UNESCO okullarda aşırı teknoloji kullanımına karşı uyardı

UNESCO logosu, 30 Ekim 2017 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı'nın 39. oturumunun açılışı sırasında görülüyor (Reuters)
UNESCO logosu, 30 Ekim 2017 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı'nın 39. oturumunun açılışı sırasında görülüyor (Reuters)
TT

UNESCO okullarda aşırı teknoloji kullanımına karşı uyardı

UNESCO logosu, 30 Ekim 2017 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı'nın 39. oturumunun açılışı sırasında görülüyor (Reuters)
UNESCO logosu, 30 Ekim 2017 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı'nın 39. oturumunun açılışı sırasında görülüyor (Reuters)

UNESCO'ya göre, öğrencilere gerekli eğitim alıştırmaları yapılmadan dağıtılan bilgisayarlardan, temel bilgi kayıplarına varıncaya kadar, okullardaki dijital teknolojinin zararlı etkileri olabilir.

Dijital teknoloji, özellikle çok popüler dijital kütüphanelerin ortaya çıktığı Etiyopya ve Hindistan'da öğrenciler için öğretme ve öğrenme kaynaklarının kullanılabilirliğini önemli ölçüde geliştirmeye katkıda bulunmuş ve “Covid-19” salgını sırasında uzaktan eğitim eğitim alanını kurtarmış olsa da bu teknolojileri üreten şirketler ilerleme kaydetmekte.

UNESCO, eğitim teknolojilerinin etkilerine ilişkin tarafsız verilerin eksikliğine dikkat çekti.

Çarşamba günü yayınladığı “Eğitim Alanında Teknoloji: Kim Önderlik Ediyor?” raporu, bu alandaki verilerin büyük bir kısmının bu teknolojiyi satmak isteyen kuruluşlardan geldiğini ortaya koydu.

Ürünlerinin hiçbir etkisi olmadığını gösteren bağımsız bir çalışmayı gözden geçirmek için kendi çalışmalarını finanse eden İngiliz yayıncılık şirketi Pearson örneğine de atıfta bulunuldu.

Sonuçlara odaklanın

Öte yandan UNESCO, dijital kaynaklara değil, öğrenme çıktılarına odaklanılması gerektiğini vurguladı.

Rapor, Peru'da bir milyondan fazla dizüstü bilgisayar pedagojik varlıklara entegre edilmeden dağıtıldığında, öğrenmenin iyileşmediğini belirtti.

Rapor şöyle devam etti: “Amerika Birleşik Devletleri'nde iki milyondan fazla öğrenciyi kapsayan bir çalışma, öğrenme süreci yalnızca uzaktan yapıldığında öğrenmedeki eşitsizliğin arttığını gösterdi.”

Teknolojinin uygunsuz ya da aşırı kullanılması halinde zararlı olabileceğini de sözlerine eklerken, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından yapılan bir araştırmanın “bilgi ve iletişim teknolojilerinin aşırı kullanımı ile öğrenci performansı arasında olumsuz bir bağlantı olduğunu” gösterdiğini belirtti.

UNESCO raporunda ise şu ifadeler yer alıyor: “Her dört ülkeden birinden daha azı okullarda akıllı telefon kullanımını yasaklamış olmasına rağmen, 14 ülkede sadece mobil cihaz taşımanın bile öğrencinin dikkatini dağıttığını ve öğrenme sürecini olumsuz etkilediğini tespit ettik.”

Ahlaki yönü

Ayrıca dijital teknolojilerin etik bir yönü de var. Çünkü çocuklarla ilgili bazı veriler açığa çıkıyor.

UNESCO, başka bir araştırmaya dayanarak, pandemi sırasında tavsiye edilen 163 eğitim teknolojisi ürününün yüzde 98'inin çocukları izleyebildiğini belirtti.

Ancak yalnızca ülkelerin yüzde 16'sı eğitimde veri gizliliğini yasalarla açıkça garanti altına alıyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre ajansa konuşan raporun sorumlusu Manos Antoninis şunları söyledi: “Öğrenciler de dahil olmak üzere herkesin teknoloji hakkında bilgi edinmesi gerektiği yadsınamaz.” Çünkü bu bugün temel becerilerimizin bir parçası. Daha iyi okuyan çocukların kimlik avı e-postalarıyla kandırılma ihtimalinin beş kat daha fazla olduğunu; bunun herhangi bir ileri teknoloji gerektirmediğini, sadece iyi okuma becerileri ve eleştirel düşünme becerileri gerektirdiğini” kaydetti.

UNESCO yaptığı açıklamada “yeni teknolojilerin eğitimde kullanılma biçiminin yasalara tabi kılınması” çağrısında bulundu. Örgütün direktörü Audrey Azoulay, muazzam bir potansiyele sahip olan dijital devrimin, toplumun diğer alanlarında olduğu gibi eğitim alanında da yasalara tabi olması gerektiğini söyledi. Azoulay, “Teknoloji, öğrenme sürecini geliştirmeli ve öğrenci ve öğretmenlere zarar vermek için kullanılmak yerine, onların durumlarının iyileştirilmesine katkıda bulunmalıdır. Dijital etkileşimlerin asla insan etkileşimlerinin yerini alamayacaktır. Öğrencinin ihtiyaçlarının öncelikli hale getirilmesi ve öğretmenlerin çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir” dedi.



Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
TT

Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)

Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servislerinin nadir toprak elementlerini ‘çalmaya’ çalıştığını bildirdi ve hayati önem taşıyan element sektörünü hedef alan sızma ve casusluk faaliyetlerini çökertme sözü verdi.

Reuters'in haberine göre Bakanlık, WeChat hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servisleri ve ajanlarının Çin'den nadir toprak elementleriyle ilgili materyalleri çalmak için ‘yerli kanun kaçakları’ ile iş birliği yaptıklarını ve Çin'in ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduklarını bildirdi.

Bakanlık, ismi açıklanmayan bir ülkenin, sevkiyat verilerini tahrif ederek ve ürünleri nihai varış noktalarına gitmeden önce üçüncü ülkelere gönderecek şekilde yeniden sevk ederek ihracat kısıtlamalarını aşma girişimlerini tespit ettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, pillerde, çiplerde ve daha birçok alanda kullanılan bir element olan antimon, Çin'in ABD'ye ihracatı yasaklamasının ardından Tayland ve Meksika üzerinden ABD'ye gönderilmiş gibi görünüyor.

Çin, ABD'nin gümrük tarifelerine yanıt olarak nisan ayı başında ihracat kısıtlamaları listesine bir dizi nadir toprak elementini ekledi.

Bu karar elektrikli otomobiller, robotik ve savunma sanayii için önemli küresel tedarik zincirlerini sekteye uğratarak, Çin dışındaki bazı otomobil üreticilerini üretimi kısmen askıya almaya zorladı.

Ancak Çin'in nadir toprak elementleri ihracatı haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 32 arttı. Bu da Washington ve Pekin arasında element akışını desteklemek için daha sonra varılan anlaşmaların meyvelerini vermeye başladığının bir göstergesi.