Dünyanın en önemli uranyum tedarikçisi: Nijer

Dünyanın en büyük uranyum tedarikçilerinden Nijer'de 26 Temmuz'da yaşanan askeri darbe, ülkenin küresel uranyum arzının karşılanmasındaki önemini bir kez daha gündeme getirdi.

AA
AA
TT

Dünyanın en önemli uranyum tedarikçisi: Nijer

AA
AA

Radyoaktif zehirli bir metal olan uranyum, kanser tedavisinden denizciliğe, silah sanayisinden nükleer enerji tesislerine kadar birçok farklı alanda kullanılıyor.

Dünya Nükleer Birliği (WNA) verilerine göre, Afrika'nın en yüksek dereceli uranyum cevherine sahip Nijer, geçen sene 2 bin 20 metrik ton uranyum üretti.

Nijer, dünyanın en büyük uranyum tedarikçileri listesinde de 7. sırada yer alıyor.

Tek başına küresel uranyum arzının yüzde 43'ünü karşılayan Kazakistan, geçen sene ürettiği 21 bin 227 metrik tonluk uranyumla dünyanın en büyük uranyum tedarikçisi olarak kabul ediliyor. Kazakistan'ı 7 bin 351 metrik tonla Kanada, 5 bin 613 metrik tonla Namibya izliyor.

Dünyadaki uranyum arzının yüzde 5'ini karşılayan Nijer'de 311 bin 110 metrik tonluk uranyum rezervi bulunuyor.

Fransa 1970'ten bu yana Nijer'den uranyum tedarik ediyor

18 nükleer santralde 56 reaktörü çalıştırmak için yıllık ortalama 7 bin 800 metrik ton doğal uranyuma ihtiyaç duyan Fransa, eski sömürgesi Nijer'den yaklaşık 50 yıldır uranyum temin ediyor.

Fransız devletine ait nükleer enerji şirketi Orano, eski ismiyle "Areva", Nijer devletiyle Sahra Çölü'nde yer alan Arlit kenti yakınlarındaki açık ocak maden sahasını işletiyor.

Nijer, Fransa'nın 3. en büyük tedarikçisi

Euratom Tedarik Ajansına (ESA) göre, Nijer, 2005-2020 döneminde, Kazakistan ve Avustralya'nın ardından arzın yüzde 19'unu karşılayarak Fransa'nın 3. en büyük uranyum tedarikçisi konumunda bulunuyor.

Uranyum tedarikinde sadece Nijer'e bağımlı olmayan Fransa'nın halihazırda 3 yıllık ihtiyacı karşılayacak zenginleştirilmiş uranyum stoku olduğu tahmin ediliyor. Buna karşın Avrupa Birliği (AB), uranyum ihtiyacının yüzde 25'ini Nijer'den karşılıyor. Nijer, Kazakistan'ın ardından AB'nin en büyük 2. uranyum tedarikçisi olarak kabul ediliyor.

Orano, Fransız basınına yaptığı açıklamada, 26 Temmuz'daki darbenin ardından Nijer'den Fransa'ya uranyum tedarikinin durdurulduğu yönündeki haberleri yalanlamış ve sahada çalışmaların hala devam ettiğini duyurmuştu.

200 bin metrik tonluk yeni rezerv

Orano, ülkenin kuzeyinde bulunan ve dünyanın en büyük uranyum yataklarından biri olan Imouraren madeninin işletmesi için de Nijer devletiyle anlaştı.

Yaklaşık 200 bin metrik ton rezervi olduğu tahmin edilen madende, uranyum çıkarma işlemi 2028'de başlayacak.

Kapatılan madenden geriye 20 milyon ton radyoaktif atık kaldı

Orano, Arlit kenti yakınlarındaki Akokan yer altı maden sahasında geride bıraktığı radyoaktif atıklarla gündeme gelmişti.

Toplamda 75 bin metrik ton uranyum çıkarılan ve rezervin bitmesiyle 2021'de kapanan maden sahasında, 20 milyon ton radyoaktif atığın ortada bırakıldığı tespit edilmişti.

Fransız sivil toplum örgütü, Radyoaktivite Hakkında Bağımsız Araştırma ve Bilgi Komisyonu (CRIIAD), maden sahasındaki radyoaktif atıkların kille kaplanması gerektiğini ancak Fransız şirketin bunu yapmadığını söyledi.

CRIIAD'a göre, 20 milyon ton radyoaktif atık, bölgedeki 100 bin kişinin sağlığını doğrudan tehdit ediyor.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.