dnipro şehrine saldırı düzenlediği duyurulmuştu. 

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Yardımcısı Sabrina Singh, Rusya'nın hipersonik RS-26 Rubezh füzesiyle saldırı gerçekleştirdiğini doğrulamıştı. Singh, saldırıdan önce "Nükleer Risk Azaltma" kanalları aracılığıyla ABD'nin bilgilendirildiğini belirmişti. 

Rusya'nın hamlesi, ABD ve Birleşik Krallık'ın Rus topraklarına saldırı için Ukrayna'ya uzun menzilli füze kullanma izni vermesinin ardından geldi. 

Dünkü ulusa sesleniş konuşmasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Kasım'da ABD yapımı 6 adet Ordu Taktik Füze Sistemi (ATACMS) füzesiyle Bryansk şehrine saldırı düzenlendiğini duyurmuştu. 21 Kasım'da da Ukrayna'nın Britanya menşeli Storm Shadow füzeleriyle Rus toprağı Kursk'a saldırı gerçekleştirdiğini bildirmişti. 

Putin, bunlara yanıt olarak Ukrayna'ya ateşlenen "Oreşnik" adlı balistik füzenin "durdurulması imkansız" olduğunu söylemişti. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ise saldırının, Putin'in barışla ilgilenmediğini gösterdiğini savunmuştu.

"Soğuk Savaş doktrininden kopuldu"

Amerikan medya kuruluşu CNN'in analizinde, RS-26 Rubezh'in, farklı hedefleri vurabilecek birden fazla nükleer başlık taşıyabilen MIRV özellikli balistik füzelerden olduğuna dikkat çekiliyor. 

MIRV'lerin Sovyetler Birliği ve ABD arasındaki karşılıklı nükleer caydırıcılık politikası kapsamında Soğuk Savaş döneminde geliştirildiğine işaret edilirken, Rusya'nın saldırısıyla "Soğuk Savaş doktrininden kopulduğu" yorumu yapılıyor.

Amerikan Bilim İnsanları Derneği'nden Hans Kristensen, "Bildiğim kadarıyla, ilk kez savaşta bir MIRV kullanılıyor" diyor.

"Batı'ya tehditkar mesaj"

Amerikan gazetesi New York Times (NYT) ise Rusya'nın balistik füze saldırısıyla "Batı'ya tehditkar bir mesaj gönderdiğini" yazıyor. Berlin merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Rusya Avrasya Merkezi'nden Tatyana Stanovaya şu yorumları paylaşıyor: 

Bu gerilimi tırmandıran bir hamle. Durumun gerçekten çok tehlikeli olduğuna inanıyorum.

"NATO savunma politikalarını etkileyebilir"

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, Rusya'nın saldırısının NATO ülkelerindeki savunma politikalarını etkileyebileceğine işaret ediyor. Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden Timothy Wright, Rusya'nın yeni füzeler geliştirmesinin, NATO ülkelerinde hangi hava savunma sistemlerinin satın alınacağına dair kararlarda önemli rol oynayacağına işaret ediyor.

"Kuzey Koreli general, Ukrayna'da yaralandı"

Diğer yandan Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Ukrayna cephesinde savaşan Kuzey Koreli bir generalin yaralandığını öne sürüyor. Kimliğinin açıklanmamasını isteyen Batılı yetkililere dayandırılan haberde, generalin Ukrayna'nın perşembe günü Rus toprağı Kursk'a düzenlediği saldırıda yaralandığı savunuluyor. 

Pyongyang'ın, Ruslarla koordinasyon çabalarını denetlemek üzere Albay General Kim Yong Bok'u Ukrayna'ya gönderdiği ileri sürülüyor. Başta ABD olmak üzere birçok Batılı ülke, Kuzey Kore'nin Ukrayna cephesine en az 10 bin asker gönderdiğini iddia etmişti. 

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times, Wall Street Journal, RT