Rekor seviyedeki sıcak hava dalgası tüm dünyayı kavuruyor

Sıcaklıklar, Avrupa’dan ABD ve Çin’e kadar tüm bölgeleri etkisi altına aldı.

Lübnan’ın güneyindeki bir bölgede, cuma günü erken saatlerde yangın çıktı. (AFP)
Lübnan’ın güneyindeki bir bölgede, cuma günü erken saatlerde yangın çıktı. (AFP)
TT

Rekor seviyedeki sıcak hava dalgası tüm dünyayı kavuruyor

Lübnan’ın güneyindeki bir bölgede, cuma günü erken saatlerde yangın çıktı. (AFP)
Lübnan’ın güneyindeki bir bölgede, cuma günü erken saatlerde yangın çıktı. (AFP)

Avrupa ve ABD’nin büyük bir kısmı, yaz mevsiminin ve eşi benzeri görülmemiş sıcak hava dalgalarının geri gelmesiyle birlikte adeta kavurucu bölgelere dönüştü.

İklim değişikliği krizinin şiddetlenmesi ve uzmanların sıcak hava dalgalarının Avrupa ve ABD’de normal bir olay olarak artacağı yönündeki uyarıları ile birlikte bir dizi Avrupa ülkesi ve ABD eyaleti, önümüzdeki günlerde şiddetli sıcak hava dalgalarına karşı dikkatli olmaları yönünde halka uyarılarda bulundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre geniş kapsamlı yapılan yeni bir çalışma, ‘rahatsız edici sıcak günlerdeki’ göreli artıştan küresel düzeyde en çok etkilenecek ülkelerin İngiltere ve İsviçre olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

ABD’de devlet kurumları Teksas, Arizona, Nevada ve Kaliforniya’da sıcaklıkların tehlikeli seviyelere çıkmasını beklerken İtalya, İspanya, Fransa, Almanya, Polonya ve Yunanistan gibi Avrupa ülkeleri, yer yer sıcaklıkları 48 santigrat dereceye ulaştıracağı tahmin edilen şiddetli sıcak hava dalgalarıyla karşı karşıya.

Rekor sıcaklık dereceleri

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) İtalya’daki Sicilya ve Sardunya adalarında önümüzdeki günlerde Avrupa’nın tanık olduğu en yüksek sıcaklıkların kaydedilebileceğini duyurdu.

ABD Kaliforniya ajansındaki meteorologlar, önümüzdeki iki gün içinde sıcaklığın, Death Valley (Ölüm Vadisi) çölünde daha önce güvenilir araçlarla kaydedilen en yüksek hava sıcaklığına eşitleneceğini veya aşacağını tahmin ediyorlar. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) mutlak dünya rekorunu 56,7 santigrat derece olarak kaydetmişti.

Sıcak hava dalgaları Kuzey Afrika’ya da uzanıyor. Fas, tehlikeli sıcak hava dalgalarının yaşandığı birkaç ilde kırmızı alarm verdi. Bu yıl sıcak hava dalgaları Çin’i de vurdu. Geçen pazartesi günü, büyük elektrik şirketlerinden biri, sıcaklığın artmasıyla bağlantılı olarak talep artışı sebebiyle günlük elektrik üretiminde rekor bir seviye kaydedildiğini duyurdu.

Bu yaz sıcak hava dalgalarının geri dönmesiyle birlikte sıcaktan yaşamını yitirenlerin sayısının da artması bekleniyor.

