Pakistan'da siyasi partilerin kurulmasında ordunun rolü

Pakistan'da ordu, siyaset sahnesini manipüle eder. İktidarı oluşturacak partileri belirleyerek hükümet oluşumunu sağlar ve onu bir kukla gibi oynatır

Pakistan'da siyasi partilerin kurulmasında ordunun rolü
TT

Pakistan'da siyasi partilerin kurulmasında ordunun rolü

Pakistan'da siyasi partilerin kurulmasında ordunun rolü

Pakistan'da koalisyon hükümetinin görev süresi önümüzdeki ay dolacak olmasına rağmen seçim komisyonunun genel seçimler için henüz bir takvim belirmemiş olması nedeniyle Pakistan siyaset sahnesi alışılmadık bir hareketliliğe tanık oluyor.

Devlet içindeki nüfuzlu güçler, siyaset sahnesini belli bir yöne doğru yönlendirmeye çalışıyorlar.

Eski Başbakan İmran Han ve son seçimlerden sonra bir koalisyon hükümeti kurmayı başaran partisi Pakistan Adalet Hareketi (Pakistan Tahrik-i İnsaf/PTI), İmran Han destekçilerinin ülkenin çeşitli şehirlerinde protesto gösterileri düzenledikleri ve Lahor'daki ordu karargah bastıkları 9 Mayıs olaylarından sonra büyük bir baskıyla karşı karşıya kalırken söz konusu nüfuzlu güçler tarafından pek sevilmiyor gibi görünüyorlar.

Çeşitli şekillerde baskı yapılırken bunlardan biri de partinin önde gelen isimlerinin başka partilere geçmesi ya da yeni partiler kurulması şeklinde karşımıza çıkıyor. Daha önce eski Başbakan İmran Han'a yakınlığıyla bilinen kişiler, son birkaç ay içinde henüz bilinmeyen koşullarda iki yeni siyasi parti kurdular.

Örneğin PTI'den ayrılan partinin önde gelen isimlerinden Cihangir Tarin, Pencap'ta İstihkam-ı Pakistan Partisi'ni (IPP) kurdu. İmran Han hükümetinde savunma bakanı olarak görev yapan ve Hayber-Pahtunhva eski Başbakanı olan Pervez Hattak tarafından Hayber-Pahtunhva eyaletinde yeni bir parti kuruldu.

Peki bu girişimler, İmran Han'ı zayıflatmayı ve İmran Han'ın kampındaki muhalif gruplar halkın güvenini kazanmayı başarabilecek mi?

Birçok siyasi analist, mevcut siyasi partilerin lağvedilip yerlerine yenilerinin kurulmasının eski ve başarısız bir tecrübe olduğunu hatırlayarak, bu sürecin devletin geride kalmasına ve demokrasinin zayıflamasına sebep olduğunu, gelecekte devlete ve millete daha çok zarar vereceğini vurguluyorlar.

Pakistan'da yeni bir siyasi parti nasıl kurulur?

Her devlet, devletin çıkarlarının gerektirdiği şekilde belirli bir parti sistemi kullanır. Örneğin Çin'in takip ettiği tek parti sistemi, ABD'nin iki partili sistemi ve Hindistan tüm taraflara eşit fırsatlar sunan çok partili sistemiyle karşılaştırıldığında adil bir sistem olarak görülmüyor.

Pakistan'da yeni bir siyasi parti kurmak çok kolay. Parti tüzüğünün, banka hesap bilgilerinin, liderlerinin ve parti üyelerinin adlarının bir listesinin basılı birer kopyası ile başvuru yapmak yeterli. Bu belgelerin noter tarafından tasdik edilmesi ya da partinin kayıt altına alınması için herhangi bir ücret ödenmesi de gerekmiyor.

Pakistan Seçim Komisyonu'nun internet sitesinde yer alan bilgilere göre ülkede kayıtlı parti sayısı 168. Siyasi analistler, Pakistan'da siyasi grupların sayısında herhangi bir kısıtlama olmadığını, ancak ülkedeki siyasi ve toplumsal bölünmelerin parti sayısındaki artışın ülkedeki siyasi ve sosyal bölünmelerin arttığını gösterdiğini belirttiler.

Yeni siyasi partilerin hedefleri başarılı mı?

Gazeteci ve siyasi analist Selim Buhari, Pakistan'da demokrasinin başından beri yönetildiği, hatta sadece ismin olduğunun söylenebileceği yorumunda bulundu. Geçmişte Pakistan Halk Partisi'nin (PPP) iktidarı düşürdükten sonra kendi iktidarının da düşürüldüğünü hatırlatan Buhari, ardından iktidar Navaz Şerif'in eline geçtiğini, ancak onun da görevden alınarak iktidarın yeniden PPP'ye geçtiğini vurguladı.

