İran: DMO donanma envanterini güçlendiriyor

300 ila bin kilometre menzilli seyir füzeleri, balistik füzeler ve SİHA’lar envantere eklendi

DMO’ya ait SİHA’lar, balistik ve seyir füzeleri (Tasnim)
DMO’ya ait SİHA’lar, balistik ve seyir füzeleri (Tasnim)
TT

İran: DMO donanma envanterini güçlendiriyor

DMO’ya ait SİHA’lar, balistik ve seyir füzeleri (Tasnim)
DMO’ya ait SİHA’lar, balistik ve seyir füzeleri (Tasnim)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), ABD'nin deniz tehditlerini caydırmak için takviye kuvvetler gönderdiği bir dönemde, donanma birliğine bin kilometre menzilli yapay zekâya sahip silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve füzeler sağlayarak programlarını sürdürdü. ABD, son hamlesinde, Arap (Basra) Körfezi ve Hürmüz Boğazı'ndan geçen ticaret gemilerine koruma sağlamayı teklif etti.

Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığına göre, ‘300 ila bin kilometre menzilli seyir füzeleri, balistik füzeler ve çeşitli türde İHA’lar,’ DMO’nun donanma birliklerine eklenen sistem ve ekipmanlar arasında yer alıyor.

DMO güçleri, geçen hafta işgal altındaki üç Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) adasından biri olan Abu Musa Adası'na tatbikatlar başlattı. Eğitime DMO'nın taktik kolu olan Besic milislerinin özel birliklerinin yanı sıra DMO'nun deniz kuvvetleri de katıldı.

Tatbikatlara paralel olarak DMO medyası da füzelerde yapay zekâ kullanımına dikkat çekmek için bir propaganda kampanyası başlattı. DMO’ya bağlı Tasnim haber ajansı, tatbikatların 600 kilometre menzilli seyir füzesi rampaları taşıyan yeni sürat teknelerinin fırlatılmasını da kapsadığını aktardı.

rt45
DMO Deniz Kuvvetleri’ne teslim edilen SİHA’lar (Tasnim)

DMO Deniz Kuvvetleri Komutanı Alirıza Tengsiri, devlet televizyonuna yeni füzelerin daha iyi isabet oranına ve daha uzun menzile sahip olduğunu söyledi. Tengsiri, “Seyir ve balistik füzeler menzili artırabilir, işleme süresini kısaltabilir, bariyerlerin arkasından yuvarlak füzeler fırlatabilir, düşmanlarla elektronik harp yapabilir, fırlattıktan sonra hedefi değiştirebilir ve yapay zekâ kullanabilir” ifadelerini kullandı.

İranlı askeri liderler de son dönemde ‘yapay zekâ’ terimine olan ilginin artmasıyla birlikte füze sistemleri veya SİHA’ların tanıtılmasıyla ilgili konuşmalarında bu kelimeyi kullanmakta ısrar ediyorlar.

Tengsiri, SİHA’larla ilgili olarak, “SİHA sisteminde uçuş süresini artırmak, daha büyük ve daha ağır savaş başlıkları kullanmak, elektronik harbe karşı koymak, hareketli hedeflere ateş etmek ve yerlerini belirlemek mümkün” dedi.

DMO Genel Komutanı Hüseyin Selami ise, “Düşmanın varlığı bizim için tehditlerin aksine fırsata dönüştü. Bu sayede fırsatlar harekete geçirilip, tehdit ile tehlikeler zinciri kırılarak savunma ve askeri güç üretimimizin büyüme hızı artırıldı. Bugün sahadaki sistem ve ekipmanlar bize göre normal bir olgu. Geçmiş yıllardaki gibi şaşırmadık” ifadelerini kullandı.

Selami, ABD’nin özellikle balistik füzeler ve İran SİHA’larıyla ilgili yaptırımlarının, İran'ın silah cephaneliğinin genişletilmesi üzerindeki etkisini küçümseyerek “Düşmanlar bize yaptırım uygulamak istedi ama biz daha da güçlendik” dedi.