Ölüm ve yangın riskleri

Geçen yaz, sıcaklıklarda en hızlı artışın yaşandığı Avrupa’da, sıcaklığa bağlı yaklaşık 60 bin ölüm kaydedilmişti. WMO’ya göre, son 20 yılda Avrupa’da sıcaklık her 10 yılda yarım santigrat derece arttı. Şimdi uzmanlar, küresel sıcaklıkların 2050 yılına kadar 2 santigrat derece artmaya devam edeceğini tahmin ediyor. Ancak uzmanlar, Avrupa’daki sıcaklıklardaki artışın daha da yüksek olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

İngiltere’deki Bristol Üniversitesi’nden Coğrafi Bilimler öğretim üyesi Alan Kennedy-Asser, yeryüzünün sıcaklığında iki derecelik artış olacağı yönündeki tahminin, karadan daha yavaş ısınan okyanusları da içeren genel bir oran olduğunu belirtiyor. Asser, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte bunun karadaki sıcaklıkların daha da artarak Avrupa’da 3 derece veya üzerine çıkacağı anlamına geldiğini bildirdi.

Söz konusu tahminler, mevcut küresel iklim değişikliğiyle mücadele planlarını da dikkate alıyor. Dünya genelindeki iklim değişikliği önleme planlarının tam anlamıyla uygulanacağı ve 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşılacağı varsayımına göre yeryüzündeki sıcaklığın artışına ilişkin tahminlerde bulunuyor.

Fotoğraf Altı: Bükreş’te çocuklar sıcaktan kaçmak için halka açık parklara akın etti. (AP)
Bükreş’te çocuklar sıcaktan kaçmak için halka açık parklara akın etti. (AP)

Şimdiye kadar 10 yılda yaşanan yarım santigrat derecelik bir artış Avrupa’da önemli iklim değişikliklerine neden oldu. Genellikle soğuk olan Güney Avrupa ülkelerinde, yazın şiddetli sıcak hava dalgaları normalleşerek her yıl daha da şiddetlenmeye başladı. Orman yangınları da her yıl yeni alanları içine alarak büyüyor. Peki, sıcaklıklar artmaya devam ederken, önümüzdeki yıllarda Avrupa’yı gerçek anlamda ne bekliyor?

Yaşlıları saran tehlike

Uzmanlar, artan sıcaklıkların etkilerinin insanlarda ve kısıtlamalarda kendini göstereceği görüşünde Almanya’nın Potsdam kentindeki İleri Sürdürülebilirlik Çalışmaları Enstitüsü’ne (IASS) göre önümüzdeki yıllarda yüksek sıcaklıklara bağlı ölümlerin sayısı artacak. Enstitü araştırmacısı Erika von Schneidemesser, havadaki ozon gazı miktarının artmasının neden olduğu yüksek sıcaklıklar ve kirliliğin, erken ölüm sayısında bir artışa neden olacağını ve akciğer işlevleri ve solunum yolu ile ilgili hastalıkları artıracağını belirtiyor. Erika von Schneidemesser Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yüksek sıcaklıktan kaynaklanan havadaki ozon artışının aynı zamanda pek çok kişinin çalışamaz hale gelmesine veya işini yapamamasına yol açacağını vurgulayarak özellikle yaşlıların bu durumdan büyük ölçüde etkileneceğini söyledi.

Fotoğraf Altı: Piazza del Popolo’daki bir çeşmede serinlemeye çalışan bir İtalyan. (Reuters)
Piazza del Popolo’daki bir çeşmede serinlemeye çalışan bir İtalyan. (Reuters)

Araştırmacı, bunun hastaneler üzerindeki artan baskı nedeniyle Avrupa’daki sağlık sistemleri üzerinde doğrudan etkilerinin olacağını öne sürüyor.

Ekonomide ve tarımsal verimde düşüş

İklim değişikliğinin etkileri tarım ürünlerine de uzanıyor. Erika von Schneidemesser, iki yıl önce yönetip yayınladığı bir araştırmasına göre, Avrupa’da buğday üretiminin 2025 yılına kadar 2000 yılına göre yüzde 10 ve hasat edilen mısır miktarının yüzde 40 oranında düşeceğini tahmin ediyor.

