Afganistan'daki istikrarsızlık Pakistan'ın dış politikasına yansıyor

Afganistan'da dört ayrı terör örgütü faaliyet gösteriyor

Pazar günü başkent Kabil'e bakan Vezir Ekber Han Tepesi'nin zirvesinde nöbet tutan Taliban’a bağlı güvenlik unsurları (AFP)
Pazar günü başkent Kabil'e bakan Vezir Ekber Han Tepesi'nin zirvesinde nöbet tutan Taliban’a bağlı güvenlik unsurları (AFP)
TT

Afganistan'daki istikrarsızlık Pakistan'ın dış politikasına yansıyor

Pazar günü başkent Kabil'e bakan Vezir Ekber Han Tepesi'nin zirvesinde nöbet tutan Taliban’a bağlı güvenlik unsurları (AFP)
Pazar günü başkent Kabil'e bakan Vezir Ekber Han Tepesi'nin zirvesinde nöbet tutan Taliban’a bağlı güvenlik unsurları (AFP)

Taliban başkent Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinden bu yana Pakistan'ın dış politika sorunları çoğaldı. Bazı büyük ülkeler, Pakistan'a Afganistan'da olup bitenlere müdahale etmesi için nüfuzunu kullanması çağrısında bulundular.

Afganistan'ın Kandahar bölgesinde vatandaşlar Kurban Bayramı namazı için camiye gelirken nöbet tutan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (EPA)
Afganistan'ın Kandahar bölgesinde vatandaşlar Kurban Bayramı namazı için camiye gelirken nöbet tutan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (EPA)

Şu an Afganistan'da 4 terörist grup faaliyet gösteriyor. Bu gruplardan biri olan Taliban, şu an devleti eline geçirmiş durumda. Bunun yanında Pakistan’ın Afganistan sınırındaki şehirlerinde konuşlu 3 bin ila 4 bin savaşçısı olan Pakistan Taliban Hareketi (Tehrik-i-Taliban Pakistan/TTP) ve ABD’nin Afganistan'dan çekilmesinden sonra Afganistan'da kentsel bölgelerde yoğun terör eylemleri başlatan DEAŞ/Horasan terör örgütü ve son olarak fakat son olmayan El Kaide terör örgütü Afganistan topraklarında faaliyet gösteriyor.

Kabil'deki Kurban Bayramı öncesinde Şah Şemsiyye Camii’nin dışında nöbet tutan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (AFP)
Kabil'deki Kurban Bayramı öncesinde Şah Şemsiyye Camii’nin dışında nöbet tutan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (AFP)

Tüm bu terör örgütlerinin yanı sıra Afganistan'ın komşu ülkelerinden kaçan ve şimdi Afganistan'da saklanan silahlı gruplar da var. Bunlar arasında Orta Asya ülkelerinden gelen ve Afganistan'da Taliban'ın koruması altında gizlenen silahlı gruplar yer alıyor. Bu gruplar arasında aynı zamanda İran'dan kaçan ve şimdi Afganistan'ı İran şehirlerine ve Afganistan sınırındaki beldelere saldırılar düzenlemek amacıyla bir üs olarak kullanan Sünni gruplar da bulunuyor.

DEAŞ/Horasan ile iş birliği yapan gruplar

Pakistanlı silahlı gruplar da Afganistan'da saklanıyor ve bu grupların DEAŞ/Horasan ile iş birliği yaptığı iddia ediliyor. Bu grupların bir araya gelmeleri, Çin, İran ve Orta Asya ülkeleri gibi bölge ülkeleri için ulusötesi bir tehdit oluşturuyor. Afganistan'la sınırı olmayan güçlü ülkeler de Afganistan'da olup bitenlerin tehdidi altında. Söz konusu ülkeler arasında ABD, Hindistan ve Rusya başta gelirken daha birçok ülke de bu tehditle karşı karşıya.

Afganistan, tutarlı bir dış politika formüle etmek ve sürdürmek gibi ulus-devletin görevlerini yerine getirebilecek bir devlet kurmaktan halen uzak.

Taliban Hareketi’nin meşru bir hükümet olarak tanınması

Ayrıca, uluslararası sistemdeki hiçbir ülke Taliban Hareketi’ni Afganistan'ın meşru hükümeti olarak tanımıyor. Bu yüzden önemli konuların Taliban ile düzenli olarak görüşülmesi söz konusu değil.