DMO Donanması, İran Ordu Donanması'na paralel bir güçtür ve İran'ın Arap Körfezi ve Hürmüz Boğazı'ndaki sularını korumakla görevlidir. DMO’nun faaliyetleri, esas olarak kısa menzilli füzeler ve makineli tüfeklerle donatılmış sürat teknelerinin konuşlandırılmasına bağlıdır.

ABD caydırıcılığı

Geçen hafta ABD'li yetkililer, ABD ordusunun Hürmüz Boğazı'ndan geçen ticari gemilere silahlı personel yerleştirmeyi düşündüğünü söylediler. Bu, İran'ın ticari gemilere el koyma ve taciz etme tehditlerini ve girişimlerini caydırmayı amaçlayan benzeri görülmemiş bir eylem olabilir.

İran, 2019 yılından bu yana, dünya güçleriyle çökmekte olan nükleer anlaşmasıyla ilgili müzakereler konusunda Batı'ya baskı yapma çabalarının bir parçası olarak, Arap Körfezi'nin dar ağzı olan Hürmüz Boğazı’nda bir dizi gemiye el koydu.

Öte yandan AP, geçtiğimiz Perşembe günü, ABD kuvvetlerinin ticari gemilere konuşlandırılmasının İran'ı gemilere el koymaktan caydırabileceğini yahut gerilimi artırabileceğini bildirdi.

İran Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Tuğgeneral Ebu’l Fadl Şakarci, konuya dair yaptığı açıklamada, “bölge ülkelerinin, Arap Körfezi'nin güvenliğini kendi başlarına garanti edebileceklerini” ifade etti. Tasnim haber ajansı Şakarci'nin şu sözlerini aktardı: “Arap Körfezi, Umman Körfezi ve Hint Okyanusu'nun ABD ile ilişkisi ne? ABD’nin buralarla ne ilgisi var?”

Söz konusu adım aynı zamanda, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Rusya ve Çin'e odaklanmaya çalıştığı bir dönemde Ortadoğu bölgesindeki ABD kuvvetleri açısından olağanüstü bir taahhüdü temsil edecektir.

sdwe
ABD uçak gemisi USS Bataan, 20 Temmuz 2023'te Arap Körfezi'ne gitmek üzere Atlantik Okyanusu'nda ilerliyor. (AP)

ABD Donanması ve İran'ın 1988 yılında bir günlük deniz savaşına girmesiyle sonuçlanan ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük deniz savaşı olan ‘tanker savaşı’ sırasında bile ABD bu adımı atmadı.

Hareket, amfibi saldırı gemisi Bataan ve çıkarma gemisi Carter Hall'daki binlerce deniz piyadesi ve denizcinin Arap (Basra) Körfezi'ne doğru yola çıkmasıyla gerçekleşti.

Washington geçen ay, İran'ın son birkaç ayda ticari kargo gemilerine el koymasının ardından bölgedeki önemli su yollarını izlemek amacıyla Ortadoğu'ya daha fazla A10 Thunderbolt II savaş uçağı, F-16 ve F-35 savaş uçağı ve muharip Thomas Hudner göndereceğini söyledi. Zira dünya ham petrolünün yaklaşık beşte biri İran ile Umman arasındaki Hürmüz Boğazı'ndan geçiyor.

Tahran genellikle el konulan gemilerin alıkonulmasını nakliye ihlalleri gerekçesiyle haklı çıkarıyor. Bu gemilerden bazıları, diğer ülkeler alıkonulan İran gemilerini serbest bırakana kadar serbest bırakılmadı.

Geçen hafta gazetecilere konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, Hürmüz Boğazı’nın önemini ve ABD'nin İran'ın oradaki gemileri taciz etmesiyle ilgili endişelerini vurguladı.

