Putin: “(NATO üyeliğinin) Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından eminim”

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Putin: “(NATO üyeliğinin) Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından eminim”

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın olası NATO üyeliğinin Rusya’nın güvenliği açısından tehdit yaratacağını belirterek, “Bunun Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından ve genel olarak dünyayı çok daha savunmasız hale getireceğinden ve uluslararası arenada ek gerginliğe yol açacağından eminim.” dedi.

Putin, Rus devlet kanalı Rossiya 24’e yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın olası NATO üyeliği ve 17 Temmuz’da sona erecek tahıl anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ukrayna’ya silah sevk edilen uzun menzilli füzelerin hasar verdiğini, ancak çatışma bölgesinde kritik bir değişim yaratmadıklarını vurgulayan Putin, “Aynı şey yabancı tanklar ve piyade savaş araçları için de geçerli. Dün akşam itibariyle, yalnızca 4 Temmuz'dan bu yana 311 tank imha ettik ve bunların önemli bir kısmı, sanırım en azından üçte biri, Leopar tankları da dahil olmak üzere Batı yapımı.” diye konuştu.

Putin, Ukraynalı askerlerin çoğu zaman Batı yapımı tanklara binmeyi bile reddettiklerini anlatarak, “Neden mi? Adamlarımız için öncelikli hedef oldukları için çatışma bölgesinde her şeyden önce yok edilirler. Onlar da diğerleri gibi yanıyor, hatta Sovyet yapımı meşhur T-72 tanklarından bile daha iyi yanıyorlar.” dedi.

Yeni silah sevkiyatlarının Ukrayna için durumu yalnızca daha ağırlaştıracağını ve çatışmayı alevlendireceğinin altını çizen Putin, bu durumdan fayda sağlayanların bulunduğunu söyledi.

- Ukrayna’nın olası NATO üyeliği

Ukrayna’nın NATO’ya olası üyeliğinin Rusya’nın güvenliği açısından tehdit yaratacağını vurgulayan Putin, “Aslında, özel askeri operasyonun nedenlerinden biri de Ukrayna'nın NATO'ya katılma tehdididir.” ifadesini kullandı.

NATO üyeliğinin Ukrayna’nın güvenliğine katkı sağlamayacağı düşüncesini paylaşan Putin, “Bunun Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından ve genel olarak dünyayı çok daha savunmasız hale getireceğinden ve uluslararası arenada ek gerginliğe yol açacağından eminim. Bu nedenle, bunda iyi bir şey görmüyorum.” diye konuştu.

Putin, Ukrayna’nın kendi güvenliğini sağlama alma hakkına sahip olduğunu belirterek, “Tek bir sınırlama var. Bir ülkenin güvenliği sağlanırken başka bir ülkenin güvenliği tehlikeye atılmamalıdır. Dolayısıyla şu anda hem NATO'nun hem de G7'nin ilan ettiklerinde bizim için olağan dışı bir şey yok ve bu tür konuların istişare edilmesine de karşı değiliz. Ancak bir kez daha tekrar ediyorum, zorunlu bir koşul olarak Rusya’nın güvenliğinin sağlanması şartıyla.” değerlendirmesinde bulundu.

- Tahıl anlaşması

Ukrayna tahılının ihracatının sağlanmasına yönelik imzalanan tahıl anlaşmasındaki şartların uygulanmadığına işaret eden Putin, “Birleşmiş Milletler ile yapılan bu anlaşmada Rus çıkarlarının dikkate alınması gereken noktaları vardı. Lojistik, sigorta, ürünlerimizin ödemesiyle ilgili nakit akışı ve diğer birçok nokta. Bunu vurgulamak istiyorum, hiçbir şey yapılmadı. Bu tamamen tek taraflı bir oyun. Ama yetti artık.” dedi.

Putin, söz konusu duruma rağmen anlaşmayı kendi iradeleriyle defalarca uzattıklarını ifade etti.

Rusya’nın anlaşmadaki katılımını sonlandırabileceğini kaydeden Putin, “Eğer herkes bize verilen tüm sözlerin yerine getirileceğini yineliyorsa, bırakın bu vaatleri yerine getirsinler. Biz de bu anlaşmaya hemen katılacağız. Önce uzatma, sonra vaatleri yerine getirme seçeneği artık Rusya'ya uygun değil. Önce taahhütlerin yerine getirilmesi öncelikli olsun, ardından da bizim katılımımız gelir.” ifadelerini kullandı.

Putin, Birleşmiş Milletler'in Rusya'ya gönderdiği bildirilen mektubu henüz görmediğini, anlaşmanın sona ermesine hala birkaç gün kaldığını ve ne yapacaklarını düşüneceklerini söyledi.



Hamaney'in danışmanı: Roma'daki müzakereciler ABD ile kapsamlı bir anlaşmaya varmak için "tam yetkiye" sahip

 ABD elçisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
 ABD elçisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
TT

Hamaney'in danışmanı: Roma'daki müzakereciler ABD ile kapsamlı bir anlaşmaya varmak için "tam yetkiye" sahip

 ABD elçisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)
 ABD elçisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)

İran Lideri Ali Hamaney'in danışmanlarından Ali Şemhani bugün yaptığı açıklamada, Tahran ve Washington arasında İtalya'nın başkentinde yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde Roma'daki müzakerecilerin ABD ile kapsamlı bir anlaşmaya varmak için “tam yetkili” olduklarını söyledi.

İran devlet medyasının aktardığına göre Şemhani, “İranlı müzakereciler Roma'ya tam yetkiyle gittiler ve ciddiyet, garantilerin sağlanması, yaptırımların kaldırılması, tehditlerden kaçınılması, müzakerelerde hız, (İsrail gibi) sorun çıkaranların engellenmesi ve yatırımların kolaylaştırılması gibi dokuz ilke temelinde kapsamlı bir anlaşmaya varmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Şemhani İran'ın teslim olmak için değil, dengeli bir anlaşmaya varmak için geldiğini vurguladı.

İran devlet televizyonu İran ve Amerika arasında Roma'da yapılacak dolaylı görüşmelerin Tahran saati ile öğlen (TSİ 8:30) başlayacağını bildirdi.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi başkanlığındaki İran heyeti görüşmelere katılmak üzere bugün erken saatlerde Roma'ya geldi.

Arakçi, ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff ile “dolaylı” görüşmelerin ikinci turuna liderlik edeceği Roma'da gece saatlerinde İran devlet uçağından inerken görüldü.

İran ve ABD arasında Tahran'ın nükleer hedefleri konusunda on yıllardır süren anlaşmazlığı çözmek için yapılan görüşmelerin ikinci turu bugün Roma'da başlarken, ABD Başkanı Donald Trump diplomatik çabaların başarısız olması halinde askerî harekât tehdidinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Arakçi ve Witkoff, her iki tarafın da yapıcı olarak nitelendirdiği Muskat'taki ilk turdan bir hafta sonra bugün, Ummanlı arabulucular aracılığıyla dolaylı olarak müzakere gerçekleştirecekler.

Bazı İranlı yetkililerin yaptırımların yakında kaldırılabileceği yönündeki spekülasyonlarının ardından Tahran, hızlı bir anlaşma beklentilerini en aza indirmeye çalışıyor. İran Lideri Ali Hamaney geçen hafta yaptığı açıklamada “ne aşırı iyimser ne de aşırı kötümser” olduğunu söyledi.

Trump ise dün gazetecilere verdiği demeçte “İran'ın nükleer silaha sahip olmasını kesinlikle engellemekten yanayım. Nükleer silaha sahip olamazlar. İran'ın büyük, müreffeh ve harika bir ülke olmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.