Seçimler yaklaşırken İmran Han'ın partisi PTI'den kopmalar olduğunu, Pencap ve Hayber-Pahtunhva'da yeni partiler kurulduğunu söyleyen Buhari, ancak bu partilerden hiçbirinin halkın desteğini almayı başarabilecek gibi görünmedikleri değerlendirmesinde bulundu.

Gazeteci ve siyasi analist Wajahat Masood ise Pakistan'daki siyasi kurumların ve partilerin anayasanın ilkeleri üzerinde çalışmadığını düşünüyor. Independent Urdu'ya konuşan Masood, dünyanın her yerinde devlet işlerinin yürütülmesi için bazı kuralların olduğunun altını çizerek "Bizim de siyasi kurumların ve partilerin rolüne ilişkin anayasamızda açıkça ifade eden birtakım kurallarımız var, ancak bunlar hiçbir zaman uygulanmadı" ifadelerini kullandı.

Masood, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her kurum kendi alanında uzmandır. Örneğin ordu, savunma alanında uzmandır ve başka hiçbir kurum savunma görevini yerine getiremez. Bunun yanında ordunun siyaset tecrübesi da olamaz. Bu iş siyasetçilerin işidir ve onlara bırakılmalıdır. En büyük hata anayasanın ilkelerine uyulmamasında yatıyor. Bu da toplumu bu özellikten mahrum ediyor."

Baskıyla kurulan siyasi partilerin ne geçmişte yararlı olduğunu ne de gelecekte fayda sağlayacağını vurgulayan Masood, çoğu partinin kuruluş amacının, siyasi nüfuz ve ekonomik çıkar elde etmek olduğunun altını çizdi.

İki parti arasındaki fark

IPP, 9 Mayıs olaylarından tam bir ay sonra PTI'nin önde gelen isimlerinden Cihangir Tarin liderliğindeki Lahor'da duyuruldu. İmran Han hükümetinde savunma bakanı olarak görev yapan ve Hayber-Pahtunhva eski Başbakanı olan Pervez Hattak ise bu ayın ortalarında Peşaver şehrinde bilinmeyen şartlarda yeni partinin kurulduğunu açıkladı.

İki yeni partinin liderlerinin daha önce PTI'de birlikte çalışsa da ayrı partiler kurmayı tercih ettiklerini söylemek gerekiyor. Bu da söz konusu partilerin belirli kişiliklerin ekseninde olduğunu gösteriyor.

Buhari, PTI'yi iktidardan uzaklaştırma kararının 9 Mayıs olaylarından önce alındığını ve şimdi partiye ve parti yönetimine karşı atılan adımların yoğunlaştığını söyledi. IPP'nin lider kadrosunda yer alan isimlerin çoğunun uzun zamandır İmran Han ile aralarının iyi olmadığını belirten Buhari, "Öyle ki PTI, IPP lideri Cihangir Tarin'e eleştirilerde bulunuyordu" dedi.

Buhari'ye göre Hayber-Pahtunhva'da kurulan yeni partinin liderleri 9 Mayıs olaylarından sonra PTI'dan ayrıldığından bu partinin kurulma amacı IPP'nin kurulma amacından biraz daha farklı.

Hayber-Pahtunhva'daki yeni partinin kurulma amacının liderleri hakkında dava açılmasını önlemek olabileceğini göz ardı etmememiz gerektiğini söyleyen Buhari, "Çünkü PTI ile olan ilişki, partinin bir parçası olarak görülmeye sebep olur. Ancak yeni bir partiye katılınca, bu tür suçlamalar düşer. Bu yüzden yeni parti kurmak ya da yeni bir partiye katılmak suçlamalardan kaçınmak için geçici bir çözüm olabilir" yorumunda bulundu.

Siyasi deneyimler hayatları etkiler mi?

Pencap eyaleti eski Başbakanı ve siyasi analist Hasan Askari Rizvi, bu soruya ve genel seçimler öncesi yeni siyasi partilerin kurulmasına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

"Partilerin kurulması ya da dağılması bir siyaset mühendisliği sürecidir. Kamusal sorunları çözmek ya da demokrasiyi geliştirmekle hiçbir ilgisi yoktur."

Independent Urdu'ya konuşan Rizvi, Pakistan'da hiçbir siyasi partinin kalıcı olmadığını, her seçimde hile yapıldığı suçlamalarının olduğunu ve ‘güçlü çevrelerin' her defasında şu ya da bu şekilde müdahale ettiklerini söyledi. Rizvi, daha önce de belli bir siyasi partiyi baskıyla saf dışı bırakmak için her türlü çabanın gösterildiğini, partinin dağıtıldığı ve yeni siyasi partilerin kurulduğunu sözlerine ekledi.

Rizvi, siyaset mühendisliği süreci ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

Nüfuzlu güçler, kendilerini güçlendirmek ve bu güçlere tabi olacak bir hükümet oluşturmak için bu süreci üstlenirler. Bu sürecin halkın sorunlarıyla ya da demokrasinin gelişmesiyle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü yüksek enflasyon, işsizlik, güven ortamının yok olması gibi konular bu süreç için bağlayıcı değildir."

En büyük sorununun hiçbir siyasi partinin halkın desteğiyle iktidara gelememesi olduğunu söyleyen Rizvi, "Bu yüzden tüm siyasi gruplar, nihai kararı veren ve insanların karşılaştığı sorunları umursamayan nüfuzlu güçlere yöneliyorlar. Ekonomik durum ve devlet yönetimiyle ilgili sorunlar şu anda kimsenin umurunda değil. Yalnızca bir siyasi partinin baskıyla siyaset sahnesinden dışlamaya ve bir başka siyasi partiyi parlatmaya odaklanılmış durumda" yorumunda bulundu.

Gazeteci ve siyasi analist Masood ise nüfuzlu güçlerin bugüne kadar seçimleri kimin kazanması ve kimin kaybetmesi gerektiğini anlayamadığını söyleyerek halkın ve politikacıların, hangi partinin devlet sistemini ciddi şekilde iyileştireceğine, halkın sorunlarını çözeceğine ve kime oy verilmesi gerektiğine karar vermeleri gerektiğini söyledi. Ancak Masood, ordunun bu konulara müdahale etmesinin, devletin ilerlemesine engel olduğu gibi insanların insanca bir yaşam sürmesini de zorlaştırdığını vurguladı.

Yeni partilerin seçimlere ne gibi etkisi olur?

Ordunun kendi seçeceği bir hükümeti kurabilmek ve bu hükümeti bir kukla gibi yönetebilmek için siyaset sahnesini manipüle ettiğini ve yeni partiler kurulmasını desteklediğini söyleyen Masood, "Şu an iktidarı halka vermek yerine kendilerine uygun adayların seçimleri kazanması için siyaset sahnesini manipüle ediliyorlar. Önümüzdeki seçimlerde farklı partilerden oluşan bir koalisyon hükümeti kurulacak. Hiçbir siyasi parti tek başına iktidara gelemeyecek ve meclis çoğunluğuna sahip olamayacak. Böylece ordu onlara daha kolay bir şekilde direktifler verebilecek" değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Rizvi, daha önce de benzer deneyimlerin olduğunu ve ordunun bu yöntemi daha önce de bir siyasi parti, ordunun üstünlüğünü kabul etmeyi ve onun istediği politikaları benimsemeyi reddettiğinde kullandığını söyledi. Sadece parti üyelerinin bu duruma karşı çıkmasının yeterli olduğunun altını çizen Rizvi, 1990'lı yıllarda Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) iktidarının ve 2018 yılında İmran Han iktidarının başına gelenin de bu olduğunu vurguladı. Rizvi, şimdi kurulan partilerin de aynı görevi yerine getireceğini ve onlardan istediğinde hükümete karşı cephe alacaklarını kaydetti.

Rizvi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Son gelişmeler geçmişten hiç ders çıkartmadığımızı gösteriyor. Öyle ki dünyanın çeşitli ülkelerinde kalkınma için yeni gelecek planları hazırlanırken biz halen irademize göre hareket eden hükümetlerin kurulması için direniyor, fakat Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) kurtulmanın hayalini bile kuramıyoruz. Bir hükümet halkın desteğiyle kurulmazsa halk bu hükümetin kararlarını ya da politikalarını nasıl kabul edebilir? Bu tecrübeler, mevcut durumda herhangi bir iyileşmenin önünü açmazken sadece durumu daha da kötüleştirecektir. PTI'nin siyasi olarak parçalanması, yeni partiler kurulması ve halkı bu partileri desteklemeye zorlamak geçmişte işe yaramadığı gibi gelecekte de işe yaramayacak."

Sonuç olarak, siyasi gruplar kendilerine getirilen kısıtlamalardan, çalışma alanı ve özgürlüğü verilmemesinden şikayetçi olmaya devam ederken siyaset sahnesindeki bölünmüşlük hali, özellikle son gelişmeler siyasi partilerin popülaritesini olumsuz yönde etkilediğinden bu şikâyetin önemini artırıyor.

 

Independent Urdu - Independent Türkçe



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.