Uzmanlar, canlılar üzerindeki etkilerinin ötesinde, Avrupa ülkeleri için büyük ekonomik sonuçları olacak başka etkiler konusunda da uyarıda bulunuyor. Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nde (PIK) araştırmacı olan Hazem Krichene, Avrupa ülkelerindeki ekonomik kayıpların milyarlarca euroyu bulacağını tahmin ediyor. Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, başlıca Avrupa ekonomileri üzerinde yapılan iklim riski stres testine göre İtalya’nın Avrupa’nın en riskli ülkesi olduğunu, Almanya’nın ise en risksiz ülkesi olduğunu söylüyor. Krichene, Avrupa’nın en büyük beş ekonomisinde (Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Hollanda) yeşil enerjiye geçiş maliyetine ek olarak esas olarak orman yangınları, su kıtlığı ve sellerin neden olduğu kayıpların 2020 ile 2025 arasında 30 trilyon euro olacağını tahmin ediyor. Sadece İtalya’nın 2025 yılına kadar Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYH) yüzde 14’ü kadar bir kayıpla karşı karşıya kalacağını söylüyor. Krichene, bu kayıpların mevcut iklim planlarını uygulama taahhüdü baz alınarak tahmin edildiğine dikkat çekiyor.

Fotoğraf Altı: İspanya’da kuraklık ormanları ve tarım alanlarını da vuruyor. (AFP)
İspanya’da kuraklık ormanları ve tarım alanlarını da vuruyor. (AFP)

İklim değişikliği uzmanları, Almanya gibi aşırı sıcaklara hazırlıksız olan ülkelerde birçok mülkün değerini kaybetme riskinin arttığına dikkat çekiyor. Yıkılma korkusuyla sigortasındaki artışa karşılık artan riskler nedeniyle değer kaybına uğrayan sel bölgelerinde veya ormanlardaki evleri örnek olarak gösteriyor.

Sıcaklıkla mücadelede altyapı yetersizliği

Başta güney bölgeleri olmak üzere Avrupa ülkelerinin, özellikle altyapılarının uygun olmadığı göz önüne alınınca aşırı sıcak hava dalgalarıyla ne derece başa çıkabileceği karşısında endişeler artıyor.

İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi güney Avrupa ülkeleri iklim değişikliği nedeniyle kabarık bir fatura ile karşı karşıya kalabilecek olsalar da aşırı sıcaklarla baş etmeye alışkınlar ve altyapıları sıcaklıklarda beklenen artışa hazırlık açısından daha nitelikli sayılıyor. Buna karşın, sıcaklıklar artmaya devam ederken kuzey Avrupa ülkeleri benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Bristol Üniversitesi’nden Alan Kennedy-Asser, geçen yaz İngiltere’nin temmuz ortasında sıcaklığın 39 santigrat dereceye ulaşmasının ardından Londra Luton Havalimanı’ndaki iki pistin asfaltının erimesini örnek olarak verdi. Kennedy-Asher, yüksek sıcaklıkların etkisinin, bazı istasyonların yüksek sıcaklıklara maruz kalması nedeniyle trenlerin ve elektrik tedariğinin gecikmesine kadar uzandığına dikkat çekti. Özellikle 19’uncu yüzyılda soğuk hava nedeniyle ısıyı tutacak şekilde inşa edilen eski evlerin yapısına atıfta bulunan Kennedy-Asher, geçmiş yıllardaki yüksek sıcaklıkların, yağmur suyuyla genişlerken kuraklık ve yüksek sıcaklıkla çekilen bir harç kullanılan bu eski binalarda çatlaklara neden olduğunu kaydetti.

Kennedy-Asser, Kıta’nın güneyinde yer alan Avrupa ülkelerinin, yoğun sıcağa nasıl uyum sağlayacaklarını kuzey ülkelerinden ‘öğrenmesi’ ve sıcaktan kaynaklanan sorunların azaltılmasına katkıda bulunacak adımlar atması gerektiğini vurguluyor.