Yaptırımları aşmak

Kirby, “Hürmüz Boğazı, dünya çapında deniz ticareti üzerinde önemli etkisi olan hayati bir geçittir. İran'dan bu önemli geçidin işleyişini etkileyecek tehditler gördük” dedi.

ABD, yaptırım uygulanan İran petrolü taşıdığına inanılan gemileri takip etmeye başladı. Petrol endüstrisiyse İran petrolünü taşıdığı iddia edilen bir geminin Teksas açıklarında alıkonulmasına yol açabilecek başka bir İran girişiminden korkuyor.



Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
TT

Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

ABD, ocak ayında varılan anlaşmanın mart ayında çökmesinden bu yana Gazze Şeridi'nde bir ateşkesin gerekliliğinden bahsediyor. 13 Haziran'da başlayan İran-İsrail çatışmasının 12 gün sonra sona ermesiyle birlikte Gazze krizinin sona erdirilmesi gerektiğine dair uluslararası talepler arttı, ancak henüz bir anlaşma sağlanamadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Gazze anlaşmasının önündeki engelleri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa ve kişisel çıkarlarına bağlı kişiliğine ve Hamas'ın savaşı durdurmak için sözlü değil yazılı garantilerde ısrar etmesine bağlarken, savaşın her iki tarafının da ABD baskısı altında kısmi bir anlaşmayı göz ardı etmediğini belirtiyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Christophe Bigot dün Kahire'de yaptıkları toplantıda, ‘Mısır'ın Katar ve ABD ile iş birliği içinde Gazze'de ateşkes sağlanması, esir takası ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların ulaştırılması yönündeki çabalarını’ gözden geçirdi. İkili, ‘İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığının durdurulması gerektiğini’ vurguladı.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın, savaşın her iki tarafına da Gazze'de bir ateşkes imzalamaları için defalarca çağrıda bulunduğu bir döneme denk geliyor. Şarku’l Avsat'ın Times of İsrael’den aktardığına göre Trump son olarak cumartesi gecesi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze'de bir anlaşma yapın. Esirleri geri alın!” diyerek İsrail Başbakanı’na bir anlaşmaya varması için baskı yapmaya çalıştı.

cdvfgh
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırıları sırasında öldürülen yakınları için ağlayan Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ile İran arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından peş peşe açıklamalar yapan Trump, cuma günü İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması çabalarına katılan bazı kişilerle yaptığı görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes sağlanabileceğine dair iyimserliğini ifade etti. Reuters'ın haberine göre iki taraf arasında bir hafta içinde anlaşmaya varılabileceğini belirten Trump, Gazze'de ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Trump'ın Gazze'de ateşkes için bastırması, Axios'un cuma günü İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bugün İran ve Gazze Şeridi ile ilgili görüşmeler yapmak üzere Beyaz Saray'a geleceğini duyurmasıyla birlikte geldi. Axios, Dermer'in Netanyahu'nun bu yaz Washington'a yapacağı ziyareti de görüşeceğini bildirdi.

Bu gelişmeler, İsrail medyasında Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un olası ziyaretine ilişkin çelişkilerin yaşandığı ve İsrail Yayın Kurumu'nun Witkoff'un bölgeye gelişi konusunda bir karar vermeden önce arabulucuların Hamas'a yönelik baskılarının sonuçlarını beklediğini söylediği bir dönemde yaşandı.

İsrail'de yayın yapan iNews24, Witkoff'un Mısır'a ‘kararlı bir ziyaret’ gerçekleştireceğini bildirdi. Söz konusu ziyaret, müzakerelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğine dair olumlu işaretlerin yanı sıra İsrail tarafından yapılan açıklamaların tonunda somut bir değişimin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı akademisyen Dr. Tarık Fehmi'ye göre ateşkesin önündeki en büyük engellerden biri Hamas'ın gelecekteki ateşkesler için yazılı garanti almakta ısrar etmesi, Washington'un ise sözlü garantilerden bahsetmesi olduğunu düşünüyor. Fehmi, Witkoff'un Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaretin, arabulucuların Trump'ın desteğiyle bir anlaşmaya varmak için izledikleri yolda bir ilerleme kaydedilmesi halinde gerçekleşeceğini ve bu ziyaretin, ABD Başkanı'nın anlaşmaya varma arzusuna pek sıcak bakmayan Netanyahu üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor.

