ABD’de komplo suçlamaları partizan kutuplaşmayı derinleştiriyor

Trump, benzeri görülmemiş derecedeki desteğe övgüde bulunurken destekçileri, yargının siyasallaştırılmasını kınadı.

Trump, geçtiğimiz nisan ayında New York’ta Trump Tower’ın dışında destekçileriyle buluştu. (AFP)
Trump, geçtiğimiz nisan ayında New York’ta Trump Tower’ın dışında destekçileriyle buluştu. (AFP)
TT

ABD’de komplo suçlamaları partizan kutuplaşmayı derinleştiriyor

Trump, geçtiğimiz nisan ayında New York’ta Trump Tower’ın dışında destekçileriyle buluştu. (AFP)
Trump, geçtiğimiz nisan ayında New York’ta Trump Tower’ın dışında destekçileriyle buluştu. (AFP)

Eski ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik yeni iddianame, ABD’deki siyasi kutuplaşmayı derinleştirdi. Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasındaki uçurum genişlerken, başkanlık seçimi yarışının gidişatı ve bu derin ayrışmanın Washington’ın dünyadaki imajına yansımaları konusunda endişeler arttı.

Trump’a yönelik iddianame açıklanır açıklanmaz, bunun seçim şansı üzerindeki etkisi ve destek tabanının onu destekleme taahhüdünün kapsamı hakkında sorular ortaya çıktı. Suçlamalar ayrıca, şu an hariç tutulmuş olsalar da önde gelen Cumhuriyetçi adayın hüküm giymesi halinde karşılaşabileceği cezaların niteliği hakkında tartışmalı soruları gündeme getirdi.

Geniş Cumhuriyetçi destek

ABD’de özel savcı Jack Smith’in iddianameyi açıklamasının hemen ardından, nadir istisnalar dışında Cumhuriyetçi kamp, ​​Joe Biden yönetimini ‘adaleti siyasallaştırmak ve potansiyel rakibinden siyasi intikam almak’ ile suçlayarak eski başkanı savunmakta gecikmedi. Öyle ki bazıları, yönetimi Adalet Bakanlığı’nı dikkatleri yasal sorunlardan ve Başkan Biden’ın oğlunun karşı karşıya olduğu olası siyasi skandallardan başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı. Cumhuriyetçiler, iddianamenin partizan bir adalet sisteminin, Adalet Bakanlığı’nın devam eden siyasallaşmasının ve Başkan Trump’ı karalamak için yeni bir girişimin kanıtı olduğunu savundu.

Fotoğraf Altı: Hunter Biden, babasının konumunu kötüye kullanmakla suçlanıyor. (AP)
Hunter Biden, babasının konumunu kötüye kullanmakla suçlanıyor. (AP)

Meclis Başkanı Kevin McCarthy, sosyal medya uygulaması olan X (eski adı Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İddianame, dikkatleri Başkan Joe Biden’ın oğlu Hunter’ın iş anlaşmalarına yönelik son soruşturmalardan başka yöne çekmeye yönelik siyasi bir girişimdir. Bu, Adalet Bakanlığı’nın dikkati başka yöne çekme ve Cumhuriyetçilerin en olası adayı olan Başkan Trump’a saldırma girişimidir.”

ABD Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi Başkanı Jim Jordan da aynı uygulama üzerinden “Başkan Trump, yanlış bir şey yapmadı! Bu sadece seçim müdahalesidir ve bataklığı kuruttuğunuzda bataklık karşı koyar” açıklamasında bulundu.

Diğer yandan Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, iddianameyi eleştirirken, Fox News’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Eminim ki Çin ve İran gibi düşmanlarımızın çoğu, bu tür benzeri görülmemiş bir eylemi görmekten mutludur. Düşmanlarımızla yüzleşmemiz gereken bir zamanda ülkedeki daha fazla bölünme dikkatimizi daha fazla dağıtacaktır. 2020 seçimlerinde dolandırıcılık iddialarına inanmak zorunda değilsiniz. Ancak iktidardaki yönetimin (Biden yönetimi), anayasanın birinci değişikliğine aykırı bu kadar dayanıksız yasal teorilerle ana siyasi rakibinin peşine düşmesinden rahatsız olması gerektiğini düşünüyorum.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Trump eylül ayı sonunda dört şehirde (Washington, New York, Florida ve Georgia) bulunan dört mahkemede dört farklı ceza davasına çıkacak. Bu genişletilmiş ve çok yönlü ‘hukuk savaşının’, birincil yarışın resmi olarak başlamasından aylar önce seçim faaliyetlerini etkilemesi muhtemel.

Sağlam bir popüler taban

Öyle görünüyor ki Trump, karşılaştığı benzeri görülmemiş yasal zorluklara rağmen Cumhuriyetçi kampta gördüğü desteğe güveniyor.

Fotoğraf Altı: Trump yandaşları, Ocak 2021’de Kongre’ye saldırmadan önce gösteri yaptı. (AFP)
Trump yandaşları, Ocak 2021’de Kongre’ye saldırmadan önce gösteri yaptı. (AFP)

Eski Başkan, Truth Social platformu aracılığıyla destekçilerine övgüde bulunurken, “Daha önce hiç bu kadar destek görmemiştim” dedi. Cumhuriyetçi Parti saflarında ve 2024 seçimlerinde açık ara en olası aday olan ve büyük başarıya imza atan eski bir başkana yönelik bu benzeri görülmemiş suçlama, ABD’de son üç yılda meydana gelen yolsuzluğu, skandalları ve başarısızlıkları dünyaya gösterdi.