Yüksek sıcaklıklar binaların kusurlarını ortaya çıkarıyor

İngiltere’deki Open Üniversitesi’nden İklim Sistemleri alanında öğretim görevlisi Leslie Mabon, sıcaklık artışlarıyla ilişkili sorunların hazırlıksız ülkelerde artacağını söylüyor. Örnek olarak İngiltere’deki balkonsuz ve havalandırmaya müsait olmayan yapıları veriyor. Serin kalabilen ve sıcaklıkla başa çıkabilen evlerin inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, Avrupa’nın sadece evler açısından değil, daha geniş anlamda yollar ve altyapılar açısından da sivil mühendislikle ilgili krizlerle karşılaşacağını belirtiyor. Hükümetlerin iklim değişikliğiyle başa çıkabilme konusunda daha fazla planlama yapması, inşaat ve sivil mühendislik sektörüyle ortak projeler oluşturması, bu alanlarda gerekli kişileri eğitmesi ve istihdam yaratması gerektiğini vurguluyor.

Su seviyesinin yükselme tehlikesi

Dünyanın diğer tarafında, Antarktika’da buz kütleleri küçülmeye devam ediyor. Bu tabakalarının erimesi, okyanus sularının yükselmesi ve sel riskini artırıyor. Uzmanlara göre Antarktika’daki yüzen buz kütleleri, geçen ay sanayi öncesi döneme göre en düşük seviyelerine ulaştı.

Fotoğraf Altı: İspanya, Kastilya-La Mancha’da su eksikliği nedeniyle artan deniz yosunlarını temizleme operasyonu yapıldı. (AFP)
İspanya, Kastilya-La Mancha’da su eksikliği nedeniyle artan deniz yosunlarını temizleme operasyonu yapıldı. (AFP)

Dünyanın sıcaklığı artmaya devam ettikçe, buzullar daha hızlı bir şekilde erimeye devam edecek. Çevre uzmanları, Grönland ve Batı Antarktika’da ne kadar buzun eriyip okyanuslara ulaşacağını kestiremiyorlar. Ancak dünyadaki tüm buz tabakalarının erimesi deniz seviyesini ortalama 70 metre yükseltecek ve bu da kıyı kentlerinin sular altında kalacağı ve kara alanının büyük ölçüde azalacağı anlamına geliyor.

Bununla birlikte, buz tabakasının erimeye devam edeceği yönündeki beklentilere rağmen uzmanlar, geçmişte tamamen erime olmadan sıcak dönemler yaşandığı gerçeğinden hareketle buzdağlarının tamamen eriyeceğine ihtimal vermiyorlar.



Trump'ın müttefiklerinin onu 'çılgın bir destekçi’ diye uyardıkları Loomer kim?

 Laura Loomer (AFP)
Laura Loomer (AFP)
TT

Trump'ın müttefiklerinin onu 'çılgın bir destekçi’ diye uyardıkları Loomer kim?

 Laura Loomer (AFP)
Laura Loomer (AFP)

İsa en-Nehari

Sağcı aktivist Laura Loomer'ın Donald Trump'la sık sık bir araya gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Son olarak Demokrat Parti’nin Hint ve Afrika kökenli başkan adayı Kamala Harris'in kazanması halinde Beyaz Saray'ın köri gibi kokacağını söyleyen Loomer'ın geçmişteki tartışmalı açıklamaları, sadece Demokratların değil, Loomer'ın artan nüfuzuna ve partiyi bölebilecek etkisine karşı uyaran Trump destekçisi Cumhuriyetçilerin de tepkisini çekti.

Loomer'ın Harris'e ‘uyuşturucu kullanan fahişe’ demesi, İslam dinini ‘kanserli bir tümör’ olarak tanımlaması ve İslam dinine duyduğu nefretten ‘gurur duyduğunu’ söylemesi de diğer tepki çeken ifadelerinden sadece birkaçı. New York Times (NYT) gazetesine göre Loomer'ın 2017 yılında attığı ve Akdeniz'i geçen yaklaşık 2 bin göçmenin ölümünü kutladığı bir tweet sosyal medyada viral olmuştu.

