Eski milletvekili Şükriye Barakzai Kabil'den kaçışını  Şarku'l Avsat'a anlattı: Taliban beni her yerde aradı

Eski Afgan büyükelçi ve milletvekili Şükriye Barakzai (Şarku'l Avsat)
Eski Afgan büyükelçi ve milletvekili Şükriye Barakzai (Şarku'l Avsat)
TT

Eski milletvekili Şükriye Barakzai Kabil'den kaçışını  Şarku'l Avsat'a anlattı: Taliban beni her yerde aradı

Eski Afgan büyükelçi ve milletvekili Şükriye Barakzai (Şarku'l Avsat)
Eski Afgan büyükelçi ve milletvekili Şükriye Barakzai (Şarku'l Avsat)

Afganistan'ın eski Norveç Büyükelçisi, insan hakları aktivisti ve Peştun milletvekili Şükriye Barakzai, Şarku'l Avsat'a Kabil'in Taliban'ın eline geçmesinin ardından ülkeden ayrılma süreci hakkında konuştu ve hareketin savaşçıları tarafından arandığını söyledi.

Barakzai, “Taliban'ın nefret edilenler listesinde” olduğunu ifade ederek “Ağustos 2021'de Kabil'in düşüşünün ardından İngilizlerin yardımıyla Afgan başkentinden ayrılana kadar Taliban tarafından arandığını” söyledi. Barakzai, “Beni tehdit eden yalnızca Taliban değildi. Daha önce parlamento çatısı altında teşhir ettiğim yolsuzluk mafyası ve iş adamları da beni tehdit etti. Aynı şekilde kadınların tekrar ‘mutfağa’ dönmesini isteyen Afgan cihadının liderleri ve milletvekilleri tarafından baskı altına alındım. Benden nefret ediyorlar. Bunu peşinen biliyorum ama eleştirilerini pek dikkate almadım” ifadelerini kullandı.

Taliban iktidarı ele geçirdiğinde, Ağustos 2021'deki tahliyeler sırasında askeri bir uçakla İngiltere'deki Brize Norton Havaalanı’na gitmeyi başarana kadar Kabil Havaalanı’nda birkaç gün kaldığını ifade eden Barakzai, “Adını, yüzünü veya sesini saklayabilecek biri değildim. Taliban üyeleri de dahil olmak üzere Afgan halkı tarafından tanınan biriydim ve bu benim için büyük bir zorluktu. Neyse ki Birleşik Krallık, Afganistan'da benim için çok çaba sarf etti ve sonunda İngilizlerin ve ABD’lilerin çabalarıyla Londra'ya tahliye edildim” dedi.

Barakzai, gelecekte Taliban ile herhangi bir işi kabul edip etmeyeceği sorusuna ise şu cevabı verdi: “Şayet şu anki imajlarını korurlarsa bir gün Taliban ile çalışmak istemem. Çünkü bir kadın olarak ait olduğum tipe karşılar. Onlar, Müslüman bir kadın olarak da bana karşı çıkıyorlar. Bir insan olarak haklarıma da düşmanlar, o halde onlarla nasıl çalışabilirim?”



Washington’a göre Lübnan'da silahların devlete teslimi için ‘büyük bir fırsat’ var

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Lübnan'a gönderilen Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Lübnan'a gönderilen Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

Washington’a göre Lübnan'da silahların devlete teslimi için ‘büyük bir fırsat’ var

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Lübnan'a gönderilen Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Lübnan'a gönderilen Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Lübnan'a gönderilen Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnanlı yetkililerin, silahların devlete teslimi için ‘uygun bir fırsatlarının’ olduğunu açıkladı. Barrack'ın önümüzdeki hafta başlarında Beyrut'a giderek Lübnan'ın ABD'nin önerisine vereceği yanıtı görüşmesi bekleniyor.

Öte yandan Lübnanlı yetkililer, Hizbullah'ın görünürdeki katı tutumu ile paralel olarak, ABD’nin önerisine yanıt vermek için nihai bir formüle ulaşmada başarısız olurken, Meclis Başkanı Nebih Berri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Özellikle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı arasında ortak bir tutum sergilemeye çalışıyoruz, ancak Barrack'ın ilettiği öneride talep edildiği gibi Hizbullah'ın tutumunu da dikkate almalıyız. Ancak şimdiye kadar Hizbullah’tan kesin bir yanıt gelmedi” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, anlaşmazlığı çözmek için yoğun bölgesel ve yerel temaslar yürütüldüğünü bildirdi. Kaynaklar, ‘kabul edilebilir bir iyimserlik’ olduğunu belirtti.

Bir diğer gelişmede Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy'ye ülkenin güneyinde, meşru güvenlik güçleri ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) dışında silahlı güç bulunmayacağını taahhüdünde bulundu.