RAND Corporation: ABD'de kutuplaşma ve "hakikatin çürümesi", milli güvenlik tehdidi haline geldi

Merkezi ABD'de bulunan düşünce kuruluşu RAND Corporation, ABD'deki kutuplaşma ve kişisel görüşlerin doğru bilginin önüne geçmesi anlamına gelen "hakikatin çürümesi"nin, ülkedeki en önemli milli güvenlik meselelerinden biri haline geldiğini belirtti.

AA
AA
TT

RAND Corporation: ABD'de kutuplaşma ve "hakikatin çürümesi", milli güvenlik tehdidi haline geldi

AA
AA

RAND Corporation'ın yayımladığı bir çalışmada, "hakikatin çürümesi" olgusunun, Amerikan ordusunu zayıflatma, ülkenin müttefikleri nezdindeki güvenilirliğini sarsma ve büyük krizlere yanıt verme kabiliyetini düşürme potansiyeli taşıdığı için en önemli milli güvenlik tehditlerinden biri durumunda olduğu belirtildi.

Çalışmada, önceden sokaktaki halkın, ülkenin haritadaki yerini bile bulmakta zorlandığı, dış politika ve milli güvenliğin kamusal alandaki tartışmaların dışında tutulduğu kaydedilirken, son yıllarda insanların gün geçtikçe daha fazla politize olarak hakikate ve bilgiye aykırı kişisel görüşleriyle toplumdaki kutuplaşmayı artırdığı vurgulandı.

30’dan fazla uzmanla yapılan bir mülakat dizisine atıfla, siyasi liderlerin milli güvenlik konularında sürekli yalan söylemekten çekinmediği ve ideolojik bir dil kullandığı aktarılan çalışmada, "Sokaktaki ortalama insanlar ve siyasi liderler, artık inançlarında daha katı ve haber kaynaklarında daha izole. Artan kutuplaşma, önemli politik tartışmaları uç noktalara sürüklüyor." ifadesi kullanıldı.

RAND’da görev yapan araştırmacılardan Caitlin McCulloch, "Bir döngünün içinde sıkışıp kaldık. Kutuplaşma hakikatin çürümesini, hakikatin çürümesi kutuplaşmayı besliyor. Bu döngünün milli güvenliğimize verdiği zarar henüz tam olarak keşfedilmiş değil." ifadelerini kullandı.

"Hakikatin çürümesi"

"Hakikatin çürümesi" tabiri, 2018'de RAND tarafından yayımlanan bir raporda kullanılmıştı.

RAND, bu tabiri, kişisel görüşlerin analiz ve bilginin yerini alması sebebiyle güvensizlik üzerine kurulu tartışmaların ortaya çıkmasına işaret etmek ve temel gerçekler konusunda ayrışan toplumu tanımlamak için üretmişti.

Nisan 2023’te ise RAND, bu tabir çerçevesinde yayımladığı “Hakikatin çürümesi ve milli güvenlik” başlıklı raporla, hakikatin çürümesinin ABD’de milli güvenlik sorunu haline geldiğini ortaya koymuştu.



İranlı ünlü bir din adamı Trump'a dolaylı olarak ölüm tehdidinde bulundu

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

İranlı ünlü bir din adamı Trump'a dolaylı olarak ölüm tehdidinde bulundu

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

İranlı din adamı Nasır Mekarim Şirazi, ABD Başkanı Donald Trump'a dolaylı ölüm tehdidinde bulunarak, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e yönelik tehditlerin ölümle cezalandırılabilecek bir günah olduğunu ileri sürdü.

Yaklaşık iki hafta önce, İsrail ve İran arasındaki savaşın doruk noktasında, Trump dolaylı olarak Hamaney'i tehdit etti ve onun kolay bir hedef olduğunu söyledi. Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre gazetecilere yaptığı açıklamada, “Onu ortadan kaldırmayacağız (öldürmeyeceğiz!), en azından şu anda değil” ifadelerini kullandı.

İran'ın başkenti Tahran'ın güneyindeki Kum kentinden nüfuzlu bir din adamı olan Şirazi, Trump'ın ismini zikretmedi ancak resmi IRNA haber ajansının aktardığına göre, verdiği fetvada, Hamaney'e veya diğer dini liderlere yönelik tehditlerin İslam hukukuna göre ölüm cezasını gerektirecek kadar ciddi olduğunu belirtti.

Şirazi, Trump'la ilgili bir soruyu yanıtlarken, “İslam ulusuna ve egemenliğine zarar verme niyetiyle liderliği ve mücahitleri tehdit eden ya da onlara saldıran her kişi ya da rejim bir savaşçı hükmündedir” ifadelerini kullandı. Bu, Allah'ın düşmanları ya da Allah'a karşı savaşanlar anlamına gelmektedir. Bu nedenle Trump'tan doğrudan bahsetmeden “bu düşmanları caydırmanın” Müslümanların görevi olduğunu ifade etti.