Nijer'de darbe destekçileri cuntanın çağrısıyla sokağa indi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Nijer'de darbe destekçileri cuntanın çağrısıyla sokağa indi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Nijer'de, 26 Temmuz'da yönetime el koyan cuntanın çağrısıyla halk darbeyi desteklemek için sokaklara çıktı.

Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) lideri General Omar Tchiani'nin çağrısıyla halk, cuntayı desteklemek için Niamey'deki Toumo Meydanı'nda toplandı.

Ellerinde Rusya bayrakları taşıyan kalabalık, Fransa aleyhine sloganlar attı, Fransız bayrağı yaktı.

Kalabalıktan bir grup, Fransa'nın Niamey Büyükelçiliğine yürüdü. Elçiliğin dış kısmında bulunan güvenlik girişinin camlarını kıran kalabalık, içeri girmeye çalıştı, elçiliğin dış duvarını yakmaya kalkıştı.

Sosyal medyaya yansıyan paylaşımlarda da darbenin arkasındaki isimlerden eski Genelkurmay Başkanı Salifou Modi'nin, göstericileri Fransız Büyükelçiliğinden uzaklaştırmaya ve sakinleştirmeye çalıştığı görüldü.

Öte yandan Fildişi Sahili'nin Abidjan kentindeki Nijer Büyükelçiliği önünde de darbe karşıtları gösteri düzenlendi. Göstericiler, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Fransa'dan yapılan açıklamada ise vatandaşlara ya da Fransa'ya yönelik saldırılara hızlı ve sert şekilde karşılık verileceği duyuruldu.

- Cunta ECOWAS'a meydan okudu
Cunta lideri Tchiani, dün devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun olası bir askeri müdahalesine karşılık vereceklerini söylemişti.

Tchiani, "ECOWAS'a vatanımızı savunmadaki kesin kararlılığımızı bir kez daha hatırlatıyoruz." ifadesini kullanmış ardından darbeye destek gösterisi çağrısında bulunmuştu.

ECOWAS'ın bugün Nijerya'nın Abuja kentinde Nijer gündemiyle düzenlediği olağanüstü zirveden, sert yaptırımların çıkması bekleniyor.

ECOWAS Dönem Başkanlığına 10 Temmuz'da seçilen Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, darbelere karşı takındığı sert tutumla biliniyor.

Tinubu, dönem başkanlığına seçilir seçilmez yaptığı açıklamada, "Demokrasi olmadan yönetim olmaz, özgürlük olmaz, hukukun üstünlüğü olmaz. Batı Afrika'da darbe üstüne darbe yapılmasına izin vermeyeceğiz." diye konuşmuştu.

ECOWAS'ın cuntayı yönetimden indirmek için askeri müdahale seçeneğini de görüştüğü belirtiliyor.

Zira, ECOWAS üyesi olmayan ancak Nijer'e komşu Çad'ın da zirveye davet edilmesi askeri müdahale seçeneğinin masaya yatırıldığı iddialarını güçlendiriyor.

ECOWAS'ın askeri gücünün böyle bir müdahale için yetersiz kalacağı, bu nedenle Fransa ve ABD'den de destek alınacağı öne sürülüyor.

- Batı ve uluslararası toplum endişeli

ECOWAS'ın yanı sıra Fransa, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği de (AfB) cuntaya karşı yoğun diplomasi trafiği yürütüyor.

AfB ülkedeki anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi için cuntaya 15 gün süre tanımış, AB ve Fransa da Nijer'e yönelik yardımların askıya alındığını duyurmuştu.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise sürecin başından bu yana her gün Nijer'e ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

- Batı'nın Sahel'deki yegane müttefiki

Batı Afrika'da 2020'den bu yana gerçekleşen 5 askeri darbeyi kınamakla yetinen Batılı müttefikler, Nijer'deki darbeyi tersine döndürmenin yollarını arıyor.

Batı'nın Sahel bölgesindeki tek müttefiki olan Nijer'de, ABD'nin bin, Fransa'nın 1500 askeri bulunuyor.

Mali ve Burkina Faso'daki darbeler nedeniyle bu ülkelerdeki askeri gücünü çekmek zorunda kalan Fransa için Nijer, Sahel'deki "tek dost" olarak değerlendiriliyor.

ABD'nin de Agadez kenti yakınlarında "Niger Air Base 201" isimli bir insansız hava aracı üssü bulunuyor.

İnşaatı ve finansmanı ABD'ye, mülkiyeti ise Nijer ordusuna ait üs, yüksek teknolojili uydu iletişim sistemleriyle 2019'dan bu yana hizmet veriyor.

İnşası için 110 milyon dolar, yıllık bakımı için ise 30 milyon dolar harcayan ABD, söz konusu üssü, Sahel'deki ana istihbarat ve gözetleme merkezi olarak kullanıyor.