ABD ve Rusya, Afganistan konusunda ortak endişelere sahipler. Burada sorumluluk iki nedenden ötürü Pakistan'a düşüyor. Bunlardan biri iç güvenliğini tesis etmesi, diğeri dış politika da dahil olmak üzere başlıca görevlerini düzenli olarak yerine getiren işleyen bir devlete sahip olması.

Dolayısıyla Afganistan'da olup bitenler Pakistan'ın sorumluluğunda ve dış politika konularının önemli bir parçası. Her şey için Pakistan’ı suçlamanın adil olmadığı doğru olsa da dünya işleri böyle dönüyor.

Öncelikle ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra Pakistan’ın dış politikası, bir ulus-devlet olarak Taliban ile Pakistan arasında ayrım yapmakta başarısız oldu. İslamabad, Taliban'la iyi ilişkilere sahip olduğu düşünülse bile bunun Taliban'la Pakistan’ın aynı düzeyde olduğu anlamına gelmediğini dünyaya anlatamadı. Pakistan’ın, Taliban'a sağladığı maddi yardım, Rusya ve İran’ın, ABD’nin çekilmesinden önce Amerikan güçlerine karşı verdikleri mücadelede Taliban’a verdiklerinin yanında oldukça önemsiz kalıyor. Ancak Pakistan işleri uzmanlarına göre kimse İran ve Rusya'dan Taliban'a verdikleri desteğin sorumluluğunu üstlenmesini istemiyor.

Kandahar'daki Şehidan Meydanı'nda Kurban Bayramı öncesinde bir caminin dışındaki üst kontrolü yapan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (AFP)
Kandahar'daki Şehidan Meydanı'nda Kurban Bayramı öncesinde bir caminin dışındaki üst kontrolü yapan Taliban’a bağlı bir güvenlik unsuru (AFP)

Dış politikada algılar gerçeklerden daha önemlidir. Bu yüzden herhangi bir bölge ülkesindeki herhangi bir terör saldırısının Pakistan'ın dış politikası üzerinde korkunç etkileri olabilir. Şu an El Kaide ve DEAŞ/Horasan örgütleri, bölgedeki terör ağlarını pekiştirmekle ve terör eylemlerini Hindistan anakarasına ve Hindistan yönetimindeki Keşmir'e doğru yaymakla meşguller. Hindistan'daki olası bir saldırı, Pakistan için çok maliyetli olabilecek bölgesel bir askeri krize neden olabilir. İkinci olarak İran, Çin ve Rusya gibi diğer bölge ülkeleri de Afganistan'daki mevcut durumdan eşit derecede endişe ediyorlar ve endişelerini düzenli olarak Pakistan hükümetine iletiyorlar.

Kurban Bayramı vesilesiyle 27 Haziran 2023'te Kandahar'daki cezaevinden tahliye edilmeye hazırlanan ve Taliban yetkililerinin konuşmasını dinleyen mahkumlar (Reuters)
Kurban Bayramı vesilesiyle 27 Haziran 2023'te Kandahar'daki cezaevinden tahliye edilmeye hazırlanan ve Taliban yetkililerinin konuşmasını dinleyen mahkumlar (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Çin Dışişleri Bakanlığı, haziran ayının ilk haftasında bölgede terörle mücadele konusunda üçlü istişareler için Pakistan ve İran’dan yetkilileri Pekin'de ağırladığını duyurdu.

Çinli, Pakistanlı ve İranlı yetkililer, bölgedeki terörle mücadele çabaları ve teröristlerin sınır ötesi faaliyetleriyle mücadele için ortak çabalar hakkında görüş alışverişinde bulundular. Terörle mücadele ve güvenliğin güçlendirilmesi konularında üçlü istişarelerin kurumsallaştırılması kararlaştırıldı. Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, toplantının üç ülkenin küresel güvenlik girişimi üzerinde çalışmak ve bölgesel güvenlik ve istikrarı artırmak için attığı başarılı bir adım olduğu belirtildi.

Rusya ise DEAŞ/Horasan’ın Afganistan'ın kuzeyindeki faaliyetleriyle ilgili endişelerini dile getirirken temkinli davranmaya özen gösterdi.

