Putin’in konuşması Polonya’da eski korkuları uyandırdı

Kiev SİHA’larla Kırım’daki Rus hedeflerini. Moskova Kiev’i, bir sınır köyünü bombalamakla suçluyor

Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda (EPA)
Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda (EPA)
TT

Putin’in konuşması Polonya’da eski korkuları uyandırdı

Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda (EPA)
Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda (EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Polonya’nın batı bölgelerinin 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Polonyalılara Stalin’den bir hediye olduğunu” ifade etmesi, ülkedeki eski işgal korkularını uyandırdı. Putin’in açıklamaları Moskova ile Varşova arasındaki gerilimi artırdı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı, Putin’in Polonya hakkındaki açıklamalarını protesto etmek için Rusya’nın Varşova Büyükelçisi’ni bakanlığa çağırdı. Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Pawel Jablonski, büyükelçinin Putin’in kışkırtıcı açıklamalarının ardından bakanlığa çağrıldığını söyledi. Jablonski, Rusya’nın Polonya ve Litvanya’ya yönelik diğer tehditlerine ve düşmanca eylemlerine ek olarak, Putin’i Ukrayna topraklarını işgal etme emellerine hizmet etmek için çatışmayı körüklemekle suçladı.

Buna karşılık Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Putin’in açıklamalarını “Savaş suçlusu Stalin’in bugün adı Putin olan başka bir savaş suçlusu tarafından (itibarını) cilalama girişimi” olarak nitelendirdi. Morawiwcki, “Stalin’in yüz binlerce Polonyalı’nın ölümünden sorumlu bir savaş suçlusu” olduğunu söyledi.

Savaş Kırım’a taşındı

Kırım’daki Rus işgal makamları bir dizi köyü tahliye etti. Ukrayna silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bölge merkezindeki bir mühimmat deposunu hedef alan saldırısı nedeniyle demiryolu hizmeti askıya alındı. Rusya’nın Belgorod Bölge Valisi de Ukrayna’nın bir sınır köyünü bombaladığını iddia etti. Ancak buna dair hiçbir kanıt sunmadı.



Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
TT

Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi tarafından dün yapılan bir açıklamada, Başkan Donald Trump'ın yönetiminin zorlu taleplerini artırdığı belirtildi. Açıklamada bunun hükümet yetkililerinin söz konusu talepleri detaylandıran bir mektubu izinsiz olarak gönderdiklerine dair bir raporun yayınlanmasına rağmen gerçekleştiği belirtildi.

New York Times (NYT) gazetesi, cuma akşamı geç saatlerde, ismi açıklanmayan kaynakların, hükümet avukatlarından 11 Nisan'da Harvard Üniversitesi’ne ulaşan bir mektubun, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki üst düzey yetkililer onaylamadan ya da yayınlanması için yeşil ışık yakmadan gönderildiğini söylediklerini bildirdi.

Reuters'ın aktardığına göre Harvard Üniversitesi, mektubun kendisine ulaşmasından üç gün sonra üniversitenin işe alma, öğrenci kabul etme ve direktif verme hakları konusunda ‘hükümete tavizler verilmesi’ anlamına geldiğini söylediği taleplerin çoğunu reddetti.

Bunun üzerine Trump yönetimi, üniversiteye sağlanan 2,3 milyar dolarlık fonu dondurdu. Ayrıca üniversitenin vergiden muaf edilme statüsünü ve yabancı öğrenci kaydetme yetkisini geri almakla tehdit etti. Trump yönetimi, üniversitenin dış ilişkileri, öğrencileri ve öğretim üyeleri hakkında bilgi de talep etti.

ABD Başkanı Trump, ocak ayında göreve başlamasından bu yana geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı protestoları kötü idare ettikleri ve kampüslerde antisemitizmin yayılmasına izin verdikleri gerekçesiyle ABD'nin önde gelen üniversitelerine baskı yapmaya devam ediyor.

Ancak aralarında bazı Yahudi grupların da bulunduğu protestocular, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerine yönelik eleştirilerinin yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutulduğunu vurguluyor.