Lapid, Netanyahu hükümetini ‘Yahudi teröristleri’ desteklemekle suçladı

Filistinli bir kadın Batı Şeria’nın Burka köyünde öldürülen 19 yaşındaki Qusai Jamal Matan’ın dünkü cenaze töreninde ağlıyor (AFP)
Filistinli bir kadın Batı Şeria’nın Burka köyünde öldürülen 19 yaşındaki Qusai Jamal Matan’ın dünkü cenaze töreninde ağlıyor (AFP)
TT

Lapid, Netanyahu hükümetini ‘Yahudi teröristleri’ desteklemekle suçladı

Filistinli bir kadın Batı Şeria’nın Burka köyünde öldürülen 19 yaşındaki Qusai Jamal Matan’ın dünkü cenaze töreninde ağlıyor (AFP)
Filistinli bir kadın Batı Şeria’nın Burka köyünde öldürülen 19 yaşındaki Qusai Jamal Matan’ın dünkü cenaze töreninde ağlıyor (AFP)

İsrail polisi, Cuma günü geç saatlerde, Ramallah’ın doğusundaki Burka köyü sakinleri ile yerleşimciler arasındaki çatışmalar sırasında Filistinli genç Qusai Jamal Matan’ı (19) öldürdükleri suçlamasıyla iki radikal yerleşimciyi gözaltına aldı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığı habere göre, İsrail Polisi ve Genel Güvenlik Servisi Şin Bet, geçmişte boşaltılan ve radikaller tarafından yeniden kurulan ‘Oz Zion’ ileri karakolundan Burka köyüne saldıran iki yerleşimciyi gözaltına aldı.

Yerleşimcilerin, Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik bir dizi kanlı saldırısının sonuncusu olan bu saldırı, gergin ve kötüleşen bir durum ışığında, İsrail güvenlik servislerinin Filistinlilerin misilleme yapacağına dair korkusunu artırdı.

İsrailli bir güvenlik yetkilisi, ordunun misilleme operasyonları senaryosu hazırladığını söyledi.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee ise, dün Burka köyünün ‘kapalı askeri bölge’ olarak kabul edileceğini duyurdu.

Sözcü açıklamasında, “Olayın ardından duruma ilişkin yapılan değerlendirmeye göre, çatışma alanında kapalı askeri bölge ilan edilmesine ve bu bölgeye güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasına karar verildi” dedi.

erth
Muhalefet lideri Yair Lapid, hükümete karşı bir protesto sırasında konuşuyor (AFP-Arşiv)

Gözaltında alınan saldırganlardan birinin, İsrail’in aşırılık yanlısı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki Yahudi Gücü Partisi’nde görev yapmış eski bir aktivist olduğu ortaya çıktı.

İsrail kaynakları, Elisha Yered isimli gözaltına alınan yerleşimcinin, Yahudi Gücü Partisi’nden siyasetçilere yakın olduğunu ve partinin Knesset üyesi aşırılık yanlısı Limor Son Har-Melech’in eski sözcüsü olduğunu bildirdi.

Daha önce Havara kasabasındaki olaylarda da yer alan Yered, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Havara kasabasının yok edilmesi çağrısını desteklemiş ve bununla ilgili bir açıklama yapmıştı.

İsrail medyası, Yered’in Ben-Gvir’in yanında olduğunu gösteren fotoğraflar yayınladı.

Yair Lapid’den ‘Tepedeki Gençlik’ uyarısı

İsrail muhalefetinin lideri Yair Lapid, Batı Şeria’da yasal dayanağı olmayan ileri karakollar kuran ‘Tepedeki Gençlik’ (Hilltop Youth) isimli radikal grubun şimdiden siyasi düzeyden destek almaya başladığını söyledi.

Grubun durumu alevlendirmeye ve Batı Şeria’yı bir savaş alanına çevirmeye çalıştığı konusunda uyarıda bulunan Lapid, sosyal medyada konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı;

“Tepedeki gençlik, Yahudiye ve Samiriye’yi Yahudi teröristlerin terörü ile Arap teröristlerin terörü arasında bir savaş alanına çeviriyor. Devlet tarihindeki en aşırı koalisyondan aldıkları destek diplomatik bir saldırıdır.”

Lapid, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ulusal güvenliğe, İsrail ordusuna ve yerleşim birimlerine zarar veren şiddeti sert bir şekilde kınaması gerektiğini de vurguladı.

efrt
Cuma günü Nablus yakınlarındaki yerleşim birimlerini protesto eden Filistinlilerle İsrail askerleri karşı karşıya geldi (DPA)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi üyesi Ahmed Macdalani, işgal liderlerini ve askerleri sivillere karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutmak için siyasi, yasal ve diplomatik eylem çağrısında bulundu.

ABD’yi İsrail’i korumakla suçlayan Macdalani açıklamasında şunları söyledi;

“Filistin diplomasisi, uluslararası forumlarda işgal hükümetine karşı olduğundan daha fazla ABD ile karşı karşıya geliyor. Washington, işgalin hesap verme sorumluluğu olmadan halkımıza karşı işlediği suçları sürdürmesi için siyasi ve yasal kılıf sağlıyor.”

Yeni yerleşimci saldırısı, Birleşmiş Milletler’in (BM) İsrailli yerleşimcilerin 2023 başından bu yana işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistinlilere ve onların mülklerine karşı 600’e yakın saldırı düzenlediğini açıkladığı bir zamanda gerçekleşti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan açıklamaya göre, 2023’ün ilk altı ayında işgal altındaki topraklarda yerleşimcilerle ilgili 591 saldırı kaydedildi ve bu olaylar Filistinlilerin yaralanmasına ve mülkünün zarar görmesine neden oldu.

(OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında, işgal altındaki bölgede her ay ortalama 99 olay yaşandığını ve 2022’de aylık 71 olan ortalamaya kıyasla yüzde 39’luk artışın olduğunu söyledi.

Sözcü, “2022’de yaşanan bu tür olayların sayısı, bunları kayıt altına almaya başladığımız 2006’dan bu yana en yüksek seviyedeydi” dedi.

OCHA’nın yerleşimci şiddeti nedeniyle 399 kişinin yerinden edildiğini belgelediğini dile getiren Sözcü, yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesi ve Filistinli çobanların otlak alanlarına erişimi kaybetmesi gibi sebeplerle Filistinlilerin bazı köylerinin tamamen boşaldığını belirtti.

Laerke, OCHA’nın kötüleşen durumdan doğrudan etkilenen 60 Filistinli Bedevi topluluğunun insani ihtiyaçlarına yönelik acil bir değerlendirme yaptığını söyledi.

İşgal altındaki Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim birimlerinin uluslararası hukuka göre yasa dışı olduğunun altını çizen Laerke, bu durumun Filistinlilerin geçim kaynakları, gıda güvenliği ve temel hizmetlere erişimleri üzerindeki etkileri nedeniyle insani ihtiyaçları derinleştirdiğini sözlerine ekledi.



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP