İran’ın en önemli dini günlerinden olan 10 Muharrem Aşurâ Günü, geçen yılın Eylül ayında Mahsa Amini’nin gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesinin ardından ülkeyi etkisi altına alan siyasi ve toplumsal krizlerin ve şiddetli protestoların ardından bir protesto vesilesi haline geldi.
Her yıl olduğu gibi Muharrem ayı başında Kerbela olayının anlatıldığı anma ve yas törenlerinde, dini gruplar eşliğinde şarkılar ve konuşmalar yapılırken, protestocular kendi talep ve sloganlarını dile getirdi. Aşura etkinlikleri, yöneticileri eleştirmek için bir vesile haline gelmiş oldu.
Ülke çapındaki sanatçılar ve vaizler, Aşura törenlerinde Şiilerin üçüncü imamı Hz. Hüseyin bin Ali’nin trajedilerini konu alan geleneksel anlatımın aksine, yöneticilerin karşı karşıya olduğu yaşam sorunlarını ve suçlamaları ‘ilgisizlik ve ihmalkarlıkla ele almak olarak’ nitelendirerek bahsetti. Bu durum, resmi çevrelerde öfkeye yol açtı.
Eleştiri, yetkililerin birinci yıldönümünde protestoların tekrarını önlemek için aldığı sıkı güvenlik önlemlerine bir meydan okumayı temsil ediyordu.
Matem törenlerine katılanlardan bazıları, ülkedeki muhafazakar çevrelerin düzenlediği, yönetimin halk tabanının büyük bir bölümünü oluşturan ve sesleri dini törenlere öncülük eden kişilerle birlikte protesto sloganları attı.
Muhafazakarların Kum ve Meşhed şehirlerinden sonra ülkedeki üçüncü kalesi olan Yezd şehrinde, Aşura törenleri için düzenlenen dini etkinlik sırasında bir grup gencin “Kes sesini ey zalim, kan kaynıyor!” sözleriyle başlayan şarkıyı seslendirdiği ve geniş çapta tartışmalara neden olan video geniş çapta yayıldı. Video, İran geleneksel müzik bestecisi Muhammed Rıza Şeceryan’ın en ünlü eserlerinden biri olan “Vatan, gençliğinin kanıyla laleler açıyor” ifadelerinin yer aldığı şarkı ile sona eriyordu.
Bazı muhafazakar İran şehirlerinde de protesto şarkıları tekrarlandı. İsfahan vilayetinin Kaşan şehrinde şarkıcılar, ülkedeki mevcut durumu eleştiren dini ağıtları seslendirdi. Ülkenin güneybatısındaki Dezful şehrinde, dini parçaları seslendiren bir sanatçı, ekonomik sorunları ve yetkililerin başörtüsü nedeniyle kadınlarla mücadele etmesini eleştiren sloganlar söyleyerek katılımcı kalabalığın arasında durdu. Şarkıcı, ‘para evi yağmalamaya maruz kalırken’ ülkede artan yoksulluğu, işçilerin çektiği acıları ve boş kalan yemek masalarını ve başta ev hanımları olmak üzere ailelerin korkularına değindi.
Diğer şehirlerde çekilen sosyal ağlarda yayılan videolar, dini parçaları seslendiren sanatçıların Aşura törenlerinde, yetkililerin halkın talep ve sorunlarını göz ardı etmesine, devlet kurumlarında yolsuzluğun, yoksulluğun ve işsizliğin yayılmasına duyduğu öfkeyi dile getirdiklerini gösteriyordu.
10 gün süren Aşura törenlerinin başında, uzun yıllar Devrim Muhafızları başta olmak üzere yetkililere ve etkili dini çevrelere yakın olan, sonrasında rejim destekçilerinin saflarından yavaş yavaş uzaklaşan sanatçı Gholam Kuwaitipour (Gulam Kuveytipur) yeni bir ezgi yayınladı.
65 yaşındaki Kuwaitipour, 1980’lerdeki İran-Irak savaşında savaş hatırası ve destansı müzikle ilişkilendirilen isimlerden biri olsa da, 3 yıl önce protestoları öven bir şarkı yayınladığı için ağır eleştirilere maruz kalmıştı.