Seçimleri kazandığı 2016 başkanlık kampanyasının sloganını hatırlatan Trump, “ABD, gerileyen bir ülke, ancak büyüklüğünü ona her zamankinden daha fazla geri kazandıracağız” dedi. Birkaç saat önce Trump’ın kampanyası, eski başkanın her zaman yasalara uyduğunu ortaya koydu. Ayrıca iddianameyi, Nazi Almanya’sını anımsatan siyasi ‘zulüm’ olarak nitelendirdi.

Demokratlardan saldırı

Diğer yandan Demokrat kamp, ​​eski başkanı eleştirerek, Trump’ı iktidara tutunmaya çalışmakla, destekçilerini kandırmakla ve onları 6 Ocak 2021’de Kongre Binası’na saldırmaya teşvik etmekle suçladı.

Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer ve Temsilciler Meclisi’nde Demokrat lider Hakeem Jeffries, geçen salı gecesi yayınlanan ortak bildiride, “Donald Trump da dahil olmak üzere hiç kimse yasaların üzerinde değildir” dedi. Bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“İddianame artık herhangi bir dış siyasi veya ideolojik müdahale olmaksızın yasal süreçten geçirilmelidir. Trump destekçilerini ve benzer şekilde eleştirenleri bu davanın ilerlemesine izin vermeye teşvik ediyoruz.”

Öte yandan eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, özel savcı Jack Smith tarafında yürütülen soruşturmaya övgüde bulundu. Pelosi, iddianamede iddia edilen suçlamaların ‘yasal süreç yoluyla, barışçıl ve herhangi bir dış müdahale olmaksızın’ ele alınmasının önemli olduğunu vurguladı.

Demokrat Joaquin Castro da X platformu üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Donald Trump’ın 2020 başkanlık seçimlerinin sonucunu tersine çevirme girişimindeki rolü ve 6 Ocak 2021’deki başarısız darbeyi kışkırtmakla suçlandığını görmekten memnuniyet duyuyorum. O paçayı sıyırırsa başkaları da sıyırır.”



Yetişkinlerin yarısının partnerlerinden gizli "ayrılık fonu" var

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yetişkinlerin yarısının partnerlerinden gizli "ayrılık fonu" var

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Britanyalı yetişkinlerin yarısı, özellikle ilişkilerinin bozulması ihtimaline karşı partnerlerine söylemeden kenara para ayırdığını yeni bir ankette itiraf etti.

İlişki içindeki kişilerin para alışkanlıklarını inceleyen anket, üçte birinden fazlasının (yüzde 39) ikramiyeleri gizli tuttuğunu ve yüzde 40'ının da partnerlerinin aşırı harcamalarını ciddi bir uyarı işareti olarak gördüğünü ortaya koydu.

Öte yandan en dikkat çekici eğilim, emniyet tedbiri amacıyla gizli tasarruf hesaplarına sahip olanlardı; bu hesaplarda tutulan ortalama miktar 4 bin 739 sterlin (yaklaşık 245 bin TL).

Kişisel finans şirketi Novuna adına Censuswide'ın yaptığı araştırma, katılımcıların yüzde 43'ünün partnerlerine finansal gerçekleri tam olarak anlatmadığını itiraf ettiğini ancak aynı zamanda ortalama bir çiftin para konularını ayda 7 kez konuştuğunu saptadı. 

Novuna'nın pazarlama müdürü Theresa Lindsay, The Independent'a yaptığı açıklamada "Araştırmamız, modern Britanya'da aşk ve paranın nasıl bir evrim geçirdiğini ve milyonlarca kişinin finansal güvenlik ağı olarak sessizce 'bağımsızlık fonları' kurduğunu ortaya koyuyor" dedi.

Genç nesiller ortak finansal planlamayı her zamankinden daha fazla benimserken, finansal özerklik ve dürüstlüğe doğru bir harekete de öncülük ediyor. Bu güvensizlikle ilgili değil; güçlenmek, hazırlıklı olmak ve en başından itibaren para hakkında açık konuşmalar yapmakla ilgili.

Bu açıklık, katılımcıların yüzde 89'unun partnerleriyle "mali açıdan uyumlu" hissettiği gerçeğine de yansıyor.

Ancak bu durum insanların kendileri için para harcamasını veya bunu partnerlerine haber vermeden yapmasını engellemiyor.

Katılımcıların üçte biri (yüzde 33) partnerlerine haber vermeden keyif için ya da anlamsız harcamalar yaptığını itiraf ederken, yüzde 51'i de diğer kişinin bilmediği birikimleri ya da yatırımları olduğunu belirtti.

Z ve Y kuşağı, her ihtimale karşı ayrılık fonuna sahip olma ihtimali en yüksek yaş gruplarıyken, 25 ila 34 yaşındakilerin mali durumlarını partnerleriyle tamamen birleştirme olasılığı, 55 yaş üzerindekilere göre daha yüksek.

Lindsay, "Günümüzde ilişkilerde sessiz bir değişim yaşanıyor; finansal bağımsızlık duygusal bağ kadar önemli hale geliyor" diye ekledi.

Birçok çift geleceklerini inşa etmek için birlikte çalışmayı sürdürürken, daha fazla kişi her ihtimale karşı bireysel tedbirler alıyor.

Independent Türkçe