Kandahar'da Kurban Bayramı dolayısıyla tutuklular serbest bırakıldı... Taliban'ın dini lideri Molla Heybetullah Ahundzade, bir yıl hapis cezasına çarptırılan yaklaşık 144 tutuklunun serbest bırakılması talimatını verdi (EPA)
Kandahar'da Kurban Bayramı dolayısıyla tutuklular serbest bırakıldı... Taliban'ın dini lideri Molla Heybetullah Ahundzade, bir yıl hapis cezasına çarptırılan yaklaşık 144 tutuklunun serbest bırakılması talimatını verdi (EPA)

Ancak Rusya, Çin ve İran, Taliban'a karşı daha ılımlı bir tutum sergiliyorlar ve Afganistan'da ortaya çıkan radikal Sünni gruplara karşı onlarla birlikte çalışmaya istekli olduklarını ifade ediyorlar. Buradan Pakistan'ın Kabil'de Afganistan topraklarını ve hükümet kurumlarını kontrol eden bir yönetimi üzmesi akıllıca olmayacağı anlaşılırken İslamabad, en azından dünyaya tek olmadığını söyleyebilir.

Rusya’nın da bir zamanlar DEAŞ karşısında Taliban’a ulaştırılmak üzere Pakistan ile istihbarat bilgisi alışverişinde bulunduğu biliniyor.



‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
TT

İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı bölgesinde beş İsrail askerinin ‘dost ateşi’ sonucu öldürülmesinden üç gün sonra, dün (Cuma) bir İsrail savaş uçağından atılan füzenin Gazze Şeridi sınırındaki bir Yahudi kasabasına düştüğü ortaya çıktı. Olay dün sabah İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-15 savaş uçağından atılan 500 kilogramlık büyük bir füzenin Gazze Şeridi'ne komşu Eshkol bölgesindeki Yad kasabasında evlerin arasına düşmesiyle meydana geldi.

Askeri kaynaklara göre füze bir Gazze kasabasını hedef alıyordu, ancak rotasından saparak patlamadan bir İsrail hedefine isabet etti. Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre görgü tanıkları, savaşçılar ve Hava Kuvvetleri yetkilileri füzenin patlamadığını, patlayıcı madde içerip içermediğini incelemek için olay yerine koştuğunu belirtti.

Kasaba, füzenin kontrollü bir şekilde patlatılmasına hazırlanıyor. Bu nedenle kaza bölgesine yakın yerlerde yaşayan sakinler polisin talimatıyla tahliye edildi. Hava Kuvvetleri olayın nedenini ve yankılarını belirlemek üzere soruşturma başlattı.

Bölge sakinlerine dağıtılan bildiride, “Sabah saatlerinde Yad kasabasındaki bir evin bahçesinde İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçaktan atılan bir füze görüldü. Güvenlik güçleri olay yerini boşaltmak için çalışıyor. Durum uzmanlar tarafından değerlendiriliyor” ifadeleri yer aldı. Ordu olayı nadir ve tehlikeli olarak nitelendirirken, uzmanlar füzenin patlaması halinde ciddi hasar ve kayıplara yol açabileceğini belirtti.


Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
TT

Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)

Axios haber sitesinin bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminden iki üst düzey yetkili bu hafta Umman'da İranlı yetkililerle, bölgede saldırıların artmasının nasıl önlenebileceği konusunda dolaylı görüşmelerde bulundu.

İki kaynak, Biden yönetimi yetkilileri ile İranlı yetkililer arasındaki görüşmelerin, İran'ın ve bölgedeki vekillerinin eylemlerinin sonuçlarını açıklığa kavuşturmaya odaklandığını, ayrıca Amerika'nın İran nükleer programının durumuyla ilgili endişelerinin de görüşüldüğünü belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre Başkan Biden'ın kıdemli Orta Doğu danışmanı Brett McGurk ve ABD'nin İran elçisi vekili Abram Paley'in de yer aldığı görüşmeler, Amman'da benzer görüşmelerin yapıldığı ocak ayından beri ABD ile İran arasında yapılan ilk görüşme oldu,

Görüşmeler, İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e düzenlediği ve Orta Doğu'yu bölgesel bir savaşın eşiğine getiren benzeri görülmemiş füze saldırısından yaklaşık bir ay sonra gerçekleşti.