Komplo teorileri barındıran söylemleri, Müslüman sürücüleri hedef almasının ardından Facebook ve Instagram hesaplarının yanı sıra araç çağırma uygulamaları Uber ve Lyft hesaplarının askıya alınmasına neden olmuştu. Twitter hesabı da kapatılmıştı, ancak Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından ismini değiştirerek X platformu olarak ifade özgürlüğünü teşvik etmeye yönelik genel politikasının bir parçası olarak Loomer'ın hesabı yeniden etkinleştirildi.

Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Radikal sağcı komplo teorisyeni Loomer'la ilgili bir haberinde Donald Trump'ın Nancy Pelosi gibi siyasi rakiplerine ‘çılgın’ demeyi sevdiği vurgulanarak “O halde neden 11 Eylül komplo teorisinin destekçisi Laura Loomer ona eşlik ediyor? Trump, Bayan Loomer ile birlikte olmaktan mutlu görünüyor. Bu, kendisine seçim zaferine mal olabilir” ifadeleri yer aldı.

Eski Başkan’ın yakın çevresi, Trump'ın Loomer’ın tavsiyelerini dinlediğini söylüyor. Gazete, Loomer’ın Twitter hesabının askıya alınmasını protesto etmek için 2018 yılında sosyal medya platformunun New York'taki merkezi önüne kendini zincirlemesi, Florida Valisi’nin eşi Casey DeSantis'in meme kanseri konusunda yalan söylediğini ima etmesi ve kendisini eleştiren Senatör Lindsey Graham'a iftira atması gibi tuhaf geçmişine atıfta bulunarak Trump'ın Loomer’ın tavsiyelerini dinlemesine karşı uyardı.

Peki, kim bu Loomer?

Laura Loomer, 1993 yılında Arizona'da doğdu. İnternet dünyasına ilk adımını 2015 yılında bir üniversite öğrencisiyken, kampüste DEAŞ yanlısı bir kulüp kurma önerisini tartışan üniversite yetkililerinin videosunu gizlice kaydedip yayınlayarak attı. Cumhuriyetçi Parti 2020 yılında Trump'ın desteğiyle onu Florida'daki kongre seçimlerinde aday gösterdi, ancak Demokrat Partili rakibine karşı kaybetti. Bundan iki yıl sonraki ikinci denemesi de başarısız oldu.

Loomer (31) kendisini ‘beyaz milliyetçi yanlısı’ olarak nitelendiriyor. ABD’yi de ırk çeşitliliği sonucu yok edilmiş bir ‘beyaz Yahudi-Hıristiyan etno devleti’ olarak tanımlıyor. Sosyal medyada, özellikle de X platformunda oldukça aktif olan Loomer, 1,2 milyon takipçisiyle ABD'nin en önde gelen komplo teorisyenlerinden biri. Önceleri 11 Eylül'ün ABD hükümeti tarafından gerçekleştirilen bir komplo olduğuna inanıyordu, ancak daha sonra bu teorisinden geri adım attı.

Loomer, 2017 yılında New York'ta Shakespeare'in Julius Caesar oyunu sahnelenirken gösterimin yarıda kesilmesine yol açtıktan sonra dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Loomer, oyun sırasında sahneye atlayıp suikasta kurban giden Julius Caesar’ı canlandıran aktörün Trump'a benzeyen bir kostüm giymesine “Bu Donald Trump'a karşı bir şiddettir!” diye bağırarak itiraz etti. Loomer, kendi ifadesiyle ‘sağ kanada karşı siyasi şiddetin normalleştirilmesine’ bir son verilmesini istedi.