Kuwaitipour ‘Reis’ adlı ezgisinde İranlı yetkililerin politikalarını sert bir şekilde eleştirdi. Ezginin bir kısmında “Ah Hac, memleketin gençlerini öldürüyorlar! Bu memleketin toprağına yemin ederim ki burada artık eğlenceye yer yok” ifadelerine yer verildi. Şarkıda ayrıca “Aptal yetkililer, bu ülkenin reisi burada herkes teslim olsun diye bir şeyler yapıyor. Seni zamandan silmenin vakti geldi, koltuğun seni bırakmasının zamanı geldi” ifadeleri de yer alıyor.
Kamuoyunda Kuwaitipour’un ezgisinin, İran rejiminin dini lideri Rehber Ali Hamaney’e hitaben olduğu yorumlandı. Ezgide Kuwaitipour yalnız değildi, son yıllardaki protestolara katılan grupların çoğunluğunu oluşturan yeni nesilden bilinmeyen bir şarkıcı da ona eşlik etti.
Devrim Muhafızları’na bağlı Fars Haber Ajansı’na göre, İran Kültür Bakanı Muhammed Mehdi İsmail el-Hamis, Kuwaitipour’un ezgisinin ‘lisanslı olmadığını’ söyledi ve şarkının yayıncısını suçladı.
Din adamlarının boykotu
İran parlamentosunda kuzeydeki Reşt şehrini temsil eden eski milletvekili Gholam Ali Jafarzadeh (Gulam Ali Caferzâde), bu yıl Aşura törenleri için birçok caminin ‘din adamlarından vaizleri davet etmekten kaçındığını’ söyledi.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Başta gençler olmak üzere insanlar, din adamlarının konuşma yapmasını protesto etmek için camileri terk ediyorlardı” dedi.
Eski milletvekili, İran toplumunda ‘kin ve nefretin’ yayılmasının nedenlerini merak etti.
Protesto şarkılarıyla birlikte, son protestolarda öldürülen göstericilerin fotoğraf ve videoları ülke çapında yayıldı.
Zorunlu başörtüsü yasasına karşı çıkan kadınların fotoğrafları yayınlandı, Aşura törenlerinin önünde zafer işareti kaldırıyorlardı. Aşura törenlerine başörtüsü kuralına bağlı kalmaksızın katılan kadınların videoları yayıldı.
Radikallerin öfkesi
Bu bağlamda, Baydari (es-Samud) militan grubuna bağlı bir haber sitesi olan Raja News, radikaller ve başörtüsü dayatmasına karşı çıkan şarkıcılar arasındaki anlaşmazlıkların arttığını bildirdi. Şarku’l Avsat’ın İran resmi devlet ajansı IRNA’dan aktardığı habere göre Meşhed valisi Muhsin Davari’nin, bazı şarkıcıları ‘dini törenlerde istemeden veya kasten başörtüsü kuralına uymamayı sürdürmekle’ eleştirdiğini belirtti.
Aşura törenlerinde protesto tezahüratlarının artması karşısında yetkililer boş durmadı. İran medyası, ilgili kurumların protesto eğilimine karışan dini matem törenlerine ve gruplara karşı çıkma ve bu etkinlikleri sona erdirme emri verdiğini bildirdi.
Ensaf News adlı internet sitesi, haber kaynaklarından alıntı yaparak, ‘bazı güvenlik güçlerinin kültür ajansları kisvesi altında törenlerde kullanılan sloganları durdurmaları için dini gruplara baskı yaptığını’ bildirdi.
Yezd şehrinde, Kültür Dairesi Genel Müdürü İhsan Abedi, protesto şarkılarının söylenmesini ‘şeytan ve destekçilerinin’ ellerinde ‘Aşura’yı etkinliklerini çarpıtmak’ olarak nitelendirdi.
Kum Öğretmenler Derneği Başkanı Haşim Hüseyni Buşehri, bazı şarkıcıların ‘düşmanı mutlu ettiğini’ söyledi ve ‘yabancı medyanın ilgisini uyandırmak için onların söylediklerini tekrar etmeye çalışmakla’ ve ‘dünya hırsları peşinde koşmakla’ suçladı.