İsrail, saldırıdan birkaç gün sonra İran'a ait bir hava üssündeki S-300 hava savunma sistemini hedef alan bir misillemede bulundu.


Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
TT

Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)

Yetkililer, Amerika Birleşik Devletleri'nin dün (Cuma) İsrail'in Mısır'la olan Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirmesinden beri Gazze Şeridi'nde mahsur kalan 17 Amerikalı doktoru tahliye ettiğini duyurdu.

Adının açıklanmasını istemeyen bir ABD'li yetkili, Amerikalı diplomatların 17 doktorun Kerem Şalom sınır kapısından İsrail'e geçişini ABD'li diplomatların sağladığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü "Gazze'de mahsur kalan bazı Amerikalı doktorlar, Kudüs'teki ABD Büyükelçiliğinin yardımıyla güvenli bir şekilde bölgeden ayrıldılar" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre sözcü "Bu Amerikalı doktorların ait olduğu gruplar ve Amerikan vatandaşlarının aileleriyle yakın temas halindeydik" dedi.

Operasyon hakkında bilgi sahibi bir kaynak, gönüllü sağlık ekibinde olan üç Amerikalı doktorun, bir daha ayrılma şansına sahip olabilecekleri konusundaki belirsizliğe rağmen Gazze’de kalmaya karar verdiklerini söyledi.

İsrail güçlerinin 7 Mayıs'ta Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdiğinden beri kapıdan hiçbir insani yardım geçmedi.

İsrail ve Başbakanı Binyamin Netanyahu, aylardır Refah'a saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplumun böyle bir saldırının sivillerin yaşamı üzerindeki sonuçlarına ilişkin uyarılarına rağmen, Hamas'ı "ortadan kaldırma" hedefine ulaşmak için operasyonun gerekli olduğu konusunda ısrar ediyor.


Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
TT

Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)

İş insanlarının Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin eylemlerine polis müdahalesi için New York Belediye Başkanı Eric Adams'a baskı yaptığı ortaya çıktı.

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), gıda şirketi Kind'in kurucusu Daniel Lubetzky, risk fonu Third Point'in kurucusu Daniel Loeb, Warner Music Group'un sahibi Len Blavatnik ve gayrimenkul yatırımcısı Joseph Sitt'in, Adams'la 26 Nisan'da Zoom'dan görüştüğünü yazdı.

Görüşmenin, New York Polis Teşkilatı'ndan (NYPD) ekiplerin Columbia Üniversitesi'ne girdiği 18 Nisan'dan yaklaşık bir hafta sonra yapıldığına dikkat çekildi. 

Polis, üniversitenin talebi üzerine eylemcilere müdahale etmiş, en az 100 kişiyi gözaltına almıştı. Adams da polis müdahalesini savunarak, eylemlerin "dış etkilerin güdümünde" örgütlendiğini ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini iddia etmişti.

Haberde, Zoom görüşmesine katılan iş insanlarından Lubetzky'nin, 2025'te yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde Adams'ın yürüteceği kampanyaya maddi destek sağlanması çağrısı yaptığı belirtildi.

Gazete, Blavatnik'in nisanda 2 bin 100 dolar bağış yaptığını yazdı. WP, diğer bağışçıların kimliklerinin tespit edilemediğini aktardı.

Zoom görüşmesinde ayrıca Columbia Rektörü Minouche Shafik'le iletişime geçilmesi ve kampüse polisin girmesine müsaade etmesinin sağlanması istendi.

Ayrıca iş insanlarının Adams'tan, protestoların bastırılması ve eylemcilerin sorgulanması için NYPD'nin özel dedektiflerle çalışmasına izin vermesini istediği öne sürüldü. Haberde, Adams'ın bu seçeneğe sıcak yanaştığı savunuldu. 

Adams'ın yardımcısı Fabien Levy, WP'ye açıklamasında iddialara doğrudan yanıt vermezken, polisin kampüse üniversite yönetiminden gelen talep üzerine iki kez girdiğini söyledi. 

NYPD ekipleri, 30 Nisan'da tekrar Columbia kampüsüne girmiş, birçok akademisyen ve öğrenciyi gözaltına almıştı. Gazete, Shafik'in talebi üzerine polislerin halen kampüste olduğunu aktardı. 