Cumhuriyetçilerden eleştiri

Loomer, Harris ile münazaranın yapılacağı gün Trump'la birlikte seyahat ettikten ve 11 Eylül anma törenine katıldıktan sonra başkanlık seçimleri sürecinde ön plana çıktı. Bu durum, özellikle de Loomer'ın arkasında olduğuna inanılan Trump’ın göçmenlerin kedi ve köpekleri yediğine ilişkin son açıklamasının ardından, Loomer'ın Trump üzerindeki etkisinin boyutuna ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Aşırı sağcı olmakla suçlanan Cumhuriyetçi Temsilci Marjorie Taylor Greene, Trump'ı Loomer'ı bölgesinde tutmaması konusunda uyararak onu ‘belgelenmiş bir yalancı’ olarak nitelendirdi. Loomer’ın açıklamalarını ‘dehşet verici ve son derece ırkçı’ olarak nitelendiren Greene, Loomer hakkında “Biz Cumhuriyetçileri ve ABD’yi yeniden büyük yapma kampanyasını temsil etmiyor” dedi.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise Loomer tarafından yapılan açıklamaların ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi. Senatör Thom Tillis da X hesabından yaptığı paylaşımda, Laura Loomer'ın ‘düzenli olarak Cumhuriyetçileri bölmeyi amaçlayan berbat sözler sarf eden çılgın bir komplo teorisyeni’ olduğunu yazdı.

Loomer’ın Trump’ın seçim kampanyasıyla bağlantısı

Şarku’l Avsat’ın NYT’den aktardığı habere göre Trump geçtiğimiz yıl Loomer'ı seçim kampanyasında görevlendirmeye sıcak bakıyordu. Fakat üst düzey yardımcılarının, Loomer'ın seçim çalışmalarına zarar verebileceği yönündeki endişelerini dile getirmesi üzerine geri adım attı. Ancak Loomer, Trump'ın seçim çalışmalarında yer bulamamasına rağmen eski Başkan’a yakın olmaya devam etti. Bu durum, Trump’ın seçim kampanyası içindeki ve dışındaki bazı müttefiklerini üzdü.

Haber sitesi Semafor, Trump’ın seçim kampanyası ekibine yakın bir kaynağın, Loomer'ın Trump'ın zayıflıklarını daha da kötüleştireceğine dair ciddi endişeler olduğunu söylediğini aktardı. Semafor’a göre kampanya ekibine yakın bir başka kaynak ise Loomer'ın rolünü küçümsedi ve Trump’ın Harris ile olan münazarasının hazırlıklarına dahil olmadığını söyledi.

Düzenli olarak Trump'ı destekleyen etkinliklere katılan Loomer, daha önce de Trump'ın Florida'daki malikanesinde görülmüştü. Loomer, Bu yılın başlarında Trump’ın uçağıyla Iowa'ya gitmiş ve Trump burada düzenlenen bir etkinlikte onu sahneden selamlamıştı. Trump, ayrıca Truth Social hesabında Loomer tarafından yayınlanan videoları paylaşmıştı.

Loomer, geçtiğimiz hafta 11 Eylül saldırılarının yıldönümünü anma töreninde Trump'ın yanında göründükten sonra Trump'ın seçim kampanyasında çalıştığı iddialarını reddetti. Misafir olarak davet edildiğini söyleyen Loomer, “Beni arayan ve adeta takıntılı bir şekilde bugün onlarla konuşmamı isteyen birçok muhabir için cevabım ‘hayır’. Hikayelerim ve araştırmalarım üzerinde çalışmakla çok meşgulüm. Sizin komplo teorilerinizi tartışacak vaktim yok” ifadelerini kullandı.

Peki, Trump Loomer hakkında ne diyor?

Trump, iki gün önce Kaliforniya'da düzenlenen bir basın toplantısında Loomer'ın sadece bir ‘destekçisi’ olduğunu ve Harris ya da 11 Eylül hakkındaki son yorumlarından haberdar olmadığını belirterek “Laura'yı kontrol altına alamam, ne istiyorsa onu söylemeli, o özgür bir ruh” dedi.

Bu açıklamadan birkaç saat sonra Trump, sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “(Laura'nın) yaptığı açıklamalara katılmıyorum. Ama beni destekleyen milyonlarca insan gibi Laura da Marksistlerin ve radikal sol faşistlerin bana saldırmasını ve beni acımasızca karalamasını izlemekten yoruldu” yazdı.