- Cuntanın lideri, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı

Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuştu ve o akşam asker yönetime el koyduğunu duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Omar Tchiani, 28 Temmuz'da CNPS'nin liderliğini üstlendiğini ve geçiş hükümetinin başına geçtiğini açıklamıştı.

Bir önceki Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou'nun "sırdaşı" olarak bilinen 62 yaşındaki Tchiani, yaklaşık 10 yıldır Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı olarak görev yapıyordu.



Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?

Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
TT

Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?

Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)

Suriye yıllar sonra yeniden dünya basınının manşetlerinde yer almaya başladı. Beşar Esad yönetiminin müttefiklerinin başka yerlerdeki çatışmalarla boğuşmasını değerlendiren Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve diğer örgütler yıllar sonra yeniden Suriye topraklarında ilerliyor. 

6 gündür süren çatışmaların akıbeti merak edilirken farklı ülkelerdeki medya organlarının konuyu işleyişi de farklı oldu. 

hnju
Muhalifler Halep'teki Esad resimlerine zarar veriyor (Reuters)

BBC: Esad'ın üzerini çizmek için çok erken

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin Uluslararası Haberler Editörü Jeremy Bowen, "Suriye'deki isyancıların saldırısı hayret verici ama Esad'ın üzerini çizmek için çok erken" başlığıyla bir analiz yazdı.

"Bazı Suriyeliler rejimi, isyanı hakimiyeti altına alan cihatçılara kıyasla daha iyi bir seçenek olarak görüyor. Ancak diğer Esad karşıtı gruplar, ki bunlardan çok sayıda var, ayaklanırsa rejimi bir kez daha ölümcül bir tehlikeye girebilir" ifadeleri kullanıldı.

HTŞ'nin saldırıya Saldırıyı Püskürtme Operasyonu adını verirken de İslami referanslardan kaçındığı ve bu sayede El Kaide gibi bir "terör örgütü" olmadığı intibasını yaratmayı amaçladığı vurgulandı.

"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı"

12 dilde yayın yapan Fransa merkezli uluslararası yayın kuruluşu Euronews, Bosnalı bir adalet aktivisti olan Refik Hodzic'in konuyla ilgili makalesini kullandı.

"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı" başlıklı yazıda Suriye rejimini uluslararası camiaya kabul etmenin, savaş suçları işleyen diktatörlere kötü mesaj vereceği vurgulandı.

Daha fazla mültecinin Avrupa'ya sığınmak isteyeceği ve bunun da kıtadaki istikrarı daha da sarsacağı savunuldu.

Avrupa'nın yaptırım ve diplomatik tecrit politikasını sonuç alana kadar sürdürmesini öneren yazar; Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi ülkelere yardım edilmesi ve Suriye'de sonuç vermeyecek "güvenli bölgelerden" medet umulmaması gerektiğini öne sürdü.

"Batı sevinsin mi üzülsün mü?"

CNN ise Rusya'nın Suriye iç savaşına uçaklarıyla müdahil olmasından sonra rahatlayan Esad'ın son 8 yıldır en büyük zorlukla karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Amerikan kanalına konuşan Aslı Aydıntaşbaş, Batı'nın "Muhalefet Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'i ele geçiriyor diye alkış tutmakla İslamcıların kontrolüne geçtiği için üzülmek" arasında kaldığını söyledi. 

yjuk
Esad karşıtları Azez yakınlarındaki otobana dün ulaştı (AFP)

"Operasyonun Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülüyor"

Esad yönetiminin müttefiklerinden Rusya'da devlete bağlı RT, Kanadalı gazeteci Eva Bartlett'in "Suriye'deki teröristler ne elde etmeye çalışıyor?" başlıklı analizini yayımladı. 

HTŞ'nin operasyonu Ukrayna istihbaratından aldığı silahlar ve ekipmanla gerçekleştirdiği iddiasına yer verildi.

"Suriye'nin istikrarsızlaştırılması ve İsrail'in karşısındaki 'Direniş Ekseni'nin zayıflatılmasına yönelik son çaba da Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülen bu saldırılar oldu" dendi. 

İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye askerlerinin Suriye topraklarından çıkmasını şart koşan Esad'ın fikir değiştirmesi için Ankara'nın bu operasyonu desteklemiş olabileceği iddiası da analizde yer aldı.

cjuk
Muhalifler ele geçirdikleri Tel Rıfat'ın önünde de poz veriyor (AFP)

İran'dan karşı destek mesajı 

Esad rejiminin ayakta kalmasını sağlayan İran da Press TV aracılığıyla Şam yönetimine destek veriyor. 