İkinci polis müdahalesinin ardından yaptığı açıklamada Adams, "Barışçıl protestolar Yahudi düşmanı gösterilere döndüğü için harekete geçtik" demişti.

Milyarderlerin WhatsApp grubu

WP, Zoom görüşmesine katılan kişilerin yanı sıra aralarında Starbucks'ın eski CEO'su Howard Schultz, Dell CEO'su Michael Dell ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın kardeşi Joshua Kushner'ın yer aldığı isimlerin bir WhatsApp grubu kurduğunu aktardı.  

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen kaynaklar, "İsrail'de mevcut durum" adlı sohbet grubunun Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den kısa süre sonra kurulduğunu söyledi. 

WhatsApp'taki yazışmaların, Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı Barry Sternlicht'in bir çalışanı tarafından başlatıldığı, iş insanının gruba doğrudan üye olmadığı ifade edildi. 

Gazete, çalışanın 12 Ekim'de gruba attığı mesajla misyonu şu şekilde belirlediğini aktardı:  

İsrail savaşı cephede kazanmak için mücadele ederken, sohbet grubunun üyeleri Hamas karşıtı bir bilgilendirme kampanyasını finanse ederek, ABD kamuoyunu kendi tarafına çekip savaşın kazanılmasına destek sağlayacak.

Amerikan haber sitesi Semafor, kasımdaki haberinde Sternlicht'in 50 milyon dolarlık bir Hamas karşıtı medya kampanyası başlattığını öne sürmüştü. WP, kampanyaya WhatsApp grubundaki bazı kişilerin de katıldığını iddia etti.

WP, ayrıca gruptaki bazı isimlerin, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennet ve İsrail'in ABD Büyükelçisi Michael Herzog'la görüştüğünü aktardı.  

Eski Starbucks CEO'su Schultz'un, 16 Ekim'de gruba attığı mesajda Bennet'in özellikle görüşmeden memnun kaldığını yazdığı belirtildi.

Haberde, sohbet grubunun mayıs başında kapatıldığı aktarıldı.

Independent Türkçe, Washington Post, Semafor


Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
TT

Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)

Norveç'e bağlı Svaldbard takımadasındaki son özel mülk 300 milyon euroya satılığa çıkarıldı. 

Fransız haber ajansı AFP'nin aktardığına göre, Arktik Okynausu'ndaki satılık arazi yaklaşık 60 kilometrekare büyüklüğünde. Üzerinde hiçbir yapının yer almadığı arazininyaklaşık 5 kilometre uzunluğunda kıyı şeridi var.

Takımadaların batısındaki Wedel Jarlsberg bölgesinde yer alan Sora Fagerfjord adlı arazi, Norveçli Aktieselskabet Kulspids firmasına ait. 

Şirketin avukatı Per Kyllingstad, firmanın Oslolu sanayiciler tarafından bölgede asbest madenciliği yapmak için kurulduğunu fakat bununla ilgili arazide hiçbir çalışılma yürütülmediğini belirtti. 

Avukat, satışın Norveç'in Svalbard üzerindeki egemenliğini tanıyan Svalbard Anlaşması uyarınca yapılacağını söyledi.

1920'de yapılan anlaşmada, aralarında Türkiye'nin yanı sıra Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Japonya'nın da bulunduğu 46 ülkenin imzası var.

Kyllingstad, anlaşma gereği tüm ülkelerin satın alma sürecine eşit şekilde dahil olabileceğini söylerken, "Uzun süredir Kuzey Kutbu ve Svalbard'a gerçekten ilgi gösterdikleri için Çinliler, araziyi satın alabilecek potansiyel müşteriler arasında" dedi. 

Avukat, Norveç'in Svalbard'daki Longyearbyen bölgesine havalimanı ve ev inşa ettiğine dikkat çekti. 

Ayrıca Barentsburg bölgesinde de Rusya'ya ait bir kömür madeni faaliyet gösteriyor. Anlaşmaya göre Svalbard'a askeri üs inşa edilmesi yasak.

Kyllingstad, 2018-2019'da arazinin satışı için Norveç devletiyle görüşüldüğünü fakat fiyatta anlaşılamadığı için sürecin olumsuz sonuçlandığını söyledi. 