fgth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanı sırasında hayatını kaybeden bir kurbanın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun'a göre ‘şu anda herhangi bir anlaşmanın tamamlanmasının önündeki en büyük engel, yargıdan ve siyasi hesap vermekten kaçan Binyamin Netanyahu’. El-Medhun, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki başarısızlığıyla ilgili herhangi bir soruşturma komitesi kurmayı reddeden ve peşindeki yolsuzluk dosyalarında yargı önüne çıkmayı kabul etmeyen kişinin Netanyahu olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Trump'ın birkaç gün önce İsrail'in içişlerine müdahalesi geldi; Netanyahu'ya yargılanmasının durdurulması ve iktidarda kalmasının sağlanması da dahil olmak üzere açık sözler ve vaatlerde bulundu.

El-Medhun, garantiler ve bunların anlaşmayı engellediği yönündeki söylemler konusunda şu ifadeleri kullandı: “İster sözlü ister yazılı olsun, bu konu önümüzdeki müzakereler sırasında ve üzerinde mutabık kalınacak detaylı mekanizmalar aracılığıyla ele alınacak. Ancak Hamas için şu andaki öncelik soykırımı durdurmak, saldırganlığı sona erdirmek, işgali geri çekmek, kuşatmayı kırmak, yardım getirmek, aç bırakma politikasını durdurmak ve Gazze Şeridi'ndeki felaket durumundan kurtulmaktır.”

Hamas dün yaptığı açıklamada, Arap medyasında yer alan, esir takası anlaşmasını ve Gazze Şeridi'nde ateşkesi kabul etmek için koşullar belirlediği yönündeki haberleri yalanlayarak, bunun ‘temelsiz’ olduğunu vurguladı. Hamas, herhangi bir anlaşma için koşullarının açık olduğunu ve bunların ‘işgalin söylemine hizmet eden anonim kaynaklar’ aracılığıyla değil, kamuoyu önünde ortaya konduğunu belirtti.

fgtrhyu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Gazze Şeridi'nde bir anlaşma yapılması çağrıları Washington'dan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ve Türkiye’ye kadar yayılıyor. Cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ateşkes çağrısında bulunurken, bir gün önce de AB liderleri Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz çarşamba günü NATO zirvesinde liderlere İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kalıcı olması gerektiğini söylediği ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin hafifletilmesi için ateşkes çağrısında bulunduğu belirtildi.

Fehmi, ‘Hamas'ın birçok fikirle ve arabulucuların yoğun çabalarıyla karşı karşıya olduğunu, uzun vadeli değil kısmi bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu ve bunu baskı altında kabul edebileceğini, İsrail'in tutumunun ise Trump ve ekibinin baskısıyla belirleneceğini’ vurguladı.

Diğer yandan el-Medhun'a göre Hamas bu aşamada ‘savaşı bitirmek, soykırımı durdurmak, İsrail işgalini Gazze Şeridi'nden çekmek ve ilk aşama olarak insani yardımın girişini sağlamakla’ ilgileniyor gibi görünüyor. El-Medhun, Hamas’ın, ‘saldırganlığın sona erdirilmesi için ciddi baskı yapan bölgesel ve uluslararası ortamın ışığında uzlaşmazlığa yönelmediğini’ ifade etti.

El-Medhun sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hamas, katliamların ve saldırganlığın sona ermesine yol açacak her türlü fırsatı değerlendirecektir. Savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nde asgari yaşam unsurlarını yeniden tesis etmekle ilgilenen Hamas, esir dosyasındaki sorumluluğunun bilincinde; adil ve kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını garanti eden her türlü teklifle etkileşime girmeye hazır.”