Ayaklananları "tekfirci teröristler" diye tanımlayan devlet televizyonu, İran Devrim Muhafızları Ordu Sözcüsü General Ali Muhammed Naini'nin "Onlar muhalif savaşçı değil, Siyonist rejimle ABD'nin paralı askerleri" ifadesini aktardı. 

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin dün Şam'da Beşar Esad'la görüşüp destek sözü verdiği de hatırlatıldı. 

Arakçi bugün de Ankara'da mevkidaşı Hakan Fidan'la görüştü. 

zxcgth
İdlib'deki muhalifler ilerleyişlerini böyle kutladı (AFP)

Al Mayadeen'den "İsrail'e gönderilen ihtiyaç listesi" haberi

Hizbullah'a yakın görülen Beyrut merkezli medya kuruluşu Al Mayadeen de benzer bir çizgiyi sürdürerek bu operasyonun İsrail'in lehine olduğunu bildirdi. 

Bir haberde İsrail'in eski askeri istihbaratçılarından Mordechai Kedar'ın iddialarına yer verildi.

Öğretim görevlisi, Suriye'deki muhaliflerle iletişime geçtiğini ve onların "Suriye ve Lübnan'ı kontrol etmek" şartıyla İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye sıcak baktığını söyledi. 

Kedar, Suriye'nin kuzeyindeki silahlı örgütlerden "detaylı bir liste" alıp onların ihtiyaçlarını İsrail'deki üst düzey yetkililere aktardığını bildirirken İsrail'in çıkarlarına uygun davrandıkları sürece yardım edilmesi gerektiğini savundu. 

Venezuela'dan tüm Latin Amerika ülkelerinde yayın yapan Telesur televizyonunun internet sitesinde Al Mayadeen'den alınan bilgiler aktarıldı. Suriye ordusunun "Son 24 saatte 400 teröristi öldürdük" açıklaması ve karşı saldırı hazırlığına vurgu yapıldı. 

cd6j7
Hafız Esad'ın 2000'de ölmesiyle yerine geçen Beşar Esad, Arap Baharı'nda devrilmedi (AFP)

"İsrail, İran'ın Hizbullah'a silah göndermesinden korkuyor"

İsrail gazeteleri de konuya yakından ilgi gösteriyor. 

Haaretz'e göre, İsrail'in liderleri hem Hizbullah'ın dikkatini Suriye'ye çevirmesiyle Lübnan'la sağlanan ateşkesin devam edeceğini düşünüyor hem de İran'ın durumu fırsat gibi görüp Esad'a yardım bahanesiyle Hizbullah'a silah göndereceği endişesini taşıyor.

Times of Israel de aynı iddiayı sürdürerek cumartesiyi pazara bağlayan gece İran'dan Suriye'ye giden bir uçağın, Hizbullah'a silah gönderildiği şüphesiyle İsrail uçakları tarafından engellendiğini bildirdi. 

"Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?"

Suudi Arabistan'ın haber portalı Al Arabiya, Al Majalla Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Hamidi'nin "Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?" diye sorduğu yazıya sayfalarında yer verdi. 

Bu operasyonla birlikte Suriye'deki "üç mini devlet" arasında neredeyse son 5 yıldır sabit kalan cephe hatlarının değiştiği bildirildi. 

Ülkenin yüzde 65'inin Rusya ve İran destekli Esad rejimi tarafından kontrol edildiği, YPG'nin ağırlıkta olduğu ABD destekli milislerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yüzde 25 civarında bir alan kapladığı, üçüncü bölgeninse Türkiye'nin desteklediği örgütler ve HTŞ'nin kontrolündeki kuzey kısımlar olduğu aktarıldı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Esad'ı normalleşmeye zorlama ve Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'na dönüşü öncesinde daha fazla pazarlık kozu elde etmek için SDG'yi kuşatma gibi amaçları olabileceği savunuldu. 

2019'da kontrol ettiği bölgelerden kısmen çekilen Amerikan askerlerini hatırlayan SDG'nin benzer bir durumun tekrarından korktuğu da belirtildi. 

scd
Şam'daki TV kanalları, Moskova ve Tahran'dan alınan desteği işaret ederek Esad'la İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ı birlikte gösteriyor (AFP)

Şinhua: Uluslararası toplum gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor

Çin devlet haber ajansı Şinhua da tarafsız kalmaya özen gösteren yayın kuruluşlarından biri oldu.

"Uluslararası toplum, isyancıların devasa saldırısı sırasında gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor" başlıklı haberde "sürpriz" diye nitelenen operasyonun Suriye ordusunu zor duruma soktuğu ve sıcak çatışmalara bir yenisinin eklenmesinin Ortadoğu'da endişe yarattığı bildirildi. 

Independent Türkçe, Al Arabiya, Al Mayadeen, BBC, CNN, Euronews, Haaretz, Press TV, RT, Şinhua, Telesur, Times of Israel