Arazinin satış işlemlerine destek sağlayan hukuk firması Zeiler Floyd Zadkovich'ten avukat Jonathan Webb, potansiyel alıcılar arasında çeşitli devletlerin yanı sıra ultra yüksek gelirli kişilerin olduğunu söyledi. 

Norveç'teki Fridtjof Nansen Enstitüsü'nden Andreas Osthagen, bölgenin 50 ila 100 yıl sonra çok değerlenebileceğine işaret ederek, Çinlilerin araziyi satın almaya çalışmasının Norveç makamlarını harekete geçirecek bir hamle olacağını belirtti.

Independent Türkçe, AFP, CNN


İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
TT

İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)

İsveç polisi bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, devriye ekiplerin silah sesi olduğundan şüphelendikleri bir ses duyması üzerine birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve Stokholm'de geniş bir alanı kordon altına aldıklarını belirterek, polis tarafından kordon altına alınan bölgede İsrail Büyükelçiliği’nin de bulunduğunu kaydetti.

İsveç polisinin internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Stokholm'deki Strandvagen'de devriye ekipleri bir ses duydu ve bunun bir silah sesi olduğundan şüphelendi” ifadesi yer aldı. Açıklamada, söz konusu bölgenin başkentteki Djurgarden Köprüsü, Nobel Parkı ve Oscar Kilisesi arasında yer aldığına dikkat çekildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre polis, birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve olayla ilgili soruşturma başlattıklarını belirtti.


ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
TT

ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)

ABD Temsilciler Meclisi'nde Başkan Joe Biden'ın İsrail'e silah sevkiyatını engelleme yetkisini zayıflatan bir karar tasarısının onaylanmasına karşı çıkan İsrail yanlısı bazı Demokrat üyeler, oylamayı ‘İsrail'i ve Yahudi toplumunu ABD'nin siyasi mücadelesinde kullanmaya yönelik utanç verici bir girişim’ olarak nitelendirerek şiddetle eleştirdi.

Söz konusu gelişme, ABD Temsilciler Meclisi'nin İsrail'e silah sevkiyatını zorunlu kılan bir tasarıyı onaylamasının ardından geldi. Cumhuriyetçiler, yedi ayı aşkın bir süredir Gazze Şeridi'nde Hamas'la savaşan İsrail'e mühimmat sevkiyatını askıya alma kararı alan Başkan Joe Biden üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığı habere göre, Demokrat üyeler Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson'a ‘tek taraflı yasa tasarıları’ politikasını durdurması ve İsrail'i destekleyen iki partili bir konsensüsü yeniden tesis etmesi çağrısında bulunuyor.

Demokrat üyeler tarafından yapılan açıklamada, ABD-İsrail ilişkilerinin tehlikeye atılmaması, Hamas'ın ortadan kaldırılması ve Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından tutulan tüm esirlerin geri dönmesinin sağlanması için Cumhuriyetçi meslektaşlarıyla birlikte çalışmaya hazır oldukları ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre tasarı, Biden'ın Kongre tarafından İsrail'e onaylanan herhangi bir silah sevkiyatını engelleme, durdurma veya iptal etme kabiliyetini zayıflatıyor.

Tasarı ayrıca İsrail'in askıya alınan silah sevkiyatlarının yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde teslim edilmesini gerektiriyor.

CNN’e göre Demokratların kontrolündeki Senato'nun tasarıyı reddetme olasılığı düşükken, Beyaz Saray'ın da Biden'ın Kongre'den geçen yasayı onaylayacağını söylediği belirtildi.


Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)
TT

Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)

Fransız polisi, ülkenin kuzeybatısındaki Rouen'de bir sinagogu ateşe vermeye çalışan bıçaklı ve demir sopalı bir şahsı etkisiz hale getirdi.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Fransız polisi Rouen'de bu sabah erken saatlerde kentteki sinagogu ateşe vermek isteyen silahlı bir kişiyi etkisiz hale getirdi. Gösterdikleri tepki ve cesaretten ötürü kendilerini kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Dosyaya yakın kaynağa göre, sinagogu ateşe vermeye çalışan adamın elinde ‘bıçak ve demir sopa’ vardı. Ateş açan polislere yaklaşan şahıs öldürüldü.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.